1. Bölüm

SIR

Merhaba

Keyifli okumalar .

Yazamayan yazarınızdan

Sessizlik

Yılmazer ailesinin az önce duydukları her birini ayrı ayrı büyük bir yıkma sürüklemişti.

Adem Yılmazer üniversite yıllarında aşık olduğu Narin Hanımla evlenmiş ve bu evliliğinden de dört tane oğlu olmuştu : Cengizhan, Demirhan , Batuhan, Metehan.

Ve bu evliliğin onuncu yılında ortak bir karar ile ayrılmışlar bu ayrılıktan iki yıl sonra ise tekrar bir araya gelmişlerdi.

Bu ayrılık süresince Adem Bey eşini unutmak için kendisine aşık olan sekreteri Serap ile birlikte olmaya başlamış ancak bir türlü eşini unutamamıştı.

Tekrar Narin Hanımla barıştığında ise Serap'la yolları ayırmışlardı. Narin Hanımla tekrar evlendikten sonra iki tane daha çocukları olmuştu : Meriç ve masal .

Şimdilerde ise biricik kızları Masal ilik kanseriydi ve ne yaparlarsa yapsınlar ona uygun bir donör bulunamıyordu .

Ancak bu sessizliğin sebebi bu değildi Adem Beyin annesi az önce yıllardır sakladığı bir sırrı ortaya çıkarmıştı.

"Babaanne sen ne dediğinin farkında mısın? Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? " Metehan her zaman ki gibi fevri davranıyordu daha hiç kimse söyleyecek bir kelime bile bulamazken o hemen lafa atlamıştı.

"Aklım almıyor nasıl yapabilirsin böyle bir şeyi?" Metehan'nın konuşmaya başlamasıyla diğer aile üyeleri de tek tek ağızlarına geleni söylemeye başladı.

"Yeter duydunuz işte ne söylediğimi daha neyini soruyorsunuz?" Diye Vahide Hanımın da konuşmaya başlamasıyla, Adem Bey daha fazla dayanamamış ve o da konuşmaya başlamıştı.

"Anne sen ne dediğinin farkında mısın ne demek Serap hamileydi bir çocuğunuz olacaktı ama ben Serap'ı kovdum " annesinin neden böyle bir şey yaptığını anlamlandıramıyordu.

"O sıralar Narin'le tekrar barışmak üzereydiniz eğer bu hamileliği öğrenseydin Narin'i bırakıp Serap'la evlenirdin torunlarım için yaptım" diye Vahide Hanım da hemen cevabını vermişti.

"Anne resmen bir çocuğun hayatını çalmışsın şimdi de karşımıza geçip o çocuk Masal'a donör olabilir diyorsun aklım almıyor böyle bir şeyi nasıl yapabilirsin üstelik Serap'ın ailesinin bu konularda ne kadar hassas olduğunu da biliyordun " Narin Hanım elbette ki Serap'ı ve ailesini tanıyordu.

Serap , Adem Beyin yanında çalışmaya başladığında kendileri henüz boşanmamışlardı ve o dönem de Serap'la tanışmış çok iyi anlaşmışlardı eşiyle ayrıldıktan sonra da bir süre daha görüşmüş daha sonrasında Sertap'ın eski eşiyle olan ilişkisini öğrendiğinde onu hiç bir zaman suçlamamıştı çünkü Serap'ın gerçekten de ne kadar iyi niyetle bir insan olduğunu ve Adem'i en saf ve temiz duygularla sevdiğini anlamıştı. Serap Adem Beyle olan ilişkisi boyunca bir kez olsun ne kendisine ne çocuklarına kötü söz etmiş ne de bir zarar vermişti kendi halinde bir kadındı hatta bir kaç defa karşı karşıya geldiklerinde Serap'ın ne kadar mahçup olduğunu da hatırlıyordu.

"Serap kim bilir o ne yapmıştır tek başına bir çocukla ' Narin Hanım hatırladığı şeylerle en az çocuğa üzüldüğü kadar ona üzülmüştü o naif kız kim bilir bir bebekle tek başına neler yaşamıştı.

"Maalesef asıl meseleye hala gelmedim " dedi Vahide Hanım .

"Daha ne gizliyorsun bizden anne ?" Adem Bey bunu öyle bir sinirle sordu ki salonda ki herkes onun bu siniri karşısında neye uğradığını şaşırdı, Vahide Hanım söyleyip söylememek arasında kalsa da söylemek zorundaydı eğer torunu hasta olmasaydı bu sırrı ölene kadar kimseye söyleymezdi.

"Serap doğum yaparken ölmüş ailesi de bebeği istememiş yurda vermiş bir aydır kızın adresini bulmaya çalışıyorum , bu kız Masal'a deva olabilir oğlum bul onu" dedi Vahide Hanım.

" Ne demek Serap ölmüş?" Narin Hanım kayınvalidesinin yaptıklarına daha ne kadar şaşırabilirim diye düşündükçe her lafıyla kayınvalidesi onu daha çok şaşırtmayı başarıyordu.

"Benim bir kızım mı olmuş ve kızımı bana getirmek yerine kimsesizler gibi yurda mı vermişler bu nasıl olabilir ?" Adem Bey annesinin söyledikleriyle iyice deliye dönmüş salonun ortasında dört dönmeye başlamıştı sanki ne dese az kalır gibi geliyordu.

"Anne benden başka ne saklıyorsan !! ya şimdi hepsini söylersin ya da ben öğrenmenin bir yolunu bulurum şu satten sonra sana zerre güvenim kalmadı " Adem deliye dönmesine rağmen saygı çerçevesinden çıkmamak için elinden geleni yapıyordu.

Masal uykulu gözlerle salona girmişti bugün kemoterapiye gitmiş eve gelir gelmez halsizlikten hemen uyuya kalmıştı ilk önce babasına sonra da ağlayan babaannesine baktı. Babaannesinin bugün geleceğini bilmiyordu.Maalesef Masal'ı kimse fark edememişti.

"Oğlum yemin ederim başka bir şey yapmadı, böyle bir şeyi de yapmazdım sadece ailen yuvan kurtulsun istedim şimdi lütfen bul şu kızı adı Nil Karaca yetimhane müdürü öyle söyledi İstanbul üniversitesi bilgisayar mühendisliği kazanmış yurttan ayrıldığında şimdi nerde ne yapıyor bilmiyorum bu kız Masal'ımızın son umudu" Vahide Hanım göz yaşları içersinde oğlunun ona inanması için adeta yakarmaya başlamıştı.

Adem Bey kızının adını bile şimdi öğrenmenin acısını yaşarken oğullarının her biri farklı düşünceler ve duygular içersindeydiler.

Cengizhan Serap ablasını severdi babası evlenseydi eğer onlara anne olmaya çalışmaz ama onlara çok güzel ablalık ederdi buna emindi . Keşke kendi kızına da annelik edebilseydi birde şuan yeni bir heyecan basmıştı tekrar bir kız abisi olacaktı evet o zaten bir abiydi ama Masal daha küçüktü Erkek kardeşleri de erkekti işte onun gözünde pek bir vasıfları yoktu .

Demirhan içinse durumlar çok farklıydı evet Masal'ı biricik kardeşi kurtulabilirdi ama yeni bir kız kardeş mi hele de o kadının kızı hiç gerek yoktu. Serap'ı hiç bir zaman sevememişti annesinin yerini almaya çalışan biri gibi görmüştü onu hep.

Batuhan Serap ablasını pek hatırlamasa da hatırladığı kadarıyla iyi bir kadındı ama yeni bir kardeşi daha olabileceği fikrini sevmişti.

Metehan da aynı şekilde bu Serap'ın bir kaç defa adı geçmesine rağmen nasıl biri olduğunu hatırlamasa da yeniden abi olacaktı ya gerisi pek de önemli değildi.

Meriç ise bir abla fikrini hiç sevmemişti keza annesi ile babasının daha önce ayrılıp tekrar barıştıklarından haberi dahi yoktu.

Bu hikaye de herkes ilk başta kendini düşünmüştü hiç kimsenin acaba Nil nasıl bir insan , bizi sever mi kabul eder mi diye düşünen yoktu Narin Hanım dışında.

Narin Hanım anne yüreğiyle bir kız çocuğunun tek başına büyüdüğünü düşündükçe için acımıştı daha önce den öğrenmiş olsalardı bir şeyler yapabilirlerdi ama bu saatten sonra neredeyse yirmi üç yaşına gelmiş bir kız çocuğuna bir kadına bir aile vermek isteseler bile o bunu bu saatten sonra kabul edecek miydi ki .

Herkes hep bir ağızdan konuşmaya başlamış kimileri birilerini arayıp isim soyisim sayesinde bulmayı teklif etmiş kimileri ise kaldığı yurttan aramaya başlamaları gerektiğini konuşmaya başlamıştı salonun kapısından gelen ani sesle bütün konuşmalar kesilmiş kapı da onları dinleyen Masal bayılana kadar kimsenin dikkatini çekmemişti.

Bölüm hakkındaki düşünce ve yorumlarınızı bekliyorum.