

Bölüm-32
***
Durulmayan sular...
Irmaktan akan su akar ve yerini bulurdu. Aşkın yüce kudreti de öyleydi. Aktığı yeri bulurdu bulmasına ama olduğu yerden memnun muydu? Bilinmez...
Tam bir ay koca bir ay geçmişti cinsiyet haberiden sonra. Çok şey değmiş miydi? Şirinoğlu konağı için hayır olurdu bu cevap, ama Hawar için değildi.
Kocası bebeğin kız olduğunu öğrendiğinden beri adam akıllı kadının yanına gelmiyor, geç çıkıyor vaktinde eve geliyordu. Kocası Zerdanin yanında kalıyor, onunla yatıp onunla kalkıyordu.
Bazen ara sıra kadına baktığını da görüyordu. Karnı büyüdükçe büyüyordu. Erkek bebek dünyaya geleceği için Ayhan heyecandan ne yapacağını bilemez olmuştu.
Gülbahar ve yıldız ara ara anne karnında hareket eden bebişin hareketlerini hissediyor, gülümsüyordu.
Reyhan annesinin yanına geliyor anne karnında ki kardeşi ile konuşma çabasına giriyordu.
Yıldız ve Gülbahar bugün çarşıya çıkmış, kendi ve evin eksikleri için alışverişe çıkmıştı. Akşam yemeğiden evvel eve dönmüşlerdi.
Yıldız salona geçmiş, yerde oturan yengesinin yamacına oturmuştu. Elindeki poşetleri alıp yere döktü.
Zêrda biten çayını ilerideki tepsinin içine koymuştu.
" Bunlar ne?" Diye cıvıl cıvıl sesi ile şakidi.
" Vallahi dayanamadım yenge. İlk gördüğüm bebek mağazasına daldım." Beyaz bebek beresi, onun yanında beyaz eldiven, ve mavi alt üst takımı vardı. Hepsi o kadar güzeldi ki, içindeki heyecan tabakası yükselmişti. Diğer poşeti de açtı.
" Ya hepsi çok güzel."
" Elbette ki güzel olacak!" Dedi Yıldız. " Kimin bebeği yeğenim?" Yeğen heyecanı sarmıştı genç kızı. Tıpkı Reyhandaki gibi. " Bunlardan Reyhan için, çok güzeldi." Tülü pembe renkte olan kıyafeti yengesine uzattı. Zêrda hem kızına hemde oğluna aldığı eşyaları tek tek bakmıştı. Çok beğenmişti.
Gülbahar da yanına oturmuştu. Oda yıldızdan geri kalmamış, bebek için bir sürü eşya almıştı.
" Vallahi Zerda bunlar çok güzel. Bir an evvel doğusun istiyoruz." Bebekleri çok seven kadın, gelecek olan iki bebek için, bir sürü eşya almıştı. Gülbahar Reyhan için hem boyma kitabı hemde pijama takımı almıştı.
" Doğru söylüyorsun yenge, bir an evvel gelsin paşamiz." Elini yengesinin karınına götüren genç kız karınıni okşadı. " Sağlıkla gel, prensim."
Zêrda hepsini toplarken, bütün kıyafetleri alıp poşete koydu. Ayağa kalkarken yerde destek almıştı. Salondan çıkıp merdivenleri yavaş yavaş çıkan kadın odasına geçeceği vakit, gözleri kuma kadının odasına takılı kaldı.
Bir aydır doğru dürüst ortama katılmıyor, ne Gülbahar nede Yıldız ile konuşmuyordu. Sadece kahvaltı ve akşam yemeği için aşağı iniyordu. İsterse bir ömür odada kalsın, hiç bir şey eskisi gibi olmayacakti. Ne geçmişi siler yerini yeni sayfalara dökebilirdi, nede geleceği eliyle şekil verebilirdi.
Yoluna devam eden kadın odasına geçti.
***
Akşam yemeğiden sonra Zübeyde hanım oğlunu köşeye çekmiş Hawar'a bakmasını istemişti. Gelini böyle yaparsa daha kötüye gidecekti. Bu eve her ne kadar erkek bebek için geldiyse, kız çocuğu dünyaya getireceği için kendini bu kadar kapatsın istemiyordu. Zêrda gelin de kız çocuğu dünyaya getirmişti, ama o kendini kapatmamis, hatta kızı için bir an evvel gelmesini istemişti. Bu tutumu yanlıştı.
Ayhan odaya çıkıp kadının odasına geçti. Kapıyı açıp içeri girdi. Odanın içi karanlık ve kasvetliydi. Prizi bulup ışığı yaktı. Hawar peteğin yanına geçmiş oturuyordu.
" Neden aşağıda değilsin?" Dedi kati sesiyle.
Hawar adama döndü. Odaya gelmeyi idrak etmişti nihayet. Neden bunca zaman değilde şimdi?
" Benim için böyle daha iyi." Dedi umursamazlık hâliyle cevapladı.
Ayhan sinirlenmemek için derin nefes alıp burnundan vermişti. Hawar böyle yaptıkça hiç bir şey iyi gitmiyordu. Daha beter kötüye gidecekti.
" Sen böyle yaptıkça herşey daha mı iyi olacak sanıyorsun?"
Hawar hırsla adama döndü. Ayağa kalkıp yavaş yavaş adama doğru yakınlaştı. Kendisi mi kendini odaya kapatıyordu? Canı yandığını kimse görmüyor muydu?
" Neden hep beni suçlu buluyorsun?"
" Çünkü yapan sensin! Ne bu çocuksu hallerin? Odaya kapanmalar, aşağı inememler?"
" Beni mi çocuksu hallerim var?" Dedi hayret içinde. " Çocuğumun cinsiyeti belli olduğundan beri yanıma gelmeyen sen söylüyor bunu!" Dedi kocasına bakarak. Bütün bunları suçlusu kendisi değil, bizzat kocası idi.
" Zêrda da hamile."
" Zerdanin hamile olduğunu bende biliyorum. Bende hamileyim ama! Bende senin karınim. Ben bu çocuğu babamın evinden alıp ta getirmedim!" Dedi sesi gittikçe yükseliyordu.
" Hawar ne istiyorsun?" Dedi en kısa şekilde sordu. Şimdi kavga edecek ne gücü nede takati vardı. Ne istiyorsa açık açık dile döksün istiyordu.
Kocasına buğulu gözler ile baktı. Kocası ondan ne istediğini soruyordu.
" Bana biraz olsun değer ver Ayhan. Kızının annesiyim ben, beni gör beni duy. Azıcık da olsa senden deli gibi değer isteyen şu kalbime değer ver."
" Vermiyor muyum?" Dedi adam. Kaşları anlamsızca çatlıyor, kadına bakıyordu.
" Ne değer ama!" Dedi alayla. " Kız babası olacaksın sen. Reyhan gibi bir kızın olacak senin. Sen bana değil değer vermek, günahını bile vermiyorsun."
" Hawar ben sana en başından ne dedim?" Sorduğu soru üzerine kadına baktı. Bu eve ne amaç için geldiğini unutan kadına sorusunu sordu.
" Bebek için."
" Tamam. Daha ne istiyorsun benden?" Aslında kadının ne istediğini biliyordu, Ayhan. Zêrda gibi ona değer versin, yanına da kalsın istiyordu.
Hawar adama bakıyordu ciddi olup olmadığına. Ona değer ver diyorsa sadece bu yatak için mi geçerliydi?
" Karın olarak senden hakkımı istiyorum." Dedi. " Bana biraz saygı duy.." dedi en cılız sesi ile. " Benide sev, beni gör, bana karinmisin gibi davran, ben bu eve senin karın olarak geldim, beni sen getirdin!" Dedi sesi sona doğru yüksek çıktı.
" Hawar, senden benden hiç bir talep hakkı isteyemesin! Beni seni karımın üstüne getirdim, ben sana aşık olacağım seni seveceğim diye bir hak talebi dâhi etmedim!"
Hawar başını salladı. Onunla dini nikah kiyarken, yüzük parmağına takılmış kocası ona ' sadece bebek için başka bir şey bekleme benden' dediği aklına kadar gelmişti.
Kocası dâhi olsa herhangi bir talep hakkı istemiyordu.
" O zaman bir daha bu odaya gelme."
" Buna sen karar veremesin, Hawar!" Ne yapıp ne yapmayacağına kendisi karar vermezdi.
" Yarın kızın olduğunda ona da mı diğer kızın gibi değer vermeyeceksin?" Hadi ona değer vermiyordu bu açık ve netti. Peki ya kızına ona değer vermeyecek miydi?
" Reyhan da benim kızım, karinindaki bebekte benim kızım." Zerda'ya bu konuda çok cektirmisti. Kendisi değil ama Zerda kızına hem anne olmuştu hemde baba olmuştu. " O yüzden bu hallerinden vazgeç!" Diye uyarmış çekip gitmişti.
Kadını bir başına bırakıp çekip gitmişti odadan. Adamın gidişi ile kadın yatağın kenarına çöktü. Evliliğe dair beklentisi bu saaten sonra bitmişti. Kocası - sevdiği - kocası ona hiç bir şey besleme diyordu.
" Kuma olup geldiğim güne lânet olsun..." Gözyaşları sicim gibi aktı. Kendini bu hayatta mahkûm ettiği için, kendini bu hayattı kabul ettiği için ve böyle bir evlilikte çocuk vereceği için, nefret ediyordu.
Göz yaşları yanaklarından akıp giderken, azabın en çetin halini de böyle çekiyordu. Ziyadesiyle!
***
Akşam yemeği hazırlık yapılmıştı. Zêrda kızına alınan elbiseleri tek tek denemiş bedenine tam uyumuştu. Reyhan bir tanesi giymek istediğini söylemişti. Kızının ısrarı üzerine giydirmisti. Kızı ile birlikte aşağı indi.
Reyhan salona geçerken, Zerda ise mutfağa geçmişti. Fırından yeni çıkmış lahmacunu görünce, bir tane alıp yemek istedi.
" Yenge dur.." dese de Zerda dinlemedi. Bir parça koparıp üstüne limon sıkıp ağzına götürmüştü. Tadı güzeldi.
" Yengem aş eriyor sanırım."
" Belli oluyor." Dedi Gülbahar.
Zêrda ona bakanları görünce onları paylamadan durumadi. " Ne var? Canım çekti."
" Bir şey dediğimiz yok, Zerdacigim."
Kadının yemeğini yerken, Ayhan pencerenin önünde kadına bakıyordu. Yemeğini yiyor bir yandan da sofrayı hazır ediyordu.
Hawar o sırada kocasını fark etti. Gözleri ışıl ışıl parlıyor kadına bakıyordu. Gözlerini kaçırıp mutfağa geçmişti.
Sofra kurulmuş yemekler yenmişti. Reyhan yemeğini yedikten sonra halasının yanına geçip kıyafet için teşekkür etmişti.
İki kadına kızı öpücüklere bogmustu. Yemek sonrası Hawar odaya çıkacağı sırada Yıldız kadının yanına geldi.
" Hawar.."
Hawar merdivenlerin başında onu çağıran kıza döndü. " Efendim."
" Bunlar yeğenim için." Elindeki poşeti kadına uzattı. Hawar kızın elinden poşeti alıp içine baktı. Bebek kıyafeti idi.
Genç kıza duygu dolu gözlerle bakıyordu. " Teşekkür ederim, yıldız." Önüne dönüp merdivenleri çıkıp odasına geçmişti. Poşeti açmış bebek kıyafetlerini tek tek bakmıştı. Hepsi çok güzeldi.
" Belki baban seni sevmez ama, bu aile seni çok seviyor kızım." Eli ile karınıni okşadı. Babası kızına kıymet vermese de, kocasının ailesi kızına çok değer vereceğini biliyordu. Yoksa kocası değil aile isterdi ondan erkek bebek.
Kızın karının içinde hareketlerinin alınca elini yeniden karınına götürdü. Nasibine düşen, kız çocuğuydu. Kız çocuğu bereketi huzurdu. Bir annein yarısını kızı tamam ederdi.
Kıyafetleri tek tek alıp dolaba koymuştu. Zamanın hemen geçsin çocuğu doğsun istiyordu. Fakat biliyordu ki, bebeğine tam olarak annelik yapamayacağını biliyordu.
***
Kızı ile birlikte odaya çıkan Zerda, kızı ile birlikte derin bir sohbete dalmıştı. Ara ara kardeşi ile ilgili sohbet ediyordu.
Ayhan odaya geçmiş, üstünü değiştirip yatağa geçmişti. Kızı annesi ile konuşmuştu. Uykusu yavaş yavaş gelen kızı yatağa girip yavaş yavaş uykuya geçmişti.
Zêrda kızını uyutup ayağa kalktı.
" Nereye gidiyorsun?" Diye sordu. Merakla kadına baktı.
Zêrda sessizliğini koruyup banyoya geçti. İhtiyacını gidermiş dişini fırçalamis, daha sonra banoydan çıkıp yatağa tekrar geçmişti. Şu sıralar sırtı çok ağrıyordu.
" Bu hafta içinde bebek eşyası almaya gidelim." Dedi Ayhan.
" Kızım ve gideceğiz." Sırtını adama döndü.
Ayhan yavaşça yerinden hareketlenmis sırtı dönük olan kadına bakmıştı. Ne demekti bu şimdi?
" Ben neden yokum?"
" Sen hiç olmadın ki, şimdi olasın!"
" Zêrda, bana bak sana sen?"
Zêrda yine dönemdi. Gözleri açıktı ama dönmek istemdi.
" Sana diyorum." Yataktan kalkıp diğer tarafa geçmiş kadının yanına kadar gelmişti. " Hâlâ mı?"
" Ne hâlâ mı?" Ne bekliyordu kocası. Erkek olunca herşey düzelecek mi? Erkek olunca kadının yanına gelip, hiç bir şey olmamış gibi davranacak?
" Böyle davranarak, hiç bir şey çözemeyiz!" Dedi adam.
Kadın alayla güldü. Çözülecek bir dava mı vardı sanki?
" Sen istediğini aldın artık. Erkek bir çocuk olacak işte, daha ne istiyorsun? Canımı mi?"
" Biraz daha olsa, şu aramızdaki iletişim hâlini çözüm bulmayı."
Kadın adama bakarak güldü. Hâlâ işletim diyordu. Hâlâ ikisinin arasındaki konuşma diyordu. Onca şeyden sonra herşey geçecek, kadın hiç bir şey şey olmamış gibi adamla konuşacak hasbihal yapacak böyle gidecekti öyle mi?
" Siz erkekler böylesiniz işte. İşine gelince konuş, sohbet et. İşine gelmeyince de neden böyle davranıyoruz." Yavaşça yerinden doğruldu. " Sen benim üstüme kuma getirdin, sen gittin o kadınla bir çocuk yaptın, bana olan saygını yitirdin, sırf erkek bebek olacak diye yanımda kalıyorsun, ben bilmiyor muyum sanki."
Adam kadına çatık kaşları ile bakıyordu. " Ne.. ne alakası var?"
" Ne alakası var öyle mi?" Diye ciddi ciddi sordu. " O yüzden mi cinsiyet belli olmadan önce bir benim odama bir hawar'in odasına gidiyordun?"
Ayhan buna bir cevap bulamadı. Cinsiyet haberiden önce bunu yapıyordu. Fakat şimdi tam bir aydır, Zerdanin odasından çıkmıyordu.
" Sen kendini kandırmaya devam et! Hawar sana kız değil de erkek evlat verseydi, sana yemin ederim ki bu odaya adımını dâhi atmazdin!" Ayakta dikilen adamın bakışları belirsiz idi. Ne diyeceğini bilmiyordu çünkü, ki bu soruya net bir cevabı yoktu.
" O yüzden ne sen beni kandır ne ben sana kanayim. Sen tek istediğin erkek evlatti onunda aldın. Şimdi bana iyi baba profili çizme." Dedi sona doğru. Ve arasından güldü. " Çünkü hiç inandırıcı değilsin." Yüzünü burusturdu. Kocasını iyi tanıyordu. Dışarıdan biri görse çok iyi bir baba derdi ama gel gör ki görünün köy klavuz istemzdi.
" Yazık ki oğlum ve kızım senin gibi babası olacak." Son defa adama baktı. " Ben senden utanıyorum, Allah'a evlatlarima sabır versin."
Not; değerli okurlarım. Düne kadar bana bir sürü mesaj geldi. Bana nice kelimeler ediliyor, ki yazmak isterim ama tartışmanın ucu bucağı gözükmez. Bana ' Sen kız annelerini rencide ediyorsun, kız annelerini yere düşüyorsun' gibi laflar. Ben kız annelerini rencide dâhi etmem. Onlar bu dünyanın en kutsal varlıkları.
İkincisi ise bu bir kurgu yanlışı ile doğrusu ile bir kurgu. Zerda kızına çok güzel annelik yaptı. Sadece yanlış koca tercihiydi. Ailesi bile Reyhani sevip sayıyor, siz kalkmış yok Reyhanni kimse istemiyor öyle böyle. Zerdanin ailesi ve kocasının ailesi ( kocası hariç) Reyhani çok seviyor. Eğer öyle olmasa kaynansi Zerda'yi bir köşeye çeker, bize erkek bebek ver diye kadına psikolojik yönden zorba eder. Erkek bebek sevdası sadece kocasında var. Lütfen artık anlayın şunu. Kız çocuğu bile değerli, erkek verecek diye kız çocuğu annelerine hakaret etmiyoruz.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 129.78k Okunma |
6.17k Oy |
0 Takip |
50 Bölümlü Kitap |