43. Bölüm
Elisa Türkoğlu / Herkesin Vardır Bir Hikayesi / (38. Bölüm) Sumud Filosu

(38. Bölüm) Sumud Filosu

Elisa Türkoğlu
elisa_turkoglu

BİR TANE BİLE MAZLUMUN ELİNDEN TUTSAK BİR TANE BİLE MASUMUN HAYATINI KURTARSAK KÂRDIR DİYEN VATANI İÇİN,MİLLETİ İÇİN NÖBETTE DURAN MAVİ MARMARADAN TUT SUMUD FİLOSUNA KADAR GEREK GAZZE'YE,GEREK YARDIMA İHTİYACI OLAN HER YERE CANINI HİÇE SAYIP GÖNÜLLÜ OLARAK HER MASUMUN,HER MAZLUMUN YARDIMINA KOŞAN YA DA KOŞMAYA ÇALIŞAN TÜM KAHRAMANLARIMIZA İTHAFEN"

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

 

BİR KAÇ SAAT SONRA BÖRÜ OPERASYON ÖNCESİ SON KONUŞMA SAAT 22.00

"Barış'ın tekrar motivasyonuyla gelen kısacık gülümseme anının yerini ciddiyet almıştı tam o anda telsizden ses duyuludu"

 

Cahit:Börü hedef bölge karanlığa gömüldü biraz sonra içeriye gireceksiniz unutmayın her binanın bi başkanı var o adamı sağ salim istiyorum,dikkatli oluyorsunuz herhangi bi olası durumda biz gelicez

 

Sarp (Buğra):Tamam başkanım merak etmeyin,size sıra gelmeden biz halledicez inşallah

 

Cahit:Tamam evlat dikkatli olun

 

Sarp (Buğra):Tamamdır

 

Ali Batur:Başkanım izniniz olursa bir sorum olacaktı

 

Cahit:Sor evlat

 

Ali Batur:Filo dan haber var mı?Bekir Berk'e ulaşamıyorum, iyi mi?

 

"Zeyd ve Koca Yusuf Bekir Berk kimdi bakışları attı birbirine"

 

Cahit:Maalesef iletişim kesintisi var evlat,hiç kimseye ulaşamıyoruz ama sabah görüştüm ilk fırsatta arıyıcaklar

 

Ali Batur:İzniniz olursa operasyon öncesi Bekir Berk'i tekrar aramak isterim

 

Cahit:İznim var evlat,arayabilirsin

 

Ali Batur:Sağolun başkanım

 

Gülçehre:Başkanım o filoda Bekir Berk gibi bir çok kardeşimiz var...Sırf Gazzeye yardım etmek için canlarını ortaya koydular,Ablukayı ya delemezlerse

 

Cahit:Onlarda öyle bir inanç,öyle bir umut var ki kızım,böyle devam ettikleri sürece Allah'ın izniyle delip geçerler

 

Hanne:İnşallah başkanım inşallah

 

Cahit:Hadi bakalım gazanız mübarek olsun bina hasar almadan içindekileri silip süpürün yalnızca binanın başkanını sağ salim istiyorum

 

Zeyd:Anlaşıldı başkanım,tamam

 

Koca Yusuf:Anlaşıldı

 

"Telsizi kapattılar,Zeyd, Ali'ye döndü"

 

Zeyd:Yav kardeşim kimdi

bu Bekir Berk?

 

Koca Yusuf:Adını çok duyduk belliki Aslan bi delikanlı,herkesin dilinde

 

Ali Batur:Öyledir dayı öyledir bizim börünün ilk üyelerinden biriydi bi görevden dolayı başka yere gitti görevini tamamladığı için geri döndü ama daha tam görüşememiştik ki Cahit başkanımdan Sumud filosuna gönüllü gitmek için müsade istedi

 

Barış:Allahın izniylede oradan dönünce,tekrar bizimle devam edecek o zaman daha iyi tanırsınız,çok delikanlı biridir aramızda çok yaş yok ama bize hem abi,hem dost hemde öyle bi yoldaş oldu ki tanıyınca anlarsınız

 

Koca Yusuf:Bak hele,vallaha merak ettim ben bu delikanlıyı

 

Zeyd:Bende,eee arıyıcaktın hadi arasana

 

Sarp (Buğra):Hadi kardeşim arada daha fazla vakit kaybetmeden şu görevi bitirelim

 

Ali Batur:Tamam kardeşim

 

"Ali bir kaç kere arar fakat yine ulaşamadığı için endişelenir"

 

Ali Batur:Açmıyor

 

Barış:Tamam amcaoğlum telaş etme Cahit başkan iletişim kesintisi var dedi ya,çok çekmez oralarda telefon ilk fırsatta arar o bizi, merak etme

 

Ali Batur:Bu kadar uzun sürmemeliydi Barış,bu kadar uzun sürmemeliydi,Allah korusun birşey mi

 

"Ali sözünü tamamlayamadan Koca Yusuf ensesine vurdu"

 

-Ağzını hayra aç,hayırsız

 

Ali Batur:Ahh! Dayı kurban oliyim sen niye durmadan bana vuruyon,Allahını seversen ya,ne istiyon benden...

 

Koca Yusuf:Sende ağzını hayra aç oğlum napiyim

 

Ali Batur:Tamam ya "Ali biraz duraksadı"

 

Ali'nin iç sesi:Tek parça halinde dön kardeşim,duamız sizlerle

 

Gülçehre:Hadi giriyor muyuz?

 

Sarp (Buğra):Giriyoruz Börü

 

Barış:Haydi Bismillah!

 

.....

 

HASTANE YAĞMUR'UN ODASI

 

(Sadece Tahir ve Nil oradaydı)

 

Yağmur:Baba ameliyat gerçekten iyi geçmiş mi eğer öyleyse niye 15 gün daha buradayım

 

Tahir:Kızım ameliyat sonrası tedavi süreci var o yüzden yoksa ameliyat gayet iyi geçti

 

Yağmur:Gerçekten mi

 

"Tahir tebessüm etti,Yağmur un yanına yaklaştı yüzünü avuçlarının arasına aldı"

 

Tahir:Güzel kızım ben sana bu zamana kadar hiç yalan söyledim mi ya da birşey sakladım mı?

 

Yağmur:Hayır

 

Tahir:O zaman güven bana tamam mı

 

"Yağmur tamam anlamında başını sallayıp tebessüm etti ve masum bir ses tonuyla konuştu"

 

Yağmur:Ya Nil sen niye kaldın ki,sabah okul var,nasıl gidiceksin biz hallederdik babamla,sanada zahmet oldu

 

Nil:Ben halimden memnunum refakatçi olmak benim işim okuluda dert etme babam bırakıcak beni hem fenamı kuzen gecesi yaparız,ha rahatsız olduysan babamı ariyim gelip alsın beni

 

Yağmur:Ya saçmalama ben sana zahmet oldu diye şey ettim

 

Nil:Şey etme sen,ben halimden memnunum dedim tamam mı

 

Yağmur:Sağol Nil'de tek bi koltuk var nasıl yatıcaz

 

Tahir:Orasını dert etme sen kızım Levent sağolsun bizim için bir oda ayarladı birazdan o odaya geçicez ben koltukta yatarım,Nil'de boş olan diğer yatakta yatar

 

Nil:Olur mu öyle şey amca ben koltukta yatarım,sen yatakta yat

 

"Tahir,Nil'in yanağından makas aldı ve şöyle dedi"

 

Tahir:Ben ne dersem o olur boncuğum,sana fikrini sormadım,birazdan diğer odaya geçicez sen yatakta yatıcaksın bende koltukta tamam mı😉

 

Nil:Tamam amca 🙂

 

Tahir:Haah şöyle

 

"Birlikte tebessüm ettiler"

 

Yağmur:Bu arada Erva nın kolu nasıl incindi

 

Nil:Yarışmada yayı fazla çekince öyle oldu,hani Selim'in olmuştu ya ...Ama konuştum daha iyimiş merak etme zaten bir kaç güne açacaklar

 

(Yağmur tebessüm ederek olumlu bir şekilde başını salladı)

....

 

BÖRÜ OPERASYON ANI

 

(Ali Batur, Hanne ve Barış'la son bir bakış alışverişinde bulundu. Koca Yusuf bile bu kritik anda tamamen sessiz ve odaklanmıştı; Hafif iri yarı olan cüssesi bir anda ağırlığına yakışır bir ciddiyete bürünmüştü. Zırhlarını ve silahlarını kontrol ettiler. Karakol minibüsünden inip çalıların arasına daldıklarında, kasabanın çıkışındaki tenha mekân artık sadece bir hedef haline geldi ve geri sayım başladı.Ali nin işareti ile yavaş yavaş harekete geçtiler arka tarafta bulunan demir kapıyı aşıp Barış,Gülçehre ve Zeyd hariç içeriye girdiler onlar dışarda nöbette duran adamları halledecekti)

 

BİNANIN İÇİ/BİZİMKİLER

 

"Merdivenlerden sessizce yukarıya doğru çıkıyorlardı,bu esnadada önlerine çıkan her adamı susturucu taktıkları silahları ile vuruyorlardı,4 Katlı binanın 2.katına geldiklerinde etrafı kontrol etmeye başladılar,Ali odalardan birine girip kontrol ettikten sonra"

 

Ali Batur:Temiz

 

Hanne:Burasıda temiz

 

Sarp (Buğra):Koridorlarda temiz

 

(O esnada Koca Yusuf söylenerek diğer odalrdan birinden çıkıyordu)

 

Koca Yusuf:Yav insan mı yaşıyor,hayvan mı yaşıyor, ahırdamıyız,nerdeyiz belli değil darmadağınık her yer azcık düzenli olun be

 

Hanne:Abi yavaş bağırma duyurucaksın sesimizi

 

Koca Yusuf:Bağırtmasınlar l×n o zaman

 

"Tam o esnada Koca Yusuf başında bir silah hisseti"

 

Ali Batur:Abi dikkat et

 

"Ali adamın kafasını nişan alıp sıktı ama ne fayda etrafları bir anda sarılmıştı"

 

Sarp:Hay ben sizin ulan bi bitmediler ya,napıcaz birader

 

Ali Batur:Her zaman yaptığımızı

 

Koca Yusuf:Her zaman napıyordunuz ki

 

Hanne:Dalıyorduk abi

 

Koca Yusuf:Haa öyleli

 

Ali Batur:Aynen dayı, öyleli

 

"Ali'nin kafasına silah dayalayan adam şöyle dedi"

 

1. Adam:Who are you? Surrender

(Kimsiniz siz teslim olun)

 

Ali Batur:Diyiyorsun

 

2.Adam:What did you say (Ne dedin)

 

3.Adam:Surrender! (Teslim olun)

 

4.Adam:These are the Turks, the Noble Turks (Bunlar onlar,Türkler,Asiltürkler)

 

5.Adam:Wow, that's it, there's no way out of here. Adrian will be very happy when he sees these, tie them up and let's take them away.

(Vav demek öyle,buradan çıkışınız yok. Adrian bey bunları görünce çok sevinecek,bağlayın şunları götürelim)

 

Sarp (Buğra) : Yok ya

 

"Ali,Sarp ve Hanne ingilizce biliyordu ve ne dediklerini anlamışlardı,Koca Yusuf ta biliyordu ama onlar kadar değil bu son dediklerini anlayamamıştı"

 

Koca Yusuf:Neye yok ya ne diyiyor ki bunlar

 

Hanne:Buradan çıkışımız yokmuş,Adrian bey bizi görünce çok sevinecekmiş,bağlayacaklarmış bizi falanda filan

 

Koca Yusuf:Adrian mı o kim ya

 

Ali Batur:Muhtemelen binanın başkanı abi

 

"ABD li olan bu adamlar 7 kişiydi ve Türkçe bilmiyorlardı birbirlerine ne konuşuyor bunlar bakışı attıktan sonra Sarp a silah tutan adam sinirle silahı iyice bastırarak ayağına hafif vurdu ve bağırarak şöyle dedi"

 

6.adam:Walk,Walk,Walk (Yürü,yürü,yürü)

 

(Sarp sinirlenmişti)

 

-Ben çok sıkıldım ya

 

" adamın silahını yaptığı hamle ile elinden aldı sonrada kendi silahı ile anında sıktı,diğerlerininde dikkati dağılınca bir kargaşaya sebep oldu ve dövüşmeye başladılar,Hanne ona silah doğrultan adama ayağının taban kısmı ile yumruk attı sonrada bi hamle ile adamın elindeki silahını yere düşürmesini sağladı ve anında iki adamı vurdu...Onlar vurdukça adamlar dahada çoğalıyordu çünkü gürültüyü duyanlar geliyordu.Yardımlarına Barış,Gülçehre ve Zeyd yetişti"

 

Barış:La××n

 

" Barış silahı ile art arda 4 tane adam vurmuştu dövüşe devam ederek bir kaç adamı bayılttılar geriye kalan son 5 adamıda Gülçehre ve Zeyd vurmuştu,böylece daha fazla uzamadan kargaşa bitmişti"

 

Ali Batur:Tam zamanında yetiştiniz amcaoğlu

 

Koca Yusuf:Bit yığını gibi bitmeyecekler sandım

 

Zeyd:Bitmediler zaten abi bu bina gibi milyonlarca yerde binaları var bu adi heriflerin ama İstanbul,'da ki son 3 binadan birisi burasıydı

 

Ali Batur:Bahçe ne alemde

 

Gülçehre:Bahçe temiz Başkomiserim

 

Barış:Ama ne olur ne olmaz diye bir kaç polisimiz orada nöbette

 

Ali Batur:Güzel,hadi ilerleyelim o zaman

 

EN ÜST KAT ADRİANIN ODASI

 

(Adrian ve baş yardımcıları Türkçe biliyordu)

 

Adrian:Noluyor aşağıda,bu gürültüler ne

 

Javed:Adrian bey Asiltürkler; Baskına uğradık hemen kaçmamız lazım

 

"Bir anda içeriye başka bir adamı girdi alelacele konuşmaya başladı"

 

Britanya:Adrian bey binadaki bütün adamları silip süpürüyorlardı zor geldim acilen kaçmamız lazım buraya geliyorlar yakalanıcaz

 

Adrian:30 tane adam beceremediniz mi Ge×××××alı herifler

 

Javed:Adrian bey haklısınız ama sırası değil hemen çıkmamız lazım

 

Adrian:Ahh! Tamam Javed sen benle gel,Britanya binayı yok et

 

Britanya:Tamam efendim

 

(Şirazilerin İstanbul'da belli başlı yerlerde sıradanmış gibi görünen gizli binaları vardı her binanın bi başkanı vardı olası bi yakalanma durumuna karşılıkta binayı yok etmek için kurdukları bi patlama sistemleri vardı,Adrian'ın emri üzerine onlar Javed ile arka bahçeye açılan gizli kapıdan geçerken Britanyada patlama sistemini çalıştırdı yaklaşık 5 dakika sonra bina yok olacaktı,Britanyada tam kaçacaktı ki Aliler odayı bastı ve işlerini profosyonel bir şekilde halledip hemen kelepçeyi taktılar"

 

Britanya:Bırakın l×× beni bırakın

 

Ali Batur:Kees!

 

Barış :Birdakka amcaoğlu

 

Ali :Noldu

 

"Sarp dalgın bir şekilde konuştu"

 

Barış:Şurada bi kapı var

 

"Neler olduğunu anlamışcasına birbirlerine baktılar"

 

Zeyd:Bu Adrian değil

 

Sarp (Buğra):Allah kahretsin kaçmış

 

"Ali telsizden anons geçti"

 

Ali Batur:Tüm ekiplerin dikkatine hedef kaçtı bahçenin bütün giriş,çıkışlarını tutun tekrar ediyorum hedef kaçtı bütün giriş çıkışlar tutulsun

 

Telsizden gelen ses : Anlaşıldı tamam

 

"Britanya pis pis kahkaha atmaya başlayınca Koca Yusuf sinirle elinin tersiyle sertçe yüzüne vurdu adeta Osmanlı tokadı gibiydi"

 

Koca Yusuf:Kees bu kapıdan mı kaçtı başkanın söyle yoksa vururum seni

 

Britanya:Evet ama siz ona yetişene çoktan ölmüş olursunuz "tekrar kahkaha attı"

 

Hanne:Ne diyiyorsun sen

 

Britanya:Diyiyorum ki bina birazdan yok olacak son 100 saniye

 

"Hepsi şaşkınca birbirine baktı ve hiç düşünmeden o kapıdan çıkmak için harekete geçtiler Adrian ise tam binanın çıkış kapısına gelmiştiki bir anda her yeri inleten o ses,patlama sesi duyuldu,bina harabe olmuştu"

 

....

 

20 GÜN SONRA

 

"Havaalanı Ali,Barış,Cahit,Hanne ve Anıl Sumud filosuna katılmış 1 haftadır ise esir tutulan Bekir Berk'i karşılamaya gelmişti"

 

Ali Batur:Nerede kaldı ya

 

Anıl:Amcaoğlu az sabırlı ol ya gelir şimdi

 

Barış:Şşş bak belli etmiyor ama bu Bekir abiyi bizden daha çok seviyo...

 

Anıl: Harbiden haa

 

Ali Batur:Ya oğlum onun yeri ayrı sizin yeriniz ayrı hem bana diyiyonda siz kan kardeş değil misiniz ? Yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmezdi

 

Anıl : Ya öyleyizde sizin aranızdaki bağ başka yani

 

Hanne:Bekir abinin hepimizde ayrı bi yeri var uzatmayın

 

Cahit:Hanne haklı çocuklar sizin hepinizin yoldaşı,dostu,canı ciğeri o, bu yüzden tartışmanın lüzumu yoktur...

 

Barış:Tartışmıyoruz ki biz başkanım kendi aramızda şakalaşıyoruz "eliyle Ali'nin sırtını dürttü"

-Demi amcaoğlum

 

Ali Batur:Aynen öyle kardeşim

 

Cahit:Geliyor geliyor,hele şükür

 

"Ali hemen arkasını döndü ve tebessüm ederek ona doğru gelen Bekir Berk'i gördü"

 

(İsmail Ege Şaşmaz:Bekir Berk Yıldırım

31 yaşında polis)

(Bekir'in yüzünde hüzünle karışmış bir tebessüm vardı Ali ile dip dibe geldiklerinde hemen sarıldılar)

 

Ali Batur:Kardeşim!

 

(Kardeş gibi, dost gibi, bi Yiğit gibi birbirlerinin sırtına vurarak,sıvazlayarak iyice iyice sarıldılar,bir kaç dakika sonra bıraktılar)

 

Ali: Gemileri alıkonuldu denilince aklım gitti oğlum çok korktum birşey olacak diye

 

Bekir Berk: Beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum,keşke açılsaydın 😃

 

Ali Batur:Ya Bekir bari bu halde yapma kardeşim,bu halde yapma 😃

 

Bekir Berk:Tamam tamam

 

Ali Batur: İyisin demi

 

Bekir Berk :Yani ne kadar olunabilirse...

Delemedik ablukayı,sen gördün mü sahilde bekleyen gençleri,çocukları Selma yı,ne bekliyorsun diye soruyorlar çikolata bekliyorum,bisküvi bekliyorum diyiyo,son 16 mil kalmıştı be Alim 16 mil

 

Ali Batur:Olsun kardeşim delmiş kadar oldunuz büyük bir iş başardınız ablukanın delinebileceğini herkes gördü yani o algıyı kırdınız sonra tüm Dünyaya asıl zalim kimmiş göstermiş oldunuz daha ne olsun...Birdahakine daha kalabalık gideriz hallederiz evelallah,hem bu kez bende gelirim

 

"Bekir Berk ve Ali Batur hafif sesli gülerek tekrar sarıldılar,bir kaç saniye sonra bıraktılar ve Bekir Berk hemen Cahitin eline uzandı"

 

Bekir Berk: Başkanım "tam öpecekti ki Cahit bırakmadı"

 

Cahit:Evlat "iyice sarıldılar daha sonra Anıl ile sarıldılar iyice kucaklaşmışlardı ki araya Barış girdi,şakayla karışık şöyle dedi"

 

Barış:Bize sıra gelmeyecek anlaşılan,hoş pek sarılasıda yok gibi şahsiyetin ama...

 

(Bekir Berk,Hemen Barış'ı kendine çekti)

 

Bekir Berk:Gel l×× buraya küççük kardeşim benim

 

(Barış gülerek Bekir'in kanatları altına girdi o kadar içten ve sıkı sarıldılar ki gerçek bi abi kardeş gibi olduklarını göstermiş oldular,bir süre sonra sarılmayı bırakınca Barış şöyle dedi)

 

Barış:Küççük kardeş ne Bekir abi Allah aşkına ya gelmişim 28 yaşına hâlâ küççük kardeş diyiyon sen bana

 

Bekir Berk:E,öylesin ama

 

"Barış güldü ve tekrar sarılıp bir kaç dakika sonra bıraktılar daha sonra Bekir ile Hanne gülümseyerek birbirine baktı"

 

Bekir Berk:Kıız ben sana şimdi yengemi diyicem

 

Hanne:Abi yaa 😄

 

"hafif kahkaha atıp sarıldılar,bir kaç saniye sonra sarılmaları bitti"

 

Cahit Başkan:E hadi bakalım sarılmalarınız kucaklaşmalarınız bittiyse doğru yemeğe...

 

Bekir Berk :Başkanım hiç gerek yok ya ben eve geçip önce bi duş alsam daha iyi olur

 

Cahit:Önce yemeğimizi yiyelim sonra gidersin eve duşmu alırsın ,başka birşey mi yaparsın artık naparsan yaparsın ama önce yemek hem ekibin geri kalanıda orada bekliyor seni

 

Bekir Berk:Ekibin geri kalanıı...

 

Anıl:Gidince görürsün kardeşim

 

Bekir Berk:İyi hadi bakalım

 

"Anıl elini l,Bekir Berk'in omuzuna attı ve öylece yürüdüler"

 

.....

 

TAHİRGİLİN EV

 

"Yağmur'un tedavi sürecide bitmiş artık taburcu edilmişti tam hatta 1 hafta oluyordu. Akın ise kapının önünde Yağmur'u bekliyordu biraz daha bekledikten sonra Yağmur ve Tahir çıktı"

 

Yağmur:Akııın sen napıyorsun burada

 

Akın: Seni bekliyordum

 

Yağmur:Beni mi? Niye abimlerle gitmedin

 

Tahir:Harbiden okula geç kalıcaksın aslanım

 

Akın:Birşey olmaz amca Alperen babamlar Yağmur'un konturolü var hastaneye gidecekler sonra okula gelecek diyince bende bekliyim sizinle hastaneye geliyim dedim, beraber okula geçeriz diye düşündüm

 

Tahir:İyi düşünmüşsünde,sıkıntı çıkmasın

 

Yağmur:Evet Akın sen okula gitsen daha iyi olur sanki haa! Yine benim yüzümden ceza filan...

 

Akın:Birşey olmaz merak etme abim halleder,hem Emin beyde bu durumu anlayışla karşılar diye umuyorum.

 

Tahir:Peki evlat sen bilirsin,e gidelim o zaman

 

"Arabaya doğru gittiler"

 

KOLEJ YOLU SEKİZ KÖŞE

 

(Selim ve Erva yavaş yavaş ilerliyordu diğerleri ise kırtasiyeye uğrayıp geleceklerdi,Selim,Erva'ya heyecanlı heyecanlı bir şey anlatırken Erva ise telefona dalmış bir vaziyette onu pek dinlemiyordu)

 

Selim:Ya duyunca şok oldum vay be Tarık amcamın bi oğlu daha varmış inanılır gibi değil "Selim,Erva'nın onu dinlemediğini fark edince şöyle dedi" -Erva sen beni dinliyor musun

 

Erva:Hıhı

 

"Selim hafif stemle cevap verdi"

 

Selim:Anlaşıldı dinlemiyorsun bende boş boşuna nefes tüķetiyorum burada

 

Erva:Birdaka şuan çok önemli birşeye bakıyorum ama

 

Selim:Bu yolda kaldırım bile yok Erva ,kenardan kenardan yürümek zorunda kalıyoruz Allah korusun birşey olur üstelik daracık yol,kapat artık şu telefonu

 

"Erva dalgın dalgın cevap verdi"

 

Erva:Birşey olmaaaz

 

"Erva'nın geçiştirip ekrana kilitlendiğini görünce göz devirip hafif bir kırgınlıkla mırıldandı"

 

Selim:Ben kime ne anlatıyorum ya,Erva bu Selim ,seni hiç dinler mi...

 

"Selim derin bir of çekti o şekilde yürümeye devam ettiler bir süre daha ilerledikten sonra Erva yolun ortasına doğru hafif eğrilmeye başladı ve bir araba son sürat geliyordu tam çarpacaktı ki

 

Selim:Ervaa! "Son anda sürratle kolundan tutup kendine doğru çekti Erva yı,Erva neye uğradığını şaşırıp anlık korkmuştu,ister istemez telefonda elinden düştü,Selim'de çok korktuğu için Erva ya kızdı"

 

Selim:Napıyorsun sen,napıyorsun "nefes alışverişleri ve kalp atışı hızlanmıştı Selim'in"

 

Erva:Ben şeey

 

Selim:Sen ney Erva,sen ney

 

"Erva cevap verememişti"

 

Selim:Araba çarpıyordu farkında mısın,ya birşey olsaydı...Defalarca söyledim sana yolda telefonla uğraşma diye,çok merak ediyorum ya neye bakıyordun bu kadar önemli

 

Erva:Şey...

 

Selim:Söyle söyle

 

Erva:Bi çekilişe katılmıştım kazananlar açıklanıyorduda

 

Selim:Daha sonra öğrenemiyor musun kazananları "biraz duraksadı,gözleri dolmuştu ve bastırarak şöyle dedi" -ölebilirdin Erva, ölebilirdin

 

"Son sözünden sonra arkasını döndü ve sağ gözünden akan yaşı silerek sinirle çekip gitti"

 

Erva:Seliim

 

"Selim cevap vermeden ilerlemeye devam ediyordu,Erva'da hem onu dinlemediği için hemde korkuttuğu için üzüntüyle başını öne eğmişti olanları ilerden gelen Eren,Alperen ve Nil'de görmüştü.Tekerlekli sandalyeyi bu sefer Eren sürüyordu"

 

Nil:Noluyor ya "hızlıca Erva'nın yanına geldiler,Erva üzgün olduğu için alçak bir ses tonuyla sordu"

 

Erva:Halletiniz mi işinizi

 

Nil:Halletik hallettikte noldu ,abim y yani Selim niye öyle çekip gitti

 

Eren:Evet niye üzgünsün sen,seni üzücek birşey mi yaptı bu

 

Alperen:Kardeşim az sakin bu filan ayıp oluyor ama onun bi adı var Selim! Hem amcaoğlum karıncayı bile incitmez kaldı ki dostlarını incitecek tanımıyor musun sen onu, Allah aşkına, başka birşey olmuştur...

 

Eren: Ne olucak kardeşim yapmış belliki ben gidip konuşuyim bi "tam gidecekti ki Erva durdurdu"

 

Erva:Alperen doğru söylüyor,yapmadı birşey

 

Eren:Noldu o zaman ?

 

Erva:Boşver , okulda anlatırım

 

(Nil Alperen'e döndü)

 

Nil:Ben gidip bi baksam olur mu?

 

(Alperen tebessüm ederek olumlu bir şekilde başını salladı sonra Nil Selim'e yetişebilmek için koştu)

 

Erva:Of ya

 

Alperen:Şşt cimcime bak bakiyim sen bi bana (Erva masumca baktı) Selim bir karıncayı bile incitmez dedim öyle ama ben senide tanıyorum sende öylesin anlat bakiyim noldu

 

Erva:Sonra dedim

 

Alperen:Peki tamam gidelim hadi

 

"Gittiler"

....

 

BİR KAÇ SAAT SONRA İLKOKUL

 

(Zil çalmış sınıfa yeni girmişlerdi ve dersleri resimdi,öğretmen henüz gelmemişti,Hifa resim yapmak için resim defterini açtığında tamamı kırmızı renkle boyanmış üzerinde ise kocaman harflerle BOOOM yazan bir kağıt görünce korkuyla bir çığlık atmıştı)

 

Hifa: 😲 "hemen kapatıp ayağa kalktı ve korkuyla ağzından derin derin nefes alıp vermeye başladı elleri titriyor,bir yandanda gözünden yaş akıyordu.Yanında oturan Barlas ve arkasında oturan Umut ile Ceren endişeyle noluyor bakışları attılar birbirine Barlas ne var diye dayanamayıp defteri açınca Hifa bir çığlık daha attı Barlas sinirlenmişti ve kağıdı eline alıp ayağa kalktı ve sınıfa bağırmaya başladı"

(Ömer Batu Dağlı:Barlas 9 yaşında)

Barlas:Kim yaptı bunu,kim yaptı bunu

 

Umut:Barlas noluyor o ne "elinden aldı gördüğü resim karşısında oda sinirlendi ve buruşturup yere fırlattı

 

Ceren:Bu ne ya (Hifa korkuyla geriye doğru adım atmaya başladı bir yandan ağlıyor,bir yandanda korkuyordu duvara çarpınca yere çömelip dizlerine kapandı ve ağlaması şiddetlendi,arkadaşları hemen yanına koştu)

 

Umut:Hifa tamam ağlama,korkma birşey yok geçti herşey bak buradasın bizimlesin (Umut ve Ceren sakinleştirirken Ceren birden ayağa kalktı ve herkese bağırmaya başladı)

 

Ceren:Ya siz ne biçim insanlarsınız böyle birşey yapılır mı

 

"O esnada Barlas bıyık altı gülen iki erkek öğrenciden birini fark etti ve hemen yakasına yapıştı"

 

Barlas:Sen yaptın demi sen yaptın

 

Yalın:Bırak beni

 

Barlas:Bırakmıyıcam sen mi yaptın söyle

 

(Yalın bir anda Barlas ın kollarından tutup hızla yakasını kurtardı)

 

Yalın:Evet ben yaptım sanane,istediğimi yaparım

 

(Umut bunu duyunca oda sinirlenip yakasına yapıştı)

 

Umut:Yapamazsın

 

(Birbirleriyle kavga etmeye devam ederken Yalın bir anda Umut'u itince yere düşüp kafasını masalardan birinin demirine vurdu o esnada öğretmen içeriye girdi)

 

Öğretmen:Çocuklar nolu...(sözünü tamamlayamamıştı ki ilk önce gözüne çarpan panik atak geçiren Hifa oldu daha sonrada yerde baygın yatan Umut'u gördü)

 

Öğretmen:Umut (hemen yanına koştu,ve uyandırmaya çalışırken eline kan bulaştı) Kaaan! Umut Umut aç yavrum gözlerini (Ceren dahil bütün öğrenciler noldu diye Umut'a bakarken Hifa kendini kaybetmiş bir şekilde hala panik içerisindeydi,bir anda içeriye bi öğretmen daha girdi)

 

Diğer öğretmen:Hocam noluyor sesiniz taa koridorlardan duyuluyor

 

Sınıf öğretmen:Ho,hocam yardım yardım edin çocuk kafasını vurmuş kan kaybediyor olabilir

 

Diğer öğretmen:Nee! (Hemen koşup kucakladı Umut'u ve hastaneye yetiştirmek için koşarak çıktı bütün sınıf çok korkuyor şaşkınlıklar içerisinde birbirlerine bakıyordu o esnada dazla panikten dolayı kendinden geçmiş olan Hifa'ya kaydı hepsinin gözleri)

 

Barlas:Hifa

 

Ceren:Hifa (ikiside yanına geçip sakinleştirmeye çalıştı fakat Hifa o kadar korkmuş,o kadar üzülmüştü kü nefes alışverişleri artık yorgun yorgun çıkmaya başlayınca gözleri gitmişti yana doğru düşecekken Barlas tuttu ve uyandırmaya çalıştı)

 

Barlas:Hifa aç gözlerini,Hifa !! Ceren koş bi öğretmen çağır koş

 

Ceren:Ta tamam

 

(Hemen koştu)

 

......

 

YARIM SAAT SONRA KOLEJ ÖĞLEN ARASI

 

(Nil ve Yağmur kantine doğru gidiyordu)

 

Nil:Yağmur senin sınav sonuçları açıklandı dün haberin var mı

 

Yağmur:Var

 

Nil:Ee baktın mı

 

Yağmur:Bakmadım

 

Nil:Niye ya

 

Yağmur:Çıkacak sonuçtan korkuyorum

 

(Bir anda Cem ve Doğan karşılarında dikildi)

 

Cem:Vay vay vay kimleri görüyorum,Yağmur hanım sizi buralarda görmek ne güzel özledik vallaha

 

Yağmur:Ne istiyorsun Cem, uzatma

 

Cem:Voleybol turnuvası bu haftaya ertelenmiş şanslısın çünkü eğer o zaman olsaydı şuanda burada değildin

 

Nil:Allah Allah sen mi karar veriyorsun buna

 

Yağmur:Dur Nil! Anlaşıldı senin derdin aynı, turnuva ama unut onu çekilmiyicez arkadaşlarmdanda uzak durucaksın yaptıklarınız yetti

 

Doğan: Durmazsak nolucak

 

(Tam o anda sekiz köşe geldi)

 

Akın:Kızlaar

 

Selim:Noluyor Cem hayırdır

 

Cem:Birşey olmuyor konuşuyoruz

 

Alperen:Bana daha çok yine zorbalıyormuşsunuz gibi geldi ama

 

Doğan:İster zorbalamak diyin ister başka birşey yarışmadan çekilecekler o kadar

 

Erva:Çekilmiyicez

 

Alperen:Evet çekilmiyicekler

 

Selim:Defolun gidin şimdi

 

Alperen:Birdahada sizi kardeşimin etrafında görmiyicem eğer görürsem inan acımam

 

Doğan:Allah Allah sen bu halinle ne yapabilirsin ki

 

Nil:Allah Allah ne varmış halinde

 

Cem:Dalgamı geçiyorsun kötürüm değil mi daha ayakta duramıyor

 

"Cem'in bu bu son sözü Akın ve Selim'i çileden çıkarmıştı,biri Alperen'in sağında diğeride solundaydı Alperen'de üzülmüştü fakat efendiliğini bozmadan,belli etmemeye çalıştı"

 

Akın:Ne dedin sen "tam üzerine gidecekti ki Alperen bileğini tuttu"

 

Alperen:Dur amcaoğlu

 

Cem:Ne var l×× yalan mı

 

Selim:Sen haddini çok aştın ama "bu kezde Selim üzerine gitmeye başladı,Alperen elini uzatıp onuda durdurdu"

 

Alperen:amcaoğlu durun dedim

 

"İkiside bağırmaya başladı"

 

Selim:Ne demek durun ya ne biçim konuşuyor duymuyor musun

 

Akın:Aynen amcaoğlu,bırakta eşek sudan gelinceye kadar dövelim şunu

 

"Alperen hafif bağırdı"

 

Alperen:L×× durun dedim "bir tık daha sakin ses tonuyla cümlesine devam etti" cahille cahil olmayın,o kötürüm dedi diye ben kötürüm olmuyorum,yürüyicem Allah'ın izniyle

"Cem ve Doğan'a döndü" Sizde gidin artık çünkü sabrım taşmaya başladı

 

"Cem kahkaha atarak Alperen'e yaklaştı ve dalga geçmeye başladı"

 

Cem:Taşsın ya nolur taşsın,çok korktuk,hadi bi göster bakalım sabrın taşınca nolucakmış göstersene ya

 

(Cem sinir bozucu kahkahalarını atmaya devam ederken Alperen bir anlık sinirle ayaklanıp yakasına yapıştı,hiç bırakmayacakmış gibi sertçe tutmaya başladı,Cem neye uğradığını şaşırdı)

 

Alperen:Bana bak Cem misin nesin benim tersim kimseye benzemez Allah muhafaza şuracıkta bayıltırım seni...

 

(Sekiz köşe olanları şaşkınlıkla izliyordu)

 

-Birdaha kardeşime,amcaoğullarıma çevremdeki herhangi birine dokunacak olursan seni mahvederim duydun mu mahvederim,o yarışmadanda çekilmiyicekler şimdi basın gidin buradan

 

(Bir anda Emin beyin sesi duyuldu)

 

Emin bey:Çocuklar "Demesiyle Alperen otomatikmen sandalyesine geri bıraktı kendini bu durumda Cem'de geri çekilmişti hepsi silkindi "

 

Emin:Noluyor burada

 

Doğan:Onlar başlattı hocam

 

Erva:Hayır hocam vallaha önce onlar başlattı

 

Emin Bey:Biliyorum kızım biliyorum yaklaşık bir kaç dakikadır izliyordum sizi düşün önüme

 

(Hepsi aynıanda ilerlemek için harekete geçti)

 

Emin bey:Sekiz köşe siz kalın,sadece Cem ve Doğan gelecek

 

Cem:Ama hocam

 

Emin bey:Kees ,düşün önüme

 

(İkiside oflayıp Emin beyin dediğini yaptı,onlar ilerlerken Emin bey durup sekiz köşeye döndü)

 

Emin bey:Yağmur merak etme kızım bundan sonra ne seni nede dostlarını rahatsız edemiyicekler

 

(Sekiz köşe olumlu bir şekilde başlarını sallayıp tebessüm edince Emin bey gitti,sonra bizimkiler bir sevinçle kendi kendine söylenen Alperen'e döndü)

 

Alperen:Güzel güzel söylüyoruz demi illa şiddetemi baş vuralım yani

 

Akın:Amcaoğlum sen naptın

 

Alperen:Naptım ben

 

Selim:Kardeşim ayağa kalktın daha napıcaksın

 

Alperen:Ayağa kalktım daha napiyim ben...Bi birdakka ayağa mı kalktım ben,a ayağa kalktım ben demi

 

Yağmur:Evet abi ayağa kalktın

 

Eren:Nasıl oldu o kardeşim

 

Alperen:Bi bilmiyorum ki na-nası oldu?

Dur birdaha deniyicem "Alperen kendince tekrar denemeye çalıştı bir an sızlandı "

- Ahh

 

Akın:Dur amcaoğlum, dur tamam ,bir yerini inciticen

 

Alperen:Ama kalktım az önce,şimdi niye olmuyor

 

Selim:Kalktın tabi kalktın kardeşim ama bu hemen yürüyeceğin anlamına gelmez,anlık oldu herhalde,ama bir gelişme olduğu belli

 

Nil:Aynen yani anlık olsada bu iyi birşey uzun zaman sonra ilk defa ayağa kalktın .Ayağa kalkan yürürde zamanla olacak oda demek ki

 

(Alperen olumlu bir şekilde başını salladı ve birbirlerine tebessüm ettiler bir anda Eren araya girdi)

 

Eren:Dur bi ben test yapıcam

 

Alperen:Ne testi

 

"Eren eğildi ve sırayla bacaklarına vurmaya başladı"

 

Eren:Böyle yapınca his var mı

 

Alperen:Yok

 

"Eren kendince değişik şekilde muayene eder gibi vurmaya devam etti"

 

Eren:Böyle yapınca

 

Alperen:Yok kardeşim

 

Eren:Ya böyle

 

Alperen:Yok oğlum yok

 

Akın:L×× oğlum kaalk,bir yerine hasar vericen çocuğun yavaş yavaş düzelicek işte

 

Yağmur:Fizik tedavi işe yarıyor abi iyileşiceksin inanıyorum ben

 

Erva:İyileşicek tabi!Yalnız Cem'e bak sen kedi olalı bi fare tuttu haa

 

(Selim anlık göz devirdi,Erva ile konuşmuyor yüzüne dahi bakmıyordu çünkü sabahki korkusunu hala tam atlatamamıştı)

 

Akın:Cem ne alaka

 

Yağmur:Ya olur mu abimi sinirlendirdi bu sayede ayağa kalktı...Anladığım şu abim sinir sisteminde hasar olduğu için yürüyemiyor her bi sinirlendikçede o sinirlerdede küçük küçük kıpırdanmalar yaşanıyor demek ki

 

Akın:Gidip birde teşekkür edelim istersen çocuğa

 

Yağmur:Olabilir aslında

 

Alperen,Akın:Yağmuuur

 

"Yağmur güldü"

 

Yağmur:Tamam ya şaka yaptım,iki dakka uğraşalım dedik şurda

 

Akın:Şak dediğin güldürür abine benzedin iyice fırsat buldun mu uğraşmadan geçmiyorsun

 

Yağmur:Bizde böyle işinize gelirse

 

"Yağmur'un Akın gibi konuşması başta Akın olmak üzere hepsini güldürmüştü,kısa bir süre sonra...)

 

Eren:Eee dostlar güldük eğlendik hadi artık kantine gidelim vallaha kurt gibi açım

 

Selim:Tamam tamam

 

"Tam gidiyorlardı ki,Erva,Selim'in kolunu tutup durdurunca Selim hüzünlü gözlerle baktı Erva ya"

 

Erva:Konuşabilir miyiz "Selim'den cevap gelmeyince Erva şöyle devam etti" Lütfen!

 

"Selim burnundan derin bir nefes verdi sonrada ne kadar üzgün olsada kıyamayatak olumlu bir şekilde başını salladı"

 

Selim:Siz gidin biz geliriz

 

"Sekiz köşe tamam anlamında başını salladı sonrada Akın'a döndü"

 

Selim:Amcaoğlu "Başıyla sen geç anlamînda tekerlekli sandalyeyi işaret etti"

 

Akın:Tamam "dedikten sonra Selim'den tekerlekli sandalyeyi sürmek için devr aldı"

 

Eren:Kantinde görüşürüz o zaman

 

Selim:Tamam

 

(Gittiler)

 

....

 

BÖRÜ

 

(Hep birlikte yemekteydiler,Anıl'ın dersi olduğu için erkenden çıkmazk zorund akalmıştı)

 

Koca Yusuf:Demek Bekir Berk sensin haa

 

Bekir Berk:Evet

 

(Koca Yusuf tebessümle devam etti)

 

Koca Yusuf:Dedikleri kadar varmışsın delikanlı

 

Bekir Berk: Ne dediler bilmiyorum ama tebessümünüzden güzel şeyler söyledikleri anlaşılıyor...Sağolsunlar onların bakış açıları çok güzel yoksa benlik bi durum yok

 

Barış:Var abi var senlik bi durum var ,yoksa niye öyle desinlerki

 

Bekir Berk:Dedim ya abicim onların güzel düşüncesi ne demişler güzel bakan güzel düşünür,güzel düşünende hayatından lezzet alır

 

Barış:Abime bak sen mütevazilikte yaparmış,iyi tamam öyle olsun zorlamiyim seni

 

Zeyd:Ya siz baya baya abi kardeş gibisiniz haa

 

Barış:Çünkü gerçekten abi kardeşiz

 

Koca Yusuf:Nasıl ya siz öz gardaş mısınız

 

Barış:Öz olmasada manevi abimdir özden hiç farkı yok

 

Gülçehre:Ben tam anlamadım nasıl oluyor

 

Bekir Berk:Ya benim kimsem yoktu ailem ölmüş yetimhanede büyüdüm ben 8 yaşında filandım Allah Fatih babamı,Ayşe annemi çıkardı karşıma beni evlat edinmek istediler o zaman bazı gerekçelerden dolayı bu başvuruları kabul edilmedi,onlarda sağolsun koruyucu ailem olmaya karar verdiler özel günlerde hafta sonları ya da istediğim her hangi bir zamanda hep onlardaydım yani yetimhane bi nevi yatılı okul gibiydi benim için onlarla büyüdüm desem yalan olmaz...Sonra işte Üniversite için şehir dışına gidince ayrılmak zorunda kaldık,Tabi yinede her fırsatta geliyordum

 

Barış:Sonrada işte Börü,görev filan derken iyice iyice ayrı düştük

 

Ali Batur:Amaa artık burdasın demi kardeşim

 

Bekir Berk:Burdayım,burdayım korkma gitmiyicem bir yere "güldüler"

 

Sarp:Şunlara bak ya l×n Ali sen ne vefasız çıktın gördün Bekir'i unuttun bizi

 

Ali Batur:Ayıpsın kardeşim,ben sizi unutur muyum hiç? Bakmayın hepinizin yeri ayrı bende kiminiz kolum,kiminiz bacağım,kiminiz ciğerimsiniz

 

Barış:Ama ciğerin benim demi amcaoğlu

 

"Ali kahkaha attı"

 

Ali Batur:Evet amcaoğlum sensin

 

Cahit:Bırakın gevezeliğide yiyin yemeğinizi daha çok işimiz var ,hem Bekir'in de dinlenmesi gerek ...

 

Bekir Berk:Başkanım ya ben aslında iyim sizi görünce bütün yorgunluğum gitti bende sizinle gelsem

 

Cahit:Yok evlat bu günlük dinlen yarın veya öbürgün katılırsın aramıza

 

Barış:Aynen akşam yemeğede bizdeyiz itiraz istemiyorum akşam gelip alıcam seni annemle babam görünce çok sevinicek

 

Bekir Berk:Peki...Başkanım bir şey sorucam en son iletişime geçtiğimizde önemli bi operasyondaydınız başarılı oldu mu

 

Cahit:Oldu çok şükür

 

Sarp:Vallaha son anda kurtulduk Adrian mıydı adı neyse onuda son anda yakaladık ama tabi hâla konuşturamadık

 

Bekir Berk:Ben yarın geliyim aklını alıp, konuşturucam onu merak etmeyin

 

Cahit:İnşallah evlat inşallah ,hadi hadi soğutmayın yemekleride yiyin

 

....

 

KOLEJ/SINIF

 

(Erva ve Selim sınıfta yalnızdı)

 

Erva:Hadi ama birşey demiyicek misin

òzürdiledim ya

 

Selim:Nediyim Erva yapma diyiyorum yapıyorsun,dur diyiyorum durmuyorsun,beni hiç dinlemiyorsun

 

Erva:Haklısın ama çekiliş için gerçekten çok heyecanlıydım,gerçekten dalmışım

 

Selim:Daldığın için defalarca uyardım ya zaten,hepsinde geçiştirdin beni hoş asıl mevzu o değilde tamam onunda biraz payı var ama asıl mevzu

 

(Erva bağırarak cevap verdi)

 

Erva:Asıl mevzu ne Selim ne biri birşey anlatırken dinlenilmemesinden bende nefret ederim,gerçekten hoş birşey değil - ki bende böyle biri değilim zaten en iyi sen biliyorsun kızmakta,kırılmakta inan çok haklısın ama o an dalgındım diyiyorum gerçekten özürdilerim

 

(Selim bir anda hızlıca ayağa kalktı ve anlık sinirle şöyle dedi)

 

Selim:Erva ben sence onun için mi bu kadar kızgınım,bunun geri dönüşü var birdaha olmayacak diyiyorsun söz veriyorsun tamam eyvallah ama... ölebilirdin Erva ölebilirdin (gözleri doldu) Bunu geri dönüşü olur muydu sence

 

(Selim derin bir nefes vererek başını sağa çevirdi ,Erva'ya kızması aslında kaybetme korkusundandı,üzüldüğü içindi,Erva'da bunun farkında olduğu için anlayışla karşıladı ona görede Selim sonuna kadar haklıydı çünkü gerçekten arabanın altında ezilebilirdi,masum bi ses tonuyla şöyle dedi)

 

Erva:Tamam söz veriyorum birdaha olmıyıcak

 

(Selim endişenin vermiş olduğu gerginlikle kaşları çatık ve gözleri dolu masum bakışlarıyla onu dinliyordu)

 

Erva:Hatta istersen bundan sonra telefonum yolda filan giderken sende dursun

 

Selim:O kadarına gerek yok yolda kullanmasan yeter

 

Erva:Tamam kullanmıyıcam hem geçti sayende büyük birşey atlattık gerçekten teşekkür ederim sen olmasan belkideee...(Selim anlık sıkıntılı bi nefes verdi) Neyse geçti gitti işte bak burdayım yine hep birlikteyiz,sakin ol artık lütfen,gerçekten söz veriyorum birdaha olmayacak böyle birşey tamam mı,anlaştık mı

 

(Selim masumca olumlu bir şekilde başını salladı,sonrada hafiften yüzünde bıyıkaltı gülümsemesi belirdi)

 

Erva:Madem anlaştık hadi kantine gidelim bizimkiler daha fazla beklemesin

 

(Selim tekrar oluu bir şekilde başını salladı,Erva gitmek için bir iki adım atıyordu ki Selim kolundan tutup durdurdu)

 

Selim:Erva az önce sesim biraz fazla yükseldi kusura bakma

 

Erva:Hiç ònemli değil,haklıydın ve emin ol ben daha fazla bağırdım asıl sen kusura bakma

 

Selim:Önemli değil,gidelim hadi

 

ErvaGidelimde kesin barıştık demi yani affettin beni

 

Selim:Zaten küsmemiştik ben sadece endişelendim o yüzdendi bütün tepkim ama geçti sorun yok yani rahat ol

 

(Erva olumlu bir şekilde başını salladı ve sınıftan çıktı)

 

KANTİN

 

(Erva ve Selim hariç diğerleri bir aradaydı)

 

Akın:Yağmur sonuçlar açıklanmış baktın mı

 

Yağmur:Bakmadım

 

Alperen:Ne demek bakmadım abicim hadi bakalım

 

Yağmur:Gerek yok abi ben bakmak istemiyorum

 

Eren:Saçmaladın şuan madem sonuca bakmayacaktın niye girdin sınava

 

Nil:Yani,senin hayalin değil miydi bu okul,niye bakmıyorsun

 

Akın:Yağmur kaybetmekten mi korkuyorsun

 

Yağmur:Hayır amaa

 

Akın:Ama ne

 

Yağmur:Bilmiyorum sonuç için çok heyecanlıyım galiba

 

Akın:Tamam işte hep birlikte bakıp öğrenelim heyecanın gitmiş olur...

 

(Yağmur sıkıntılı bi of çekti)

 

Yağmur:Tamam bakalım hadi

 

Alperen:Haah şöyle

 

(Yağmur cebinden telefonunu çıkardı,bir süre öylece baktı telefona,Akın heyecanlı olduğunu fark edince ben senin yanındayım dercesine elini Yağmur'un sırtına koydu ve naif bir ses tonuyla şöyle dedi)

 

Akın:Yağmur istersen ben bakıyim

 

Yağmur:Olur

 

(Yağmur telefonunu ,bakması için Akın'a verdi)

 

Nil:Ya amca kızı sen niye bu kadar gerildinki var sayalım ki kaybettin dünyanın sonu değil ya,kazandıysanda kazanmış olucaksın yani bu hayatta kaybetmekte var kazanmakta

 

(Akın kimlik bilgilerini filan girmişti tam giriş tuşuna basacaktı ki Selim ve Erva geldi)

 

Eren:Hele şükür nerede kaldınız ya öğlen arası bitecek

 

Selim:Geldik geldik,siz napıyorsunuz

 

Alperen:Yağmur'un sınav sonucuna bakıcaktık ki,siz geldiniz

 

Erva:Aaa açıklanmış mı,e tamam hadi beraber bakalım o zaman

 

(Akın olumlu bir şekilde başını salladı ve artık giriş tuşuna bastı)

 

ASAFGİLİN EV

 

(Her zaman ki gibi Tahir ve Fatih oradaydı)

 

Tahir:Usta çocuklarla konuştun mu akşam buraya geliyorlar demi

 

Asaf:Evet akşam burdalar Alperen'in aslında kim olduğunu artık hepsi öğrenicek

 

Fatih:Bencede artık öğrenmeliler geç bile kaldık

 

Asaf:Maalesef biraz öyle oldu ama daha fazla geç kalmıyıcaz

 

(Tam o esnada Fatih'in telefonu çaldı,Fatih cevap verdi)

 

Fatih:Âlo

 

- ....

 

Fatih:Kimsiniz tanıyamadım...Nee

 

(Tahir ve Asaf noluyor bakışları attı birbirine,tam o esnada kapı çalınca Asaf kapıya bakmaya gitti)

 

Asaf:Geldim geldim

 

(Asaf kapıyı açınca gözbebekleri kocaman olmuştu ,gördüğü isim karşısında şok olmuştu)

 

Asaf:Bahar!!

 

BÖLÜM SONU

 

- Nasıl buldunuz bölümü?

 

1:Sizce Bahar kim?

 

2:Fatih'i arayan kimdi?

 

3:Yağmur sınavı kazandı mı?Eğer kazandıysa arkadaşlarını bırakıp gidebilecek mi sizce?

 

4:Hifa ve Umut'a ne oldu?

 

5:Alperen herşeyi öğrenince tepkisi be olacak?

 

"Gibi sorularınızın ve daha fazlasının cevabı çok yakında heni bölümde sizlerle olacak"

 

-Bu arada en beğendiğiniz sahne hangisiydi?

 

-Duygulandığınız ya da çok güldüğünüz sahneler oldu mu olduysa hangi sahneler?

 

(Sorularımız bu kadardı,şimdilik kendinize iyi bakın hoşçakalın.Oy vermeyi,yorum yapmayıda unutmayın,sizleri çok seviyorum🤗)

 

 

NOT:Sumud Filosu'nun Akıbeti

 

​Çoğu Gemi Engellenmiş ve El Konulmuştur . İsrail donanması, filodaki gemilerin büyük bir çoğunluğunu durdurmuştur.

 

Filo'daki 44 gemiden 19 ile 21'inin İsrail saldırısına uğradığı ve el konulduğu bildirilmiştir.

 

En son, Marinette adlı son geminin de 3 Ekim 2025'te (kaynaklarda verilen tarihi bilgilere göre) durdurulduğu ve el konulduğu,El konulan gemilerinde Aşdod Limanı'na götürüldüğü belirtilmiştir.

 

​Müdahaleler sırasında çok sayıda aktivist, gazeteci ve siyasetçi gözaltına alınmış,toplamda 443 kişinin alıkonulduğu ve bunların 38'inin Türk vatandaşı olduğu bildirilmiştir...

 

​Ablukanın delinmesi konusuna gelirsek evet abluka kısmen delinmiştir:Filodaki bazı gemiler İsrail'in müdahalesine rağmen yoluna devam etmiş ve Gazze ablukasını sembolik olarak kırmayı başarmıştır. Mikeno gemisi başta olmak üzere, Fair Lady ve Adagio gibi bazı teknelerin Gazze kara sularına ulaştığı belirtilmiştir. Ancak, Mikeno gemisinin de Gazze sularına girmesinden kısa bir süre sonra İsrail güçleri tarafından ele geçirildiği ve durdurulduğu bilgileri mevcuttur.

 

​Özetle:

​Büyük bir kısmı İsrail donanması tarafından durdurulmuş, gemilerine el konulmuş ve aktivistleri gözaltına alınmış olsa da, filodaki birkaç teknenin (özellikle Mikeno) Gazze kara sularına ulaşması, ablukanın fiilen ve sembolik olarak kırılması olarak nitelendirilmiştir.

 

Bekir Develi katıldığı bir programda bu konu hakkında çok güzel açıklamalarda bulunmuştur...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 13.10.2025 16:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...