45. Bölüm
Elisa Türkoğlu / Herkesin Vardır Bir Hikayesi / (39.Bölüm)Gözyaşının iki katı ve saklı kalan gerçek

(39.Bölüm)Gözyaşının iki katı ve saklı kalan gerçek

Elisa Türkoğlu
elisa_turkoglu

"Önce Fatih'e sonra Tahir'e gelen telefon ile ikiside birlikte hastaneye koşmuştu onların ardından Ayşe ve Mahbub ta gelmişti hastaneye Umut ameliyathanedeydi Hifa ise serviste uyutuluyordu ama Hifa'nın odası hemen ameliyathane nin çok yakınında bulunduğu için herkes aynı kattaydı aradan 1 saat geçmişti hâlâ ameliyathaneden çıkan yoktu hepsi çok telaşlıydı,Ayşe ve Mahbub ağlarken Tahir ve Fatih'te bi o taraf bi bu tarafa giderek güçlü durmaya çalışıyordu,Ayşe endişeli ve yüksek bir sesle bağırdı birdenbire"

 

Ayşe:Niye kimse çıkmıyor hâlâ biri çıkıp birşey desin oğlum nasıl,oğlumu istiyorum ben

 

"Oturduğu yerden kalkıp ameliyathanenin kapısına vurmaya başladı"

 

Ayşe:Açın şu kapıyı,oğlum nasıl biri birşey desin

 

"Fatih sakinleştirmek için hemen Ayşe'nin yanına geldi ve yüzünü avuçlarının arasına aldı"

 

Fatih:Hayatım,hayatım tamam tamaaam sakin ol sakin ol canım , oğlumuz iyi olucak söz veriyorum ,birazdan çıkarlar zaten,korkma!

 

Ayşe:Nasıl korkmiyim oğlum içerde onun canı neki küçücük daha ya birşey olursa

 

Fatih:Olmayacak Ayşem söz veriyorum

 

"Ayşe derin bi nefes vererek gözlerini yumdu Fatih hemen göğsüne aldı onu sıkıca sarıldı,başını okşayarak konuşmasına devam etti"

 

Fatih:Geçicek geçicek birtanem

 

Ayşe:Niye hâlâ çıkmadılar Fatih,niye

 

Tahir:Ayşe daha yeni bir saat oldu azcık daha sabret çıkarlar birazdan

 

Ayşe:Senin için söylemesi kolay abi,Hifa iyi çünkü olan benim oğluma olmuş ne anlayacaksın sen benim acımdan

 

Tahir:Ben ne mi anlıyıcam... Ayşe , ben 20 gün önce 4 saat kızımı bekledim bu kapının önünde, haber yok ,hiç bir şey yok ,öldü mü ,kaldı mı ne oldu,ben mi anlamıyorum, senin yaşadığın acının iki katını yaşadım ben Ayşe...

 

(O esnada ameliyathanenin kapısı açıldı,çıkan Onur du,hemen sordular)

 

Fatih:Ha Onur nasıl Umut iyi mi

 

Ayşe:Birşey söyle Onur iyi mi

 

Onur:Beyin sarsıntısı geçirmiş ama şuanda gayet iyi merak etmeyin şimdi normal odaya alıcaz hayati tehlikesi yok uyandıktan sonrada eve gidebilirsiniz. Ama mide bulantısı,kusma veya baş dönmesi olursa mutlaka getirin

 

Fatih:T-Tamam yeğenim çok sağol

 

(Fatih yeğenim deyince Onur anlık duraksadı hafif dolu gözlerle tebessüm edip gidince Ayşe ve Fatih Tahir ilede Mahbub birbirine sarıldı)

 

Ayşe:Ohh çok şükür

 

Fatih:Bak gördün mü hayatım oğlumuz iyi

 

(Bir müddet sarılıp bıraktılar,Ayşe,Tahir'e yaklaştı)

 

Ayşe:Abi kusura bakma bağırdım sanada korkudan,telaştan kırdım kalbini

 

Tahir:Estağfurullah sorun yok abim ben bu kapıda eşimi toprağa verdim belkide kızımıda verecektim seni çok iyi anlıyorum emin ol ama artık yüzün gülsün abim Umut'ta Hifa' da çok şükür iyi ya gerisi halledilir

 

Ayşe:Sahi ben korkudan Hifa yı sormayı unuttum ne dediler o niye bayılmış

 

Tahir:Kriz geçirmiş panik atağı var ya biliyorsunuz ama bu kez extra panik olmuş.Tramvasının üstüne basmış birileri neredeyse beyni hasar alacakmış korku aklın katilidir derler ya o misal iyice toparlanabilmesi için uyutuyorlar işte

 

Mahbub:Guzuum ne kada uyutcakla Hifa mı

 

Tahir:Bilmiyorum annem şimdi gidip sorucam

 

Mahbub:Bende geliyom

 

Fatih:Bende geliyim abi

 

Tahir:Yok abicim sen burada kal biz anamla gider sorarız

 

Fatih:Tamam abi nasıl dersen

 

(Tahir,Fatih'in sırtını sıvazladı ve Mahbubla Onur'un odasına doğru gittiler)

 

KOLEJ ÇIKIŞ SAATİNDEN YARIM SAAT SONRA

 

(Erva ve Yağmur hariç sekiz köşe bahçedeydi)

 

Nil:Ne kadar kaldı acaba antremanlarının bitmesine

 

(Alperen saatine baktı sonra Nil'e baktı)

 

Alperen:Yarım saat var daha

 

Selim:Birtanem çok yorgunsan sen git eve biz bekleriz

 

Nil:Yok ya az kalmış zaten birlikte çıkarız

 

Eren:Tamamda çocuklarda çıkacak birazdan ne olucak onlarıda okuldan almanız lazım

 

Alperen:Kardeşim servise verdik ya

 

Eren:Haa doğru,benim b 12 seviyem işte kusura bakmayın

 

(Akın hariç hepsi güldü daha sonra Alperen aniden sessiz ve düşünceli olan Akın'a baktı)

 

Alperen:Amcaoğlu sen iyi misin?Sessizsin...

 

Selim:Sahi neyin var senin?

 

Akın:Birşeyim yok amcaoğlu

 

Alperen:Var var senin birşeyin var bu suratı nerede görsem tanırım,ne oldu söyle

 

(Akın biraz duraksadı,sonra derin bir nefes verip,cevap verdi)

 

Akın:Aklım,Yağmur'a takıldı fark ettiniz mi sonuca hiç sevinmedi üstelik kazanmış olmasına rağmen

 

(Hepsi kaşlarını çatıp,öyle miydi acaba diye düşündü anlık)

 

Eren:Ben hiç dikkat etmedim

 

Selim:Bende fark etmedim

 

Nil:O an dikkatimi çekmedi ama şimdi düşününce evet sanki hiç sevinmedi

 

(Akın,Alperen'e döndü)

 

Akın:Amcaoğlu,Yağmurla hiç okul hakkında konuştunuz mu?

 

Alperen:Yok birşey demedi ama eğer dediğin gibiyse Yağmur gitmek istemiyor olabilir

 

Eren:İyide niye istemesin ki en büyük hayaliydi hayalinden mi vaz geçti

 

Selim:Yağmur'u tanımıyormuş gibi konuşma kardeşim arada kalmış olmalı

 

Nil:Neyse ben konuşurum onunla sonrada size haber veririm

 

Alperen:Şansını dene ama birşey anlatacağını sanmıyorum

 

Nil:Anlatmak zorunda

 

Akın:Zorunda derken

 

Nil:Ya işte bir şekilde konuştururum ben onu

 

Selim:İyi tamam ama bizi sakın habersiz bırakma

 

(Nil olumlu bir şekilde başını salladı)

 

~~~

 

ASAFGİLİN EV

 

(Bahar ile Asaf salonda oturuyordu,Bahar çok mahcuptu,çok utanıyordu neredeyse ağlayacak gibiydi,Asaf ise öfkeliydi sinirden dizlerini durmadan sallıyordu,bir yandanda sakin olmaya çalışıyordu çünkü yargısız infaz yapmak istemiyordu,sessizliği Asaf bozdu)

 

Asaf:Eee daha ne kadar susucaksın Bahar,konuş artık

 

Bahar:Ben ne konuşacağımı,nereden başlayacağımı,nasıl söze gireceğimi bilmiyorum abi

 

Asaf:Ne demek bilmiyorum, Bahar 5 yaşındaki çocuğu terk etmeye nasıl için el verdi. O masum,günahsız çocuğu nasıl terk ettin birazdan gelicekler ve seni görücek ne cevap vericeksin hı,bakabilicek misin yüzüne... Konuşsana Bahar!

 

Bahar:Mecbur kaldım yoksa nasıl terk edebilir ki bi anne oğlunu yıllarca aklım onda kaldı vijdan azapsız bir günüm bile geçmedi üstelik ben bu terk edişin bedelini ağır bi şekilde ödedim abi

 

(Bahar'ın gözleri doldu,ağlamamak için kendini zor tutuyordu)

 

Asaf:Ne demek mecbur kaldım ya,ne demek bedelini ödedim sen bu yükün bedelini yıllar geçsede ne kadar ödersen öde yetmez Bahar,o çocuk yıllarca neler çekti biliyor musun sen?

 

(Bahar gözlerinden yaş akarak konuşmasına devam etti ama sesi titriyordu)

 

Bahar:Sana yemin ederim, mecbur kaldım abi

 

Asaf:Tamam anlat o zaman seni çocuğunu terk etmeye mecbur bırakan şey ne anlat

 

(Tam o esnada camı küçük bir kız çocuğu tıklattı Bahar ise camın önündeki koltukta oturuyordu başını camın arkasındaki minik kıza çevirince küçük kız kocaman bir tebessüm etti,Bahar'da karşılık verdi o esnada diğer koltukta oturan Asaf bu manzarayı anlamlandıramıyordu,ama küçük kıza oda tebessüm etmişti,sonra Bahar'a sordu)

 

Asaf:Bu minik kızda kim?

 

(Bahar biraz duraksadı onun için cevap vermesi çok zordu)

 

Bahar:Kızım (yutkundu)

 

Asaf:Ne!

 

(Bahar gözlerinden yaş akan mahcup yüz ifadeleriyle olumlu bir şekilde başını salladı)

 

Asaf:Na-nasıl kızın...(Asaf biraz daha yumuşamıştı,endişeyle yutkundu,sonra sanki birşeyler hissetmiş gibi zoraki cümlesine devam etti) Ahmet Vefa şehit oluyor sende daha fazla dayanamayıp Eren'i terk ediyorsun. Bunca yıl sonra geri dönüyorsun hemde küçücük bir kız çocuğuyla ve mecbur kaldım diyiyorsun...Bahar,sen ne yaşadın?

 

-------

 

KOLEJ

 

(Erva ve Yağmur'un antremanı bitmişti eve doğru gidiyorlardı Selim,Alperen'i sürüyordu bir yanında Erva diğer yanında Eren vardı.Nil,Akın ve Yağmur ise bir kaç adım arkalarındaydı Yağmur sessizdi...)

 

Akın:Yağmur birşey sorucam

 

(Yağmur sakin bir tavırla cevap verdi)

 

Yağmur:Sor

 

Akın:O okulu kazanmak senin en büyük hayalin miydi evet,kazandın mı onada evet niye surat yapıyorsun o zaman gitmek mi istemiyorsun anlamadım...

 

(Yağmur bir kaç saniyeliğine daldığı düşüncelerden çıkıp cevap verdi)

 

Yağmur:İstemiyorum değilde,sizden,ailemden ayrılmak zor olucak biraz

 

Akın:Eğer sorun sadece oysa halledilir

 

Nil:Öyle mi Akın napıcaz hep birlikte bütün sülale Ankara ya mı gidicez

 

Akın:Görüntülü konuşma diye birşey var kızım hiç mi duymadınız

 

Nil:Hadi ya öyle birşey mi varmış...

 

(Yağmur Nil'in bu cevabına gülümsedi daha sonra...)

 

Yağmur:İkisi aynı şey değil ki Akın

 

(Akın duraksadı içinde hafif hüzün ve ciddilik olan bir tavırla cevap verdi)

 

Akın:O zaman gitme...

 

Nil:Of amcaoğlu destek mi oluyorsun köstek mi belli değil,öyle kolay mı sanki

 

Akın:Amcaoğlu mu dedin sen

 

Nil:Evet,amcamın oğlu değil misin?

 

Akın:Öyleyimde biz o kelimeyi hep amcaoğullarımla aramızda kullanırdık ya sen diyince bi tuhaf oldu

 

Nil:İki lafınızdan biri o olunca haliyle anlık bendende çıktı.Tekrar deniyim dedimde cidden banada tuhaf geldi ama teknik olarak amcamın oğlusun...

 

Akın:Öylede sen yinede deme ya hiç yakışmadı ağzına biliyor musun?

 

Nil:Biliyorum,anlık oldu zaten

 

(Üçüde hafif sesli tebessüm etti. Tam o esnada mahalleden 9 yaşlarında bir çocuk karşılarına çıkınca durdular)

 

Selim:Yusuf,nereye böyle aslanım?

 

(Yusuf telaşla cevap verdi)

 

Yusuf:Selim abi siz napıyorsunuz burada?, niye gitmediniz hastaneye?,okuldan yeni mi çıktınız?

 

Erva:Yeni çıktıkta, ne hastanesi yakışıklı

 

Yusuf:Sizin haberiniz yok mu?Bütün mahalle duymuş Umut'u hastaneye götürmüşler

 

(Nil telaşla bir adım öne çıktı)

 

Nil,Selim:Nee!

 

(Nil ve Selim birbirine baktı diğerleride şaşkın ve telaşlıydı, Akın ve Yağmur'da yaklaştı Yusuf'a)

 

Akın :Yusufum emin misin aslanım,yalnış duymuş olmayasın bir anda niye gitsinler ki hastaneye?

 

Yusuf:Vallaha doğru söylüyorum Akın abi okulda birileriyle kavga etmişler Umut yere düşmüş kafasını vurmuş

 

Nil:Nediyorsun sen ya? (Sesi titredi)

 

"Selim ve Nil son kez birbirlerine saniyelik bir bakış attıktan sonra el ele tutuşup hastaneye doğru koştular."

 

Alperen:Amcaoğlu... Ha haber verin

 

Erva:Koş Eren bizde gidelim

 

(Erva ve Eren'de gidince geriye Yağmur,Alperen ve Akın kaldı. Akın'da tam gidecekti ki son anda vaz geçip Alperen'e baktı Alperen'i bırakamazdı.Alperen ise sinirle tekerlekli sandalyenin kolluk kısmına vurdu sonra hafif yüzünü buruşturdu)

 

Alperen:Allah kahretsin!

 

Akın:Oğlum napıyorsun l×n elin acıdı

 

(Alperen sinirle cevap verdi)

 

Alperen:Yok birşeyim

 

Yağmur:Abi tamam sakin ol

 

Alperen:Nasıl sakin olıyim Yağmur ha nasıl sakin olıyim...Umut hastanede Nil ve Selim'in desteğe ihtiyacı var ama ben peşlerinden gidemiyorum o yetmiyormuş gibi sizin gitmenizede engel oluyorum,elim kolum bağlı,ama ben, hiç birşey yapamıyorum

 

(Alperen'in ses tonu daha sinirli ve şiddetliyken Akın onun aksine sakinleştirmek için daha sakin ve destekleyici bir ses tonuyla cevap verdi)

 

Akın:Amcaoğlu bir sakin ol Allah aşkına,niye bağırıyorsun kıza ya... tamam şuradan bir taksiye biner gideriz

çözüm mü yok...

 

Alperen:Çözüm varda benim çözdüğüm birşey yok hem destek olamıyorum, hemde yük oluyorum

 

(Akın içinde biraz masumiyet ve hüzün olan sert bir ses tonuyla cevap verdi)

 

Akın:O son cümleyi ben duymamış oluyim kardeşim,orada oturan ben olsaydım gidicek miydin yani (gözleri doldu) Ne Selim'i,ne de beni yalnız bırakmazdın benide alır öyle giderdin demi? Bende işte öyle yapıyorum ne yükünden bahsediyorsun sen? O ikimizinde kardeşi amcaoğlu. Şuradan bir otobüse veya taksiye senide bindirip birlikte hastaneye gitmek o kadar da zor birşey deği!

 

"Alperen hak verdiğini belirten masumiyet ve mahcubiyet dolu bakışlar attı Akın'a"

 

Akın:Biz iyi gündede,kötü gündede birbirimizin yanında olmak için varız...Zaten öyle olmayacaksak hiç olmayalım daha iyi

 

Alperen:Haklısın amcaoğlu...(Yağmur'a çevirdi başını) Sende kusura bakma abicim öyle bir anda ...

 

(Yağmur endişeyle cevap verdi)

 

Yağmur:Önemli değil abide Umut'u çok merak ettim hadi bizde gidelim

 

Akın:Gidicez zaten birazdan taksi gelir biner gideriz sakin ol korkma tamam mı?

 

(Yağmur Umut'u hiç bir zaman Hifa'dan ayırt etmemişti bu yüzden çok endişeleniyordu onun için korku ve telaşla başını olumlu bir şekilda salladı)

 

....

 

ASAFGİLİN EV

 

(Asaf oturduğu koktukta bir sinirle ayağa kalktı)

 

Asaf:Ne diyiyorsun sen Bahar! O Şer×××iz Şeref seni kaçırdı ve onunla evlen diye seni tehdit etti ben doğru mu anladım? Oda yetmedi seni yıllarca esir gibi tutsak gibi evine kapattı öyle mi?

 

(Sonra kafasını bahçede çiçek toplayan küçük kıza çevirdi birşey aklına gelmiş gibi şaşkınca tekrar Bahar'a döndü)

 

Asaf:Yoksa bu çocuğun babasıı...

 

Bahar:Evet abi Şeref

 

(Asaf derin bir nefes vererek gözlerini kapatıp açtı sinirle iki elinide başına götürdü)

 

Asaf:Deliricem ya deliricem

 

Bahar:Abi sakin ol nolur

 

Asaf:Nasıl sakin oluyim Bahar neler gelmiş başına haberimiz bile olmamış sen nasıl dayandın bunca acıya

 

Bahar:Söz konusu evladın sevdiklerin olunca dayanıyorsun abi bi şekilde

 

Asaf:Benim kardeşim Ahmet Vefa bu i× herif yüzünden ö×d× demi

 

(İkisininde gözleri doldu Bahar olumlu bir şekilde başını salladı kirpikleri titriyordu zoraki konuştu)

 

Asaf:Şehit olduğu operasyonda karşı tarafta çatıştıkları kişilerin başındaki Şerefmiş abi Ahmet Vefa yı da o vurmuş zaten

 

Asaf:Ben gösteririm şimdi ona

 

(Tam gidicekti ki,Bahar durdurdu)

 

Bahar:Dur abi Şeref artık zarar veremez adamlarıyla beraber tutuklandılar suç üstü hemde o konuda için rahat olsun

 

Asaf:En azından iyi haber ama tutuklanmasaydı hâlâ orada kalıcaktın değil mi?

 

Bahar:Elimde olsa kalmazdım ki abi evden çıkmamıza izin vermezdi bahçenin her yeri adamlarla çevriliydi kızımıda,benide esir tuttu kaç kere kaçmayı denedik abi olmadı..

 

(Gözlerinden akan yaş ile yutkundu zorla nefes verdi,titreyen ses tonuyla cümlesine devam etti)

 

Bahar:Neyseki artık yok,özgürüm artık

 

(Bahar'ın yaşadıkları Asaf'ı derinden sarsmıştı başını sıkıntılı bi hal ile sağa çevirdi artık daha sakinleşmişti ve daha yumuşamıştı,sonra merhamet dolu bakışlar ile bahçedeki minik kıza baktı)

 

Asaf:İsmi ne

 

Bahar:Gökçen,6 yaşında,herşeyi biliyor daha öncesinde ona uygun bir dille anlattım çiçekleri çok seviyor bu yüzden içeriye girmedi zaten... Abime toplarsam beni kabul edip senide affeder mi anne dedi,birşey diyemedim

 

Asaf:Gerçekleri öğrenince bağrına basar,senide zamanla affeder merak etme

 

Bahar:Ya affetmezse

 

Asaf:Ben tanıyorum büyüttüğüm evladı mı affeder ama biraz zaman alır...Neyse sen çocuğu içeriye al ben size sıcak birşeyler koyayım acıkmışsınızdır içiniz ısınır iyice bir konuşuruz

 

Bahar:Sağol abi

 

(Asaf mutfağa gitti)

 

.....

 

1 SAAT SONRA HASTANE

 

(Umut'da nihayet normal odaya alınmıştı Hifa ile aynı odadaydılar sekiz köşe Tahir,Fatih Ayşe ve Mahbub oradaydı,Hifa nın durumunuda öğrenmişti herkes ilk başta çok telaşlanmış olsalarda şimdi daha sakinlerdi)

 

Nil:Baba niye haber vermediniz Meliha teyzenin torunu Yusuf söylemese haberimiz olmayacaktı

 

Fatih:Durduk yere telaşlandırmayalım dedik kızım

 

Selim:Durduk yere değil ki baba bu, hem eninde sonunda öğrenmeyecek miydik zaten,daha öncesinde siz söylemiş olsaydınız bu kadar panik olmazdık belki

 

Nil:Vallaha ya resmen ömrümden ömür gitti.

 

(Diyince Nil'in yanımda olan Erva tebessüm ederek tamam geçti anlamında Nil'in sırtını okşadı)

 

Ayşe:Tamam kızım iyi kardeşiniz.Onur dedi birazdan uyanırmış zaten

 

(Yağmur dolu gözlerle Tahir'e sordu)

 

Yağmur:Peki Hifa o ne zaman uyanıcak baba birşey demedi mi Onur abi

 

Tahir:Bilmiyorum kızım uyutuyorlar verdikleri ilacın etkisi geçince uyanıcak işte

 

Alperen:Baba siz kaç saattir buradasınız

yani ne zaman olmuş bu mevzu

 

Tahir:Yani bilmiyorum oğlum biz geleli 4/5 saat oldu

 

(Akın'ın gözü bir yandan korkan bir yandanda üzgün olan Yağmur'a kaydı,Yağmur'un yanında duruyordu başını onun boyunun hizasına gelecek şekilde aşağıya doğru eğdi,Yağmur'un da başı öndeydi Akın aradan baktı ona ve şöyle dedi)

 

Akın:Yağmur tamam bak duydun işte hayati tehlikeleri yok ikiside iyi çok şükür üzülme artık haa

 

Yağmur:🙂

 

(O esnada Umut yavşça gözlerini açtı)

 

Eren:Uyandı

 

(Hepsi sevinçe biraz daha yaklaştı ona,Ayşe hemen başını okşadı)

 

Ayşe:Umut iyi misin annecim

 

(Umut tam kendine gelememişti yavaşça kendine geldi ve yavaşça konuştu)

 

Umut:Annee...Noldu bana

 

Fatih:Düşmüşsün oğlum

 

Umut:Hatırladım

 

Selim:İyisin demi abicim ağrın,sızın var mı

 

Umut:Yok abi hafiften başım ağırıyor

 

Eren:Ben gidip Onur abiye uyandığını haber veriyim

 

Fatih:Sağol aslanım

 

(Umut yavaşça sağ tarafındaki sedyede baygın olan Hifa ya baktı öyle görünce korkuyla halsizce sordu)

 

Umut:Hifaaa! Ona noldu,iyi mi?

 

Alperen:İyi abicim korkma,bayılmış uyutuyorlar şimdi,birazdan oda uyanır

 

Umut:Yalan söylemiyorsunuz demi,ciddi birşey yok...

 

Nil:Yok ablacım niye yalan söyleyelim🙂

 

(Tebessüm ettiler)

 

......

 

BİR KAÇ SAAT SONRA

 

ASAFGİLİN EV

 

(Ceren ve Oğuzhan,Ceren'in bir arkadaşının doğum günündeydi Buğra akşam gelirken onları alacaktı Erva ve Eren ise hâla hastaneydiler bu yüzden evde sadece Bahar,Asaf ve Gökçen vardı yemek yiyiyorlardı)

 

Asaf:Daha iyi misin

 

Bahar:İyim abi sağol,abi çocuklar niye gelmedi hâlâ

 

Asaf:Sen geldiğinde evden alelacele çıkan iki kişi vardı ya az çok tanırsın zaten Tahir ile fatih...Çocuklarına okulda birileri bulaşmış biri yaralanmış biri bayılmış hastaneye gittiler işte çocuklarla konuştum onlarda orada

 

Bahar:Çocukları iyi mi peki

 

Asaf:İyilermiş akşam ezanından sonra duruma göre taburcu edeceklermiş bizimkilerde anca o zaman gelir

 

(O esnada geldiğinden beri hiç konuşmayan keyifsizce kaşığını yemeğin içinde bi o taraf bi bu taraf çeviren Gökçen'e baktı)

(Eylül Uğuz:Gökçen Vera Balkan 6 yaşında 1. fotoğraf Asaf'ın yanın ilk geldikleri an gibi şuan Gökçen in üzerindeki kıyafetler böyle ve saçı aynı)

 

Asaf:Gökçen, ama bitirmemişsin tabağını hala, geldiğinden beri hiç konuşmuyorsunda olmaz ki böyle

 

Bahar:O öyledir pek yemez iştahsızdır biraz,pek konuşmazda, içine kapanıktır

 

Asaf:Ama olmaz ki öyle yemeyen içmeyen, konuşmayan hiç gülmeyen çocuk mu olur

 

HİFA'NIN AĞZINDAN:Oluyormuş demek ki hiç gülmeyen,düzgün yiyip içmeyen ve konuşmayan çocuklarda oluyormuş demek ki oda benim gibiydi pek gülmezdi ama güldümüde insanın içini ısıtırdı çok masumdu onu her zaman sanki öz kardeşim gibi sevmiştim taa ilk tanıştığımız zaman bile o dediysem dediğim kişi Gökçen Ablam anlatırdı,abim anlatırdı Eren abimin annesi çok zor günler yaşamış o zaman kendi bulunduğum duruma azda olsa sevinmiştim yaşadıkları benden daha ağır olan insanlarda varmış gerçi benim yaşadığım şeyde hiç kolay değildi.O gördüğüm manzara annemin gidişi, sonra ablamın, sonra belkide ailemden geriye kalan kim varsa gidecekti hep bu korkuyla yaşadım ben... Herkesin bir hayat sınavı oluyormuş demek ki; Kiminin yaşadığı başkasına kolay gelirken kendisine zor geliyormuş. Çünkü herkesin acısı kendi kaldırdığı kadar ağır ya da hafiftir. Bu hayatta kaybedişlerim oldu tabi kavuşmalarımda belkide hiç beklemediğim kavuşmalar ama onlar yanında hiç beklemediğim kaybedişlerde yinede nolursa olsun beni asla yalnız bırakmayan sevdiklerim dostlarım vardı biriside oydu Gökçen...

 

~~~~

 

Asaf:Eğer tabağını bitirmezsen büyüyemezssin hemde arkandan ağlar

 

(Demesiyle Gökçen hafif sesli gülmüştü)

 

Gökçen:Tabaklar ağlamaz ki

 

Asaf:Ağlamaz mı? (Asaf'ta Gökçen in gülmesini eşlik etti) Haah şöyle,gül birazcık miniğim...Tebessüm sadakadır diye hiç öğretmedi mi annen sana

 

(Gökçen,Bahar'a baktı sonra Asaf'a döndü)

 

Gökçen:Öğretmedi

 

Asaf:O zaman ben öğretmiş oluyim tebessüm sadakadır bunu hiç unutma tamam mı

 

Gökçen:Unutmam

 

Asaf:Kulağınada küpe et,hayatına geçir yani tamam mı sözde kalmasın

 

Gökçen:Tamam

 

~~~~~

 

SELİMGİLİN EV

 

(Nihayet akşam olmuştu ve Umut'u taburcu etmişlerdi Hifa'da artık daha iyidi onuda taburcu etmişlerdi Umut için koltuğa bir yer ayarladılar orada uzanıyordu Selim ve Nil başında yerde oturuyorlardı. Fatih ve Ayşe'de sofrayı hazırlıyordu saat biraz geç olmuştu ama sabahtan beri pek düzgün yemek yiyen olmamıştı bu yüzden kahvıaltı yapacaklardı,Selim hâlâ çok korkuyordu çünkü zamanında Nil'in başınada aynı şey gelmişti tabi Nil'in durumu daha ağırdı az kalsın kaybedecekti onu)

 

Selim:Abicim daha iyi misin

 

Umut:Bu gün milyonuncu soruşun iyim abi üzülme artık

 

Selim:Sen nediye kavgaya girersin ki zaten abicim kavga senin neyine

 

Umut:Niyeymiş o sen olayı tam dinlemedin galiba kaşındılar napiyim,hem abim belli sana çekmişim demek ki

 

(Nil güldü)

 

Nil:Var ya bunun hiç birşeyi yok maşallah turp gibi dile baksana boşuna telaş yapıyoruz iyileşmiş belli

 

(Selim sıkıntılı bir nefes verdi)

 

Nil:Selim sen iyi misin? Niye bu kadar uzattın iyi çok şükür işte

 

Selim:Aklıma Ayaz ve Aymira yüzünden başına gelenler geldide o yüzden,sende beyin sarsıntısı geçirmiştin senin durumun daha ağırdı kalbin filanda durmuştu 1 hafta tedavi gördün ya ameliyathanede beklerken ömrümden ömür gitmişti pantolonumda senin k×nın falaan daha bir sürü şey

 

Nil:Şşş tamam geçti Selim Umut'da iyi bende iyim geçti

 

Selim:Geçti ama ben yaşadım o korkuyu bir kere ikinci bir defa kaldıramazdım

 

Umut:Abi ben iyim,seni hiç bırakmam ki,ablamda bırakmaz demi abla

 

Nil:Bırakmam tabi (Selim'e baktı) ama sende bizi bırakmayacaksın söz mü?

 

(Selim tebessüm etti)

 

Selim:Söz...İyi ki varsınız ya

 

Nil,Umut:Sende iyi ki varsın

 

(Nil hemen başını Selim'in omuzuna dayadı Umut'da hafif doğrularak diğer omuzuna koydu başını Selim ikisinede kollarıyla kanat oldu önce Umut'un başından sonrada,Nil'in başından öptü daha sonra Umut'u hafifçe geriye doğru yatırdı sonra hemen Nil'in sırtında olan elini çekti ellerini birbirine çarparak ayaklanır bir vaziyet aldı)

 

Selim:Tamam ya yeter salya sümük olmayın hadi kalk annemlere yardım edelim abicim

 

(Nil ayağa kalkmış olan Selim'e ölümcül

bakışlar attı)

 

Selim:Ne bakıyorsun kızım hadi

 

(Nil göz devirdi,sessizce mırıldandı)

 

Nil:İkizin mi var derdin mi var arkadaş odun ya az önce salya sümük olan kendisi değildi sanki

 

Selim:Birşey mi dedin abisinin birtanesi

 

Nil:Abim değilsin Selim ikiziz biz ikiz

kabul et şunu artık

 

Selim:Etmiyorum abinim

 

Nil:Değilsin

 

Selim:Abinim

 

( o esnada kapı çaldı,Nil bağırdı)

 

Nil:Değilsin diyiyorum ya değilsin

 

(Kapıyı açmak için oflayarak sinirle ayağa kalktı ve kapıya doğru gitti,Selim hafif yüzünü buruşturdu)

 

Selim:Oooo ablanı bu kez fena kızdırdık haa

 

Umut:Abi varya tam sopalıksın ya bu gece sana uyku yok ben diyim. Sakın yardım isteme çünkü bu sefer ben bile koruyamam seni ablamdan

 

Selim:Laflara bak laflara çok biliyon sen

 

(Selim hafifçe Umut'un kıvırcık olan saçlarını okşayıp arkasını döndüğünde Barışla gelen misafiri görünce Nil ile sevinçten şaşırdılar tabi bu esnada Ayşe ve Fatih mutfakta olduğu için gelen kişiyi göremiyorlardı)

 

Nil,Selim:Bekir abi (ikiside sevinçle koşup sarıldı)

 

MUTFAK

 

Ayşe:Bekir abimi dedi onlar yalnışmı duydum ben

 

Fatih:Eğer öyleyse birlikte yalnış duyuyoruz hayatım

 

(O esnada içeriden bir ses daha duydular)

 

-Bekir abi sensin gerçekten

 

(Ayşe ve Fatih birbirlerine son bir kez bakış alışverişinde bulundular)

 

Fatih:Yok Ayşe yalnış duymuyoruz Bekir Berk gelmiş sahiden

 

(İkiside sevinçle mutfaktan çıktı,Bekir Berk'i görünce ikiside çok sevindi hatta gözleri doldu,Fatih içten bir sesle şöyle dedi)

 

Fatih:Oğlumm

 

Bekir Berk:Babam (hemen koşup elini öptü ve sıkıca sarıldılar sonra Ayşe ye döndü.Ayşe hâlâ şaşkındı)

 

-Anne

 

(Ayşe eliyle Bekir'in omuzuna dokundu)

 

Ayşe:Bekir Berk gerçekten sen misin oğlum ?

 

Barış:Yok anne başka biri

 

(Diğer eliyle Barış'ın omuzuna vurdu hafifçe)

 

Ayşe:Dalga geçme benimle sıpa,Bekirim gelmiş sahiden durda bir şaşkınlığımı sevincimi yaşayayım

 

(Bekir Berk yürek dolu bir ses tonuyla)

 

Bekir Berk:Annemmm (sıkıca sarıldılar hasret gidermeler bitince Ayşe araya girdi)

 

Ayşe:Bizde tam sofraya oturacaktık kaynanan seviyormuş gel hadi birlikte oturalım

 

Fatih:Yalnız bazı sıkıntılardan dolayı bu gün yemek yapamadı annen kahvıaltımız var birde ben şimdi 5 dakikaya sizin en sevdiğinizden baba tostu yaparım oh miss

 

Bekir Berk:Daha ne olsun yapmasan bile olur baba sizi gördüm ya kuru ekmekte olsa yerim ben

 

Selim:Ee o zaman hadi sofraya geçelim vallaha kurt gibi açım

 

(Barış Umut'u ilk başta yatakta görünce uyuyor zannetsede şuan kafasının arka tarafında sargı bezi olduğunu fark etmişti telaşla yanına koştu)

 

Barış:Abiciim

 

(Hemen diz çöktü )

 

Barış:Noldu noldu abicim sana (ikizlere baktı) çocuklar noldu, babaa,anne noldu ya

 

Fatih:Sakin ol oğlum okulda bir kaza geçirmişte çok şükür iyi şimdi

 

Barış:Nasıl iyi kafası sargıda, abicim ağrın sızın var mı?

 

Umut:Biraz var ama iyim okulda düştüm neydii şey dediler (biraz duraksadı dili sürşmediği için söylemeye çalıştı) şey beyiiin...sar ımm,sarpıntısı mı neydi

 

Barış:Beyin sarsıntısı

 

Bekir Berk:Ne! Beyin sarsıntısı mı?

 

Umut:E -evet ondan... da sen kimsin ya

 

(Barış'a baktı kim olduğunu söylesin diye ama Barış görmüyordu çünkü Ayşe ve Fatih ile konuşuyordu)

 

Barış:Beyin sarsıntısı diyiyo çocuk baba nasıl iyi ya

 

Fatih:Oğlum ciddi sarsıntı değil hafif geçirmiş o yüzden sabahtan beri hastanedeydik Onur durumunun iyi olduğunu söyledi taburcu etti mide bulantısı filan olursa tekrar götürücez

 

(Barış kafasını sağa çevirdi)

 

Barış:Niye haber vermediniz baba ya

 

Nil:İlk başta bizede söylememişlerdi abi okuldan dönerken mahalleden bi çocuktan duyduk telaşlandırmak istememişler

 

Barış:Allah aşkına böyle birşey olabilir mi ya

 

Ayşe:Oldu oğlum işte zaten doğru düşünemiyorduk bile çok endişelendik neyseki kardeşin iyi

 

Barış:Çok şükür! Ama anne birdaha böyle birşey olursa

 

Selim:Allah korusun abi

 

(Herkes Selim'e baktı hepsi biliyordu onun kardeşlerine özelliklede ikizine çok düşkün olduğunu Bekir Berk bile biliyordu o yüzden aynı korkuyu endişeyi dibine kadar yaşadığına emindi hepsi Bekir Berk gözlerini kırptı ve burnundan derin bir nefes vererek yanında duran Selim'e tek eliyle sarılmış bir vaziyette omuzunu okşadı...Selim öyleydi sevdimi tam sever kolay kolay bırakmazdı ama bıraktımıda kolay kolay affetmezdi kimseyi,sevdiklerine zarar verenide... Aslında çok duygusal biriydi herkeste öyle olduğunu kolay kolay anlamazdı çünkü içine kapanıktı. Bu yüzden Fatih, Selim daha fazla üzülmesin diye hemen konuyu değiştirdi.)

 

Fatih:Tamam artık herkes iyi çok şükür hem abiniz gelmiş bizim bu gün en mutlu günümüz şimdi hemen sofraya geçelim Umut'un da artık birşeyler yemesi gerek içeceği ilâçlar var

 

(Barış Umut'u kucağına aldı)

 

Barış:Gel bakalım aslanım

 

(Hep birlikte sofraya geçtiler)

 

ASAF EV

 

(Bahar,Gökçen ile odada resimlere bakıyordu oğlu büyürken yanında olamamıştı şimdi fotoğraflara bakarak o gelene kadar hasret gidermeye çalışıyordu.Asaf ise onlara herşeyi anlatmıştı Buğra'nın aslında yaşadığını,Hafize Sultan ın başına gelenleri torunlarını şimdi ise telefon ile konuştuğu için içerideydi)

 

Gökçen:Anne abim çok yakışıklıymış,şimdi çok büyümüştür demi

 

Bahar:Evet annecim

 

Gökçen:Sen bilirsin,şimdi kaç yaşındadır

 

Bahar:15

 

Gökçen:Beni sever mi kardeşim diyip kabul eder mi

 

Bahar:Eder annecim,çokta sever,seni hep korur,hep yanında olur

 

(Gökçen birden sessizce ağlamaya başladı)

 

Gökçen:Ama sen olmıyıcaksın,ben sensiz korkarım

 

(Yüzünü avuçlarının arasına aldı ve göz yaşlarını silerek konuşmaya başladı)

 

Bahar:Annecim ama yapma böyle konuştuk bunları ben yine gelicem,hem sen hani güçlüydün

 

Gökçen:Değilim çocuğum ben seni özlerim

 

Bahar:Annecim (Sıkıca sarıldı o esnada Asaf gelince hemen gözyaşlarını sildi,fakat Asaf ikisininde ağladığını anlamıştı)

 

Asaf:Bahar noldu?

 

Bahar:Hiiç,hiç abi önemli değil fotoğraflara bakıyordukta ben duygulandım ben duygulanınca Gökçen de üzüldü ee neyse biz gidip yüzümüzü yıkayalım abi...Bu arada Erva ile Eren ne zaman geliyormuş konuştunuz mu?

 

Asaf:Konuştuk konuştuk Buğra, Erva ile Eren'i de almış 5_10 dakikaya geliyorlarmış

 

Bahar:Tamam abi çok sağol,Allah razı olsun senden evini açtın bize

 

Asaf:Tabi açıcam sokakta kalacak değilsiniz ya senin her zaman gelecek bir abin var siz bana Ahmet Vefamın kardeşimin emanetisiniz sen benim kız kardeşimsin Gökçen de yeğenim

 

(Bahar tebessüm etti sonra kızını kucağına aldı ve yüzünü yıkamak için banyoya götürdü)

 

~~~~

 

(Eren gelmek üzereydi ve Bahar çok gergindi korkuyordu oğlunun yüzüne nasıl bakacaktı,ne diyecekti bilmiyordu Gökçen'de biraz tedirgindi 10 Dakika sonra kapı çaldı Bahar aniden ayağa kalkınca Gökçen'de korkuyla ayağa kalktı)

 

Asaf:Bahar tamam sakin bak çocuğud akorkutuyorsun oturun hadi ben kapıyı açıp geliyorum

 

(Asaf kapıyı açtı en önde Buğra vardı,Ceren'de mucağındaydı arkasında ise Eren vardı. Oğuzhan'da onun kucağındaydı her ikiside uyumuştu)

 

Sarp (Buğra):Yorulmuşlar arabada uyuya kaldılar ya

 

Asaf:Ha ta tamam oğlum hadi odalarına çıkarın siz

 

(İçeriye girdiler sağ tarafta oturmaodası vardı Eren kucağında Oğuzhan ile odaya çıkarken ara olan kapıyı ve içerde misafir olduğunu fark etti fakat ara olduğu için Bahar'ın yüzü görünmüyordu sadece yandan görünüyrdu hafif)

 

Eren:Misafir mi var amca (Eren amcasına genelde baba diyiyordu fakat bazen ağız alışkanlığından dolayı amcada diyiyordu)

 

Asaf:E evet oğlum sen Oğuzhan'ı çıkarda odaya, sonra çantanı filan koyup gelirsin

 

(Eren olumlu bir şekilde başını salladı sonra da Sarp'ın (Buğra) arkasından yukarıya çıktı)

 

Erva:Noluyo baba sen niye tedirginsin,kim geldi

 

Asaf:Kı-kızım hadi sende git çantanı filan bırak gel konuşuruz

 

(Erva çantasını yere bıraktı)

 

Erva:Baba noluyor (Erva anlamıştı) yoksa Baa-

 

Asaf:Şşş evet kızım yengen geldi

 

Erva:Ne diyiyorsun baba ya,hangi yüzle

 

Asaf:Kızıım mecbur kalmış sakın ama sakın anlamadan dinlemeden Eren'e ters birşey söyleme tamam'mı güzel kızım sakin kalmaya çalış Eren görünce ilk başta yüreği zaten yanıcak birde biz o yangını körüklemeyelim tamam mı birtanem

 

Erva:Ama baba

 

Asaf:Nolur kızım...gerçekten mecbur kalmış

 

(Erva olumlu bir şekilde başını salladı)

 

Asaf:Aferim sana (bastırarak anlından öptü sonrada sarıldı kızına)

 

Asaf:Hadi biz geçelim onlarda iner şimdi

 

(Odaya geçtiler)

 

TAHİRGİLİN EV

 

(Yemek yemişlerdi şimdi çay içeceklerdi Hifa uykusunun geldiğini belirttiği için Yağmur onu odaya çıkarmıştı)

 

KIZLARIN ODASI

 

(Yağmur,Hifa'nın üst pijamasını giydirdi)

 

Yağmur:Hadi bakalım birtaneeem gir yatağa

 

(Hifa yatağa girdi Yağmur'a yer açıp onunda yanına girmesini istedi,Yağmur'da tebessüm edip geçti yanına,sonra kardeşini göğsüne bastırarak başını okşadı)

 

Yağmur:Daha iyisin demi birtanem

 

(Hifa evet anlamında başını salladı,sonra sanki bu konunun uzamasını istemiyormuş gibi hemen yanında duran komidininden bir kitap çıkardı ve Yağmur'a uzattı,Yağmur alıp kitaba baktı)

 

Yağmur:Küçük prens (başını Hifa'ya eğdi) okuyim mi?

 

(Hifa yine olumlu bir şekilde başını salladı ve Yağmur Hifa'nın üzerini örtüp kitabı okumaya başladı)

 

ASAFGİLİN EV

 

(Asaf,Bahar,Gökçen, Sarp ve Erva odadaydı.Erva birşey dememek için kendini zor tutuyordu Sarp o zamanlar ailesinden ayrı düştüğü için Bahar'ın kim olduğunu tam hatırlayamamıştı bu gergin bekleyişede bu yüzden anlam veremiyordu ama az çok tahmin ediyordu o esnada Eren aşağıya indi)

 

Eren:Hoş ge...(Durdu anında gözleri doldu elindeki telefon yere düştü annesini asla beklemiyordu,sanki kalbine bi hançer saplanmıştı o kadar kırgın ve kızgındı annesine zoraki konuştu)

 

Eren:Anne!

 

 

BÖLÜM SONU

 

 

(OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN

 

☆Bölümü nasıl buldunuz?

 

☆Bahar ve Gökçen'i sevdiniz mi?

 

☆En beğendiğiniz sahne hangisiydi?

 

☆Sizce yeni bölümde neler olacak?

 

☆Eren ve Bahar yüzleşmesinde nele rolacak,Eren annesini affedip,kardeşini kabul edecek mi?

 

☆Yeni bölümde artık sırlar ortaya çıkacak bi aksilik çıkmazsa Alperen emanetçi olduğunu öğrenecek,takipte kalın sizleri çok seviyorum,kendinize iyi bakın ve hoşçakalın

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 20.11.2025 21:39 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...