
Bölüm-33
* Bir kalp bir kişiye attığı sürece kuşun kanatları o kalbin üzerine konar, aşk için atardı. *
~~~
Nasipten öteye yer yoktu. Ne vakit zaman gelirse bir kız da o vakit baba eviden bir kuş gibi kanatlanıp uçardi.
Zeynep içinde vakit artık gelmişti. Çeyizleri hazır hâle gelmişti. Yapılan çeyizler kırmızı kurdele ile bağlanıp özel bir odaya konulmuştu. Halime hanım kızı için en iyilerini yapmıştı.
Gelinlik ve bindallı hazırdı. Zeynep özel tasarım istediği için iki ay öncesinden hazır edilmişti.
Kırmızı üstü prenses yakalı olan bindallı çok hoş durmuştu Zeynep'in üstünde. Tacı da aynı şekilde kırmızı tasliydi.
İslim oğlunu kucağına almış gorumesine bakıyordu. Bindalinnin bir ucunu tutmuş boy aynasınadan bakıyordu.
Zeynep'in duru bir güzelliği olan kız şimdi daha güzel olmuştu. O kadar güzeldi ki damat bey gelini görse kalpten giderdi.
" Egemen halan çok güzel olmuş değil mi oğlum?" Elleri ağzında annesinin kucağına oturmuştu.
Zeynep yengesinin yanına geçip yeğenini kucağına aldı. " Egemen halan sana kurban olsun." İki yanağını da sulu sulu öpücükler kondurdu. Halasina bakan minik afacan kafasını göğsüne koydu.
" Çok güzel oldun Zeynep," hafif bir burukluk vardı islimde. Zeynepe çok alışmıştı. Onunla gülmeye onunla oturup sohbet etmeye. Şimdi birden gitmesi içine koymuştu.
" Güzle ne yakışmaz." Tatlı bir cilve ile, islim kızın kolunu cimcikledi hemen. Zeynep kolunu kendine çekip eli ile sivalzdi.
" Cilveni yesinler senin."
Üstündeki bindallıyi çıkarıp düzgünce koydu yerine. Şimdi ise diyet zamanı idi. İki hafta vardı düğüne o süre zarfında az yemek yiyecek kilo almayacaktı.
Egemen altını kirletince İslim oğlunu alıp odasına geçti. Üstünü değiştirip banyoya soktu oğlunu. Mis gibi olan oğlunu giydirmisti ki kapı açılmış kocası içeri girmişti.
Oğlunun yanına gelip kucağına aldı.
" Sen işe gitmedin mi?" Yatakta bağdaş kurup kocasına baktı. Sabah işim var demişti.
" Hal ettim geldim." Oğlunu kucağında oynatıyor onu güldürmeye çalışıyordu.
İslim kocasına baktı. Bugünlerde bir durgunluk vardı. Sanki bütün keyfi kaçmış gibiydi. Onu güldüren ise oğlu idi.
İbrahim karısının gözlerini üstüne aldığını fark edince karısının yanına gelip oturdu. Oğlunu ise yatağa yatirmisti ki oğlu anında ağladı. Anlaşılan oğlu da babası gibi keyfi yoktu.
Geri oğlunu kucağına aldı.
" Neyin var?" Kocasına yandan bakış fırlattı.
" Yoğunum ya ondan biraz yorgunum." Dedi ama İslim tabi ki de inanamdi. Adamdaki yorgunluk bambaşka bir şeydi. Ki kocasının yorgunluğu işle ilgili değildi.
" Senin şu kadarcik tanıdım isem sen yorgun değilsin!" Parmağı ile miktarı gösterdi. " Başka bir şey var!"
İbrahim susutu birden. Kadını onu tanıyordu. Her hareketini de biliyordu.
" Zeynep." Dedi sadece. Büyük bir yük varmış hissine kapıldı. " Sence evlenince çok mutlu olacak mı?"
İslim güldü. Gülüşü genç adamın kalbine dokundu. " Cahit Zeynep'i çok seviyor İbrahim. Sevmeyen bir insan sevdiği insanı büyümesini bekler mi?"
İbrahim başını salladı. Ama işte oda ağabeyi idi. Ağabey de babası yarısı demekti. Canı sıkıldığı zaman yanına koşmaycak bazen Nurettin'i şikayete gelmeyecekti.
" Bu ev sanki Zeynep olamayınca sessiz gibi."
" Dur hele, daha düğün olmadı." Diye kocasını uyardı. Daha düğün olmadan kocası drama yapıyordu.
" Zeynep'i kaçırsam mi ne yapsam?" Diye kadına alaylı bir bakış attı.
İslim kocasına tek kaşı havada baktı. Karısını kaçıracak yerde kız kardeşini kacircakti.
" Bende sizi ispiyonlarim!" Yapar mıydı? Ahh elbette yapardı. İslim kıskanac bir kadındı.
" Bana sakın gorumcenini kıskandığıni söyleme."
" Niye kiskanamaz miyim hakkım yok mu kocamı kıskanmaya?" İki kaşını da havaya kaldırmış indirmişti. İslim ne kadar görümcem dese de kocasını çok pis kıskanıyordu.
" Ağabeyim beni kaçırsa, sen beni alamaz misin?" Diye soru yöneltti kocasına.
İbrahim kadının dibine girdi. Burunu kadının burununa değecek kadar girmişti.
" Hele bir adım atsın, hele bir seni alıp götürsün.." dudakları kadının dudağına değdi. " Yeminlen urfayi ayağa kaldirmsam şerefsizim!"
İslim kocasının iki yanağını tutup sert ama bir o kadar da vahşi bir öpücük kondurdu. Geri çekilip kendi dudağını yaladı. Ah bu tadı nedense çok özlemişti.
İbrahim kadının hareketine baktı. Öptükten sonra dudağını yalamsi bile adamı çileden çıkarıyordu.
" Bir daha onu yapma!" Diye sakin bir dile uyardı.
" Neyi?" Opusmenin hazzında kalmış gibiydi.
" Dudağını yalama!"
" Niye?"
" Seni bu yatağa bağlar sabaha kadar adımı sayiklata sayiklata inletrim!"
İslim histerik bir gülüş sundu kocasına. Egemen dogundan beridir kocası ona dokunmamisti. Artık kocasını istiyordu. Hemde bu gece!
" Seni istiyorum!"
İbrahim kafasını geri çekip kadına baktı. Bunu söyleyen İslim miydi?
" Ne... Kocamı isteyemez miyim?"
" Önce hak etmen lazım."
İslim anlamadı.
" Nasıl olacakmış?"
" Bilemem orasını da sen düşün!"
Kocası biraz daha oğlu ile vakit geçirmişti. Egemen uyuya kalınca beşige koydu. Hazır oğlu uyurken aşağı inmeliydi.
Odadan çıktı. Mutfağa inmiş yemek hazırlığına girmişti. İki saat sonra yemekler hazır olmuştu. Odadan gelen ağlama sesi ile odaya girmişti. Oğlu uyanmıştı.
Beşikten çıkardığı oğlunu alıp emzirdi. Oğlu gün geçtikçe babasına biraz daha benziyordu. Eli ile minik saçlarını okşadı.
" Oğlum benim." Oğlu annesinin sütünü emisti. Karnı doyunca gazını alıp odadan çıktı.
" Yenge."
" Efendim Ela."
" Babam minigi istiyor."
İslim oğlunu halasina vermişti. Ela yeğeni ile oynaya oynaya yukarı çıkmıştı.
İslim salona geçmiş sofrayı hazır etmişti. Ailecek yemek yenmişti. Yemek sonrası Ökkeş ağaya ve oğullarına çay gönderen İslim kendi içinde çayını alıp salona geçti.
Zeynep Ela ile güzelce sohbet etmişti. Gece vakti geldiğinde ise mizmizlanan oğlunu alıp odaya çıktı.
Altını değişmişti. Bezini alıp takmış oğlu biraz susmustu.
" Sütünü az içiyorsun, ama maşallah bezini de dolduruyorsun." Ona bakan oğluna lafını esirgemedi.
Daha küçücük oğlu daha büyüdükçe sorumluğu da atartacakti. Büyüdüğü zamanları iple çekiyordu.
" Büyü benim paşam. Büyü ki anneyi de babayı da mutlu et. İyi bir insan ol!" Bir anne nasihati verdi oğluna. Henüz daha anlamasa da ileride çok iyi anlayacaktı.
Göğsünü açıp oğlunu emzirdi. Komodinin üstüne duran saatte baktı. Henüz kocası gelmezdi. Bir banyo yapıp çıkacaktı.
Oğlu yatınca kundaklayip beşige koydu. Hafif hafif sallayıp ayağa kalktı. Önce duş almıştı. Ardından da Zeynep için ceyize çıktığı zaman aldığı yeni geceliği üzerine geçirdi.
Fazla kilo almadigindan dolayı göbek ve sırtına pırlanta zincir taktı. Boyununa kocasının aldığı kolyeyi taktı. Islak saçını geriye atıp kendine baktı. Vallahi fıstık gibi olmuştu.
Odanın kapısı açılması ile kocasının geldiğini anladı.
" İslim, şarj cihazı nerede?" İslim güldü. Kendi kendine sakinlesip banoydan çıktı. Yan tarafındaki komodinin üstüne duran şarj cihazıni kocasına uzattı.
" Al burada."
Odada loş ışık yanıyordu. İbrahim kadına dönemsi ile carpilmisa döndü. İslim giydiği mat saten göğüs bölgesi dantelli bir gecelik giymişti. Boyununda ise aldığı kolye vardı.
" Ne oldu?" Sanki bir şey yapmamış gibi kocasına anlamsız bakışlar atıyordu.
İbrahim kadını baştan aşağı süzdü. Baldır kısmında biten gecelik kadının pürüzsüz güzelliğini gözler önüne seriyordu. Allah kahretsin ki kadını çok güzel olmuştu.
İslim adamın gözündeki beğenmişligi fark etti. Kendini toplayıp arkasını dönüp gideceği sırada kolundan tutulup dolaba yapışmıştı.
" Sen.. sen nasıl bir kadınsın?" Boğazı kurudu. Nefessiz kalmışcasina kadına baktı.
" Nasıl bir kadınmış."
" Sen çok.. çok seksisin."
İslim güldü. Kocasının arzudan dolayı parlayan gözlerini gördü. Işık yanmıştı.
" Hak etmen gerek demiştin, hak etmiş miyim?" İlgi ile sordu Kocasına.
" Hak etmek ne kelime.." daha fazla dayanamadı. Çıplak bacağını alıp kendi bacağına doladı. Öpüşmeye başlayan çift büyük bir yangın ateşi yakmıştı.
Dudakları kadının dudağını adetta yiyordu. Kadından gelen inlemeler ile gözünü dönmüş kadını kucağına aldığı gibi yatağa yatirmisti.
İki bacağının arasına girdi. Geceliği hızla çekip atan İbrahim kadına baktı. Buda neydi böyle, karınında parıldayan bir zincir vardı. Çıplak hattına çok seksi olmuştu.
" Kadın sen beni bugün öldürecek misin?" İki eli kadının yüzüne doğru indi. İhtirasli bakışları ile kadına baktı.
İslim'in yüzündeki gülümseme yayıldı. Hak edene hak ettiği yerden veriyordu.
" Bu gece ikimizde yaşat." Sesi kısık ses tonu ise geceye davetkardi. Kocası ile bu gece özel ilgi görmek istiyordu.
" Emin ol bu gece bize uyku yok!" Gözleri beşige kaydı. " Sessiz olalım oğlumuz uyanmasın!"
Ve gece ihtirasli ateşli ve tutku dolu bedende geçmişti. Egemen uyanmamisti ama anne ve babası sessiz de kalmamıştı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 124.55k Okunma |
6.11k Oy |
0 Takip |
41 Bölümlü Kitap |