13. Bölüm
Emlyce / Rüya Kapanı / BÖLÜM 13

BÖLÜM 13

Emlyce
emlyce

Kendime geldiğimde soğuk taş bir zeminde yatıyordum, göz kapaklarımı araladığımda gördüğüm tek şey bomboş karanlıktı. Bana ne oldu? Buraya nasıl geldim? Hiçbir şey hatırlamıyordum. Doğrulup sırtımı duvara dayayıp oturdum, geldiğinde hepsi üst üste geliyordu.

Üstümü kontrol ettim, yanımda ki silahlarımı almışlar lakin bacağıma bağladığım hançeri atlamışlar, bu kendimi kurtarmak için tek şansım olabilirdi.

*

Pargalı, Rüya'yı her yerde arıyordu, şüpheli bulduklarını sorguluyordu ama henüz bir iz bulamamıştı. Rüya'nın en son Parga'ya gittiğini öğrendi, hazırlıklarını yapıp Parga'ya yola çıktı. Kalbinde anlam veremediği bir sızı vardı, Rüya'ya bu kadar bağlanmış olamazdı.. belki de hünkarı için üzülüyordu, ne de olsa o Rüya'yı seviyordu.. Rüya'nın Barca olma ihtimalini düşünmüştü lakin onun öldüğünü öğrendi.. sızı bu yüzden de olabilirdi.

*

Beni kontrol etmek için arada sırada birileri gelip gidiyordu. Bu kez gelen beni götürmek istedi.

?? : Kal!

Rüya : Siz kimsiniz?! Ne istiyorsunuz?!

?? : Çok konuşma! Kal!

Halsizlikten zar zor ayağa kalktım.

?? : Ellerini uzat!

İstemeyerekte olsa ellerimi uzattım, adam kalın iplerle bileklerimi bağladı sonra ipin diğer ucundan çekiştirip yürüdü. Bileklerimin acısıyla adamı takip ettim. Karanlık odadan çıktığımda dışarısının ışığıyla gözlerim kısıldı bir süre böyle yürüdük sonra gözlerim ışığa alışınca etrafımı inceledim, ormanlık alanda, küçük bir kaledeydik. Kaçmak için plan yapmam gerekiyordu. Önümde yürüyen adamı inceledim, haydut kılıklı tipi vardı. Neredeyse her yerde adamlar duruyordu, buradan kaçmaya çalışmak intihar olurdu.. Bir şekilde dikkatleri dağıtmam gerekiyordu.

*

İbrahim, Parga'ya ulaştığında vakit kaybetmeden yaşadığı evi aradı, hatırladığı yerlerden yürüyüp evini buldu, ilerleyip kapıyı tıkladı. Umutla kapının açılmasını bekledi, biraz sonra kapı açıldı, karşısında kendinin benzerini gördü İbrahim.

Pargalı : Niko?!

Niko kendini aynaya bakıyor gibi hissetti, şaşkınlıkla adama bakıyordu.

Pargalı : Niko benim.. Teo..

Şaşkınlıkla gözleri büyüyen adam sevinç ve özlemle kardeşine sarıldı. Birbirlerini bırakmak istemezcesine sarıldılar, ikisininde gözlerinden yaşlar süzüldü.

Niko : Teo! Kardeşim..

Geri çekilip tekrar birbirlerine baktılar.

Pargalı : Baba nerde? Anne?

Niko'nun yüzü asıldı az önceki bütün sevinci çekildi. Pargalı bir şeylerin ters gittiğini anladı.

Pargalı : Neredeler?

Niko : İkiside cennette Teo..

Pargalı'nın gözünden akan yaşlar çoğaldı, adamın içinde fırtınalar kopuyordu, bunca zaman göremediği ailesinden sadece kardeşi kalmıştı.

Niko ortamın kasvetini değiştirmek istedi.

Niko : Sen nasıl geldin buraya?

Pargalı : Uzun hikaye Niko, daha sonra konuşuruz.

Niko'nun aklına gelen şey yüzünü güldürdü.

Niko : Geçenlede de Barca'yı gördüm.

Pargalı : Barca mı?

Niko : Evet, çok güzel kız olmuş.

Pargalı : Niko, Barca öldü..

Niko : Hayır hayır ben gördüm onu Teo. Senin gittikten sonra çok görüşmedik hatta hiç en son annesinin onu köle olarak sattığını duydum.. lakin geçenlerde gördüm buraya dönmüştü.

Pargalı : Ben hemen geliyorum Niko.

Pargalı kardeşinin omuzunu sıkıp koşmaya başladı.

Niko : Nereye Teo?! Gitti bile..

Pargalı hızla koşuyordu hatırladığı eve koştu ilk aşkının evine. Geri döndüyse burada olmalıydı. Kapıyı çalıdı, kapıyı açan beklediği kişi değildi.

?? : Buyrun?

Pargalı : B-Barca'ya bakmıştım?

?? : Burada öyle biri yok.

Kadın beklemeden kapıyı Pargalı'nın yüzüne kapattı. Kafası karışmış Teo yürümeye başladı, ona bu kadar yaklaşıp sürekli elinden kaçırmak bir hali canını sıkıyordu. Yolda yürürken gözüne bir şey ilişti, eğilip gördüğü şeyi dikkatle aldı.

Pargalı : K-kelebek..kolye..

Öfkeyle toprağa tekme attı.

Hizmetlilerinden biri koşarak adamın yanına geldi.

??: Efendim.

Pargalı : Söyle!

??: Rüya hatunun izini bulduk.

*

Ağacın dibinde çimenlerde oturuyordum, adamlar toplanmış yemek yiyorlardı. Benim kim olduğumu bilmiyor olmalıydılar.

? : Bir parça but ister misin?

Rüya : İstemez! Bırakın beni!

? : Aç kal o zaman.

Adam omzunu silkti diğerlerinin yanına gidip oturdu. Onların dikkati dağılmışken bacağımda ki hançeri yavaşca çıkardım, fark edilmemeye çalışarak bileğimdeki ipleri kesmeye başladım. Bir yandan adamlara bakıyordum, hepsi yemek yemekle o kadar meşguldü ki ipleri kestiğimi fark etmediler.

Sessizce kalkıp uzaklaşmaya başlamıştım ki içlerinden biri bağırdı.

? : Hey! Kız kaçıyor sizi ahmaklar!

?? : Çabuk yakalayın!

Eteklerini ellerime alıp var gücümle koşmaya başladım, peşimden onca adam varken nereye gidebilirdim.

Rüya : Yardım edin!!

Koşarken düşmemeye gayret ediyordum.

Pargalı ve adamlar Rüya'nın tutulduğu yere yaklaştılar, uzaktan gelen seslerle hepsi durup dinlemeye başladı.

Rüya : Yardım edin!!

Pargalı : Bu Rüya'nın sesi! Bu taraftan!

Pargalı adamlarını sesin geldiği tarafa yönlendirdi. Kılıcını sapını daha da sıkıtı. Biraz ileride koşan kızı gördü ve arkasındaki bir düzine adamı.

Asker: Bu tarafa geliyorlar!

Pargalı : Kıza zarar gelmeyecek! Diğerlerini indirin!

Okçular nişan aldılar, adamları bir bir vurdular. Pargalı kızın takılıp düştüğünü gördü, ona koştu lakin kızın arkasından gelen adam kızı yakalayıp boynuna bıçak dayadı. Pargalı duraksadı.

Pargalı : Kızı bırak!

Rüya gözleri yaşlarla dolu İbrahim'e bakıyordu.

Haydut : Kızın canlı kalmasını istiyorsanız gidin!

Haydut bıçağı kızın boynuna daha da bastırdı.

Rüya'nın çığlık atmasına sebep oldu. Haydut bıçağı tutan elini kaldırıp Pargalı'ya doğru savurarak konuştu.

Haydut : Beni duymadın mı?! Gidin dedim!

Haydutun bıçağı boynundan kaldırmasını fırsat bilen Rüya adamın karnına yumruk atıp Pargalı'ya doğru koştu. Haydut hızla kendine gelip elindeki bıçağı kıza doğru fırlattı.

Bir kaç adım daha ve kız kurtulacaktı.. sırtına denk gelen bıçakla duraksayan kız ona doğru koşan Pargalı'nın kucağına düştü.

Askerlerden birisi, bıçağı atan haydutu okladı.

Pargalı kucağına düşen kızı kendine getirmeye çalıştı.

Pargalı : Rüya! Rüya bırakma kendi!

Kızın sırtında ki bıçağı fark etti, zehirli olma ihtimaline karşı bıçağı çıkartması gerekiyoru, bıçağın sapını kavradı, baygın yatan kızın canını yakmak istemiyordu bu yüzden tek seferde çıkartmak istedi ve bıçağı çekti. Kız tepki vermedi, boynuna doladığı barçayı çıkarıp kızın sırtına bastırdı sonra kucağına alıp kaldırdı.

Pargalı : Atı getirin!

Askerlerin getirdiği ata kızla birlikte bindi. Askerlerde hızla atlarına binip onu takip ettiler.

*

Kızı şuan güveneceği tek insanın evine getirdi kardeşi Niko'nun eviydi bu. Kapıyı açtığında kardeşini o halde gören Niko endişeyle kızı yatıracağı yeri gösterdi.

Niko : Ne oldu?

Pargalı : Çabuk hekim çağır Niko!

Niko aceleyle hekim çağırmaya gitti.

Kızı yatağa yüz üstü yatırdı, yanına diz çöktü. Yüzüne düşen saçları parmaklarıyla kenara çekti. Kızın yüzünü inceledi, şimdi daha tanıdık geliyordu yüzü. Kızın yüzüne doğru yaklaştı.

Pargalı : Sen olduğunu biliyorum Barca.. Sana yalvarırım beni bırakma.. Henüz değil..

Adam gözünden düşen yaşları sildi. Belkide son olacağını düşündüğü şeyi yaptı.. Kızın dudaklarıyla birleştirdi dudaklarını.. bu öpücük sıcak, umutlu, umutsuz ve kısaydı lakin yaşattığı hisler ömre bedeldi. Yıllar sonra onu bulmuş olmanın sevinci ardından ise kaybetmenin acısı vardı. Dudaklarını geri çekip bu kez kızın yanağına küçük buse kondurdu.

Kız herşeyden habersiz ölümle cebelleşiyordu. Niko hekimle birlikte geri döndü. Hekimin müdahale etmesi için çöktüğü yerden kalktı İbrahim, kardeşi kızın önünden çekilince görmüştü Niko yaralı kızı.

Niko : Barca!.. Barca bu!

Niko harap olmuş kardeşine döndü onu kollarının arasına alıp sıkıca sarıldı.

Niko : Merak etme Teo.. o iyi olacak.

Geri çekildiklerinde ikiside hekime döndü.

Pargalı : Yaşayacak mı?

Hekim : Şükür ciddi bir yara değil. Yarısını sardım, bu merhemi de hergün sürün. Şimdilik dinlenmeli.

Niko hekimi geçirmeye gitti. Pargalı tekrar Rüya'nın yanına çöktü. Gözünden süzülen yaşlarla bunca zamandır içinde biriktirdiklerini konuşmaya başladı. Yaşadıklarını, hissettiklerini, özlemini anlattı.

Geri dönen Niko kardeşini böyle görünce rahatsız etmek istemeyerek yanlarından ayrılıp bahçeye çıktı.

Bir süre sonra Pargalı'da Niko'ya katıldı.

Pargalı : Onu görür görmez tanıdın mı?

Niko : Evet..

Pargalı : Ben aptalın tekiyim..

Niko : Böyle düşünme.. Buraya nasıl geldin?

Pargalı yaşadıklarını anlattı, Rüya'yla tanışmasını anlattı.

Niko : Benim kardeşim Osmanlı padişahına yoldaş olmuş vay be!

Pargalı : Hayat beklenmedik şeylerle dolu Niko..

Niko : E o zaman bu durumu haber etmen gerekir..

Pargalı : Haklısın.. kafam o kadar dolu ki, unuttum. Ben gidip mektup yazayım.

Pargalı içeri girip kalem kağıt buldu, başlarından geçenleri yazdı, Rüya hatunun yaralı olduğunu, bir müddet burada kalmaları gerektiğini yazdı. Tabi bazı şeyleri de kendine sakladı.

*

BÖLÜM SONU 😊

Bölüm : 15.08.2024 17:03 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...