26. Bölüm

26. Bölüm : İç Savaş

Elif Özen
elifozen.224

Urashi

 

Sana emrettiğim görevi yerine

getirebildin mi Kouhin!? "

Kouhin : Evet efendim. Söylentiler doğruymuş Odayakana gerçekten de hayatını kaybetmiş.

"Sonunda! En büyük düşmanlarımdan biri daha elendi! "

"Onu bunu bırak da dikkat falan çekmedin değil mi!? "

Kouhin: Çok üzgünüm efendim onları gözeklerden Odayakana'nın küçük kardeşi bana çarptı ve istemsizce göz göze geldik.

"Hımm demek öyle. Sana anlattığım kuralları unutmuşa benziyorsun"

Kouhin : Hayır efendim yalnış anladınız. Y-yani çocuk bana sadece boş boş baktı ve kalabalıktan biri zannetti.

"Demek boş boş baktı!"

Kouhin : AHĞĞ!

"Bir daha hiç bir hata yapmicaksın anladın mı beni!

"Şimdi defol buradan!"

Kouhin : Emredersiniz efendim.

***

 

Kouhin

 

Aptal Urashi'nin odasından çıktıktan sonra odama çekildim.

Adama istesem tek atabilecekken hiç bir şey yapamamak çok canımı sıkıyordu.

Eğer ters bir hareket edersem beni anında kraliyette suçlu olarak ilan eder ve idam edene kadar asla peşimi bırakmazdı.

Aptal varlık! İlerde onun belasını çok kötü sikeceğim!

Belimdeki özel bıçaklarımdan bir tanesini çıkardım ve bacağımı parçalayarak içinden çıkan elması derimi yavaşça yüzerek içinden çıkartmaya başladım.

Bacağımı neredeyse kopartacakmış piç.

Hiç zaman kaybetmeden revire gitsem iyi olur.

Üzerimdeki uzun kollunun kol kısmını yırttım ve bacağıma sardım.

Bu kan kaybımı biraz olsun engellerdi.

Elmas ile çevrili dev kapıyı açtım ve odamdan dışarı çıktım.

Urashi görse çok kızardı fakat bunu yapacaktım.

Özel gücümü kullandım ve yerdeki gölge ile bağ kurdum ardından revir bölümünde olan başka bir gölge ile bağ kurup yanımdaki gölge sayesinde revirdeki gölgenin içine ışınlandım.

Hemşireler beni bir anda görünce çığlık attılar.

Sonra beni görünce sakinleyip yanına geldiler.

Küçüklükten beri Urashi'nin bende açtığı derin yaraları iyileştiren hemşire daha da yanıma yaklaştı ve elindeki dergi ile kafama hafifçe vurdu.

"Kouhin! Yine oyun peşinde misin! " Dedi şakacıktan kızarak.

Mahcup olmuş bir şekilde kafamın arkasını kaşıdım.

Hemşire bacağımın kan içinde olduğunu fark etti ve üzüntü içinde "Yine mi!? " Dedi.

Suratımdaki tebessüm soldu ve kafam ile onayladım.

Hemşire belime girerek beni yataklardan birine uzattı ardından bacağıma bakmak için sargıyı çözdü.

"Eyvah! bunun dikilmesi gerekiyor!" Dedi panik içinde.

Her zaman dikişlik yaralarım oluyordu ama bu sefer nedense şaşırmıştı.

Yaşlı hemşire "Oğlum malesef anestezi için bütün malzemelerimiz tükendi. Efendi Urashi bu ara biraz gergin zannedersek tam 243 tane hizmetçiyi yaralamış bugün"

NE!? 243 tane hizmetçimi!!!

Hemşire diğer hemşirelere döndü ve "Ne yapacağız bu çocuğun yarasını acilen dikmemiz gerek çok kan kaybediyor! " Dedi telaşla.

Yaşlı hemşireye döndüm ve "bacağımı uyuşturmadan dikebilir misiniz? " Dedim sakin bir ses tonuyla.

Yaşlı hemşire "Ne hayır! Bunun acısına dayanamazsın! " Dedi.

"Ben şu ana kadar ne acılar çektim biliyor musun? Bu bana vız gelir" Dedim.

Yaşlı hemşirenin parıldayan gözleri her sohbetimizden sonra daha da sönüyordu sanki...

Yatağımın yanındaki çekmeceden bir tane dikiş iğnesi çıkardım ve " Siz dikmezseniz ben dikeceğim"dedim.

Yaşlı hemşire "tamam tamam sakin ol" Dedi ve iğneyi elimden aldı.

Gözlerim gerçektende kan kaybından kararmaya başlamıştı bir an önce yaramın dikilmesi gerekiyordu.

Yaşlı hemşire iğneye siyah bir dikiş ipliği geçirdi ve suratıma hüzünle baktı.

Üzülmemeleri için tebessüm ederek "Ben güçlü bir delikanlıyım öyle küçük şeyler beni incitemez " Dedim.

Yaşlı hemşire yarama baktı ve çok isteksiz ve mutsuz bir şekilde bacağımın yanına oturdu.

Eli ile yarama dokunmaya başladı ve yarılmış yerleri birbirine doğru bastırmaya başladı.

Tamam! Bu gerçekten de biraz canım acıtacak gibi!

Hemşire elindeki kalın iğneyi aldı ve parçalanan kısmın en üst yerine soktu.

İstemsizce kendimi kastım.

B-BU HAYIR!!! HİÇ CANIMI YAKMIYOR!!

Hemşire iğneyi aldı ve kendine doğru çekti.

Daha sonra ikinci kes bacağıma soktu sivri iğneyi.

Nefes alış verişlerim çok hızlanmıştı.

Bu gerçekten katlanılabilecek bir acı değildi!

Hemşire iğnesini ikinci kez derimden çekti.

BU SEFER DAHA KÖTÜYDÜ!!!

Derilerimin birbirine doğru yaklaştığını hissedebiliyordum!

Gözlerimden yaşlar almaya başlamıştı.

B-Bu imkansızdı!! Benim üstüme kızgın yağ kovası döküldüğünde bile gözlerimden yaşlar akmamıştı.

Odadaki diğer hemşireler surat ifademi gördüler ve korku ile gözlerini kapattılar.

Neredeyse bağıracaktım ki kapıdan giren kişi ile birden dikkatim dağıldı.

Bu Urashi'nin elmas muhafızlarından birio lan kademe 5ti.

Göğsündeki ve tokalarındaki kalp simgeleriyle odaya adeta ışık saçmıştı.

O kız saraydaki her erkeğin hayaliydi buna Urashi de dahil.

Fakat benim pek ilgimi çekmiyordu bana karşı tavrı çok tuhaftı. bence bir kaç tahtası eksikti.

Kızın yine her zamanki gibi yüzü kızardı ve suratına tuhaf bir ifade takındı.

Amacı neydi bunun!?

Beni görünce neden bu kadar sinirleniyordu?

Kız "a-a lütfen durun " Dedi hemşirelere.

Hemşireler kıza baktı.

Bildiğim kadarıyla özel gücü burun taşıyıcısı olmasıydı.

Bu Urashi'nin en büyük hazinelerinden biri olması anlamına geliyordu.

Kız hemşireye doğru yaklaştı ve kulağına bir şeyler fısıldadı .

Yaşlı hemşire büyük bir mutlulukla tebessüm etti ve başıyla onayladı.

Kız bana doğru yaklaştı.

Suratı daha da kızarmıştı.

"Amk beni görünce neden bu kadar öfkeleniyorsun " Dicektim ki elini burnuma götürdü.

NE ÇEK LAN ŞU PİS ELİNİ

"İmdat bu bir kraliyet suçu bana saldıramazsın" Diye çırpınırken burnuma bir çiçek kokusu geldi ve o anda bayıldım.

***

 

Gözlerimi açtığımda revirin dinlenme odasındaydım.

Bacağım tamamen dikilmişti ve ben Neee!!! İnanamıyorum acıdan dolayı bayılmışmıydım!??

Kendimi asla affetmeyeceğim ve bunun cezası olarak 350 tane şınav çekeceğim!!!

Yataktan hemen kalktım ve bacağıma baktım.

Dikilmiş ve gayet iyiydi.

Şimdi sıra 350 tane şınavı çekmekteydi.

Kapıya doğru ilerlemeye başladım ve tam o anda içeri yine o kız girdi.

"İ-iyi misiniz? Acaba" Dedi titreyen bir sesle.

Lan amk benden o kadar nefret ediyordu ki sesi titriyordu.

Bu lanet kızdan bir an önce kurtulmam gerekiyordu.

Ellerimi havaya kaldırdım ve özel gücümü kullanarak kızı kendi gölgesinden duvara fırlattım ardından kapıdan çıkıp kaçtım.

Mutluluk içinde koşuyordum ki birden çok büyük bir şiddetle birine çarptım.

Bu Urashi'nin elmas askerlerinden biri olan kademe 1 di!!!

Bir anda önüme ışınlanmış olmalıydı.

Ondan yaşça baya küçük olmama rağmen daha kaslıydım bu durumun farkındaydı ve benden pek hoşlanmıyordu.

"Efendi Urashi seni odasında bekliyor "dedi soğuk sesiyle.

Bir adım geri attım be kendimden emin çok soğuk bir ifade ile kademe 1 e baktım.

Kademe 1 beni aldı ve Urashi'nin odasının kapısına getirdi.

Ardından "gözüm üzerinde" Dedi ve ışınlanıp kayboldu.

Etrafımdaki herkes ergen miydi? Yoksa ben mi çok olgundum emin değilim.

Kapıyı çaldım ve içeri girdim.

Urashi koynunda iki kız ile yatağında uzanıyordu.

Beni görünce özel gücünü kullanarak kapıyı arkamdan çarptı.

"Yaklaş " Dedi kalın ve erkeksi sesiyle.

Suratımdaki öfkeli ifadeyi saklamaya çalışarak yaklaşmaya başladım.

Urashi bir yandan yanındaki kızların saçlarını okşuyor bir yandan da benimle konuşuyordu.

"Ekipmaları ve güç ölçeri alıp Kılıç Ustaları Bölgesine gideceksin"

"Ardından şu Odayakana ile akrabalık ilişkisi olan iki böceğin güçlerine bakacaksın"

"Onlarda çok fazlı bir enerji seziyorum" Dedi psikopatça gülerek.

Bahsettiği böcekler zannedersem bana çarpıp yere düşen ve evin girişinde duran beyaz saçlı kızdı.

Bu çocuk oyuncağı olacağa benziyor.

Urashi "Şimdi defol git buradan ve sakın bir daha dikkat çekme diye bağırdı" Pis pis bakarak.

Bu adam gerçekten bir gün elimde kalacak fakat ne zaman olacağını bilyorum.

"Emredersiniz Efendim" Dedim saygı ile eğilerek ardından kapıdan çıktım.

Geleli daha bir iki gün olmuştu ve ben yine o kadar yolu bir daha gidecektim.

Off ya sokayım böyle işe.

Her neyse küçük böcekler üzerinde en azından biraz antreman yapma şansı kazanmıştım en azından.

Odama gidip çantalarımı topladım. daha sonra lanet adamın dediği aleti çalışma odasından alıp çantama koydum ve yola çıktım.

 

***

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 25.10.2024 18:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...