
Beklenmedik ziyaretçi
Merhaba arkadaşlar.
Keyifli okumalar.
Ateş
Gönlümün çıkmaz sokağı olan kadına sarılıp yanına uzandım kokusunu içime çeke çeke öptüm kahve saçlarından.
Hayatıma girmesi bir anda olduğu gibi bir anda da hayatımın tamamı oluvermişti hangi ara bu kadar sevdim hangi ara onu kalbimin baş köşesine koydum hiç bilemesemde tek bildiğim ondan bir an bil vazgeçmeyeceğimdi.
Elbette az önce uyumadığını biliyordum kaç defa yanımda kollarımda uyuya kalmıştı artık nefes alış verişinden bile uyuyup uyumadığını anlıyordum.
Adem amcalar çıkar çıkmaz cenin pozisyonunda uyuyan sevdiğimin yanına uzanıp ince beline kolumu sardım o kadar güzeldi ki bazen güzelliğinden aklımı kaçıracak gibi hissediyordum ne kadar bu şekilde kaldık bilmiyorum ama bir süre sonra terlemeye ve sayılamaya başladı Hakan taktığı serumda ki ilaçların ona ağır geleceğini uyuyacağını söylemişti zaten ama bu beklenmedikdi en azından benim için hemen yanından toparlanıp dağınık saçlarını topladım .
O da sırt üstü dönüp kendince bir şeyler deme başladı ama ne dediğini pek anlamadım daha sonra bil elimle yanağını okşayarak bir yandan da onu öperek uyandırmaya başladı.
"Hadi güzelim uyan kâbus görüyorsun" bir elim yanağında dudakladım alnındaydı bu ne güzel bir histi böyle yavaş yavaş kıpırdanıp uyanmaya başladı kirpikleri kırpıştıkça mavi gözleri daha da güzel göründü gözüme.
"Günaydın güzelim" en sonunda mavinin en güzel tonu olan gözleri kahve gözlerimde denk düştü gülümseyecek gibi oldu ardından neredeyse üstüne uzanmış halime baktı.
"Sen hayırdır ben uyurken bende mi istifade ediyordun" uyanır uyanmaz aklına nasıl böyle bir şey geldiğine dair hiç bir fikrim yoktu ama bu söylediği beni güldürmüştü.
"Bilirsin fırsatları değerlendirmede üstüme yoktur" dedim bende onun gibi.
"Bilirim canım bilmez olur muyum " bu kesinlikle bir soru cümlesi değildi, ama benim takıldığım yer farklıydı.
"Bir daha söylesene" dediğimde neyi kastettiğimi anlamamış afallamıştı.
"Neyi?" bunu ses tonundan bile anlayabiliyordum.
" Canım dedin ya az önce bir daha söylesene gerçekten canım mıyım ?" Dedim bugüne kadarki olan ilişkilerimde genel olarak baskın tarafı hep benken onunla olan ilişkimizi maalesef baskın tarafı hep oydu ve ondan böyle şeyler duymak kalbimi hiç iyi gelmiyordu.
"Abartma istersen lafın gelişi söyledim " bunları söylerken o güzelim mavi gözlerine devirmişti maalesef.
"Abartmıyorum lafın gelişi bile olsa tekrar duymak istiyorum senden" dedim küçük bir çocuk gibi inat ederek sanki bu zamana kadar hiç çocuk olmamışım da bir tek onun yanında çocuk olabiliyormuşum gibi hissediyordum.
" Tamam canım Yeter ki sen iste her zaman söylerim canım" o bunları sanki küçük bir sözü ikna eder gibi söylerken çocuk yanım zaten ilk lafı ile ikna olmuştu.
Hala yanağında olan elimi dudaklarına götürüp alt dudağın okşamaya başladım.
"Seninkilerin sana alarm takmadığına Emin miyiz yoksa her yakınlaşmamızda anında yanımızda bitmeleri bir tesadüf mü?" Dedim kahkaha atıp.
" Bilmiyorum ama istersen deneyebiliriz" deyip dudaklarıma küçük bir öpücük kondurmuştu.
Ufak tefek temaslar bile kalbimin sanki maratonu koşmuş gibi hızlandırırken daha fazlasını istemeye hakkım olup olmadığını bile bilmeden onun yaptığı gibi bende dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum.
"Sanırım tesadüf" neyden bahsettiğini dahi anlamadım zira bu küçük temaslar dahi aklımı başımdan almıştı.
Tekrar üzerine eğilip alt dudağını dudaklarımın arasında aldım alt dudağını emip bıraktım o da bana aynısını yaparken gülümser gibi nefes vermesinden bunun hoşuna gittiğini anladım.
Tam öpüşmeyi daha da alevlendirecekken kapının çalınmadan açılmasıyla hızla ayrılmak zorunda kaldık ikimiz de bu küçük temasla dahi nefes nefese kalmıştık.
...
Yazamayan yazarınızdan
Adem bey annesinin habersiz bir şekilde buraya gelmesine çok sinirlenmişti Nil'in henüz onları göremeye tahammülü yokken bir annesini görmek isteyeceğini hiç sanmıyordu.
Cengizhan ise duruma el atmış ve babasına babaannesini yukarıya çıkmaması için ikna etmesini istemişti kendisi de öncesinde gidip Nil ile bu durumu konuşacaktı tabi Hakan ile birlikte .
Hakan da zaten serum bittiyse artık çıkabileceklerini söylemişti Narin hanım Nil'in kendileriyle beraber gelmesini istesede Nil'in bunu kabul etmeyeceğini biliyordu mecbur kendisi gidecekti Nil'in evine .
Nil'i annesi Serap'tan bir emanet olarak görüyor ve kızı gibi benimsiyordu ona bugüne kadar yaklaşamamasının nedeni ise ondan çekiniyor olmasıydı belki de annesiyle onun yaşayacağı bir hayatı çalmış gibi hissediyordu ancak bu saatten sonra onu yalnız bırakmazdı bir insan kızını nasıl yalnız bırakabilirdi ki.
Cengizhan ve Hakan odaya geldiklerinde Nil'i uyandırmamak için kapıyı çalmadan içeriye girdiklerinde karşılaştıkları menzara pek de pekledikleri gibi çıkmıyor.
" Höst lan " diye bağırıyor Cengizhan.
"Tamam anladık seviyorsun yuh yani " diyor Hakan da .
Ateş daha kendilerini toparlayamadan yakalandıkları duruma içinde sövmeye başlıyor Nil ise gelenleri pek de takmıyor.
"Özel hayata saygı kapı çalmak gibi şeylerden haberiniz yoksa boz ne yapabiliriz" diyor sakin sakin .
"Kızım sen istediğini yapabilirsin ama bu davar yapamaz duracağı yeri bilecek " diyor Cengizhan sinirle sinirden çok büyük bir kıskançlık hissetse de bunu henüz dile getiremiyor.
"Sana dedim bunlar kesin alarm taktılar diye" zerzeniştebulunuyor Ateş Nil buna büyük bir kahkaha atıyor .
"Sen üzülme sevgilim birazdan hastaneden çıkacağız nasıl olsa " diyor normalde bu kadar rahat olmasa da Cengizhan'ı sinirlendirmek hoşuna gittiğinden bilerek üstüne gidiyor.
"Kızım senin valla dilinin kemiği yok ha illa dövdürteceksin sevgilini" diyor Hakan Nil bu konuyu pek umursamadan omuz silkiyor.
"Kalk lan kardeşimin yanında hala uzanıyor bir de " Cengizhan Ateş'in yanına gidip kolundan tuttuğu gibi yattığı yerden kaldırıyor tamam Ateş iyi hoş çocuk ama bu konuda daha fazla sabırlı olamayacağını düşünüyor.
"Neyse neyse Adem Bey'in annesi geliyormuş seni görmeye" Hakan konunun dağılması için asıl gelme nedenlerini söylüyor.
" Geliyorsa gelsin ne yapalım yani kalkıp ayak ta mı karşılayayım? " Diyor Nil içinde ki kopan fırtınaları her zaman ki gibi göz ardı ederek.
"Rahatsız olmaz mısın?" Diyor Cengizhan.
"Olurum sizden de oluyorum ama hayatıma girerken benden izin aldığınızı hatırlamıyorum şimdi niye izin aldığınızı anlamıyorum " diyor Nil.
"Aman ha bize laf sokmak için hiç bir fırsatı kaçırma " Cengizhan'nın bu durum canını sıksa da kız kardeşinin onunla bu şekilde uğraşması hoşuna da gidiyor .
"Olanı söylüyorum sen bunu laf sokmak olarak algılıyorsan bu senin sorunun " Nil en umursamaz tavırlarını takınıyor yine çünkü bugün sinirden çok bu tavra alışması gerekiyor biraz sonra gelecek olan kadın için bundan daha fazlasını hissetmek istemiyor.
Çünkü daha fazlasını hissetmek o kadını bir şekilde hayatına almak demekti bunu da istemiyordu .
"Serumun bitmiş çıkabiliriz istersen beklemek zorunda değiliz " Hakan bu konuları az çok bildiğinden kardeşinin o kadınla karşılaştığında nasıl bir tepki vereceğini kestiremiyordu.
"Buraya kadar gelmiş kadın gelsin bir tanışalım gideriz eve acelesi yok " normalde arkasına bakmadan hastaneden kaçan arkadaşı şuan sırf o kadınla karşılaşabilmek için biraz daha kalmak istiyordu.
Cengizhan bu arada Nil'in müsait olduğuna dair mesaj attı babasına gelmeleri için babaannesinin neden geldiğini ve Nil'i görünce nasıl bir tepki vereceğini kestiremiyordu.
Bir kaç dakika sonra kapı çalınmış hemen ardında babaannesi Vahide Hanım ile babası ve annesiyle birlikte kardeşleri de gelmişti.
"Geçmiş olsun tornum" demişti Vahide Hanımın ama ses tonunda ki kibir onu tanımayan birinin bile anlayabileceği bir tondaydı.
"Sağ olun " demişti Nil tıpkı onun gibi burnunu havaya dikerek .
"Torunumla yalnız konuşmak istiyorum bize müsade edin "demişti Adem bey annesinin ne yapmak istediğini anlayamadığı için tam itiraz edecekken Nil'in araya girmesiyle susmak zorunda kalmıştı.
"Aynen öyle bize biraz müsade edin " demişti aralarında keskin bir bakışma yaşanırken herkes bunu onaylamak zorunda kalmış ve geldikleri gibi gitmişlerdi Ateş odadan çıkmadan Nil'in saçlarından öpüp Vahide Hanıma da göz ucuyla bakıp öyle çıkmıştı.
"Biliyor musun tam annenin kızısın " demişti üstün tavrına devam ederek .
"Bununla gurur duyarım " demişti Nil inadı öyle olmasa bile .
"Fark ettim onu metreslik genetik galiba" bunu söylerken sahte bir şekilde gülümseyip daha fazla ayakta kalmak istemeyerek Nil'in karşısında bulunan sandalyeye oturmuştu.
"Ne saçmalıyorsun sen " işte şimdi sinirlenmeye başlıyordu.
"Bir şey demeye çalışmıyorum Ateş'in karısından neden ayrıldığını şimdi daha iyi anladım sadece " Vahide Hanım bunu bilerek söylemişti Nil'in canını yakmak için ve bunu başarmıştı ancak Nil bunu ona belli etmeyecek kadar kendini iyi kontrol edebilen biriydi özellikle acıları konusunda .
"Ağzınızla söylediniz Vahide Hanım ayrılmışlar bitmiş işte bunun benimle ne ilgisi var kaldı ki ilgisi olsa bile sizi ne ilgilendirir" Nil gayet profilini bir şekilde Vahida hanıma karşı aynı onun takındığı tavrını takınmıştı.
Vahide Hanım ise gelinin den olmayan bu kızı torunu olarak görmüyordu kaldı ki bu kız yüzünden oğlu ile araları açılmıştı onun için önemli olan kendi çocukları ve torunlarıydı bu kız sadece torunun iyi olması için kullanabileceği bir maşa olabilirdi ancak .
"Ne o metresliği bu şekilde mi savunacaksın" diyip Nil'i baştan aşağı süzüp küçümser tavrına devam etmiştim.
" Benim hiç bir şey savunduğum yok Vahide Hanım bunca yıl sonra karşılaştığınız torununuzla bu konuları mı konuşacaksınız?" Eğer bir kez daha ona metres derse yaşına başına bakmadan vurabilirdi bu kadına ancak bu şuan istediği bir şey değildi .
"Aslında haklısın bunun için gelmedim buraya Asıl gelme nedenim ise Masal'a donör olmak istemiyormuşsun torunumun yaşaması için gerekirse bütün servetimi harcıyabilirim anlıyorsun değil mi?" Vahide Hanımın son gelişmelerden haberi yoktu aklı sıra zenginliği ile Nil'in gözünü boyamaya gelmişti.
"Bu konu da sizi hiç ilgilendirmez eğer başka bir diyeceğiniz yoksa ben evime gideceğim" Nil bu kadının saçmalıklarını daha fazla çekemeyecekti oturur gibi uzandığı yataktan kalkıp kolunda ki serumu kendi çıkarmaya başladı.
"Bu hasta numaraları ile ancak oğlumu ve gelinimi Kandırabilirsin biliyorsun değil mi sen bizim kanımız değilsin hiç bir zaman da olmayacaksın " Vahide Hanım ne söylerse söylesin kendisinden etkilenmeyen kızın canını yakmak istiyordu görünüşte canını yakamamıştı çünkü Nil hiç bir şey olmamış gibi gayet rahat hareket ediyordu gözleri bile dolmamıştı.
" Ne güzel benimde zaten öyle bir niyetim " diyip daha fazla odada duramayacağını anladığı an odanın kapısını açmıştı kapıyı açar açmaz herkesin kapının önünde beklediğini görmek onu şaşırtmazken Vahide Hanımı epey bir şaşırtmıştı Nil hiç kimsenin yüzüne dahi bakmadan aralarından geçip sürekli geldiği bu hastanenin çıkış kapısına doğru ilerlemeye başladı.
...
Nil
Bir yerde okumuş yada duymuştum tam hatırlamıyorum " kızlar annelerinin kaderini yaşar" diyordu .
Ben o kadının kaderini yaşamamak için bugüne kadar hayatıma kimseyi almamış hayatıma aldığım insanları ise duvarımın öte tarafına geçirmemiştim ama ilk defa istemiştim birine güvenebilmeyi.
Evet ilk başta benden vazgeçmesi için çıktığım bu yolda ben ona yenilmişti bugün hastanede gözümü açar açmaz onu görmek kalbimi uçsuz bucaksız bir dinginliğe sürüklemişti ve ben bu dinginliği çok sevmiştim .
Şimdi ise onun arabasında benim eve gidiyordu oradan çıktıktan sonra hiç kimseye tek kelime etmemiştim ama içimdeki yangın o kadar büyüktü ki bir şeyleri kırıp dökmeden kendime gelemeyecek gibiydim .
Onların beni isteyip istemedikleri umrumda değildi zaten beni istemediklerini sadece şimdilik Masal için bana katlandıklarını biliyordum.
Ama hayatım da ilk defa biri çıkarsız bir sekilde yanımda olmak istemişti ya da ben öyle sanmıştım tam bir saçmalık kimdim ki ben biri beni sevsin yanımda olsun .
Ateş yanı başımda şoför koltuğunda oturuyordu ilk başta bu sessizliğe anlam verememiş sürekli bir seyler söylemişti ama ne söylediğine dair pek bir fikrim yoktu şimdi ise benim sessizliğime ortaklık ediyordu .
Evime geldiğimiz de araba durur durmaz hızla indim arbadan yanımda hiç bir şey yoktu hastaneden çıkmadan Hakan'ın elime tutuşturduğu anahtar dışında hızla evin içine girdim daha ben kapıyı kapatamadna o da peşimden gelip içeriye girdi.
"Defol" ona söylediğim bu kelime bile benim canımı yakmıştı hızla mutfağa ilerleyip bir su bardağı alıp için su doldurup içmeye başladım.
"Hadi bana ne konuştuğunuzu anlat ki sana yardım edeyim böyle susarak olamaz güzelim gözlerinde görüyorum snei çok kırmış" Ateş hala bir şeyler saçmalıyordu ama bir yerden sonra onu dinlemeyi kesmiştim daha doğrusu kulağımda bir çınlama başlamış ve elimde ki cam bardağı hangi ara Ateş'in kafasına attığımı dahi anlamamıştım.
İşte bu yüzden Hakan eve hiç bir süs eşyası almıyordu çünkü aldıklarını sinirlendiğim ilk anda farkında dahi olmadan parçalıyordum ama ilk defa birinin kafasında bir şey kırıyordum.
"Sana defol dedim duymadın mı DEFOL!!! " gözüm dönmüş gibiydi Ateşin alnından kanlar akıyordu ama şuan bunun için endişelenecek kadar dahi kendimde değildim.
"Ne oluyor sana Allah aşkına ne dedi sana o kadın" o hâlâ sakindi benim durup dururken delirmediğimin farkındaydı en azından.
"Bana senin evli olduğunu söyledi metresinmişim senin şerefsiz" bu sefer daha fazla dayanamayıp üstüne yürüdüm ben üstüne yürüdükçe o geri geriye gitmeye başladı.
"Yemin ederim saçmalamış yok öyle bir şey üç seneden fazla oldu o meseleye durup dururken neresinden uydurdu bunu bilmiyorum " Ateş hala kendini açıklama peşindeydi.
"Gerizekalı sence benim umrumda olan bu mu bana neden daha önce söylemedin" dedim benden korkuyordu bunu titreyen göz bebekleri den ve geri geri giden ayaklarından anlayabiliyordum zira şuan korkması gayet normaldi çünkü sakin sakin dursam dahi ne yapacağımı kendim bile bilmiyordum .
"Bir senedir hayatında olabilirim ama hiç adam akıllı konuşma fırsatımız olmadı bu üç günde de daha ilişkimiz çok yeniydi benim için önemli değildi aklıma bile gelmedi" o kadar hızlı konuşmuştu ki ne dediğini dahi anlamamıştım.
"DEFOL evimden bir daha seni gözüm görmesin" dedim .
"Gidemem Nil seni bu şekilde yalnız bırakamam ya kendine bir şey yaparsan" Ateş benden mi korkuyordu bana bir şey olmasından mı şuan bunu ayırt edebilecek durumda değildim.
"Merak etme hiç kimseyi kendimden daha çok sevmiyorum o yüzden hiç kimse için kendime zarar verebilecek bir insan değilim...
Evet arkadaşlar bölüm hakkındaki düşüncelerinizi oy ve yorum olarak bekliyorum...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |