
Eruto
Zaman kavramını yavaş yavaş bitirmeye başlamıştık. Kaç saattir buradaydık veya kaç gün?
Yadigar kılıçları bulsak bile buradan nasıl çıkacağımız hakkında hiç bir fikrim yoktu.
Erifu, Aren ve Lilit ile birlikte kılıçların en son göründüğü noktaya doğru ilerliyordu.
Çıkış aramak yerine direk o noktaya gidip hem kılıçları alacak hemde çıkışı orada aramaya çalışacaktık.
Lilit ve Aren'de jungel kılıcı ve ölü dalga kılıcı vardı.
Diğer dört kılıcı da buluruz.
Lilit düşünceli tavrımı fark etmiş olacak ki biraz yaklaşıp kılıçları "kaybetmemize sebep olduğum için üzgünüm " Dedi.
Göz ucuyla bakarak "Sorun değil" Dedim.
Biraz daha samimi bir ifade takınarak "peki bu kılıçlar neden sizin için bu kadar önemli" Diye sordu.
Bu kadar samimi olması biraz rahatsız etmişti "Seni ilgilendirmez " Diye kestirip attım.
Lilit "çok kabasın" diyerek omuz silkti ardından aramıza biraz mesafe koyarak Erifu'nun yanına doğru ilerledim.
Erifu yine sessiz düşüncelere dalmış bir şekilde önüne bakarak yürüyordu.
Kırmızı gözleri mağaranın tavanından sızan ışık ile alev alev yanıyordu.
"Erifu " Dedim nazik bir tonda.
Düşüncelerinden çıkıp bana döndü ve " Efendim " Dedi.
"Şimdi yüksek bir ses çıkarsam yayılan yankı ve özel gücün sayesinde çıkmamız için bir boşluk bulabilir misin? " Dedim.
Erifu "T-tabiki yapabilirim" dedi.
Tebessüm ettim ve kılıcımı çekip yere fırlattım. Yankılanan kılıç sesi ile Aren ve Lilit olduğu yerde kitlendi.
Aren "manyak mısın Eruto! bu ne içindi? " Dedi.
Erifu özel gücünü kullandı ve bana döndü "Bu taraftan" Diye işaret edip koşmaya başladı.
Peşinden bende koşmaya başladım Aren ve Lilit arkamızdan baka kaldılar. Lilit "Nereye! " Diye bağırdı fakat cevap vermedik.
Erifu bir iki dakika koştuktan sonra sarmaşıklı bir kayanın önünde durdu. "Buranın arkası boşluk" Dedi duvara dokunurken.
Aren ve Lilit yanımıza vardıklarında Aren "off kafayı mı yediniz neden koşuyorsunuz! " Dedi öfkeli bir tonda.
Aren'e dönüp "Şu duvarı yıkabilir misin? " Dedim.
Aren şaşkınlıkla bana doğru baktı ve "Evet yıkabilirim" Dedi.
"Tamam kaybedecek zamanımız yok hemen yık " Dedim.
Aren "Tamam geri açılın " Dedi ardından Ahtapot kollarını çıkarıp kayaya sertçe vurdu.
Kaya sert darbeye dayanamayıp parçalara ayrıldı. Önümüzden çekilince ucu bucağı görünmeyen dev sarayın tavanından giren ışık önümüzü aydınlattı.
Aren ve Lilit şaşkınlık içinde bize doğru bakıyorlardı.
"Erifu son olarak özel gücünü kullanıp şu gizemli ikiliyi de bulabilir misin? " Dedim.
Erifu geldiğimiz yöne doğru yürüdü ve özel gücünü kullandı.
"Görünüşe göre uyanmış olmalılar " Dedi özel gücü aktifken ardından bu taraftan diyip yürümeye başladı.
Peşine takılıp yürümeye başladım ve Aren ile Lilit'e dönüp "yürüsenize" Dedim.
İkisi birbirine baktıktan sonra yürümeye başladılar.
Erifu'ya yetişip özel gücümü kullanıp önümüzü aydınlatması için ileriye doğru bir ateş çemberi gönderdim.
Mağara klostrofobisi olanlar için hiç ideal bir yer değildi açıkcası. Çok karanlık, soğuk ve dardı.
Beş ön dakikanın sonunda ilk geldiğimiz yere dönmeyi başardık.
Erifu yolları ezberlediğinden dolayı dönüşümüz gelişimizden daha hızlı olmuştu.
Erifu'nun dediği gibi ikili uyanmıştı ve sohbet ediyorlardı.
Aren ikiliye pis pis bakıp "Allah sohbetinizi arttırsın" Dedi.
Bunu duyar duymaz hemen dikleşen ikili bize döndü.
Siyah maskeli gizemli adam ayağa kalktı ve bize doğru yaklaştı.
"Gerçekten çok kötüyüz çıkışı bulabildiniz mi acaba?" dedi kendini acındırmaya çalışırcasına.
Lilit "evet bulduk bizi takip edin " Kendinden emin olurcasına.
Siyah maskeli gizemli adam "Bu harika" dedi ardından yerde oturmuş olan gizemli kızı kaldırmak için yanına doğru ilerledi.
İçimde sebepsiz çok kötü bir his vardı. Yardım etmekle hata mı etmiştik acaba?
Lilit ortaya doğru seslenerek "Hadi beni takip edin" dedi ve geldiğimiz yöne doğru ilerlemeye başladı.
Bu kızla tekin olmayan bir şeyler vardı ama her neyse fazla Paranoyak olmaya başlamıştım galiba.
Herkes mağaradan çıkar çıkmaz Etrafa şöyle bir göz gezdirdim ve ben de peşlerine düştüm.
Yürürken Erifu bana doğru yaklaştı ve omzuma dokundu.
"Eruto bir dakika bakar mısın lütfen" dedi.
Diğerlerinin Biraz uzaklaşmasını bekleyip Erifu'ya döndüm ve "Ne oldu" dedim.
"Şu maskeli gizemli kız ondan birazcık rahatsız olmaya başladım yani diğerinden de açıkçası, onlar da hissetmememiz gereken bir şey hissediyorum"
"Şu gizemli kız ilk geldiğinde bacağının kırık olduğunu iddia etmişti fakat üzerine çok rahat bir şekilde basabildiğini fark ettim bu biraz şüphe uyandırdı" Dedi kısık bir tonda.
"Seninle aynı duyguları paylaşıyorum Erifu fakat biz Kılıç ustasıyız ve zarar görmüş kimseleri kurtarmaya Ant içtik unuttun mu? Ne olursa olsun Yardımcı olmalıyız Yoksa bu andı çiğneyecek miyiz? " Dedim.
"Haklısın galiba biraz daha bekleyelim hadi hayırlısı" Dedi tebessüm ederek.
O sırada açtığımız duvarın önüne geldiğimizi fark ettim.
Taş kalıntılarının üstünden atlayıp dışarı çıktığımızda diğerlerinin çoktan dağıldığını fark ettik.
%90 Yadigar kılıçları arıyorlardı Erifu'ya dönüp "O kılıçları acilen bulmalıyız" dedim.
Erifu kafası ile onaylayıp hemen aramaya koyuldu ben de onunla birlikte aynı yöne doğru ilerledim.
Erifu bir kayayı kımıldatmaya çalışmaya başladı.Yanına yaklaşıp "Erifu burada bir şeyler mi hissediyorsun" dedim.
Erifu "Evet burada bir şey var Bana yardımcı olur musun? " dedi.
Hemen yanına geçip "Tabii ki olurum" dedim ve kayayı ittirmeye başladık.
Kaya yavaş yavaş yerinden hareket etmeye başladı. Biraz daha kuvvet uygulamaya başladıktan sonra bir anda yerinden çıktı ve üzerindeki Kayalar sarsılmaya başladı.
Erifu'yu kenara çektim ve yıkılan kayalara doğru baktık.
Bir anda yüksek desibelli Bir Çığlık kayalarla birlikte yukarıdan aşağıya doğru düşmeye başladı.
Erifu ile korku ve şaşkınlık içinde Sesin geldiği noktaya doğru baktık ve tam o anda önümüze en az bir ton bir şey düştü.
Lan! Lan!!! bu Kaya değil bu değil Divın!
Elinde de abimin kılıcı ve başka Kılıçlar tutuyor!
Divın yerinden doğrularak "Aa Erifu Eruto merhaba!" dedi sevinç içinde.
Yanına gidip Divın'ı ayağa kaldırdık ve "Divın ne işin var burada? " Dedik.
Divan kafasını kaşıyarak "Bende yadigar bir kılıca sahip olmak istiyorum, bu yüzden buradayım " Dedi tebessüm ederek.
Ardından "Bu arada Erifu, Eruto başınıza gelenleri duydum ve çok üzüldüm" dedi. Anlamaz gözlerle Divın'a baktık.
Divın "Abinin kılıcını yarışmaya koymuşlar ve bu gerçekten çok ayıp bir şey " dedi.
Üzüntü ve stresten dolayı olduğum yerde kaldım.
Divın "Bende çokça Kılıç var bir tanesi yeterli zaten size de borcum vardı" dedi ve abimin kılıcı ile göz kılıcını bize doğru Uzattı.
Şok ve şaşkınlık içinde Divın'a doğru baktık.
"Divın bu Kılıçlar paha biçilmez onları sen bulmuşsun Yani senin hakkın" dedim.
Divın "Siz benim en yakın arkadaşlarımsınız Ve tabii ki de Hwajin de.sizden daha mı kıymetli canım" dedi ve ısrarla Uzatmaya devam etti.
Titreye titreye elimi uzattım ve abimin kılıcını aldım. Divın O sırada göz kılıcını da Erifu'ya uzattı.
Erifu aşırı derecede mutluydu fakat çok mahcup gözüküyordu.
Divın "Alsana Erifu " Dedi tebessüm ederek.
Erifu kılıcı kibarca aldı ve Divın'a baktı.
"Divın Peki Sen hangi kılıcı aldın?" diye sordu.
Divın "Tabii ki bana en yakışanı yani katır kılıcını aldım" Dedi.
Nee öyle bir kılıç mı vardı lan!
Divın "artık beni kovalayan öküzden İntikamımı alabilirim" dedi gülerek ve kılıcına sarıldı.
Erifu ile tebessüm Edip Divın'a sarıldık divin önce şaşırdı ardından bize karşılık vererek sarıldı " sizi çok seviyorum" dedi küçük bir çocuk gibi.
"Bizde seni Divın " Dedik.
Birbirimizden ayrıldıktan sonra Aren'in panik içinde bağırmasıyla irkildik.
Aren "Aaa Canavar! " Dedi ve Divın'ın üzerine atladı.
Divın çırpınmaya başladı. Aren de ahtapot kolları ile vurmaya.
Erifu ile kollarından tutup Divın'dan zar zor ayırmayı başardık. Ayırdığımızda çok hızlı bir şekilde nefes alıp veriyordu.
Karşısına geçtim ve sert bir tokat geçirip Aren'i kendine getirdim.
"Aren bu bizim arkadaşımız Divın! " Dedim.
"N-ne arkadaşmı!? " Dedi nefes nefese.
Erifu Divın'ı doğrulturken "kılıçları Divın sayesinde bulduk o bizim dostumuz sakin ol" dedim.
Aren yavaş yavaş sakinlerken Divın'a doğru baktı ve "üzgünüm dostum seni canavar sandım" Dedi.
Divın göz yaşlarını silerken "sorun değil" Dedi.
Lilit ve maskeli ikili yanımıza geldi. Maskeli kız " Ne oluyor lan! " Dedi.
Onlara doğru dönüp "uzun hikaye" Dedim. Ardından Aren'i yerden kaldırdım.
Siyah maskeli gizemli adam "Sanırım çıkışın yolunu buldum" Dedi.
hepimiz ona doğru döndük. "Şu kayaların arkasında çok dar bir patika var oradan çıkabiliriz" Dedi işaret ederek.
Tam o anda kayaları yararak üzerimize dev bir şey atladı ve Divını alıp havaya yükseldi.
Divın korku içinde bağırmaya başladı.
BU BİR RUH!
Divın korku içinde çırpınırken ruh öfke ile kükredi ardından "Yadigar kılıçları bana verin yoksa ölür! " Dedi.
Aren " Geri vermesen de olur öldürebilirsin" Dedi.
Ruh anlamaz gözlerle baktı. Aren'e dönüp pis pis baktık.
Erifu " Kılıçları mı istiyorsun gel de al bakalım" Dedi.
Ruh öfke ile kükreyip aşağı atladı.
***
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 3.11k Okunma |
312 Oy |
0 Takip |
43 Bölümlü Kitap |