46. Bölüm
Elisa Türkoğlu / Herkesin Vardır Bir Hikayesi / (40.Bölüm) EMANETÇİ SENSİN EVLAT

(40.Bölüm) EMANETÇİ SENSİN EVLAT

Elisa Türkoğlu
elisa_turkoglu

Şifanur Gül:Bahar 36 yaşında

Eylül Uğuz:Gökçen Vera 6 yaşında

------------------------------------------------------------

 

 

Eren:Hoş ge...(Durdu anında gözleri doldu elindeki telefon yere düştü annesini asla beklemiyordu,sanki kalbine bi hançer saplanmıştı o kadar kırgın ve kızgındı annesine,zoraki konuştu)

 

 

Eren:Anne!

 

 

(Dolu gözleriyle ve titreyen sesiyle neye uğradığını şaşırıp donup kalmıştı Eren. Yine aynı şekilde gözleri dolmuş olan Bahar birden oğluna sarıldı ama normal bir sarılış değildi ayrı kaldığı on yılın acısını çıkarırcasına ve on yıllık bir vijdan azabıyla sımsıkı bir sarılmaydı, bir süre kaldılar öylece... Eren hâlâ tam idrak edemiyordu gerçek miydi bu, annesi gelmiş miydi sahiden? Onları izleyen Erva,Asaf ve Sarp ise zor tutuyordu kendini Gökçen'e gelince annesinin arkasına dikilmişti korkuyordu ne olacaktı bundan sonra dert taşımak için bile daha minicik olan o yüreğiyle bunu düşünüyordu düşündüğü sadece bu değildi annesi gelmişti ama gidecekti yine, oda sarılmak istiyordu abisine ama çekiniyordu kucağındaki minik tavşanına sarılmış dudağını büzmüş onları izliyordu gözlerinden ise minik minik yaşlar akıyordu,annesinin eteklerine sarılmıştı...Eren ilk şoku atlatıp kendine gelince annesini itti ve bağırmaya başladı)

 

 

Eren:Bırak beni!

 

 

(Bahar ağlayarak cevap verdi,sesi titriyordu)

 

 

Bahar:Oğlum

 

 

Eren:Ben senin oğlun değilim,hangi yüzle geldin buraya

 

 

Bahar:Oğlum beni bi...

 

 

(Eren işaret parmağını kaldırdı ve sallayarak sözünü kesti)

 

 

Eren:Sakııın...(Demesiyle Gökçen birden annesinin önüne geçti ellerini teslim olur vaziyette kaldırdı ve masum bir ses tonuyla korku dolu gözleriyle yalvararak şöyle dedi)

 

 

Gökçen:Bağırma abi bağırma,vurma anneme nolur

 

 

(Eren bir kez daha şaşırdı ama bu kez bakışlarını Gökçen'e çevirdi bakışlarında merhamet ama bi o kadarda öfke vardı... Parmağı havada kaldı sonra yavaşça indirerek sakince Gökçen'e cevap verdi,annesine olan öfkesini o çocuğa kusmayacaktı...Çünkü halâ anlamlamdıramadığı şeyler vardı)

 

 

Eren:Korkma küçük vurmadım annene,(Sarp'a döndü,bir kaç saniye duraksadı) Abi çocuğu bahçeye çıkarır mısın? (Sarp,Gökçen'e elini uzattı)

 

 

Sarp:Gel bakalım ufaklık bizim bahçede çok kedi olur onlara bakalım seninle

 

 

(Annesine baktı)

 

 

Bahar:Gidebilirsin kızım

 

 

(Sarp'ın uzattığı eli tuttu ve bahçeye çıktılar.Daha sonra Eren tekrar annesine döndü.Bu kez iki kat katlanmış öfke ve iki kat artmış kırgınlık vardı bakışlarında...gözlerinden akan yaşa hakim olamıyordu)

 

 

Eren:Anne ha,anne,beni terk edip yeni bi aile mi kurdun kendine...

 

 

Bahar:Hayır oğlum öyle değil gerçekten dinle beni bi

 

 

(Eren öfkeyle bağırdı)

 

 

Eren:Neyi dinliyicem ya! Gördüğümemi inanıyim senin söylediklerine mi

 

 

(Bahar ağlamaya devam ediyordu)

 

 

Bahar:Gördüğün gibi değil oğlum,bak bi dinlesen anlıyıcaksın

 

 

Asaf:Aslanım annen haklı

 

 

Eren:Bu kadın benim annem filan değil,benim annem beni terk ettiği gün öldü! (Bir kaç saniye durdu sonra titrek bir ses tonuyla cümlesine devam etti) Ben göreceğimi gördüm anlayacağımı anladım...(Tekrar,Bahar'a döndü) Şimdi al o çocuğu defol git bu evden

 

 

Gökçen:Ama bizim evimiz yok ki

 

 

(Eren duyduğu ses ile gözlerini yumdu gözüne dolan son iki damla yaşta aktı sesin geldiği yöne doğru döndü,o esnada Sarp koşarak içeriye girdi)

 

 

Sarp (Buğra):Kusura bakmayın ya içeriye giricem diye tutturdu daha fazla tutamadım

 

 

(Bahar gözyaşlarını silip koltuktaki uzun şişme montunu eline aldı sonra koridordan onları izleyen kızının elinden tuttu)

 

 

Bahar:Hadi kızım

 

 

Asaf:Bahar delirdin mi sen nereye gidiceksin bu satte hemde küçücük çocukla

 

 

Bahar:Buluruz bir yol Allahın izniyle abi,herşey için çok sağolun

 

 

Asaf:Bahar gir içeriye,biraz abi sözü dinle kızım sabah gidersiniz (bir kaç dakika durdu sonra Eren'e döndü) demi oğlum ?

 

 

(Eren derin bir nefes alıp verdi,onun için çok zordu,Erva anlıyordu Eren'e hak veriyordu ama küçücük bir kız çocuğu ile bir kadının bu saatte gitmesinede gönlü razı değildi ve araya girdi)

 

 

Erva:Eren inan bana seni anlıyorum kırgınlığını,kızgınlığını şu an ne hissediyorsan bende aynılarını hissediyorum ve hakta veriyorum sana ama bu saatede küçük bir kız çocuğu ile bir kadını göndermek olmaz...Bu gecelik dursunlar yarın bir çözüm bulunur ne dersin

 

 

(Eren gözlerini yumdu bir kez daha, annesiyle aynı çatı altında durmak istemiyordu ama Erva ya da hak veriyordu doğru olmazdı bir kaç saniye duraksadı onun cevap vermesini beklerken Bahar bir kez daha araya girdi)

 

 

Bahar:Ervacım çok düşüncelisin teşekkür ederim ama gitsek daha iyi olucak hepimiz için en iyisi bu

 

 

Sarp (Buğra):Yalnış anlamayın ama Erva haklı bu saatte gitmeniz doğru olmaz

 

 

Eren:Haklılar ne kadar istemesemde vijdansız değilim durun gideceksenizde sabah gidersiniz (Asaf'a döndü) ben odamdayım baba sizde ne yapıyorsanız yapın (merdivenlerden çıkıp,odasına doğru gitti.Bahar ve Gökçen ise kapının önünde duruyordu )

 

 

Asaf:Hadi Bahar,içeri girin

 

 

Bahar:Abi...

 

 

Asaf:Bahar içeri dedim

 

 

Bahar:Peki,hadi kızım montunu çıkar

 

 

(Üzerlerini çıkarıp tekrar içeriye girdiler)

 

 

"NİHAYET SABAH OLMUŞTU"

 

 

TAHİRGİLİN EV KIZLARIN ODASI

 

 

(Hifa uyanmıştı ama yatağından çıkmamıştı hâlâ,keyfi yoktu,Yağmur içeriye girdi o esnada)

 

 

Yağmur:Birtanem bende tam seni uyandırmaya geliyordum ama görüyorum ki sen çoktan uyanmışsın,hadi kalk bakalım kahvıaltı hazır

 

 

(Hifa olumsuz bir şekilde başını salladı,yorganı sıkıca tutuyordu)

 

 

Yağmur:Neden ablacım aç değil misin?

 

 

(Hifa cevap vermemişti ve mahcup bir şekilde ablasına bakıyordu,Yağmur ne olduğunu tahmin etmişti,çaktırmadan hafifce yorganın alt tarafında baktı Hifa yatağını ıslatmıştı ama Yağmur bu durumu çok normal bir şekilde karşıladı ona mahcup olmayı gerektirecek bir durum olmadığını izah etti)

 

 

Yağmur:Anlaşıldı utanıcak bir şey yok ki ablacım olabilir böyle kazalar benim başımada gelmişti hemde kaç kere hatta biliyor musun aramızda kalsın ama Ali abimin,Alperen abimin bile başına gelmiştir zamanında böyle kazalar...Sen düşün bi aklına gelen kim varsa hepsinin başından geçmiştir emin ol yıkarız geçer tamam mı 🙂

 

 

(Hifa'da hafifçe tebessüm etti sonra Yağmur iki elinden tuttu ve yataktan inmesini sağladı,tam banyoya götüreceği anda kapı tekrar açıldı bu kez gelen Tahir'di .Hifa hemen elinden tuttuğu ablasının arkasına saklandı)

 

 

Tahir:Kızlar kahvıaltı hazır

 

 

Yağmur:Tamam baba geliyoruz

 

 

Tahir:Bir sorun mu var

 

 

Yağmur:Yoo! Siz başlayın bizde şimdi geliyoruz

 

 

Tahir:Tamam canım

 

 

(Tahir gitti,Yağmur,Hifa'ya baktı)

 

 

Yağmur:Hadi fıstığım

 

 

"Hifa parmağıyla çarşafını gösterdi"

 

 

Yağmur:Merak etme kimse görmeden makineye atarız yıkanır🙂

 

 

"Hifa mahcupça olumlu bir şekilde başını salladı"

 

 

Yağmur:Birtanem somurtma artık, biraz gülsün yüzün tamam mı ne dedim ben olabilir böyle şeyler çoğu insanın başına gelmiştir🙂

 

 

"Hifa hafif tebessüm etti ve başını olumlu bir şekilde salladı,sonrada Yağmur elinden tutup banyoya götürdü"

 

 

ASAFGİLİN EV

 

 

(Erva nın odasında yavru yatak vardı Bahar ile Gökçen o yatakta uyumuştu Asaf ise Erva ile birlikte kahvıaltı hazırlıyordu Ceren ve Oğuzhan'da onlara yardım ediyordu...Bir yandan kahvıaltı hazırlıyıp bir yandanda sohbet ediyorlardı Sarp ise çoktan gitmişti)

 

 

Erva:Akşam Bahar ablayla konuştum,çok üzüldüm yaşadıklarına,en çokta Gökçen'e

 

 

Asaf:Bende kızım bende o esaret altında büyütmek zorunda kalmış kızını

 

 

Erva:Bir çocuğu terk etmenin bedelini başka bir çocuğu esaret altında büyüterek ödemiş

 

 

Asaf:Ödediği bedel sadece o değil ki kızım ama mecbur kalmış işte

 

 

Erva:Bundan sonra ne olucak baba bizimle birlikte mi yaşıyıcaklar

 

 

Asaf:Şimdilik evet sonrası Allah Kerim

 

 

(Asaf karıştırdığı salatadan bir kaşık alarak kızının ağzına götürdü

 

 

-Bak bakıyim güzel kızım ,nasıl olmuş,tuzu yerinde mi?

 

 

(Erva babasının uzattığı kaşığı geri çevirmeden yedi,bir kaç saniye sonra)

 

 

Erva:Hıhım,eline sağlık babacım çok güzel olmuş!

 

 

Oğuzhan:Haya bu zeytini nereye koyuyim

 

 

Erva:Ağzımın içine koy halacım

 

 

(Oğuzhan sinirlendi)

 

 

Oğuzhan:Ya haya soflanın neresine koyuyim diye soyuyoyum ya

 

 

Erva:Tamam tamam kızma,nebiliyim koy işte her hangi bir yerine

 

 

(Ceren,Oğuzhan ın elinden aldı zeytin tabağını)

 

 

Ceren:Ver ben koyarım bunu ablacım sen şu çatalları dizsen daha iyi olur.

 

 

Oğuzhan:Tamam abla.

 

 

Ceren:Hala Alperen abilerle hiç konuştun mu

 

 

Erva:Hiç fırsatım olmadı balım

 

 

Ceren:Acaba Hifa nasıl oldu...Peki Selim abilerle konuştun mu?Umut nasıl olmuş iyi mi ?

 

 

Erva:Selimlee ee evet konuştum Umut iyimiş ama rapor vermişler bir kaç gün gelemiyicek

 

 

Asaf:Kızım Selimle konuşmaya fırsatın olduda Alperenlerle nasıl olmadı hiç anlamadım

 

 

(Erva'nın hafif yanakları kızarmıştı)

 

 

Erva:Şeey baba Selimle konuştum sonra tam Yağmur u arıyordum ki bir şey girdi araya öylece unuttum okulda sorarım artık

 

 

Asaf:İyi tamam

 

 

(O esnada telaşla Bahar indi aşağıya)

 

 

Asaf:Bahaar

 

 

(Kimseyi dinlemeden hemen bahçeye çıktı biraz sonra geri döndü)

 

 

Erva:Bahar abla noluyor

 

 

Bahar:Kuzum Gökçen'i gördün mü ya

 

 

Erva:Yok ben bahçede çiçek filan topluyor sanmıştım çiçekleri çok seviyormuş ya yok mu?

 

 

Bahar:Abi sen gördün mü

 

 

Asaf:Yok vallaha Bahar, ben hâlâ uyuyorsunuz zannediyordum

 

 

Bahar:Yok abi şimdi kalktım işte ama Gökçen yok

 

 

Ceren:Belki diğer odalarda filandır Bahar abla

 

 

Erva:Ceren doğru söylüyor Eren'in yanında olmasın

 

 

Bahar:Bilmem ki gerçi montu ve ayakkabısı evde belkide dediğin gibidir ama ben nasıl...

 

 

Erva:Tamam ben bakarım Bahar abla

 

 

Bahar:Sağol kuzum

 

 

(Erva,Eren'in odasına gitti ve kapıyı tıklatarak şöyle dedi)

 

 

Erva:Ereen müsait misin? (Ses gelmeyince bir kere daha tıklattı ve yine aynı şeyi dedi)

 

 

Erva:Ereen müsait misin,Ereeen bak giriyorum (Erva niye ses vermiyor anlamında başını sağa çevirdi sonra açtı kapıyı fakat Eren odasında yoktu)

 

-Eren 

 

 

(Erva,Eren'e seslenerek banyo dahil o kattaki bütün odalara baktı ama hiç bir yerde yoktu alelacele aşağıya indi ve telaşla şöyle dedi)

 

 

Erva:Baba Eren yok

 

 

Asaf:N-nasıl yok

 

 

Erva:Basbayağı yok,herşeyi fırlatmış yine odası darmadağınıık

 

 

Bahar:Allah Allah yani ben bahçenin her yerine baktım yoktu hiç kimse (Bahar iyice telaşladı)

 

 

Erva:Baba hem Eren hem Gökçen ikiside yok bu durum bana hiç normal gelmiyor Eren Gökçen'e zarar...

 

 

Asaf:Yok kızım daha neler Eren öyle birimi Allah aşkına

 

 

Erva:Ya nebiliyim hani sinir krizi geçiriyo ya odasıda dağılmış belki yine öyle birşey olmuştur Gökçen'e patlamıştır filan

 

 

Bahar:Erenim küçükkende çok sinirliydi ama kendinden başka kimseye zararı olmazdı oğlumun, o yüzden sanmıyorum öyle birşey olacağını

 

 

Erva:Aslında evet ama Gökçen in ayakkabısı ve montu evde

 

 

Asaf:Tamam bi sakin olalım Eren konusunda bi tahminim var babasının yanına gitmiş olabilir ama Gökçen'i bilmiyorum

 

 

Oğuzhan:Belki saklanmıştır

 

 

Asaf:Doğru evi iyice bir arıyalım ama önce birşey sorucam yani başka bir düşman filan yok demi Gökçen'i kaçı...

 

 

Bahar:Yok vallaha yok abi Şerefte adamlarıda hapiste en mantıklısı saklanmış olma ihtimali eve iyice bi bakalım

 

 

Asaf:İyi peki

 

 

(Odalara dağılıp aramaya başladılar)

 

 

10 DAKİKA SONRA MEZARLIK

 

 

(Eren,Asaf'ın dediği gibi gerçekten babasının yanına gelmişti mezarındaki toprakları okşayarak bir yandan ağlıyor bir yandanda dertleşiyordu sadece onunlada değil aile mezarlığı olduğu için o alanda yatan diğer sevdikleri ilede... )

 

 

Eren:Niye gittin baba niye,keşke kalsaydında annemin ihanetini görseydin bizi hiç sevmemiş baba hemde hiç başka bi aile kurmuş kendine şimdide hiç bir şey olmamış gibi çıkmış karşıma oğlum diyiyor...Mecbur kaldım diyiyor baba ama inanmıyorum (burnunu çekti) nasıl mecbur kalmış olabilir ki söylesene bir kızı var baba, bir kızı var besbelli başka bir adam için terk etmiş beni sen söyle şimdi nasıl affediyim baba ben onu nasıl (ağlaması şiddetlendi birdenbire bastırarak cümlesine devam etti) Birşey söylesene baba birşey söyle nolur annen gerçekten mecbur kaldı de başka bir adam için seni terk etmedi de...

 

 

-O söyleyemez ama ben söylesem dinler misin (sesi titriyordu ve gözlerinden yaş akıyordu,Eren gözyaşını hemen silip sesin geldiği yöne döndü,gördüğü isim şaşırtmıştı onu)

 

 

Eren:Gökçeeen sen ne arıyorsun burada,beni mi takip ettin

 

 

(Gökçen olumlu bir şekilde başını salladı)

 

 

Eren:Başımın belası ya

 

 

(Diyince Gökçen üzülerek başını öne eğdi,bunu fark eden Eren gönül alma minvalinde şöyle dedi)

 

 

Eren:Tatlı bela demek istedim

 

 

(Gökçen tebessüm ederek abisine yaklaştı elindeki çiçeklerin bir kısmını Ahmet Vefa'nın mezarına koydu,diğerlerinide sırayla,Yakup,Lema,İsra ve Hicran'ın mezarına koydu,sonrada Eren'in yanına geldi tekrardan)

 

 

Gökçen:Keşke olmasaydım

 

 

Eren:Neden

 

 

Gökçen:Sen üzülüyorsun

 

 

Eren:Ben sen olduğun için üzülmüyorum ki her ne olduysa senin bir suçun yok sonuçta

 

 

(Biraz duraksadılar daha sonra Gökçen birden şiddetle ağlamaya başladı)

 

 

Gökçen:Abi annem gerçekten mecbur kalmış sana zarar gelmesin diye canavarla evlenmek zorunda kalmış o şimdi hapiste...

 

 

Eren:N-ne

 

 

Gökçen:Doğru söylüyorum öl×××××××ti o bizi, biz ondan kaçtık

 

 

Eren:Nediyorsun sen ufaklık be-ben anlamıyorum

 

 

(Gökçen birden abisine sarılıp ağlamaya başladı bir süre öylece kaldılar ama Eren, Gökçen daha fazla ağlamasın diye hemen kendini geri çekip konuyu değiştirdi)

 

 

Eren:Tamam ağlama,bu kadar çok ağlarsan gözlerin mosmor olur ve şişer sil şu yaşlarını sümüklü prenses

 

 

(Gökçen duraksadı azda olsa sakinleşmişti ve göz yaşlarını silip hafif tebessüm etti abisinin söylediği komik gelmişti)

 

 

Gökçen:Iğrenç

 

 

(Eren hafif güldü,sonra ciddileşti)

 

 

Eren:Niye montsuz dışarıya çıktın sen hava buz gibi hasta olucaksın

 

 

Gökçen:Boyum yetmedi

 

 

Eren:E yelek ya da hırka filan giyseydin

 

 

(Gökçen hafif hüzünlendi)

 

 

Gökçen:Bunlardan başka üstüm yok ki benim

 

 

(Eren üzülmüştü ama çaktırmayarak yine konuyu değiştirdi)

 

 

Eren:Ayakkabında mı yok

 

 

Gökçen:Ayakkabım var

 

 

Eren:Niye giymedin o zaman ev terliği ile dışarıya mı çıkılır

 

 

Gökçen:İpleri var onun ama sen çok üzgündün öyle telaşlı gidince yetişemem diye giymedim hemen çıktım

 

 

Eren:Bak yaa (Eren hemen montunu çıkardı,tam Gökçen'e giydirecekti ki Gökçen izin vermedi)

 

 

Gökçen:Hayır giymem

 

 

Eren:Giymek zorundasın

 

 

Gökçen:Ama sen üşürsün

 

 

Eren:Üşümem ben merak etme...(Gökçen masum bakışlar attı) hadi dediim

 

 

Gökçen:Peki

 

 

(Eren montunu giydirdi ve fermuarını kapattı.Boyu Gökçenin dizlerinin altına kadar uzanıyordu,kucağına aldı,Gökçen yine masum bir ses tonuyla şöyle dedi)

 

 

Gökçen:Kucağına almana gerek yok ki benim ayaklarım var ,yürürüm

 

 

(Eren'de aynı ses tonuyla ona eşlik etti hani çocukla çocuk olmak diye bir hitap vardır ya işte tamda öyle)

 

 

Eren:Benimde ellerim var ya seni taşıyabilirim hem bu halde yürüyemezdin daha fazla,donmuştur ayakların

 

 

Gökçen:Ama yorulursan indir tamam mı kolların acımasın

 

 

(Eren tebessüm etti)

 

 

Eren:Tamam

 

 

(Ve gittiler)

 

~~~~

 

 

30 DAKİKA SONRA ASAFGİLİN EV

 

 

(Ceren ve Oğuzhan ın okul saati geldiği için onları servise bindirmişlerdi çoktan daha sonra her yere iyice bakmışlardı ama yoktu Gökçen, endişeyle salona toplandılar)

 

 

Asaf:Arka bahçeye baktım yok

 

 

Erva:Kıyafet dolapları dahi bütün odalara baktım ama yok

 

 

Bahar:Bende baktım hiç bir yerde yok,nereye gider bu çocuk (ağlamaya başladı) yol bilmez, iz bilmez

 

 

(Erva telefonuyla Eren'i aradı)

 

 

Erva:Yok Eren'e de ulaşılmıyor ki deliricem ya ,her defasında aynı şey yapılmaz ki ,ya başına...

 

 

Asaf:Güzel kızım bir sakin ol,bekliyelim biraz belkide birlikte bir yere gittiler

 

 

Bahar:Abi ne kadar daha bekliyicez ki bir saat oldu hem Gökçen in astımı var bir yerde krizi tuttuysa düşüp bayıldıysa ya başlarına bir iş geldiyse ne Erenime ulaşabiliyoruz nede Gökçenime kafayı yiyicem ya

 

 

(Tam o esnada kapı çaldı)

 

 

Erva:Haa kesin onlar

 

 

(Hemen koşup kapıyı açtı,Asaf ile Bahar'da arkasından geldi)

 

 

Erva:Eren

 

 

(Gökçen,Eren'in kucağında uyuya kalmıştı,herkes başka birşey oldu zannetmişti,Bahar endişeli bir ses tonuyla ne oldu bakışları atarak şöyle dedi)

 

 

Bahar:Oğlum no...

 

 

Eren:Şşş sessiz ol birşey yok uyuya kaldı kucağımda (sonra Gökçen'in yüzüne baktı yanakları hafif kızarmıştı Eren'de ateşimi var diye anlamak için alnını öptü çünkü eliyle ölçemezdi) ateşi mi var bana mı öyle geldi (Bahar elini alnına koydu)

 

 

Bahar:Çok hafif

 

 

(Eren annesinin kucağına verdi kardeşini annesine pas vermiyordu ve kendince haklıydı soğuk bir ses tonuyla şöyle dedi)

 

 

Eren:Belliydi zaten böyle olacağı sabah evden çıktığımı görünce peşime takılmış ne montunu giymiş ne de ayakkabısını ev terliği ile çıkmış... Yükselmez demi

 

 

Bahar:Y-yok şimdi çorba filan içiririm geçer inşallah

 

 

(Eren acı bi tebessüm etti)

 

 

Eren:Ben hastalandığımda bana çorba içiren bi anne yoktu başımda (gözleri doldu anlık ve duraksadı,Bahar'ın da gözleri doldu)

 

 

Bahar:Oğluum

 

 

Eren:Her neyse (hemen ayakkabılarını çıkarıp hiç yüzüne bakmadan hızlıca odasına doğru çıkmaya başladı)

 

 

Erva:Eren sen neredey...

 

 

(Eren merdivenlerden çıkarak ses verdi Erva'ya)

 

 

Eren:Sırası değil Erva giy üzerini okula geç kaldık çantamı alıp geliyorum

 

 

(Bahar üzgünce Asaf ve Erva'ya baktı)

 

 

Asaf:Zaman...biraz zaman Bahar

 

 

(Bahar yutkundu olumlu bir şekilde başını salladı)

 

 

Asaf:Hadi çocuğu salona götür

 

 

(Bahar kızını salondaki koltuğa yatırdı, ve yavaşça Eren'in montunu çıkardı Asafta yorgan filan almak için yukarıya çıktı,Gökçen sayıklıyordu Eren hızlıca aşağıya indi eğilmiş ayakkabılarını giyiyordu ki Bahar hemen yanına geldi)

 

 

Bahar:Oğlum montun

 

 

(Eren ayakkabısını ipini bağlayıp başını kaldırdı ters bakışlar attı annesine gözlerinin dolmasına engel olamıyordu elinde olsa gidip bir tepede bağırarak ağlayacaktı ama sıkıyordu kendini)

 

 

Eren:Birdaha bana oğlum deme

 

 

"Bahar suçluluk duygusu ve mahcubiyetiyle şöyle dedi"

 

 

Bahar:Tamam... Demiyicem birdaha ama montunu giy sende hasta olma

 

 

(Eren sinirle aldı annesinden montunu)

 

 

Eren:Çok umrunda sanki

 

 

Bahar:O ne demek tabi umrumda sen benim yavrumsun,canımsın senin gözünden akacak bir damla yaşta boğulurum ben...

 

 

(Eren'in gözlerine haps olan yaşlar yavaşça serbest kaldı,zoraki yutkundu,boğazı düğümlendi adeta)

 

 

Eren:Niye terk ettin o zaman beni "sesi titriyordu" hadi terk ettin diyelim hiç mi merak etmedin

 

 

(Bahar içi merhamet ve pişmanlık dolu bir ses tonu ile cevap verdi oğluna)

 

 

Bahar:Ettim oğlum ettim,aklım, kalbim hep sendeydi bir kuru ekmek yerken acaba sen yedin mi diye düşündüm hep "Bahar sağ elini Eren'in bir yanağına koyup hafifçe okşayarak gözlerinden akan yaş ile konuşmaya devam etti" sana yemin olsun ki ben mecbur kaldım senin için senden vaz geçmek zorunda kaldım annem yoksa bırakır mıydım hiç

 

 

(Eren titrek bir ses ile ağzından nefes verdi başını yeter artık der gibi sağa çevirdi,hali anne sevgisine muhtaç bir çocuk gibiydi Bahar bunu hissetmiş olmalı ki daha fazla dayanamayıp oğlunu sıkıca kendine çekip sarıldı,Erva'nın da gözleri dolmuştu Eren ise sessizce kendini sıkarak ağlıyordu bir kaç dakika sonra birden annesinin kollarından boynunu çekti annesinin yüzüne bakmıyordu bir kaç saniye öylece durdular Eren'in kızgınlığı git gide hafifliyor olsada kırgınlığı geçmiyordu sanki,ama artık daha sakindi,Gökçen'in söyledikleri kulağında yankılandı annesini dinleyecekti,okuldan dönünce herşeyi anlatmasını isteyecekti derin bir nefes alıp verdikten sonra gözyaşlarını sildi sonra Erva'ya döndü)

 

 

Erva:hadi Erva

 

 

(Kapıyı çekip çıktılar,Bahar'da üzülerek salona geçti)

 

 

~~~~~~

 

 

20 DAKİKA SONRA KOLEJ İLK DERS ÖNCESİ TENEFÜS

 

 

(Yağmur hariç efsane ve sekiz köşe oradaydı,Erva ve Eren ise yeni içeriye giriyordu herkes selam verdi ama Eren selam sabah almadan ve kimseye bakmadan keyifsizce yerine oturdu,hepsi noldu dercesine bakışlar attı Erva'ya ,Erva ise birşey demeden burnundan derin bir nefes verdi daha donra oda Eren gibi yerine oturdu )

 

 

Alperen:Eren,kardeşim iyi misin?

 

 

Eren:İyim birşey yok

 

 

Nil:Emin misin,hiç iyi görünmüyorsun

 

 

(Eren sinirle arkasında duran Nil'e döndü)

 

 

Eren:İyim dedim ya..."ayağa kalktı"

 

 

Erva:Nereye

 

 

Eren:Yüzümü yıkayıp gelicem

 

 

Erva:Tamam "Eren gitti,Selim endişelenmişti"

 

 

Selim:Noldu Erva ikinizde iyi görünmüyorsunuz,kötü birşey mi oldu

 

 

Erva:İyi mi kötü mü bilmiyorum amaa...Eren'in annesi geldi

 

 

Sekiz köşe/Efsane:Neee

 

 

(Sekiz köşe,efsaneye baktı Akın ve Taner yan yana duvara yaslanmış haldeydiler,Akın bakışını oturan diğer efsanelere çevirdi)

 

 

Akın:Hadi bizim kardeşimizde,size noluyor (Akın işaret parmağı ile Taneri göstererek çok ciddi bir tavırla,şöyle dedi)

 

 

Akın:Kardeşim seni ayrı tutuyorum

 

 

(Yiğit,Tuğçe,Ayaz ve Aymira göz devirirken Taner ise Akın ile aynı tavırla ona cevap verdi)

 

 

Taner:Biliyorum kardeşim

 

 

(Hafif güldüler,sonra tekrar ciddileşerek aynı anda kollarını bağlayıp,Erva'ya döndüler)

 

 

Akın:Noldu peki,konuştular mı,yani niye gitmiş annesi

 

 

Erva:Uzun hikaye öğlen arasında anlatırım amaa Bahar ablanın gelmesinden daha kötüsü ya da daha iyisi mi diyim,off bilmiyorum...

 

 

Nil:Erva çatlatmada söyle noldu ya

 

 

Erva:Bir kızı var

 

 

Sekiz köşe/Efsane:Nee!

 

 

(Akın efsaneye döndü)

 

 

Akın:Bir şeyede burnunuzu sokmayın ya

 

 

Yiğit:Yav merak etmiş olamaz mıyız anlaşamıyoruz ama düşmanda değiliz yani

 

 

(Selim hafif sertçe bağırdı)

 

 

Selim:Evet haklı ama bir susunda Erva yı dinleyelim (Erva ya döndü) anlat sen Erva bir kızı var demiştin en son

 

 

(Erva kıyamayan bir ses tonuyla şöyle dedi)

 

 

Erva:Evet altı yaşında ,Selim bir görsen birde öyle tatlı ki

 

 

(Tebessüm oluştu yüzünde,Selim'de ona karşılık tebessüm etti ve o an kıyamayarak baktı Erva'ya daha sonra Erva'nın tebessümü yavaşça silinip buruklaştı)

 

 

Erva:Amaaa

 

 

Selim:Ama

 

 

(Tam o anda Eren girdi içeriye,Erva sessizce şöyle dedi)

 

 

Erva:Sonra

 

 

(Sekiz köşe olumlu bir şekilde başını salladı ve hemen konuyu değiştirdiler)

 

 

Erva:Eee,şey ya Yağmur niye gelmedi Alperen

 

 

Akın:Aaa evet Yağmur yok bende diyiyorum bi eksiklik var üzerimde ama ne? Birşey mi oldu yoksa hastalığı...

 

 

Alperen:Yav yok amcaoğlu geçti,gitti o hastalık korkma kardeşim korkma

 

 

Akın:Elimde değil amcaoğlu o gelmediği zaman hep hastanede oluyordu ya aynı şeyleri yaşamaktan...

 

 

Alperen:Aslan Akınım benim aynı şeyleri birdaha yaşamıyıcaz inşallah,söz veriyorum sana🙂

 

 

Akın:🙂

 

 

Alperen:Hifa nın kafası dağılsın diye bu gününü ona ayırmak istedi bizde bir şekilde rapor aldık hepsi bu. Yağmur'da iyi Hifa'da,yarın gelicek merak etme...

 

 

Akın:İnşallah!

 

 

BÖRÜ

 

 

(Toplantı halindeydiler Bekir Berk hariç hepsi oradaydı)

 

 

Cahit Başkan:Durum ne

 

 

Koca Yusuf:Başkanım şimdi bu Bit aynamıydı neydi

 

 

Zeyd:Kurban oliyim abi Bit ayna ne Allahını seversen ya

 

 

Koca Yusuf:Bit Ayna değil miydi oğlum öyleydi daha

 

 

Barış:Olur mu abi yalnışın var bit değil o pire, pire aynaydı 😄

 

 

(Barış gülerken diğerleride ona hayattan soğumuşçasına bakıyordu,bakışları Cahit başkan böldü,başını sağa çevirerek şöyle dedi)

 

 

Cahit başkan:Töğbeestağfurullah (Barış ciddileşti)

 

 

Barış:Afedersiniz başkanım

 

 

Cahit başkan:Her neyse Britanya Koca Yusuf Britanya

 

 

Koca Yusuf:Yav başkanım acayip acayip isimleri var bunların diğeri neydi Ja-Ja

 

 

Sarp (Buğra):Javed abi Javed...

 

 

Koca Yusuf:Ha işte o ...(Cahit'e döndü) Ne yazık ki başkanım ikisinide konuşturamadık

 

 

Hanne:Adamlar Nuh diyiyor peygamber demiyor başkanım

 

 

Ali Batur:Bekir Berk gelsinde konuşturur onları

 

 

Barış:Vallaha amcaoğlum,onları Bekir abim bile konuşturamaz

 

 

Gülçehre:Adrian'a gelince ondan bir binanın adresini bir şekilde aldık tuzak mı değil mi emin olmak için araştırdıkta ve emin olduk tuzak filan değil gerçekten bir binanın adresini vermiş

 

 

Zeyd:Geriye kalan binalarıda hâlâ araştırıyoruz tabi önceliğimiz bu yeni binayı halletmek sonrasında diğerlerinide buluruz evelallah

 

 

Koca Yusuf:Bulsak ne olucak Aslan Zeydim biz buluyoruz tam bitti diyiyoruz ki bunlar yine bir yerleden çıkıyor...Vallaha bezdim ya nediyim Allah yardımcımız olsun

 

 

Bekir Berk:Amiiin dayı amin

 

 

(Hepsi sesin geldiği yöne döndü Ali enerji dolu sesiyle şöyle dedi)

 

 

Ali Batur:Oooo,Bekirim (kalktı ve sarıldı) hoşgeldin benim aslan kardeşim

 

 

(Bekir'de aynı enerji ve sevinç dolu ses tonuyla cevap verdi)

 

 

Bekir:Hoşbuldum be kardeşim hoşbuldum😁

 

 

(Herkes sırayla sarıldı,en son Barış kalmıştı onunlada sarıldılar)

 

 

Barış:Abim benim be,vallaha omuz omuza savaşmayı özledim,şükür kavuşturana

 

 

Bekir Berk:Çok şükür kardeşim çok şükür

 

 

Cahit Başkanım:Eee Bekirim sende geldiğine göre geç otur bakalım toplantımıza devam edelim (Bekir oturdu) Artık hasretinizi şirazileri bir bir yok ederken bolca giderirsiniz

 

 

(Hep birlikte güldüler)

 

 

~~~~~~~~~~~~~

 

 

(NİHAYET AKŞAM OLMUŞTU EREN'İN ARTIK ANNESİYLE YÜZLEŞME VAKTİ GELMİŞTİ,HERŞEYİ KONUŞACAKLARDI SARP HARİÇ HERKES EVDEYDİ CEREN VE OĞUZHAN UYUYORDU,EREN VE ERVA İSE SEKİZ KÖŞEYLE BULUŞTUKLARI İÇİN DAHA YENİ GELMİŞLERDİ EVE,GÖKÇEN İSE HALSİZ VE BİTKİNCE KOLTUKTA UZANIYORDU YARI UYANIK YARI AYIK GİBİ Bİ HALİ VARDI)

 

 

Eren:Gökçen nasıl oldu?

 

 

Bahar:Hâlâ ateşi var

 

 

Erva:Hiç mi düşmedi ya

 

 

Asaf:Yok siz gidince iyice yükseldi ateşi sonra hafifledi ama hâla tam düşmedi

 

 

Bahar:Yiyip içmedi ki abi düşsün

 

 

Eren:Hastaneye mi gitsek

 

 

Bahar:Şimdilik gerek yok çok şükür hafifledi ya bir iki saate tamamen düşer

 

 

Eren:İnşallah!

 

 

(Gökçen birden sayıklamaya başladı)

 

 

Gökçe:Abi

 

 

Eren:Abi mi dedi,anlamadım

 

 

Bahar:Evet abi dedi sabahtan beri seni sayıklıyor

 

 

Eren:Beni mi,neden

 

 

Erva:Sence neden Eren,abisisin ya hani

 

 

(Sert bi ifadeyle cevap verdi)

 

 

Eren:Abisi filan değilim (sonra duraksadı bu kezde naif ve sakin bir ses tonuyla kendi duyacak şekilde cümlesine devam etti. ) Ya da öyleyim,bilmiyorum kafam karışık (ses tonu tekrar yükseldi) hem birbirimizi tanımıyoruz bile,niye sayıklasın?

 

 

Bahar:O seni tanıyor

 

 

Eren:Nasıl

 

 

Bahar:Ben ona seni hep anlattım en sevdiğin yemekten tut en sevdiğin içeceğe kadar herşeyini anlattım (ikisininde gözleri doldu)

 

 

Eren:Ne anlattın peki yani neyi seviyormuşum,nasıl biriymişim ben

 

 

Bahar:En sevdiği yemek sarma ve pilav tatlı çok sevmez ama triliçeye hayır diyemez en sevdiği içecek su,en sevdiği renkler mavi ve mor hepsini söyledim.Abin çok akıllıdır,efendidir,olgundur,zekidir bierazda duygusal ve içine kapanıktır kimse üzülmesin diye kendi üzüntüsünü hep içinde yaşar,sevdiklerini korumak için herşey yapar dedim,bir çok şey daha anlattım ama şimdi hepsini anlatırsam uzun sürer çünkü ben ona seni bir saat ya da bir gün değil tam altı yıl boyunca anlattım...

 

 

(Eren'in gözlerinden yaş akmaya başladı kendi içinden annem gerçekten beni hiç unutmamış hep aklındaymışım diye geçirdi biraz kırgın,biraz kızgın bir ses tonuyla sordu)

 

 

Eren:Niye gittin madem beni bu kadar çok seviyordum ona hep anlattın niye bıraktın o zaman? Ben her gün annemi üzecek birşey yaptımda o yüzden mi gitti acaba diye düşündüm,kendimi suçladım... Gökçen sabah mezarlıkta senin için senden vaz geçti biz canavardan kaçtık gibi birşeyler anlattı ama hiç birşey anlamadım,o yüzden şimdi bana herşeyi eksiksiz en küçük detayına kadar anlatıcaksın...

 

 

(Bahar gözlerinden yaş akarak titrek bir ses tonuyla cevap verdi oğluna)

 

 

Bahar:Beeen (yutkundu onun için bu olanları anlatmak çok zordu,çünkü çok zor şeyler yaşamıştı zoraki cümlesine devam etti) Ben gittim çünkü...(duraksadı devam edemiyecekti,ağzından derin bi nefes verdi) Abi nolur sen anlat

 

 

Asaf:Tamam Bahar tamam

 

 

(Eren annesine döndü)

 

 

Eren:Anlatıcak yüzün yok demi haklısın ben evladıma başka biri için seni terk ettim diyemezdim çünkü

 

 

Asaf:Evet haklısın annenin anlatmaya yüzü yok çünkü onun için çok zor ama senin sandığın gibi bi durumda söz konusu değil eğer anlatmama izin verirsen anlıyıcaksın

 

 

(Eren kendini toparladı ve amcasının bu isteğini olgunlukla karşıladı)

 

 

Eren:Tamam...

 

 

(Asaf derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı)

 

 

Asaf:Gökçen'in dedesi ile senin deden yani benim babam çok yakın iki dosttu hatta ortaktı biz onların çocuklarıyla beraber büyüdük hepimiz kardeşten öte dost olduk sonra bi anlaşmazlık oldu dedelerinizin ortaklığı bozuldu iletişimi filan kestiler ama Ahmet Vefa kesmedi. Şeref le her zaman çok yakın iki dosttular babalarımız yüzünden aramız niye bozulsun ki diye düşünerek görüşmeye devam ettiler taa ki ikiside aynı kıza yani annene sevdalanana kadar...

 

 

Bahar:Ama ben babandan başka kimseyi sevmedim oğlum sadece onu sevdim

 

 

Asaf:Evet

 

 

Eren:Sonra noldu peki

 

 

Asaf:Sonra bir kaza oldu bu kazaya benim babam sebep oldu o kaza sonucuda Sadık bey yani Gökçen in dedesi vefaat etti

 

 

Eren:Nee! Sadık amca dedem yüzünden mi vefaat etti

 

 

Asaf:Görünmez kaza evlat... Babamın bir suçu yoktu bilerek yapmadı çünkü... Sadık amcanın eşi hatta diğer çocukları dahi babamın suçu olmadığını kabul ediyordu ve evet gerçekten öyleydi dedim ya kaza işte ama Şeref'e göre öyle değildi annene o kadar takmıştı ki ,babanı,bizi düşman belledi bu yüzden babasının ölümündende bizi suçladı... Daha sonra annen ne kadar karşı gelsede kimse onu dinlemedi ailesi onu Şerefle zorla evlendirmeye kalktı hatta düğünleri oluyordu tabi biz kaçırdık anneni

 

 

(Asaf ve Bahar tebessüm etti)

 

 

Eren:Gerçekten mi

 

 

Bahar:Öyle tabi ne sandın

 

 

(Eren hafif tebessüm etti,biraz durdular sonra merakla sordu)

 

 

Eren:Devamında noldu

 

 

Asaf:Devamında ne olucak evlat annenle,baban evlendi şehir dışına kaçırttık onları sonra sen oldun...

 

 

Eren:Şeref'e noldu

 

 

Asaf:Baban vefaat edene kadar ondan hiç haber almadık hatta bir kızla nişanlandığını duyduk sonra bir işlere bulaşmış hapse girmiş sonra çıkınca evlerinde çıkan bir yangın sebebiyle tüm ailesini kaybetmiş daha sonrada annene ulaşmış bi şekilde babanın vefaat ettiği senesi,babanın son operasyonunda karşı tarafta çatıştığı adamların arasında Şeref'te varmış

 

 

(Eren sinirle ayağa kalktı)

 

 

Erva/Eren:Nee!

 

 

Erene:Yoksa baba mı o mu...

 

 

Asaf:Yüksek ihtimalle evet ama kesin değil yani başka biride vurmuş olabilir

 

 

Eren:Ne fark eder ki baba sonuçta hepsi aynı tarafta geberticem o adamı

 

 

(Eren tam gidecekti ki Asaf durdurdu)

 

 

Asaf:Oğlum iyi misin sen nereye gidiceksin bu saate

 

 

Eren:Bilmiyorum ama böyle oturup beklemiyicem polise giderim birşey yaparım öyle ya da böyle bir şekilde yaptıklarının bedelini ödiyicek o adam

 

 

Bahar:Oğlum Şeref müebbet yedi hapiste yani

 

 

Asaf:Evet o hem burada hemde ahirette cezasını çekecek senin yapacağın hiç birşey yok otur hadi daha anlatacaklarım bitmedi (Eren sakinleşip oturdu) Annene gelince o seni terk etmemiş bir nevi zorla alıkonulmuş

 

 

Eren:Nediyorsun sen amca,n-nasıl yani

 

 

Asaf:Şeref anneni onunla evlenmesi için senin canınla tehdit etmiş annende mecbur kalmış şiddet görmüş,esaret hayatı yaşamış

 

 

(Eren'in gözleri doldu ve sinirlendi)

 

 

Eren:Bi birdakka Gökçen in babası o adam mı

 

 

(Bahar gözlerini kırptı,kirpikleri titredi ve üzgünce başını olumlu bir şekilde salladı,Eren sinirle bağırarak ayağa kalktı)

 

 

Eren:L×××an (Gökçen korkuyla yataktan sıçradı,Eren ise herşeyi dağıtmaya başladı Eren sinir krizi geçiriyordu yine) yeter! Yeter ya yeter bizdekide can ne biçim insanlar var bu hayatta

 

 

(Asaf ve Erva kalkıp sakinleştirmeye çalıştı Gökçen ve Bahar ise ağlıyordu)

 

 

Asaf:Oğlum oğlum sakin ol

 

 

Eren:Bırak beni bırak o adam annemi tehdi etmiş yetmemiş kaçırmış kendi kızına bile esaret hayatı yaşatmış nasıl sakin oluyim ben

 

 

(Eren tekrar etrafı dağıtmeye başladı Asaf engel olamıyordu ama bir şekilde arkasından yakalayıp sarıldı ama sıkıca sarıldı daha fazla kendine zarar vermesin diye...Onunda gözlerinden yaş akıyordu,Erva ise endişeleniyordu)

 

 

Asaf:Geçti geçti aslanım geçti tamam bak biz burdayız,annende burada

 

 

(Eren hüngür hüngür ağlamaya başladı ve kendini yavaşça kayarak yere bıraktı Asaf ta arkadan sarıldığı için oda otomatikmen onunla birlikte oturmuştu yere sıkıca sarıldı başını okşuyordu)

 

 

Asaf:Tamam,tamam oğlum,tamam aslanım (Erva ya kaldırdı kafasını) kızım bi bardak su getir (Erva mutfağa gitti,Bahar sarılmak için yavaşça oğluna yaklaştı bi bebeğe dokunur gibi dokundu ve onu yavaşça kendine çekerek sarıldı bu kez sarılmasına Eren'de karşılık verdi yıllardır birbirinden ayrı kalan anne oğul bu kez birbirine destek oldu birlikte ağladılar,on yıllık bi hasretle birbirine sarıldılar,Bahar ağlayarak şöyle dedi)

 

 

Bahar:Özürdilerim özürdilerim oğlum senin yanında olamadım nolur affet beni annecim ben mecbur kaldım...

 

 

(Eren biraz sakinleşmişti ağzından acı bir nefes verdi sesi titriyordu)

 

 

Eren:Senin bi suçun yok sen gerçekten benim için benden vaz geçmişsin o adam kim bilir neler yaptı size o kadar şeye benim için katlanmışsın (burnunu çekti Gökçen korkarak yaklaştı abisine onunda gözlerinden yaş akıyordu ama şuan abisi için daha çok endişeleniyordu titreyen elleriyle abisinin göz yaşlarını sildi)

 

 

Gökçen:Benim yüzümden üzülme ben giderim birdaha çıkmam karşına söz ama sen üzülme

 

 

(Eren'in ağlaması hafif arttı derin bir iç çekti ve bir anda kardeşini kendine çekip sıkıca sarıldı başını okşayarak konuşmaya başladı)

 

 

Eren:Senin bi suçun yok ufaklık ağlama,benim sinirim sana değil size bunca şeyi yaşatan o canavara sizin hiç bi suçunuz yok ki hele senin hiç yok hatta belkide en masumumuz sensin ağlama...

 

 

(Gökçen birden öksürmeye başladı,nefes alamıyordu Eren hemen sarılmayı bırakıp endişeyle kardeşine baktı,diğerleride endişelenmişti)

 

 

Eren:Gökçen nefes al,nefes al

 

 

Bahar:Kı- kızım,kızım sakin,sa-sakin annec

 

 

Asaf:Bahar nerede ilacı nerede

 

 

(Bahar panikle etrafına baktı o anda Erva hemen elinde astım ilacı ve bir bardak su ile koştu,Eren anlamsız bakışlar atıyordu astım ilacını görünce bir an kaldı öylece)

 

 

Erva:Bahar abla (ilacı uzattı )

 

 

Bahar:Sağol kuzum (hemen aldı elinden ve Gökçen'in ağzına götürdü)

 

-Tamam tamam geçti kızım

 

 

(Gökçen nefesini kontrol edemedi ilk başta)

 

 

Eren:Güzelim derin derin nefes al ver bak benim gibi (burnundan alıp yavaşça ağzından verdi Gökçen'de aynen öyle yapınca sakinleşmişti)

 

 

Erva:İyi misin fıstık

 

 

Gökçen:İyim

 

 

Eren:Benimde astımım vardı küçükken demek seninde var... (hüzünlü gözlerle annesine baktı,anneside olumlu bir şekilde başını salladı) Erva suyu verir misin?

 

 

(Erva,suyu uzattı)

 

 

Eren:Şundan bir yudum al bakalım

 

 

Gökçen:Gerek yok geçti,onu sen iç abi

 

 

Eren:Ya Allah Allah ben iyim ne inatçı bir çocuksun sen olmaz ki böyle madem abinim sözümü dinle o zaman iç hadi

 

 

(Gökçen tebessüm edip içti,daha sonra Eren ateşini kontrol etti)

 

 

Eren:En azından ateşi düşmüş🙂

 

 

(Önce tebessüm etti sonrada hüzünle annesine baktı,Bahar'da aynı ifadeyle ona bakıyordu Eren inanmıştı annesine esaret hayatı dediğine göre hem ona hemde Gökçen'e çok çektirmiş olmalı diye düşünüyordu kim bilir neler yaşadılar sabah Gökçen'in söylediğinide daha iyi anlamıştı anneside,Gökçen'de şiddet görmüştü o adamdan... Gökçen'in bağırtıdan gürültüden hatta o gün abisine abi vurma anneme demesinden bile anlaşılıyordu o an Eren'de fark etmişti bunu...Başka biri olsa belkide kendi babasını öldüren bir adamın çocuğunu kardeşi olarak kabul etmezdi ama Eren öyle değildi çünkü o adam Gökçen'i dahi öldürmeye kalkışmıştı...)

 

 

~~~~~~~~~

 

 

15 GÜN SONRA

PARK

 

(Günlerden Cumartesiydi voleybol turnuvası çoktan yapılmıştı hatta kazanan Yağmur ve Erva'nın takımı olmuştu şimdi ise Yağmur,Hifa'yı parka getirmişti,Erva'da ona eşlik etmişti,Hifa parkta oynuyor Erva ve Yağmur'da bankta oturmuş sohbet ederek onu izliyordu)

 

 

Erva:Niye Ankara'da ki okula gitmekten vazgeçtin

 

(Yağmur duraksadı,derin bir nefes alıp hafif burukça ceval verdi)

 

Yağmur:Akın'ı...sizi bırakamadım işte

 

(Erva hafiften sinirlenmişti,Yağmur başkaları için yine kendinde vaz geçmişti çünkü)

 

Erva:Ya saçmalık bu en büyük hayalin nasıl vaz geçebildin Yağmur

 

(Yağmur hafifce yükseldi)

 

Yağmur:Çünkü ben sevdiklerim için hayalimden bile vaz geçebilirim Erva...Hem Akın'ın bu aralar bana,bize ihtiyacı var abisini bulmak için kendince birşeyler yapmaya çalışıyor nasıl bırakiyim,abimin ihtiyacı var yürüyebilmek için çabalıyor iyice kapattı kendini,Hifa'nın ihtiyacı var yani o son olaydan sonra iyice mahvoldu çocuk psikolog sayesinde yeni yeni toparlamaya başladı,Eren in ihtiyacı var sayıyim mi daha

 

Erva:Eren'in annesine daha çok ihtiyacı varmış meğerse , o gayet iyi...Gökçen'i de çok seviyor. Bir derdi olsa ilk o koşar başına birşey gelse dünyayı yakar öyle seviyor ,yani senin anlayacağın Eren çok iyi geriye kalanlarıda biz hallederdik vazgeçmeseydin hayalinden

 

Yağmur:Neyse Erva kapatalım bu konuyu nasip değilmiş

 

(Erva destek olur bir ses tonuyla cevap verdi)

 

Erva:Yağmuuur,canım

 

(Yağmur yalvarır gibi sakin ve naif bir ses tonuyla cevap verdi)

 

Yağmur:Ervaa, lütfen

 

(Erva derince bi of çekti,sonra ona destek oldu)

 

Erva:Peki tamam,sen nasıl istersen öyle olsun canım,ama birdaha düşün derim

 

Yağmur:Olur Ervam düşünürüm,beni düşündüğün için teşekkür ederim🙂

 

Erva:🙂

AKIN VE YAĞMUR'UN GİZLİ YERİ

 

 

(Akın tek başına Anıl'ın Yağmur ve Akın için yapmış olduğu ağaç evin bulunduğu yerde ağacın dibine sırtını yaslamış keyifsizce oturuyordu,tam o anda Selim,Taner ve Alperen ilerden ona doğru geliyordu.Alperen'i,Selim sürüyordu yine biraz daha yaklaşınca Akın onları fark etti)

 

 

Akın:Haydaa! Oğlum ben sizden kaçıyorum,siz geliyorsunuz yanıma bu nedir ya aşık mısınız bana,bensiz yapamıyor musunuz

 

 

(Gülerek cevap verdiler Akın'a)

 

 

Alperen:Paşamın laflarına bak sen ya,yapamıyoruz kardeşim olamaz mı?

 

 

Akın:Oğlum birtane kafa dinlediğimiz bir yerimiz vardı onunda içine ettiniz iyi mi?

 

 

Selim:Biz naptık kardeşim buradan bize bahseden sendin ne günahımız var bizim

 

 

Taner:Hiç! İlla diplerde olacak,kendi sorununu kendi halledicek paşa bey madem öyle biz niye varız kardeşim

 

 

Alperen:Haklı çocuk günlerdir bizden uzaksın iyi ki bi abin olduğunu öğrendin bu kadar arabekse bağlanır mı amcaoğlum hadi bağlandı diyelim o arabekste biz seni yalnız bırakır mıyız hiç

 

 

(Akın güldü)

 

 

Selim:Abini bundan sonra birlikte arıyıcaz kardeşim

 

 

Akın:Sağolun,iyi ki varsınız ama artık gerek kalmadı abim bi iz buldu çok şükür büyüdüğü yetimhaneye ulaştı

 

 

Alperen:Tamam işte ne güzel niye hâla diplerdesin sen amcaoğlum yapma böyle...Anıl abi bulacaktır eminim

 

 

Akın:Haklısın kardeşim, inşallah

 

 

(O anda Selim'e mesaj geldi)

 

 

Mesaj Asaftan:Selim evlat arkadaşlarını topla 1 saat sonra çalışma alanında buluşalım acil

 

 

(Hepsi meraklı gözlerle ona baktı)

 

 

Akın:Amcaoğlu ne oldu

 

 

Selim:Mesaj Asaf ustadan bizi çağırıyor hemde acil demiş

 

 

Alperen:Ne oldu ki acaba

 

 

Selim:Bilmiyorum gidince öğreniriz

 

 

Taner:Madem öyle hadi bekletmeyin adamı

 

 

Akın:Sen napıcan tek başına

 

 

Taner:Yav kardeşim çocuk muyum ben evime giderim

 

 

Akın:Gidersin demi

 

 

Taner:Ya sabır niye gidemiyim kardeşim Allah Allah! Hadi kaçtım ben eyvallah 👋

 

 

Alperen,Akın,Selim:👋

 

 

~~~~~~~

 

PARK

 

 

(Erva markete su almaya gitmişti,Yağmur'un yanı boş kaldı bu yüzden ama çok sürmeden bir anda Tarık gelip oturdu)

 

 

Tarık:Yağmur nasılsın canım

 

 

(Yağmur pek hoşnut olmasada cevap verdi)

 

 

Yağmur:İyim amca sen

 

 

Tarık:Bende iyim,buradan geçiyordumda seni görünce bi selam veriyim dedim

 

 

Yağmur:Sağol

 

 

Tarık:Gitmekten vaz geçmişsin

 

 

Yağmur:Evet

 

 

Tarık:Ama hatırlarsan biz böyle konuşmadık sen bana amca Akın'ı okula gönder gerekirse ben buradan giderim demiştin

 

 

Yağmur:Evet dedim ama vaz geçtim Akın'ı da sevdiğim diğer insanlarıda bırakmıyıcam

 

 

Tarık:Haklısın sevdiklerinden ayrılmak zordur ama bazen dayanmak gerekir hem o okul senin hayalindi neyse yapıcak birşey yok nasip değilmiş?Bende zaten yarın okulla tekrar konuşacaktım,Akın için

 

 

Yağmur:Nee!

 

 

1 SAAT SONRA ASAFGİLİN EV ÇOCUKLARIN ÇALIŞMA ALANI

 

 

(Asaf,Tahir,Fatih ve sekiz köşe oradaydı)

 

 

Alperen:Noluyor hocam niye toplandık hepimiz buraya

 

 

Asaf:Artık öğrenmeniz gereken bazı şeyler var çünkü o yüzden

 

 

(Selim ve Nil aynıanda endişeli gözlerle birbirine baktı acaba tahmin ettiğimiz şey mi diye düşünüyorlardı sonra ikiside aynıanda bakışını Alperen'e çevirdi)

 

 

Selim:Baba

 

 

Fatih:Sakin oğlum

 

 

Erva:Anlatıcak mısınız artık yoksa böyle birbirimize bakmaya devam mı edicez

 

 

Yağmur:Evet baba anlatın artık

 

 

Tahir:Biraz sabırlı olun çocuklar

 

 

Asaf:Hepiniz biliyorsunuz ki biz Fatih'in torunlarıyız ve tek bi amacımız var oda Asiltürkler olarak Filistin'i yeniden özgürlüğüne kavuşturmak,Şirazileri yok etmek bunun için yaz boyu Devletin sizler için açtığı sanat ve spor okulunda özel eğitimler aldınız...

 

 

(Alperen'in bir an yüreği sıkışmıştı,sanki hissediyor gibiydi)

 

 

Alperen:Evet biliyoruz,öğrenmemiz gereken diğer şeyler ne

 

 

(Akın'da sezmişti)

 

 

Akın:Emanetçi ya da Fatih'i

 

 

Tahir:Evet emanetçiyi

 

 

Eren:Bi-birdakka emanetçi aramızdan biri mi

 

 

Asaf:Evet oğlum

 

 

(Selim ve Nil aynıanda derin bir nefes verdi çünkü onlar biliyordu ve eğer Alperen onların daha önceden bilip buna rağmen söylemediklerini öğrenirse neler olacaktı şuanda tam kestiremiyor ve endişeleniyorlardı kesin çok kırılacak diye düşünüyorlardı)

 

 

Alperen:Kim peki (zoraki yutkundu sanki hissediyor gibiydi)

 

 

(Tahir,Asaf ve Fatih birbirine baktı Tahir oğlunun buna hazır olmadığını düşündü bir an bu yüzden endişelendi söylemesek mi acaba bakışları attı)

 

 

Asaf:Hayır Tahir bu iş daha fazla uzuyamaz bilmek zorunda "diyince sekiz köşenin göz bebekleri büyüdü hepsi Alperen'in olduğunu anlamış gibiydi sanki,Alperen'in gözleri doldu"

 

 

Alperen:Baba "kim bu emanetçi dercesine meraklı gözlerle baktı"

 

 

Tahir:Oğlum...emanetçi...emanetçiii

 

 

Asaf:Sensin evlat

 

 

(Alperen bakışlarını birden Asaf'a çevirdi.Göz bebekleri kocaman olmuş ve dolmuştu)

 

 

BÖLÜM SONU

 

 

 

"Evet uzunca bir bölümün daha sonuna geldik nasıl buldunuz"

 

 

-Alperen artık öğrendi sizce nasıl tepki verecek?

 

 

-Yağmur vaz geçmişti ama Tarık yüzünden yine ortalık karıştı,Yağmur ne yalacak?

 

 

-Eren,in Bahar ve Gökçen ile olan sahneleri nasıldı?

 

 

-Gökçenin abisini takip etmesini mezarlık sahnesini nasıl buldunuz?

 

 

-En beğendiğiniz sahne hangisiydi,en çok hangi sahnede duygulandınız?

 

 

-Bundan sonra ne olacak,Alperen yürüyebilecek mi?

 

 

"MERAK EDİYORSANIZ ÇOK YAKINDA YENİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE KENDİNİZE İYI BAKIN VE HOŞÇAKALIN🤗

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 02.12.2025 14:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...