
Bu yeni bölümde Armando'nun mühürlüsü ile tanışmasını okuycaz
Hepinize iyi okumalar dilerim💖
Armando'nun ağzından;
Yatağımda oturup güneşin doğuşunu izliyordum.
Bugün büyük bir gündü,bugün kız kardeşim Amanda evleniyordu.
Sonun da onun mutlu oluşuna tanık edicektim.
Ailemizin ölümü Amandaya büyük bir travma bırakmıştı.
Bu travma ise Amanda'nın neşeli ve cıvıl cıvıl halini ortadan kaldırmıştı.
Kız kardeşimi tekrar mutlu oluşunu ve eski haline dönmesi beni de mutlu etmişti.
Bunu daha çok James'e borçluyumdum.
James Amanda'nın mühürlüsüydü,
babasının yerine geçen bir alfaydı.
Statüsü ne olursa olsun benim umrumda değildi.
Yeter ki kız kardeşimi mutlu etsindi.
Başka da bişey istemiyorum zaten ama halam benden daha farklı düşünüyordu.
Ona göre Amanda'nın bir lycanla evlenmesi gerek bir alfayla değil.
Halamın bu evliliği ne kadar çok istemezsede dışarıya bunu belli etmemesi gerektiğini iyi biliyordu.
O yüzden bu evliliği bir kenerdan sessizce izlicekti eğer ki bu evliliğe itiraz ederse başına neler geleceğini çok iyi biliyordu.
Oturduğum yerden kalkıp banyoya doğru ilerledim.
On dakikalık bir duşun ardından banyodan çıkıp üstüme beyaz bir tshirt
altıma ise siyah bir short giyip odamdan çıkıp bahçeye doğru yürüdüm.
Bugün her zamanki gibi kurtlarla antreman yapacaktık.
3 saat sonra:
Düğün olduğu için bugünlük antremanı çabuk bitirdim.
Kurtlar dağıldıktan sonra ise bende odama çıkıp tekrardan duş aldım.
Bu sefer üstüme siyah bir gömlek ile siyah bir kumaş pantolon giydim.
Hazırlandıktan sonra odamdan çıkıp Amandayı görmek için onun odasına doğru gittim.
Odanın kapısını iki kere tıklattıktan sonra girebilirsin sesini duyup kapıyı açtım.
Amanda şuan karşımda bir melek gibi duruyordu.
Annemizin gelinliğini giymişti.
Beyaz sırt dekolteli, balık model gelinliği ile çok güzeldi.
Amanda tıpkı anneme benziyordu onun gibi sarı saçları ve beyaz teni ile annemizin bir kopyası gibiydi.
Tek fark gözleriydi annemizin gözleri mavi iken Amanda'nın gözleri ise yeşildi.
Amanda gözlerinin rengini babamdan almıştı.
Daha fazla kapının önünde durmak yerine Amandaya doğru yürüdüm.
Bana gülümsüyerek "nasıl olmuşum abi"dedi.
Amandaya bakıp benden duymak istediği sözleri söylemeye başladı.
"Çok güzel olmuşsun meleğim"dedim.
Amanda cevabımı duyduktan sonra bana doğru üç adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattı.
Kollarını sırtıma dolayıp bana sarılmaya başladı.
Bende kollarımı incecik beline dolayıp sarılmasına karşılık verdim.
"Seni çok seviyorum abi"
"Bende seni çok seviyorum güzelim"dedim.
Amanda yavaşca kollarımdan çıkıp yanağıma bir öpücük bırakttı.
"Umarım tez vakitte sende mühürlünü bulursun abi senin de mutli oluşunu görmek istiyorum"dedi.
Bu konuyu açıp kız kardeşimin en mutlu gününde mutsuz olmasını istemediğim için sadece"umarım"demek ile yetindim.
Amanda tekrar konuşacağı an odanın kapısı çaldı.
"Girebilirsin" komutuyla içeri James girdi.
Önce bana bakıp baş selamı verdikten sonra Amandaya doğru döndü.
Amandaya sanki bu dünyanın en güzel mücevherine bakıyormuş gibi bakıyordu.
Ben nasıl Amandayı görüp hayran kaldıysam ise Jameste benim gibi oda hayran kalmıştı.
İki aşık daha rahat konuşa bilsinler diye onlar görmeden odadan çıktım.
Salondan çıkıp çalışma odama girdim.
Odada beni ayakta bekleyen sağ kolum olan betam Marcus karşıladı.
Ben ise masama doğru yürüyüp koltuğuma oturdum.
Elim ile Marcusa oturabilirsin işareti verip onun oturmasını bekledim.
"Kralım istediğiniz gibi düğünde hizmet etmeleri için 165 tane kadın omega getirdik."
"Omegaları iyice uyarın tek bir hata istemiyorum mutfak ve bahçe dışında sarayda dolaşmaları yasak eğer dolaşan birini görürseniz direk mahzene kapatın"
Ağzımdan çıkan her kelimeyi dikkatlice dinleyen Marcus beni anladığına dayir tekrar konuştu.
"Emredersiniz kralım"
Dışardan gelen korna sesleri ile hizmet etmek için getirilen omegaların olduğunu anladım.
Marcusun onlar ile ilgilenmesi için "çıkabilirsin"dedim.
Marcus odadan çıktığı zamam bakmam gereken dosyları incelemeye koyuldum.
1 saat sonra:
Bitirdiğim dosyaları bir kenara koyup koltuğumdan kalktım.
Pencereye yaklaşıp bahçedeki davetlileri ve onlara yemek servisi yapan omegaları gördüm.
Daha fazla çalışma odasında durmak yerine gidip davetlilere hoşgeldiniz konuşması yapmam gerekiyordu.
Odadan çıktığım gibi bom boş koridordan bahçeye doğru yürürken bir omeganın kokusunu aldım.
Sol koridora gitmek yerine yönümü sağ koridora döndürüp yürüdüm on adım sonra önümde bir omega duruyordu.
Bu omega galiba canına susamış olmalı saraya girmeleri kesinlikle yasakken o burada geziyordu.
"Senin bura da ne işin var"diyip sesimi yükseltmiştim sesimi duyan omega hafif yerinden sıçrayıp bana doğru döndü tam omeganın yüzüne bakacağım an Marcus yanında dört beta ile koşarak yanıma gelip
"Bir sorun mu var kralım"dedi.
Ben ise Marcusa dönüp
"bu omeganın sarayda ne işi var"dedim.
Marcus bahsettiğim omegaya bir bakış atıp tekrar bana dönüp
"bilmiyorum kralım kesin bir dille hepsini uyarmıştık gerekeni neyse yapıcağım efendim" dedi.
Marcus'un sözlerinden sonra tam cevap vericekken konuşmamızdan beri beni izleyen omegaya baktım.
Beyaz tenli,siyah saçları olan omaga'nın açık kahverengi gözlerine baktığım an kurdumun eşim diye seslenmesini duydum.
Karşım da hizmetçiden başka bir işe yaramayan omega'nın benim ruh eşim yani mühürlüm olduğunu öğrendim.
Bir bölümün daha sonuna geldik.
Sizce Armando mühürlüsünün bir omega olduğunu bildiği halde onu kabul edicekmidir?
Diğer ki yeni bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın ballarım😘🥰
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |