Aşk dillere destan olan, dilden dile dolaşan, bazen sevdiğine kavuşan, bazense can yakan üç harfli ama kimi zaman ruhuna iyi gelen, kimi zaman ruhun katili olan bir kelime idi.
Viyan şirkette gitmek için hazırlık yapan kocasına bakıyordu. Hakan gömleğini giymiş iç yeleginin düğmelerini kapatıyordu.
Kocasını aşk ile izlerken bugünkü planının harekete geçeceğini düşündü. Evet, bugün bu plan olacaktı.
Kocasının işi bitince gömleğin yakasını düzelteceği sırada ayağa kalkıp kocasının yanına gelmiş kendisi elinden almıştı. Lacivert takımı ile adetta mankenleri aratmayacak kadar yakışıklı kocaya sahipti.
" Şiyar'i aradın mı?" Diye sordu merak içinde.
İşi biten kadın komodinin üstüne duran telefonu eline alıp kocasına uzattı. " Şimdi ara." Diye söylendi. Kocasının bir huyu vardı ki yapacağım dediği şeyi bir kaç dakika sonra unutur daha sonra aklına gelirdi.
" Jinamin arayacağım dedim ya."
Viyan olmaz dercesine başını salladı. Şimdi ara dedim ise arasın istiyordu. " Merekemin ara işte, ben senin huyunu biliyorum. Unutur gidersin!"
" Tövbe estağfurullah!" Diye sabır çekti adam. Telefonu kızgın bir suretle karısının elinden alıp açtı. Kardeşinin numarasına tıklayıp kulağına götürdü. " Alo Şiyar."
" Aslanım bugün ben şirkette geçeceğim de sen bugün çiftliğe gidebilir misin?"
" Ya geçen gün gittim de, arka bahçede yapılması gereken işlemler var, adamlara söyledim o günden beri de gidemedim. Sana zahmet bugün gidip baksan."
" Eyvallah kardeşim. Tamam görüşürüz."
Telefonu kapatıp kadına çevirdi bakışını. " Oldu mu hanımefendi?" Dedi kinayli sesi ile.
" Oldu, merekemin." Kollarını kocasının boyununa dolayıp adamın dibine girdi.
Burununu burununa sürtü. " Şimdi sırada Berivan var."
" Eee, bir zahmet onuda sen hallet. Zahmet olmazsa!"
Genç kadın ağzının içinede kikirdadi.
Genç adam kadının belinden tutup kendine iyiyce çekti. " Vallahi bazen şaşıyorum. Bize bu kadar uğraş vermiyorsun."
" Aşk olsun!" Dedi Viyan. Dudağını büzüp, kollarını mengane gibi sarıp alnını adamın anlı ile buluşturdu. İkisinin de gözleri kapanmıştı.
" Yakında bu kadar sarilamayacagiz!" Dedi hatırlatarak.
Hakan güldü. Yakın zamanda karısının karnı büyüdükçe büyücek böyle sarılıp olamayacaktı. Vakit varken sarılmak en iyisiydi.
Genç kadın ensesini dokunması ona güzel şeyler fısıldamasi adamın canına kast ediyordu. " Hamile olman beni engelliyor."
Ellerini belinden yavaş yavaş kayıp kalçasına doğru inmişti. Yavaş yavaş dolgunlaşan kalçasını sıkmıştı. Genç adam kendine dahi itiraf edemiyordu ama karısına gebelik yakışacakti. Belliydi. Zaten güzel olan karısı hamileliği ile daha da güzelleşecek, bambaşka boyut kazanacaktı. Bunun yanı sıra kalçası göğüsleri de etkiliydi.
Viyan gebeliğin verdiği hormonlar ile adamın ensesinden tuttuğu gibi kendine çekip dudağına dayanılması zor ama şehvetli arzu dolu öpücük kondurmustu.
Öpücük bambaşka boyut atlamisti. Kadını kendine daha çok çekip alt üst ettiği dudakları daha da hoyratça öptü.
" Bu hâlde mi?" Karısının başka yerlerden haberi yoktu galiba...
Adam derin nefes aldı. Şuan tek istediği şey bu kadındı. " Akşama sakın uyuma!"
Viyan güldü. " Fazla yormamak şartı ile olabilir."
Kocasını hızla aşağı indirip, şirkette yollamıştı. Kapıyı kapatıp içeri girdi. Gözünü hızla eltisinin odasına çevirdi. Evet ikinci planı devreye sokma vakti gelmişti.
Merdivenleri çıkıp kadının odasına kadar geldi. Kapıyı çaldı.
Kapıyı açıp içeri girdi kadın. Yatağın kenarında duran döşeği görmüştü. Ne yani Şiyar ve Berivan ayrı mı yatıyordu? Bugünden sonra artık ayrı yatmayacaklardi.
O görüntüyü görmezden gelip kadının yanına geldi. " Eltim bugün senden bir şey istesem yapar mısın?"
" Benim çarşıda bir kaç işim var. Eh malum kızlar yok okulda, bir sen varsın benimle bugün çarşıya çıkar mısın?"
" Olur gidelim." Dedi Berivan. " Sen hazırlan çıkalım."
" İyi tamam öyleyse." Kadını yanlız bırakıp odadan çıktı.
***
Gün boyunca oradan oraya yürüyüp alacakları ne varsa almıştı Viyan. Berivan ara ara kadını uğraşmış ' yavaş yürü gebesin' dese de Viyan takmamıştı.
Kısa süre sonra kocasını aramış gelmesini istemişti. Ki evin şoförü gelmişti. Berivan elindeki poşetlerle arabaya bineceği sırada kadına çevirdi bakışını.
" Yok, kocam gelecek şimdi." Demişti cilveli tonuyla.
Berivan başını sallayıp arabaya bindi. Yola çıktıktan sonra telefonunu kontrol eden kadın başını yola çevirdi. İyi de bu yol konağa gitmiyordu.
" Niye kim var ki?" Besne xanim mi gitmişti. Bugün kaynanası hiç ortalıkta yoktu.
Berivan geriye yaslanıp yolu izledi. Dakikalar sonra çiftliğe gelmişti araba. Berivan poşetleri alıp indi. Araba durmamış çekip gitmişti.
Berivan yavaş yavaş adımlarla çiftliğe girdi. Bahçe yeşillik ile doluydu. Çiftliğin etrafı aydınlatma ve tel örgü ile çevrilmişti. Kış yavaş yavaş kendini gösteriyordu. Soğuk hava yüzünü yalayıp geçiyordu. Bir kaç hafta içinde yeşillik falan kalmazdı.
Merdivenlere yönelen kadın arkadan kocasının sesini işti.
Arkasını döndü. Kocası kol saati çıkarmış, beyaz gömlek kollarını kıvırıp yukarı çekmişti. Ki Allah var kocasına bu hareket çok yakışmıştı.1
Kocası ona meraklı gözlerle bakıyordu. " Ne işin var senin burada?"1
" Şey ben.. Viyan ile birlikte çarşıya çıktık, sonra şoför beni buraya getirdi."
" Hakan ağamin geleceğini söyledi."
Şiyar bir müddet düşündü. Kendisi de tekti, karısı da gelmişti. O an başında yanan alarm ile uyanmıştı adam. Tabi ya...
" İstersen gideyim." Dedi Berivan. Gelişini düşünmediğine yordu. Git derse giderdi tâbi.
" Ha yok gelmişsin o kadar." Madem ki gelmişti bu gece burada kalır yarın birlikte dönerdi evine.
" Tamam. O zaman ben yemek hazırlayayım." Kocası uzun süredir buradaydı. Acıkmış olmalıydı. Ki kendisi de bir hayli açtı.
İçeri giren kadın etrafına baktı. Uzun bir koridor vardı sağında kafasını çevirdi burada mutfak vardı. İleriye doğru yürüdü. Salon kocamandı.
Karanlık odayı aydınlatmak için prize dokundu. Işığı açmıştı ki gördükleri ile şok oldu. Yemek sofrası hazır edilmişti bile.
Şiyar da yanına gelmişti ki gördüğü sofra ile anlamıştı.
" Bu gece burada kalacaktın galiba." Burunun dibine ona bakıyordu.
Berivan omzunu düşürdü. Eğer buraya gelmeseyedi kocasının burada olacağından dâhi haberi olamayacaktı.
O an gitmek istedi. Giderse ne olur bilmiyordu. Tek düşündüğü şey gitmek istemesi ile tutuşuyordu.
Gözünü yanan bir alev gibi kocasına dikti. " Kiminle... Kalacaktın."
Şiyar az biraz oynamak istedi bu kadınla gülümseyerek kadına baktı. " Güzel bir hatunla."1
Berivan kaşını çattı. Kimdi o hatun? Hangi canına susamış kadın kocası ile kalırdı?
" Kim o hatun?" Dedi sinirle. Buradaki yemekleri kocası yiyecek ve kalacak olan kadın kimdi?
Şiyar kadına güldü. Hatta kahkaha atmıştı. Ah bu kadınlar nasıl da kuşku düşüyordu içlerine.
" Şuan yanımda kim varsa o güzel hatunla."
" Ben de çok açım." Dedi kadına bakarak. Alt dudağını ısırıyor, kapının pervazindan kendini çekip kadına yaklaşıyordu. " Hemde çok açım, Berivan."3
Berivan gelen teklife ne diyeceğini bilemedi. Sadece orantısız atan kalbine, bahar yelleri gelmiş gibi cıvıl cıvıl olmuştu.
Hızla bulduğu banyoya girdi. Kapıyı kapatıp sırtını kapıya yasladı. Oda neydi öyle! Kocası onu resmen yemek niyetine yemek istiyordu.2
Berivan heyecandan atan ritmi kulağında hisseder olmuştu. Kendini hızla toplayıp elini yıkadı ve çıktı.1
Sofraya oturan ikili hiç gecikmeden yemeğe başladılar. Çorbasına ekmek banıp yiyordu. Eline aldığı içli köfteden alıp üzerine limon sıkıp ağzına atıyordu. Çeşit çeşit mezelerden kaşık kaşık yiyordu.
Şiyar kadının iştahına baktı. Belli ki karısı baya baya acikmisti.
" Çok şükür doydum." Eli ile karınıni sıvazladı.
" Belli sofrayı silip süpürdün." Dedi kadına takılarak.1
" Bugün gün boyu oradan oraya yürüyüp durduk. Adam akıllı bir yere geçip oturmadik bile."
Viyan mı hamileydi kendisi mi bilemedi.
" İnşallah doğumda zorluk çekmez."dedi Şiyar.
" Ben Viyana değil de bebeğe acıyorum. Yavurcak karınında ayran oldu bugün."
Şiyar benzetmeye güldü. Pantolondan sigara paketini çıkarıp jelatini söküp ayağa kalktı. " Ben bahçediyim geliyor musun?"
Berivan kabul etmedi. Kocası giderken kendisi de sofrayı toplamış bulaşıkları yıkamış ortalığı toplamıştı. Daha sonra kendini odaya atmalı duş almaliydi.
Üst katta çıkmıştı. Kocasına hangi odada kaldığını soramamisti. Araya araya odayı bulmuştu. Kocasının çekilen fotoğraflarını görünce anlamıştı.
Poşetten bir tane gecelik çıkarıp banyoya geçti. Duşunu alıp geceliğini geçirip çıktı.
Uzun saçları beline kadar inmişti. Kıvrak vücudu gecelikten dolayı kapanmıştı. Dolgun göğüsleri geceliğin altından belli oluyordu. Gecelik baldirina kadar indiği için pürüzsüz bacağı net gözüküyordu.
Kocası aniden kapıyı açmıştı ki, kadını saten kırmızı geceliğin altında görünce derince yutkundu.
Adımları yavaş yavaş kadına yaklaştı. Tarifi zor bir durumun içine düşmüş gibiydi. Öyle bir haldeydi ki, bu kadını bu gece ona ait kılmak istiyordu.
" Şey.. ben-" konuşması yarım kalmıştı. Kocası iki eliyle yanağından tutup dudağına sertçe yapmışmisti. İlk defa değil ama ilk defa bu gece arzu dolu öpücük veriyordu.
Şiyar duracak gibi değildi. Öptüğü kadının dudağını ağzının içinde keşfe çıkmış, eliyle kalçasını avuçlamisti. Duramıyordu. Bazı yerleri sertleşmeye başlamıştı bile...
Öpücükleri dil darbelerine dönmüştü. Kadının tadına vardikça daha da istiyordu.
Zar zor kopmuştu adam. Elinde hazineden farksız bir mücevher vardı.
İkiside zar zor nefes alıyordu. Ki adam tekrar dudağına yapıştı. Karşı çıkamıyorudu kendine..
" Bu gece... Benim.. kadınım olur musun?"2
" Biliyorum." Diye sözünü kesti. " Yaptıklarımıdan dolayı pişmanım, zamanı geri alamam ama.."
Kadını iyiyce kendine bastırdı. Biraz daha böyle devam ederse, pantolonun önü patlayacakti.
" Korkuyorum." Aynı yine aynı şey olursa!
" Söz veriyorum, bu gece üstümden kalkmayacaksin."
Verdiği cevap karşısında kadın daha da kızardı. İki haz.. iki ruh.. yanan iki beden..
Şiyar kadının çıplak bacağında gezintiye çıkmıştı. Bu bacakların tadını bu gece almak istiyordu. Hemde doyasıya.
" Asıl sen ne yapıyorsun?" Dedi adam kadını kucağına alıp yatağa geçti. Üstüne çıkmadan evvel gömleğini çıkarıp bir köşeye attı. Kadının üstüne çöküp boyununda gezintiye çıkmış, nefesini kadına işlemesini sağlamıştı. " Hâlâ bir cevap vermedin."
Kadının cevabı ise dudağına öpmüştü. Kadının cevabı ile adam kadının üstünde hakimiyeti kurmuştu. Geceliğin askilarindan tutup çıkarıp attı. Önünde çıplak kalan yanıp tutuştuğu bedene baktı.
Dümdüz karnı, dolgun göğüsleri, gece ışığının altında parlıyordu. Kadının bacağını ikiye ayırdı. Bacak arasına girmeden evvel pantolonun kemerini söküp çıkardı.
İki beden de şimdi keşfe çıkmıştı. Adam kadının ruhuna kadar giriyor, bedeni ile hükmediyordu.
" Siktir! Çok güzelsin!" Dedi adam. Eli ile kadının bacak arasındaki hazineye dokunuyor kadını kendinden geçiyordu. Berivan aldığı hazzdan ağzı açık gözleri kapalı bir vaziyette deli gibi kıvranıyordu.
Adamın gözlerinin içine baktı. " Bana o geceyi unuttur Şiyar.."
Genç adam kadının dudağına öpücük kondurdu. " Bu gece yakatigimiz kadar yanacak, yandığımiz kadar yakacagiz."
Kadının üstüne çıkıp ellerini başının üstünde koydu. Kendi ona katarken kadınından gelen inlemeler adamı daha da şaha kaldırmıştı.3
Gece boyunca kadından inelemeleri, adamın ise dayanılmaz sesi keskin bir arzu içinde geçmişti. Terli vücutlar koyun koyuna soluk soluğa geçirmişti geceyi...
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
249.97k Okunma |
9.52k Oy |
0 Takip |
50 Bölümlü Kitap |