Bölüm-61
Acıdan gülebilir miydi insan...
Çorak bir toprak gibiydi insan. Bakım yapıldığı vakit yeşerir yapılmadığı zaman da kurur, giderdi.
İnsanoğlu da böyleydi işte. Sevgiden aşktan merhametten yoksun kaldığı zaman, sanki uçurumun kenarında yahut ucundaymiş gibi hissi alırdı.
Dün gece kocası ile kavga ettikten sonra sabahı zor etmişti Berivan. Kocasından evvel uyanmış üstünü giyinip aşağı inmişti.
Kızlar ile kahvaltı edip üst üste kaçak çay içmişti. Ne vakit canı sıklısa derdine derman olan hep çay olmuştu. Ki biz insanlar çaydan derman alırdık.
Berivan uluca başını kaldırdı. Beliz ona seslenmişti. " Babam ve ağabeyim senden kahve istiyor."
" Hakan ağam mı?" Diye sordu Berivan. Sabah gittiğini Viyan söylemişti.
Berivan başını salladı. Ayağa kalkıp salondan çıkarken Besne xanim elindeki çay bardağı ile giden gelinine baktı. Üzülmüyor değildi kıza. Gelin geleli neredeyse bir hafta olmuştu ama şimdiden çok çekiyordu oğlundan.
Berivan mutfağa geçip, hızla kahveyi hazırlamış, fincanlara döküp daha sonra yanına su da koyup çıkmıştı.
Viyan merdivenleri inerken, Berivan elinde tepsi ile çıkıyordu.
" Babam ve Şiyar için." Dedi Berivan.
" Demek babam kahveni beğenmiş." Dedi Viyan. " Babam kahveni beğendi ise ne mutlu sana."
" Ehh yapıyoruz bir şeyler." Dedi gülümseyerek. Merdivenleri çıkıp diğer salona geçen Berivan önce babasına daha sonra kocasına vermişti.1
Kahveleri verirken yüzüne dâhi bakmamışti.
" Eline sağlık gelin." Dedi Remzi ağa.
" Afiyet olsun, baba." Salondan çıkıp aşağı indi. Aslında kocasına yapmak istememişti ama, babasının karşısında saygısızlık olmasın diye yapmıştı.
Mutfağa geçen Berivan diğer işlerini halletmişti. Öğleye doğru kaynanasının onu çağırması ile yanına gitti. Çeşit çeşit oyalar ile dolu çeyiz sandığını yere sermişti.
" Gel bukê." Yanına giden kadının dibine oturdu.
" Yâde bunlar ne için?" Diye sordu.
" Seç bir kaç tane." Dedi Besne xanim.
" Yâde benim var, gerek yoktur." Dese de Besne xanim kabul etmedi.
" Bilirim Buke, vardır da sen yine de al." Dedi Besne xanim. Hakan oğlu gibi Şiyar oğlu evlenmişti. Boştan yere bunları yapmamıştı. Gelinleri taksın güzel olsun diye yapmıştı.
Berivan bir kaç tane seçip yanına aldı. Bunlar ona yeterdi bile.
" Gelin." Dedi Besne xanim. Hazır gelini yanında ve kimse yokken konuşmak en doğru yerdi.
" Sen artık bu evin gelinisin, oğlumun karısısın, bilirim Şiyar ile aranız iyi değildir. Fakat sabır et, Allah iyi insanı dar yerde koyamaz." Dedi Besne xanim.1
Berivan başının üstündeki tülbentini düzeltip kadına baktı. Sabır et diyordu, ki ederdi sabrını ama bazen kocası öyle şeyler yapıyordu ki bardağı taşıran son damla oluyordu.
" Dayê sana karşı bir saygısızlığım yoktur. Ama Şiyar bana karşı o kadar soğuk ki, beni istemiyor bile."
Gelinin elinden tuttu. " Bilirim. Şiyar oğlum ağabeyi gibi değil bir fırtına gibi esen rüzgar gibi ezip geçer. Senden tek isteğim metanetli ol."
Başını sallayan kadın aldıklarını odasına çıkarıp yerine koydu. Daha sonra da tekrar mutfağa geçip yemekleri hazır etmişti.
Akşam yemeği sırasında Berivan yemeğini yerken eteğinin üstüne yağ dökülmüştü.
" Ne oldu Berivan?" Dedi Viyan.
Sofrada duran tuzu kıza uzattı. Berivan tuzu alıp eteğinin üstüne döküp peçete ile sildi.
Yemekten sonra odasına çıkan Berivan üstündeki eteğini çıkarıp hızla suyun altına tutmuş, üstüne ilaç koyup çitilemişti.
Taytı ile kalan kadın daha sonra üstünü tamamen çıkarıp banyo yapmıştı. Zaten üstü başı ter kokuyordu.
Duşunu alan kadın havlu ile bedenini kurulmak için bedenine sarıp çıktı. Dolabın yanına kadar giden kadın odanın kapısı açılmış kocası içeri girmişti.
Onu gören Şiyar ağa kadını baştan aşağı süzdü. Esmer tenine yakışan pürüzsüz bacakları bir erkeği cezbedecek kadar kendine çekiyordu. Gece kara saçları ıslak olduğu için beline kadar inmişti. Ve daha sonrasına bakmadı adam. Bakarsa işler rayından çıkacaktı. Çünkü karşısındaki kadın bir afeti!
" Ben banyoya geçiyorum üstünü giyin hemen!"
" Giyiniyorum zaten!" Hemen cevabı da hazırdı. Kocasına bakmadan konuşuyordu.
" Bana cevap verme!"1
" Sende benimle konuşma o zaman."
Şiyar zaten dünden beri canı sıkkındı. Bu kadın iyiyce onu deli eder tımarhaneye yatirirdi.
Daha fazla tahammülü kalamayan adam kadının yanına hızla geldi.
" Sana mı soracağım kimin ile konuşup konuşmayacağımı."
" Farkındaysan benimle konuşuyorsun."
Berivan adama dik dik bakıyordu. Susmak yoktu!2
" Sende cevap anahtarı gibi her lafa atlıyorsun."1
" Soru bana geliyorsa cevap veririm."
İkiside ne geri adım atıyordu nede susuyordu ateş hattına geçmişti. Patlamamak imkansızdı.
Şiyar bu kadınla daha fazla yüz göz olmak istemiyordu. " Neden senin gibi bir kadınla evlendiysem!"
Berivan yutkunmak için başını kaldırdı. Hayır bu adam karşısında asla aglamaycakti.
" Evlenmeseydin! Ben mi dedim gel benimle evlen diye." Havluyu hala parmakları arasında sıkıyordu.
" Doğru." Dedi Şiyar. Başını hızla sallıyordu. " Senin gibi bir kadınla evlenilmez. Senin gibi bir kadın benim gibi bir adam asla layık değil."4
Adam hızla giderken, kadın acı içinde canı yandı. Kocası onu sevmiyordu! Nefret ediyordu. Canı yana yana üstünü giyinip ışığı kapatıp başını yastığa koydu. Bu gece de ağlamaktan gözleri şişecekti.
***
Kilis tavası, çorba pilav, içli köfte herşey hazırdı. Bugün ailesi ziyarette geliyordu.
" Bakıyorum da yüzünde güller açıyor." Dedi Viyan.
Berivan kadına döndü. " Ailem geliyor nasıl mutlu olmamayim." Dedi şen şakrak sesi ile.
Viyan haklısın dercesine başını salladı. " Doğru benim ailem geldiği zaman bende böyleydim."
Her gelin için en mutlu olduğu gün bugündü. Ailesi geldiği zaman mutlu olurdu. Sanki onlarsiz kaldığı zaman bir yıl gibi gelmişti kadına.
Dün gece asla kocasının sözleri aklından gitmeyecekti. O sözler ömrü hayatı boyunca hep içinde bir acı olarak kalacaktı.
Akşama doğru ailesi gelmişti. Hem annesine hemde yengesine sarılmış hasret gidermişti. Yemeğe inen aile afiyetle yemeklerini yemişlerdi.
Annesi ile uzun uzun konuşmuştu. Kızına güzel şeyler getirmişti.
Kısa süre sonra yengesi ile odaya çıkmıştı Berivan. Filizin kulağına bir takım şeyler gelmişti. İşin aslını Berivan dan duymak istiyordu.
" Berivan bana doğruyu söyle, kocan sana karşı iyi mi?"
İçindeki cehennem mi nasıl yengesine söylerdi ki? Koca evinde olan şeyler koca evinde kalırdı.
" Şiyar evlendiğinizin ilk haftası evden mi gitti?"1
Berivan bu konuyu nasıl kapattırdı ki! Yengesi bütün olan biteni duymuştu.
" Bana doğruyu söyle Berivan! Doğru mu değil mi?"
" Doğru." Sesinde yenilgiye yenik düşmüş bir tını vardı. " Şiyar beni istemiyor yenge. Benden nefret ediyor."
Berivan titreyen göz bebekleri ile başını salladı. Dokunmuştu ya, o kara gece hiç zihninden gitmiş miydi ki!
" Madem istemiyor ne diye sana dokunuyor? Ne diye koyununa alıyor?" İyiyce gerilmişti kadın. Akıl alır gibi değildi bu. Kocası istemiyordu, ama kadında dokunmadan olmuyordu.
" Yengem ben ne yapicam?" Diye soldu. Ciğerine de bir ateş vardı ki yandıkça yanıyordu.
Filiz kızı kendine çekip mis kokulu saçına öpücük kondurdu. " Güçlü olacaksın. Yenilmek yok pes etmek hiç yok! Biz kadınlar bu dünyaya sürünmek için değil, güçlü olmak için geliriz. O senin canını mı yaktı? Sende onunkini yak! O sana bakmıyor mu? Sende ona bakma. " Kadını kendine çekti. Yüz yüze gelecek şekilde baktı. " Sen Rahmo Ağa'nın kızısın, sen ağabeyinle başa çıkabiliyorsun da Şiyarla mi çıkamayacaksin!"1
Kadın susmazdi. Kadın düşmez düsürene de bir tekme de o atardı. Kadın yıkılmaz yıkamaya çalışanı yıkardi. Kadın yıkılmaz pes etmez ne susar düşerdi. Kadınlar bir mücevher kutusu gibiydi. Paha biçilmez bir mücevherden farksızdı.
Güçlü olacaktı başka hiçbir çıkış yolu yoktu. Yengesi ile aşağı inmiş daha sonra ailesini ugurlamişti. Odasına kadar çıkan kadın kocasına bakmadan geçecekti ki kocası kolundan tutması ile kolunu pençelerinden kurtardı.
" Sakın bana dokunma!" Diye tavrını koydu.
" İlk gece sana dokunmuştum ama." Dedi Şiyar ağa. O gecenin üstüne basa basa konuşuyordu.1
" O geçmişti. Şimdi bana asla dokunamasin!"
Şiyar alay kokan gülüşü ile kadına güldü. " Bunu yaz bir kenara ama, vakti zamanı geldiğinde hatırlatırım." Bu kadına acayip kalıyordu. Ağlar sızlar sanmıştı ama bugün ailesinin karşısında dimdik durmuştu.
" Allah'a dua edeceğim o günün gelmemesi için."
" Merak etme o günün gelmemesi için elimden geleni yapacağım."
Berivan başını dik tutup adama boyun eğemden tısaldı. " Şeref duyarım."
Şiyar kadının gözlerine baktı. Sinirlendiği zaman göz bebekleri büyüyordu. Uzun kirpikleri vardı kadının, gözüne çektiği sürüme ile gözlerini ortaya çıkarıyordu.
Kalın dudakları da yüzüne tam oturmuştu. Sanki bu kadına çizilmiş gibiydi yüzü.
Berivan hızla kocasının yanından ayrıldı. Onunla ne konuşmak nede yan yana durmak istiyordu. Hele ki bugün olanlardan sonra....
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
238.49k Okunma |
9.25k Oy |
0 Takip |
50 Bölümlü Kitap |