5.Bölüm

Herkese merhaba🤗

Uzun bir süre yoktum çünkü uygulama konusunda biraz sorun yaşadım ama şimdilik sorun yok ve kitabımıza kaldığımız yerden devam edebiliriz.

Herkese iyi okumalar💝

Lara'nın Ağzından;

Şuan ben krala kral da bana bakıyordu.

İkimiz de birbirimizi izleyip duruyorduk.

Tam mühür hakkın da konuşacağım anda birden kral konuşmaya başladı.

"Marcus"dedi yanında ki adama doğru konuşarak.

"Buyrun kralım"

"omegayı şimdilik zindana at düğünden sonra bizzat onunla ben ilgileneçeğim."

Kral'ın bu sözlerine karşılık Marcus denen adam dışında ben ve diğer dört kişi şaşırmıştık.

Birden hiçbir sebep yokken beni mahzene yani zindana atması çok saçmaydı.

"Buna hakkın yok"dediğim an buz mavisi gözlerini kısıp beni baştan aşşağı süzdü.

"Neyi yapıp yapmayaçağımı sana soracak değilim küçük omega şimdi sesini kes ve sorun çıkartmadan adamlarım ile zindana git ben gelene kadar da uslu dur"dedi.

Bu hayvan herif sırf kral diye her istediğini yapamaz desem de bal gibi yapabilirdi kraldı o tabiki istediğini yapardı.

Ne kadar istemesem de ona boyun eğmek zorun da kaldım.

Bu sessizliğimden dolayı tekrardan adamına bakıp hafif bir baş sallayıştan sonra yanımdan geçip gitti.

Onun gidişinden sonra birden Marcus denen adam bana doğru yaklaşıp sol kolumu tutup peşinden sürüklemeye başladı.

Sarayın altına doğru yürüyorduk.

Uzun bir yürüyüşten sonra üç kapının olduğu bir yerde durduk.

Hemen sağdaki kirli duran kahverengi duran kapıyı açtı kapıyı açtıktan sonra tekrar yanıma gelip kolumu tutarak içeri doğru yürüdük.

İçerisi resmen ölü fareler gibi kokuyordu.

Şimdiden bile midem bulanmıştı dil bur da düğün bitene kadar durmak iki dakka bile duramazdım.

Ben bunları düşünürken Marcus denen adam beni koyaçağı zindanın kapısı açmıştı.

Kolumu bıraktığı an direk sağ elimle sol kolumu ovuşturdum.

Ben kolumu ovuşturmak ile meşgulken sırtımda sert bir baskı hissettim ne olduğunu anlamadan kendimi zindanın için de buldum.

Marcus denen köpeğe sinirli bir bakış atıp konuştum.

"Salak herif direk içeri geç desen geçerdim zaten niye hayvan gibi itiyorsun"

Marcus zindanın kapısına sert bir yumruk atıp bana bakarak hırladığında

Korkudan yutkunmaya çalıştığım an

tükürüğüm boğazımda kalıyordu.

Ölü farelerin kokusundan öleçeğim derken az kalsın bu hayvan herif yüzünden boğularak ölüçektim.

Marcus denen adam artık yüzümde nasıl bir ifade gördüyse bana sırıtarak bakıp arkasını dönüp zindanın çıkışına doğru ilerledi kapı sesi geldiğin de ise gittiğini anladım.

Salak herif gittikten iki dakika sonra olduğum zindanı incelemeye başladım.

Etraf karanlıktı ama birkaç duvar çatlağından doğru içeriye sızan güneş ışığı içeriyi biraz olsun aydınlatıyordu.

Duvarlar ise resmen yosun tutmuştu.

Değil oturacak yer lavabonu yapacak yer bile yoktu burda.

Bu sefer yere bakıp oturacak temiz bir yer aradım.

Malesef temiz yer bulamayınca mecburen kirli yere oturmak zorunda kaldım.

Kaç saattir burda böyle oturduğuma dair hiçbir fikrim yoktu.

İçerisi artık karanlıktı güneş batmıştı.

Karankıktan korkmazdım ama böyle biyerde karşıma heran ne çıkıcağını bilememek biraz tırsmama sebep oluyor.

Kral geleçeğini söylemişti ama hayla bir türlü gelmedi.

Galiba bu saatten sonra da geleçeğini pek sanmıyorum.

Oturduğum yerden kalkıp duvar köşesine doğru yürüdüm ve sırtım duvara yaslayacak şekilde tekrar yere oturup başımı duvara dayayıp gözlerimi kapatıp uykuya daldım.

Çok şükür 5.bölümünde sonuna geldik.

Şimdilik bu kadar 6.bölüm de görüşmek üzere kendinize iyi bakın ballarımm🍯