
Arkadaşlar bu bölümü iki part şeklinde yayınlayacağım 17.Bölümü part 1 olarak düşünün.Part 2'de 18.Bölüm olacak.
Bu bölümün kısa olduğuna bakmayın çünkü 18.bölüm daha uzun olacak.
Hepinize iyi okumalar😘
Bugün sarayda büyük bir hareketlilik vardı.
Herkes bir yerlere koşturup duruyordu.
Ve ne olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu.
Salonda koşturan kızlardan birinin kolunu tutup bu tantananın sebebini sordum.
“Neden herkes böyle telaşlı bir şekilde koşturup duruyor?” dedim.
Benim bu soruma karşılık kız hızlı bir şekilde konuşup:
“Bugün büyük bir davet var. Soylu tüm kurtlar ve aileleri gelecek.” dedi ve hemen yanımdan uzaklaştı.
Kızın gidişiyle arkasından şaşkın bir şekilde baktım.
Bu davet ne içindi?
Marcus bile hiç ara vermeden yaptırdığı eğitime gelmemişti.
Bugün ki davet gerçekten çok önemli olmalıydı.
Salonun ortasında durmuş bunları düşünürken kulağımın dibinde bağıran bir kadın yüzünden düşüncelerime son vermek zorunda kaldım.
“Herkes çalışıyor, sen neden böyle boş duruyorsun omega?” diye bağıran kadına döndüm.
Bu kadın…
Kralın halası, Bayan Rosalin’di.
Hemen başımı eğip Bayan Rosalin’i selamladım.
Başımı kaldırıp sorusuna cevap verecekken, o bana fırsat bırakmadan konuştu.
“Git masaların örtülerini getir ve masaların üzerine kırışmayacak şekilde ser. Ardından masaların üzerine verilecek olan çiçekleri indir.” dedi.
“Tabii efendim.” dediğimde Bayan Rosalin iğrenir bir şekilde yüzüme bakıp salondan çıktı gitti.
Sanki ben hepsine bayılıyormuşum gibi davranmaları yok mu… Kadın bir de iğrenir gibi bakıyor.
Tanrım, lütfen bana sabır ver.
Bu soyluların herkese hükmeder gibi laf söyleyip üstüne bir de herkese tepeden bakmaları beni resmen delirtiyor.
Hepsi egoist piçin teki.
Daha fazla laf işitmemek için salondan çıkıp bodruma indim.
Bodrumdan masaların üzerini örtmek için beyaz örtüleri alıp ön bahçeye çıktım.
Aldığım örtüleri tek tek, düzgün bir şekilde masaların üstüne serdim.
Yaklaşık kırk dakika sonra örtüleri sermeyi bitirdim.
“Bu çiçekleri masaya dizecekmişsiniz.” diye söyleyen adama baktım.
Adam gözleriyle önündeki kasaları işaret etti.
Kasa kasa çiçek getirmişti.
Ve hepsi gerçekten çok güzeldi.
“Tamam, sağ ol.” dediğimde adam başıyla beni onaylayıp uzaklaştı.
Kasalardan çiçekleri alıp masalara dizmeye başladım.
Ben çiçekleri dizerken yanıma Minel geldi.
“Kolay gelsin Lara.” dedi.
Minele gülümseyerek,
“Sağ ol.” dedim.
“Daha çok var mı işin?”
“Yok. Sadece bu çiçekleri masaya dizmek kaldı.” dedim.
“Sen onları bırak, ben hallederim. Kral Armando seni çalışma odasında bekliyor.” dedi.
“Ne için?” diye sorduğumda Minel omuzlarını ‘bilmiyorum’ der gibi silkti.
“Tamam, sen devam et. Ben gideyim de kral hazretleri bu sefer ne için çağırıyormuş, öğrenip geleyim.” dedim.
Benim bu söylenişime karşılık Minel karnını tutup kahkaha attı.
Onu bahçede bırakıp saraya girdim.
Kralın çalışma odasının önüne geldiğimde tam kapıyı çalacakken Armando’nun,
“İçeri gel Lara.” demesiyle havada duran yumruk şeklindeki elimi kapı koluna götürüp kapıyı açtım.
İçeri girdiğimde Armando masada oturmuş, elindeki bardaktan kırmızı şarap içiyordu.
Bir yudum aldıktan sonra bardağı masaya bıraktı ve eliyle koltuğu gösterdi.
“Otur.” dedi.
Gösterdiği koltuğa oturdum.
Oturur oturmaz, masada daha önce fark etmediğim bordo kutuyu bana doğru itti.
Kaşlarımı çatıp kutuyu incelerken Armando konuştu.
“Al bunu ve içindekileri giymiş bir şekilde saat 21.00’de bahçede hazır ol.” diye resmen emretti.
“Neden?” diye sorduğumda Armando yine sert bir sesle konuştu.
“Sadece dediklerimi yap ve emirlerime uy. Nedenini daha sonra öğreneceksin zaten.”
Oturduğum koltuktan hafif doğrulup seslice yutkundum.
“Tamam” dediğimde Armando hafifçe sırıtıp eliyle kapıyı gösterdi.
“Şimdilik git ve hazırlan"dedi.
Başımla Armandoyu onaylayıl masadaki bordo kutuyu alıp çalışma odasından çıktım.
--------------------
Odaya girdiğimde üç kadınla karşılaştım.
Kadınlardan biri kolumu tutup beni banyonun önüne getirdi.
“Öncelikle hemen bir duş alın efendim. Sonra makyaj ve saçınız yapılacak.” dedi.
Başımı sallayıp onayladım ve banyoya girip kısa bir duş aldım.
Bornozumu giyip çıktığımda kadın beni makyaj masasına yönlendirip oturttu.
Oturur oturmaz kızlardan biri nasıl bir makyaj istediğimi sordu.
“Sade ve şık olsun.” dedim.
Ben bunu dedikten sonra kız hemen makyaj malzemelerini çıkarıp işe koyuldu.
Diğer iki kız ise saçımla ilgileniyordu.
Bir saat içinde makyajım ve saçım bitmişti.
Kızlar eşyalarını toplayıp odadan çıktılar.
Saçımın uçlarına maşayla dalga vermişlerdi.
Makyajım ise tam istediğim gibi sadeydi.
Bu sadeliği sadece dudaklarımdaki bordo ruj bozuyordu.
Yatağın üzerine bıraktığım bordo kutuyu açtım.
İçinde siyah saten bir elbise ve topuklu ayakkabılar vardı.
Bornozu çıkarıp elbiseyi giydim.
Elbisenin sırtında ve sol bacak kısmında oldukça büyük bir dekolte vardı.
Sonra siyah ayakkabıları giydim.
Artık hazırdım.
Ama ne için hazır olduğumu hâlâ bilmiyordum.
Saate baktım; 20.50’ydi.
Dokuz olmasına on dakika kalmıştı.
Derin bir nefes alıp odamdan çıktım ve bahçeye indim.
Tüm soylu kurtlar oradaydı.
Ben kalabalığı incelerken Marcus gelip omzuma hafifçe dokunarak beni yönlendirdi.
Onun yönlendirdiği tarafa doğru yürürken Kral Armando, bahçede tüm kurtlara hitap ederek konuşmaya başladı.
“Siz sevgili kurtlar, buraya neden çağırıldığınızı merak ediyor olmalısınız?”dedinde.
Kalabalık onu onaylar şekilde sesler çıkardı.
Armando bakışlarını üzerlerinde gezdirip devam etti.
“Hepiniz bir kadeh alın”dediğinde ise
Garsonlar ellerinde şampanya dolu bardakları dağıttılar.
Herkes kadehlerini aldığında Armando konuşmayı sürdürdü.
“Siz sevgili dostlarımı buraya bir kutlama için çağırdım.
Ve bu kutlamanın sebebi, mühürlüm… yani sevgili eşim Lara’yı sizlere tanıtmak!”
O an şok içinde kaldım.
Adeta donup kalmıştım.
Marcus bana onaylamaz bir bakış atıp beni Armando’nun yanına götürdü.
Armando’nun yanına geldiğimizde, o sağ elini çıplak sırtıma koyup beni kendine çekti.
Bana bir bakış atıp gülümseyerek tekrar konuştu.
“Herkes mühürlüme, eşime ve kraliçenize kadeh kaldırsın!”
BÖLÜM SONU
18.Bölüm hem Armando'nun ağzından hem de Lara'nın ağzından okiycaz.
O zaman geldiğin de Armando'nun ne için birden böyle yaptığını ve Larayı kabul ettiğini o zaman öğreneceğiz.
On sekizinci bölüm de görüşmek üzere kendinize iyi bakın🤗
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |