9. Bölüm

9. Bölüm : Üzücü Deneyim

Elif Özen
elifozen.224

Eruto

 

Erifu ile birden yerimizden sıçradık.

Çok tiz ve şiddetli bir çığlık bütün salonda yankılandı ardından hemen elektrikler kesildi.

Erifu ile içinde olduğumuz odayı ay ışığı aydınlatıyordu.

Kapıyı açtık ve salona baktık zifiri karanlıktı herkes panik içinde bağrışıyordu.

Bir kaç dakika sonra elektrikler geri geldi.

Sensei herkes iyimi diye bağırdı.

Masanın altından bir kadın çıktı ve "Emily yok!" diye bağırmaya başladı.

Erifu ile hemen aşağı koştuk.

Sensei kadını sakinleştirmeye çalışırken bir yandan da "merak etme şimdi bulacağız" Gibi şeyler söylüyordu.

Sensei hızlı adımlarla yanımıza geldi ve "çocuklar çabuk Emily'i bulun" Dedi panik içinde.

Erifu ile çığlık sesini en son üst katta duymuştuk.

Hemen yukarı çıktık Sensei de arkamızdan çıktı.

Etrafa baktık bu villa labirent gibiydi.

Erifu ve Sensei ye döndüm " üçümüz ayrılalım böylelikle daha kolay bulabiliriz" Dedim.

Sensei de "evet hadi ayrılalım" Dedi endişeyle.

Ben uzun karanlık koridora girdim Sensei sol taraftakine Erifu da teras katına doğru koştu.

Uzun karanlık koridorda koşuyordum arada bir ay ışığının içeri girdiği pencerelerin önünden geçiyordum.

Koştum koştum fakat çıkmaz yola girdiğimiz fark ettim.

***

 

Sensei

 

Onur konuklarımdan birinin kaybolduğuna inanamıyordum onu hemen bulup partiye geri dönmeliydim.

Koridor boyunca koştum en sonunda güzel ipek perdelerimi yırtılmış ve penceremi kırılmış halde buldum.

Lanet olsun! Umarım bunu da o küçük veletler yapmamıştır.

Eğer yapmışsalar bu sefer benden kurtuluşları yok!

***

Erifu

 

Terasa doğru koşuyordum. Umarım misafirin başına kötü birşey gelmemiştir umuduyla etrafı inceliyordum.

Yerde serili olan kırmızı koridor halıları parçalanmıştı.

Sanki biri tırnaklarıyla parçalamış gibi bir görüntü vardı.

Daha da endişelenerek ilerledim.

Yerde cam kırıkları çıkmaya başladı. teras kapısına çok az kalmıştı.

ev ne kadar labirent gibi de olsa yaptığımız temizlik sayesinde burdan en az on defa geçmiştim.

Kırık cam parçalarının yerini şimdide kan damlaları almaya başladı.

Kılıcımı elime aldım ve tedirgin bir şekilde hızımı arttırarak koşmaya devam ettim.

Teras kapısını sonunda görmüştüm kapıya her yaklaştığımda kan damlaları artıyordu.

Kapıya vardım ve büyük bir hışınla sonuna kadar açtım.

Kapıyı açtığım gibi çok korkunç bir manzara ile karşılaştım.

Karşımda bir ruh vardı.

Kollarına zavvallı kadını almış bir şeyler yapıyordu.

Nefes alış verişim ritimsizleşmeye başladı.

Ruh kafasını geriye doğru çevirdi ve beni gördü ardından kafası gibi vücudu da bana doğru döndü.

Kadın ruhun kaslı kollarında hareketsiz yatıyordu yaşıyor olabilirdi ruha saldırmaktan başka çarem yoktu.

Ruh bana bakarak gülmeye başladı dilini çıkardı ve dişlerindeki kanı yalamaya başladı.

Nefes alış verişimi ve elimin titremesini kontrol edemiyordum.

Kılıcımı öne uzattım ve "BIRAK ONU!"

diye yüksek bir sesle bağırdım.

Ruh "Yemekten sonra tatlıya hayır demem" Dedi gülerek.

Kadını yere bıraktı ve üstünden geçip bana doğru yaklaşmaya başladı.

Öfkeli bir ifadeyle asla geri atmadım.

Kadın yalnış görmediysem nefes alıyordu.

Onu daha fazla kan kaybetmeden önce kurtarmalıydım.

Ruhun simsiyah gözleri, dağınık saçları, açık karın kasları ve sivri dişleriyle bir vampire benziyordu.

Keskin dişlerine gözüm kaydı ve sonra zavvallı kadına baktım.

Ruh "Merak etme bana kendi ayağıyla geldi görünüşümden çok etkilenmiş galiba bende bu iyiliği karşılığında hiç canını yakmadan işimi hallettim" Dedi sert bakışlarıyla.

Üstüme hamle yaptı.

Işık hızında hareket ediyordu lan bu!!

Ani bir refleksle vurdum hiç biyerini kesemedim ama gerilemesine neden oldum.

Suratı yırtıcı bir hayvana benzemeye başladı dişlerini daha da çıkardı ve hırlamaya başladı.

"Gel buraya! " Diye kükredi.

Üstüme koştu hiç bir hareketini göremiyordum.

Keskin dişlerini boynumda hissettim o sırada bütün gücümle kılıcımı indirdim ve kılıç omuz ve boyun arasına saplandı.

Acıyla bağırdı ve daha da hırçınlaştı.

O kılıcı çılartmaya çalışırken kadının yanına koştum ve kaldırmaya çalıştım.

Sadece sürükleyebiliyordum gerçekten çok ağırdı veya ben çok güçsüzdüm.

Ruh kılıcı çıkardı ve güldü.

Gülme sesiyle irkildim ve ona döndüm.

Kılıcımı eline aldı ve ortadan ikiye böldü.

Artık hiç bir şey yapamazdım.

Ruh bana doğru yaklaşmaya başladı.

Geri geri yürümeye başladım kaçıcak hiç bir yerim kalmamıştı.

Ruh bana doğru yaklaşıyordu.

"Merak etme ben kibar bir beyefendiyim canını yakmıyacağıma emin olabilirsin" Dedi psikopatça gülerek.

Bir anda duraksadı " Yalnız bana sapladığın kılıcın hesabını ödemek için seninle biraz eğlenicem" dedi pis pis bakarak.

Nefes alıp vermekten ciğerlerim patlicaktı.

Ruh üstüme doğru Atladı.

Korkudan çığlık attım tam o anda bir kılıç sesiyle ruhun kafasının kanlar içinde önüme düştüğünü gördüm.

Yerde korkudan titriyordum başımı kaldırdım ve Sensei gördüm.

Suratı çok ciddi ve soğuktu.

Ruha tiksinerek baktı ve yanıma oturup "iyimisin? " dedi.

Eruto da o sırada kapıdan koşarak geldi.

İstemsizce ağlamaya başladım.

Korktuğum için değil çok güçsüz ve zavvallı olduğum için ağlıyordum.

Okuldaki çocukların söyledikleri doğru olmalıydı.

Güçsüz ve zavvallıydım.

Kafamı kaldırdım ve göz yaşlarımı silerken "ben iyiyim hanım efendiye yardım edin lütfen! " Dedim panikle.

Sensei yerdeki kadını kucağına aldı ve aşağı indik.

Eruto

 

Sensei kucağında ağır yaralı kadın ile dış kapıdan koşarak çıkdı.

Kadının en yakın arkadaşı bağırarak sinir krizi geçirdi.

Bizde Sensein arkasından koşuyorduk.

Hastaneye vardık ve kadını hemen acile aldılar.

Tedirgin bir şekilde beklemeye başladık.

Partiden bir çok kişi hastaneye geldi.

Sensei ye kadına ne olduğunu sordular.

Sensei "Ruh saldırısı" Dedi.

Herkes şok içindeydi. Partinin başından beri içeride bir ruh dolaşıyormuş ve bunun farkında bile değilmişiz.

Doktor içerden çıktı ve "çok şanslıymışsınız biraz daha kan kaybetsetmiş hayata gözlerini yumucakmış son anda getirmişsiniz " Dedi .

Herkes yaşadığı için derin bir nefes aldı.

Erifuya doğru baktım suratı Sensei gibi kan içindeydi.

Suratı çok soluktu ve çok sessizdi ne olmuştu acaba?

Kadının yakınları yanımıza geldi ve herşey için "çok teşekkürler artık daha fazla kendinizi yormayın ve eve gidip dinlenin" dediler.

Sensei "pekala tekrar geçmiş olsun" Dedi.

Bize döndü ve" hadi çocuklar kalkın eve gidiyoruz" dedi.

Ayağa kalktık ve Sensein evine gittik.

Terasta ki kanları ve pisliği yok etmeye gittik fakat ceseti yoktu gitmişti.

Sensei terası temizledi ve kapıyı sıkı sıkı kilitledi.

Sensei Erifu ve beni misafir odalarına kadar eşlik etti.

İlk beni bıraktı sonrada Erifuyu.

O gece sabaha kadar deliksiz uyumuşum.

Sabah uyandım odayı inceleme fırsatı yeni bulmuştum.

Oda baya lüks ve genişti.

Kapı bi anda tekmeyle kırıldı.

Dünkü olaylardan sonra istemsizce bağırdım.

Sensei odaya daldı ve "kalk la daha bir sürü işiniz var ev bok içinde! " Diye bağırdı.

Sinirden gülmeye başladım istemsizce.

Sensei güldüğümü görünce yalnış anladı ve çok sinirlendi.

Birden yattığım yatağı koridora fırlattı yatağın altında kaldım bir kaç dakika daha uyumak için güzel fırsattı.

Sıkıca battaniye ve yatağa tutundum fakat Sensei yatağın altından beni çıkardı ve önüme kovaları koydu.

Erifu'nun odasına yöneldi .

Bana yaptığı "Sevgi dolu" Uyandırışı Erifuya da yapmaya hazırlandı.

Hayattan bezmiş bir şekilde karşı koymadım ve süpürmeye başladım.

 

***

 

 

 

 

Bölüm : 12.10.2024 18:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...