
**yazarın anlatımıyla**
23 yıl önce
Veli oturma odasında neşeli neşeli söylenip duruyordu. Toplama işlemini öğretici ve eğlenceli bir video ile öğrenmeye çalışıyordu. Annesi ise mutfakta 2 yaşındaki bebeği için mama hazırlıyordu. Kapı zilinin çalmasıyla Veli irkildi. Kapı sesi onu strese sokuyordu. Kafasını kaldırdı ve kapının onu göremeyeceği tarafa gitti. Genelde utanırdı ve eve gelen zengin mafya misafirlerinden kaçardı. Evlerinin sevimli yardımcısı Çiçek merdivenleri sendeleye sendeleye inerek koşarak kapıyı açmaya gitti. Muhtemelen bir ziyaretçi beklemiyorlardı.
"Buyrun efendim. Kime bakmıştınız?"
Kapıda bir kadın ve arkasında bir polis belirdi. Kadının üstünde bir etek ve üstünde bir gömlek vardı, ceketini kolunda tutuyordu. Polis ise elinde evraklarla duvara yaslanmış ciddi bakışlarıyla kapıdan kafasını uzatmış Veli'yi süzüyordu. Kadın yüzüne takma bir gülümseme yerleştirdi.
"Suzan Hanım ile görüşmemiz gerekiyor. Doğru adrese geldik değil mi?"
Çiçek neşeyle konuştu.
"Evet hanımım. Doğru yere geldiniz. İzin verin ben Suzan Hanımımı çağırayım."
Çiçek topallayarak mutfağa yöneldi ve gözden kayboldu. Başka bir yardımcı olan Hatice mutfaktan çıkarak merdivenlere gitti ve Veli'nin odasına girdi. Çiçek oturma odasına girdiğinde gözleri dolmuştu, sanki çok önemli birisini kaybediyormuş gibi Veli'ye umutsuzca, çaresizce bakıyordu. Kardeşine ikiz olmasalar bile o kadar çok benziyorlardı ki onları ayırt etmek çok zor oluyordu. Çiçek elleriyle gözlerini sildi ve Veli'ye tatlı tatlı gülümsedi.
"Bir abla ile tanışmak ister misin? Yanındada bir polis abi var. Seni görmeye gelmişler, seni sürpriz bir yere götüreceklermiş."
Veli arkadan valizlerle inen Hatice'yi görmemişti ki bunu heyecanla kabul etti. Hemencecik koşarak ablaya sarıldı.
"Senin adın ne?"
diye sordu büyük bir neşeyle Veli.
Kadın ilk önce ona duygusuzca baktı. Daha sonra takma gülümsemesini takındı ve eğildi.
"Özge, peki bu küçük beyin adı nedir?"
Veli duruşunu dikleştirdi.
"Veli,"
diye tek kelime etti.
"O zaman seni güzel bir geziye götürelim."
polis arkadan ciddi bir ses tonuyla seslendi ve evrakları Suzan Hanım'a uzattı.
"Veli, Seni seviyorum oğlum."
Dedi yarı duygusuz yarı endişeli bir ses tonuyla.
Veli neşeyle bir arabaya binip giderken Suzan Hanım arkasından mırıldandı.
"Keşke daha iyi bir hayat yaşayacak olsaydın ama olmadı. Gayrimeşru çocuk olmanın acısı. Mecburdum Veli. Aldatıldım ve buna katlanamadım. Çok özür dilerim."
Balkona çöktü ve ağlamaya koyuldu...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |