Seni sevmek, sevdamın en güzel. baharı
Aşkı her dilde, her yaşta bulur insanı. Yeter ki sevin, sevmek kaybetmez, sevmek sizin hayatınızı değiştirecek, bir iklimdir.
Sevilmek Berivan da sevmek ise Şiyar da idi. İkisi de düşe kalka, acının binbir acısını çeker buralara kadar gelmişlerdi.
Bugün şirketin önemli ve özel yemeği olduğu için karısı ile birlikte gideceklerdi. Berivan'nin içi heyecan doluydu. Yemeğe eşler de katılacaktı.
İlk defa kocasının şirketine gidecek kocasının çalıştığı iş adamları ve eşleri ile özel yemeğe katılacaktı.
Kendini özel ve önemli bu güne hazır etmek için bakımını yapmıştı. Kızı hazırlamış olduğu çocuk odasına götürmüş önüne oyuncakları yigmisti. Lina önündeki oyuncakları ile oynarken, kendisi de banyoya geçmek için odadan çıktı.
Üstünü değiştirip banyoya geçmiş duşunu alıp bornoznu giyerek saçını kurutmus, daha sonra üstünü giyinmek üzere dolabın dibine gelmişti.
Dolabın kapağını açıp içini hızla yokladı. Elleri kıyafetlerin arasınada gezindi. Önünde kırmızı dekolteli olmayan bir elbise bulmuştu. Ah işte bu! Diye eline alıp elbiseye boydan baktı.
" Bu çok güzel olacak." Bornoznu indirip önce krem rengi iç çamaşır giymiş daha sonra elbiseyi üstüne geçirmişti.
Saçını su dalgası yaparak ekstra görünüm yapmıştı. Siyah saçları gür ve uzun olduğu için hem kıyafetine hemde kendine yakışmıştı.
Fazla abartı olmayan makyaj yapıp işini bitirmişti. Ayakkabı olarak altın renginde topuklu ayakkabı seçmişti. Aynadan son görünüme baktı Berivan. Çok güzel olmuştu.
Kızının yanına gidip onuda hazırlamak adına odasına getirmişti.
" Baba nede?" Dedi küçük kızı.
" Baba gelecek güzel kızım." Kızının saçına öpücük kondurdu.
" Babası kılıklı gelecek dedim ya!"
Kızı ise annesinin ne dediğini anlmsa da gülmüştü.
" Beni sinir ediyorsun ama şu gülüşüne ömürü veririm kızım."
Kızına sıkıca sarıldı Berivan. Ah anne olmak, biri kız olmak ona verilen en güzel hediye idi.
Hazırlık kocası gelince son bulmuştu. Eve gelen Şiyar hem hazırlık yapılmalıydı. Odasına çıkan genç adam odaya girdiği an kadını fark etmişti.
Genç kadını baştan aşağı süzdü. Berivan kızı kucağınada kocasına gülümseyerek bakıyordu.
Kadının yanına ağır ağır adımlarla gelmişti. Fiziği ile saçı makyajı ile kusursuz olan kadını dikkatle izledi adam. Bu nasıl bir güzellikti böyle. Bu kadın onun muydu? Eğer öyleyse bu kadın bu geceki yemeğe gitmemelydi!
" Berivan.. sen bu sen misin m?"
Berivan kocasının beğeni dolu pırıltılı gözlerine bakarak cevapladı sorusunu. " Evet benim. Senin karın Berivan."
Berivan başını salladı. " Hayır gidelim." Dedi sesinde bariz heyecan vardı zaten gitmek istiyordu. Kocasının çalıştığı yeri görüp bilmek istiyordu.
" Kadın yüreğime indirmeye mi niyetlisin sen!"
" O kadar güzel mi oldum." Dedi bu sefer.
" Güzel mi, sanki cennetten bana hediye verilmiş gibisin."
Adam alinini kadının alinina yasladı. Kokusu buram buram burununa sirayet ediyor adam kadına doyamıyordu. Aşkı, sevdası hiç bir zaman tukenmeycek kadar fazlaydı. Bazen düşünmeden edemiyordu adam, bir sevdanın dili olsa nice sevdalı insanlar yüreğindeki aşkı nasıl haykırırdi!
Berivan gülümsedi, gülümsrerekn bile ağlayacak kıvama gelmişti bile ah hayır ağlamak yoktu şuan.
" Seni sevmek, sevdamın en güzel hali adam."
Şiyar geri çekildi. Kadının kara gözleri yavaş yavaş doluyordu. Bu kadın ağlayacak ise böyle aglamaycakti.
Berivan kocasından geri çekildi.
" Ya Şiyar iki dakika romantik oluyorsun, sonra yine..."
" Vallahi ben onu bunu bilmem kadın bu gece benimsin." Kadının dudağına öpücük kondurcakti ki Berivan hızla başını kaçırdı.
" Hayır öpmek yok, rujum bozulur."
Şiyar tek kaşını kaldırdı kadına doğru. Demek ruju bozulacaktı hanımefendinin.
" Bir ara demiştin ki maskaram bozulacağına ruju mu bozmayı tercih ederim demiştin!" Tek kaşı havada hadi buna ne cevap vereceksin diye kadına bakıyordu.
Berivan kocasına bakıyordu. Geçmişten vurmak için eski defterleri kurcalaycakti kocası.
" O ayrı mesele hayatım. Sen bel atlı vuruyorsun, bense savaş bayrağını çekmiştim. Hatırlatayım!"
" Ah siz kadınlar yok musunuz?" Kucağında ona bakan kızına çevirdi bakışını. " Annen bazen beni deli ediyor kızım, sen onun gibi olma!" Dedi Şiyar banyoya doğru ilerlerken bile laf etmeden duramuyordu.
" Sen bana kurban ol be!" Dedi Berivan. Deli miyis ha omu? Mümkün değil. Daha sonra istfini bozmadan kocasına bakarak konuştu.
" Hadi sevgilim bekliyoruz seni."
Banyoya giren kocası kapıyı kapatmadan evvel kadına seslendi.
" Kocan bugün yakışıklı olmak istiyor hayatım, ona göre takım seç."
Berivan kocasına dönüp ona ölümcül bakışlar attı. Birde yakışıklı olmak istiyormuş beyefendi.
Kızını yatağın üzerine bırakıp dolaptan kocasına siyah takım seçmiş kol saatini, çorabını ve diğer herşeyi hazır etmişti.
Şiyar banyodan çıkıp hemen hazır etmişti kendini. Berivan kızı ile ilgileniyor elindeki oyuncağı ile kızını gülduruyordu.
Şiyar dolaptan bir tane büyük kare şeklinde kutu çıkarıp kadına yaklaştı. Berivan kocasına baktı. O elindeki de neydi?
Genç adam kutuyu açıp gümüş olan takı setini açmış kolyeyi çıkarıp kadının arkasına geçmişti. Koleyiyi kadına takıp kupesini de takarak önüne geldi.
İnci bilekliği kadının zarif bileğine takmış elini dudağına götürüp üstüne çok narin bir öpücük kondurmustu.
İşte şimdi küçük ailesi tamamdı.
Kızını kucağına alan Şiyar karısının koluna girmesi ile aşağı indi. Evden çıkmış arabaya binmişti. Kızını çocuk koltuğuna oturtup kemeri de bağlamıştı.
Sürücü koltuğuna geçen adam yola çıkmıştı.
" Tüm iş adamları mi olacak?" Diye sordu Berivan. Heyecanı giderek artıyordu. İnşallah çok fazla abartmamisti.
" Bugün çok fazla heyecanlıyım."
Şiyar gülerek kadına baktı hafifçe.
" İlk defa böyle bir yere katılıyorum. Hak ver bana."
" Merak etme alışırsın. Ara sıra böyle yemekler olduğu zaman yine gideceğiz."
Berivan'nin merakı debretsi birden. Kocasına dönmüş sormuştu.
" Böyle yemekler olduğu zaman ne yapıyordun?"
Şiyar kırımızı ışıkta durdu. Kadının merakı ile sorduğu kesindi. Meraklı sorusuna aynı şekilde cevap verdi. .
" Yine gidiyordum ama çok kalmiyordum."
Şiyar kadının sorusu ile güldü.
" Niye ayıp olsun. O zamanlar benle berbar üç kişi bekardi. Yemek biter bitmez üçümüz rakı içmeye giderdik."
" Üçümüz?" Dedi Berivan. Umarım içinde kız yoktur.
" Ben, Ekrem ve Adnan. Bekardik o zaman."
Arabaya şirketin önüne gelmiş güvenlik görevlisi arabayı hızla açıp ikisinin çıkmasını sağlamıştı. Berivan kızını alıp yere indirmişti. Kızı iki yaşında idi.
Kızının elinden bir annesi birde babası tutarak yavaş yavaş içeri girdiler.
Ortam şaşalı ve çok lükstu. Asansöre binip yukarı katta çıktılar. Nihayet beklenen yere gelmişlerdi.
Asansör kapısı açılır açılmaz Berivan salonu dolduracak kadar insanları fark etmiş birden gerilmisti.
Şimdi bütün insanların gözleri onların üstündeydi.
" Şiyar ağam hoş geldiniz." Dedi lacivert takımlı gelen adam.
" Hoş buldum, ortak nasılsın?"
" Seni gördüm iyi oldum." Gözleri bu sefer yanında kuğu gibi duran duru güzelliği ile çarpıcı olan kadına kaydı. " Berivan.. sizsiniz.."
" Evet." Dedi Berivan gülümseyerek.
" Oğlum ne ballı adamsın ya." Dostunun omuzuna vurdu bir kaç kez. " Yenge, ben saygıdeğer Adnan Yılmazer."
" Bende yenge." Genç zarif yanına gelen kadını tanıtmayı ihmal etmedi. " Buda benim güzeller güzeli karım, her başımın etini yiyen ama sevmekten vazgeçmeyen biricik eşim İlknur."
İki kadında aynı anda ellerini birleştirip sarıldılar. İlknur hanım Allah var çok çekici bir kadındı. Uzun boylu, kahve gözleri, ince belli, giymiş olduğu şarap rengi uzun dizine kadar olan elbisenin içinde zarif kusursuz hatlarını belli eden, açık kumral saçları ile Adnanin yanına yakışan bir kadındı vesselam.
İki kadında kocaları ile diğer eşler ile tanışmıştı. Berivan büyük ilgi görmüştü.
Yemek yerken bile Adnan konuşmuştu. Hem komik hemde karısını seven bir adamdı.
" Sizinle tanıştıgima çok memnun oldum Berivan."
" Bende, çok heyecanlıydım buraya gelirken."
İlknur hanım güldü. " Bende öyleydim ilkin, bu benim buraya ikinci kez gelişim."
Kadın başını salladı. Çok sevecen çok tatlı bir kadındı. Lina annesinin yanına gelmişti. İlknur küçük kız ile baya sohbet etmişti.
Lina tıpta tıp annesiydi. Gözlerini, dudağını, ten rengini annesinden almıştı.
" Lina sana çok benziyor. Çok tatlı bir kız."
" Öyle. Bazen Şiyar ikinci bebek istiyor oda bana benzesin diyor."
" Şiyar seni çok seviyor, Berivan. Seni her izledikçe sana çok bakıyor yanından ayırmak bile istemiyor."
İlk andan itibaren görmüştü bunu. Şiyar Berivan'na karşı çok fazla şey besliyordu. Ki bunu uzak mesafeden bile görebiliyordu.
" Siz nasıl tanıştınız?" Dedi merakı içinde.
İlknur güldü. " Bizim tanışmamız çok farklıydı. Biz burada şirkette tanıştık. Ben muhasebe bölümünü okudum. Ailem hep karşıydi boş bölüm diye. Ben niye de okudum sonra buraya girdim. Çok zordu oldu ama girdim. Sonra da Adnan ile tanıştım. Tâbi biraz çekişmeli bir süreydi. Nasıl oldu bilmiyorum bir anda birbirimize aşık olduk."
O kadar güzel anlatmıştı ki, kadının gözündeki aşkı çok net görebiliyordu. Adnan içinde bunu söylemek mümkündu.
Berivan biraz duraksadı. Onların öyle büyük bir aşkla değil ama sonu güzel biten bir aşktı.
" Bizim ki biraz farklı oldu. Aileler bizi bir araya getirdi. Sonra evlendik. Tâbi öyle aşk falan yoktu ilkin, hep kavga ettik tartıştık, sonra da biricik kızımız Lina ya hamile kaldım."
Yaşadığı olaylar, yaşadığı hayat kadının gözünün önünden geçiyordu. Ne zordu o anları yaşamak, sürekli kavga, ağlama krizi, canın yanması...
Bazen diyorduk ya insanoğlu, acıyı sevmeden aşkı yaşar mı diye? Önce acıyı çekmeliydi ki, kıymet bilinmeliydi. Kıymetinin olmadığı bir yerde, kalp ne ararsın.
" Hayatını dinlemek isterim bir gün."
Berivan güldü. " Kahve içmeye gelirsin o zaman."
İlknur kadının elini sımsıkı tuttu.
" Elbette kız kıza bir gün vakit ayiririz. Tâbi bizimkiler bizi rahat bırakırsa."
Berivan omzunun üstünden gelen iki adama baktı. Yakışıklı kocası yanına doğru gulmusyerek gelmişti.
" Sevgili eşim, gidelim mi artık."
" Ne aceleniz var acaba?" Diye sordu İlknur.
Berivan hak verdi. " Doğru söylüyor İlknur ne aceleniz var."
Şiyar kadına baktı. Gitmek istemediğini biliyordu ama geç olmuştu kızı da yorulmuştu. Hem evde işleri de vardı. Önemli işleri!1
" Linanin uyku vakti geldi dağ çiçeğim."
Berivan kızına döndü. Yorgun hâli uykusunun geldiğinin işaretiydi.
" Tamam öyleyse, biz haberlesiriz Berivan."
Başını salladı Berivan. " Olur."
Kocası ve kızı ile birlikte çıkmışlardı. Bu yemek çok iyi gelmişti kadına, başka bir atmosfer havası oluşmuştu. Yüzündeki gülümseme hiç eksik olmamıştı. Herkes kadını çok beğenmiş sürekli sorular sorulmuştu.
" Belli, bütün gözler üstündeydi bugün. Seni kıskandım doğrusu."
" O kadın kimdi öyle, sürekli yanında dibinde konuşuyor, gülüyor."
Şiyar kadının kıskançlık krizine girdiğini fark etmişti. Gülmeye başladı genç adam.
" O bizim muhasebe müdürümüz."
" Oda varda, onu farklı bölüme aldık biz."
Berivan anlayış içinde başını salladı. Eve gelen karı koca kızlarını alıp odasına çıkarmıştı. Kızının odası geçen sene dekore edilmişti.
kızını yatağına yatırıp, üstünü değiştirip örtmüş, başına öpücük kondurmustu.
Odadan çıkan kadını hızla duvara yasladı adam.
" Seni alıştın sanırım beni duvara yaslamaya!"
Adam şuan hiç bir şeyi düşünmüyordu. Tek düşündüğü şey şuan onu delirten, kendinden dâhi geçirecek olan kadındı.
Elleri yavaş yavaş kadının kalçasına gitmiş derin acıtacak bir şaplak atmıştı. Berivan tiz bir çığlık atmıştı.
Kadını bacaklarından tuttuğu gibi kucağına almış, Berivan bacaklarını adamın beline dolamsiti.
Kapıyı açıp içeri girdi. Hızla ayağı ile kapatıp kadını yatağın üstüne firalamisti. Gömleğini yavaş yavaş çözerken yatakta onun için hazır olan kadına alt dudağını ısırarak izledi. Siyah gömleği çıkarıp bir kenara attı. Kadının giymiş olduğu elbisenin eteğini yukarı doğru çıkarıp çıplak bacağını okşadı.
" Seni bu geceye yakmak istiyorum Berivan." Dudaklarını boyununa bastırmış, kadını altında delirmişti.
" Seni seviyorum Şiyar." Kollarını adamın boyununa dolamış kendine çekmişti.
" Bende sizi seviyorum, sizi canımdan çok seviyorum. Sen benim bu dünyada ki en değerli hazinemsin Berivan."
Her öpücük kadının acılarını tek tek silmek içindi. Dudaklarına doğru yol aldı. Karısının tadını çok seviyordu.
Haz dolu ihtiras dolu bir gece daha ikisi için sürmüş, kadın kocasının koynunda yerini almıştı.
İkiside birbirini o kadar çok seviyordu ki, bazen sevginin kimde olduğunu bile tartışıyor, bir öpücük ile bu tartışma bitiyordu yerini tatlı kavgalara yer ediniyordu.
Sevgi tartışılamaz yaşanırdı. Yaşamak ise bize verilen en güzel mirastı.
~Sizi seven değerli yazarıniz~2
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
250.66k Okunma |
9.55k Oy |
0 Takip |
50 Bölümlü Kitap |