
Merhaba arkadaşlar.
Keyifli okumalar.
Nil
Yoktu , benim korktuğum da ne eteğinin altına saklanacağım bir annem ne de arkasına saklanacağım dağ gibi bir babam .
Bunu ben seçmemiştim onlar seçmişti, o kadın öleceğini bile bile beni doğurmuş ve beni bir katil yapmıştı .
Şimdi hayatta olsaydı da ona sor saydım neden beni doğurdun neden beni doğurmak için ailene karşı çıktın beni doğurdun da ne oldu kimsesiz kaldım annen olacak o kadar senelerce bana kin kustu çocuk aklımla ben hep kendimi suçladım .
Şimdiyse tekrar katil olmamak için kendi canım pahasına bir çocuğu yaşatmaya çalışıyorum hayır hayır o çocukla bir kan bağım olduğu için değil sadece o da tıpkı benim de bir zamanlar olduğum gibi bir çocuk olduğu için yapıyorum bunu .
Bir çocuğun gülüşü bile elimi ayağımı bir birine dolandırıyor hele de bu gülüşün sebebi bensem ama biliyorum ben hiç bir zaman kendi çocuğumun gülüş sebebi olamayacağım neden biliyor musun çünkü benimde cezam bu.
Sana anne diyemeyecek kadar korkağım ben ve bir çocuğun annesi olamayacak kadar da.
Nefes nefese kalmış bir şekilde sonunda eve gelebildim içeriye girer girmez hemen mutfağa koşup dolaptan buz gibi su alıp içtim daha sonrasında salonda oturan Tılsım'ın yanına geçip otururdum.
"Sabah sabah deli danalar gibi koşmanın sana ne gibi bir faydası var anlamıyorum üstelik böyle şeylerin sana yasak olduğunu bilmeme rağmen" diye çemkiren Tılsım'ı görmezden gelip çalışmayan televizyonu izlemeye başladım.
Hakan yine ve yine nöbetteydi kendisi intör doktor olduğu için ekstra çalışıyor aynı zamanda da tuşa hazırlanıyordu.
Koştuğum zaman kalbim daha hızlı atıyordu ve bu sayede bir nebze de olsa yaşadığımı hissediyordum bunu ona söylesem de beni anlamayacakt yada bana deli gözüyle bakacaktı.
"Kime diyorum alo cevap versene"diyip yanında duran yastığı bana fırlatana dek onu görmezden gelebilmiştim.
"Efendim Tılsım" dedim sakin sakin bu onu daha çok delirtti sanırım gözlerini belertip bakmaya başlamıştı.
"Sen gerçekten iyi değilsin o gece den beri ruh gibi dolanıyorsun zaten ortalıkta normalde şimdiye bana "sana ne " diyip bağırıp çağırman gerekiyordu tövbe tövbe "bana inanamıyormuş gibi bakıyordu.
"Bakıyorum da sana bağırmamı çok özlemişsin" dedim gülerek.
"Valla ne yalan söyleyeyim özledim bana senden başka bağırıp çağıran yok " dedi o da benim gibi gülerek sanırım iki dakika da delirtmiştim hoş akıllısı da beni bulmazdı ki.
"Ne yapayım istiyorsun Tılsım bağırıyorum olmuyor çağırıyorum olmuyor istemiyorum olmuyor istiyorum desem zaten olacak bir şey değil" dedim içimi ona açarak.
"Hayır ben gerçekten anlamıyorum ki seni ben yurttan gidene kadar her gün babam beni almaya gelecek diyen sen değil miydin okula gittiğimiz günlerde kapıda ki görevliye her gün babam gelirse beni beklesin diyende sendin adam geldi işte gel benim kızım olarak benimle ailenle yaşa diyor sonunda istediğin oldu ama bu sefer de sen istemiyorsun" hiç bir şey bilmiyordu ki o da haklıydı evet bir zamanlar çocuktum onun gelip beni oradan almasını istemiştim ama gelmemişti ben ona gitmiştim ama her gittiğimde oraya ait olmadığımı daha iyi anlamıştım.
"Bilmediğin şeyler var Tılsım " demiş bulundum gayri ihtiyari.
"Neymiş o bilmediğim şeyler anlatta bileyim adamın dün gece sana bakarken gözlerinin içi parlıyordu" anlatsam da anlamayacaktı bende sustum .
O adamın bana gözleri parlayarak bakma ihtimali bile beni gülümsetti bu ihtimale bile inanmasam da ihtimali bile güzeldi bende farkındaydım bazı şeylerin beni istediğinin onlarla yaşamamı istediğinin ama ben bir aile nasıl olur bilmezdim ki bilmediğim şeyler ise beni hep korkuturdu dışarıdan her ne kadar hiç bir şey den korkmuyormuş gibi dursam da .
Tılsım ile daha fazla uğraşmamak için ona bir şey demeden odama geçtim o da sağ olsun daha fazla üstelemedi çünkü biliyordu normalde bu kadar bile açmazdım içimi kimseye.
Nedeni ise insanların ta kendisiydi onlara bahsettiğimiz herhangi bir şeyi bile gün gelip bize karşı kullanabilirlerdi bu kim olursa olsun , benim kalbim değerliydi kimsesin onu kırmasına izin veremezdim .
Hızlıca bir duş alıp çıktım banyodan tekrar odama gelip üzerime altlı üstlü bir eşofman takımı geçirdim yatağa kendimi atıp yastığın altında ki günlüğü alıp okumaya başladım .
O kadın ne diyordu günlükte " cevabından incineceğim sorularla doluyum. Anne , baştan başlayalım, beni yine kundakla" sahi ne yaşamıştı da en baştan başlamak istiyordu hayata .
Sevgisiz bir evde , sevgisiz bir babanın ellerinde solmuş bir çiçekti sahibi olmadığı topraklarda yeşermeye çalışan ancak tutunamayan .
Sen babanın ellerinde solmuş bir çiçekken nasıl olur da benim , babamın ellerinde açabileceğime inandın sahi neyini görüpte bu kadan yenildin ona babandan görmediğin sevgiyi ondan mı bekledin ne oldu sana da hem kendini beni bu hallere koydum .
Dış kapının sesi geldi yine bu aralar ne kadar da çok kapım çalınmıştı söylesene bana en son ne zaman benim kapım çalınmıştı.
(Burada anlatılmak istenen en son sen ne zaman kapımı çalmıştın anne )
Öyle bir dalmışım ki günlüğü okumaya Tılsım'ın kapıyı çalmadan içeriye dalmasıyla olduğum yerde sıçradım resmen .
"Yavaş kapısız köyden mi geldin ?" Dedim sinirle.
"Aynen aynen seninkiler geldi içeriye aldım " dedi umursamaz bir tavırla .
"Niye gelmişler ki?" Dedim o günden aonra geleceklerini pek sanmıyordum çünkü nasıl olsa işleri bitmişti benimle istedikledini öyle de böyle de verecektim onlara .
"O kadarını kalk kendin sor ablacım " yemin ederim beni sinirlendirmek için yapıyordu başka da bir derdi yoktu omuz silkip içeriye gitmesiyle günlüğü tekrar yastığın altına bırakıp dışarı çıktım .
Salona girdiğimde ise gördüğüm görüntü artık beni şaşırtmıyordu .
"Maşallah maşallah yine tam kadro buradasınız hayırdır" diyip bende sağ olsunlar bana ayırdıkları tekli koltuğa oturdum .
"Nasılsın ? güzel kızım seni merak ettik daha fazla durmadık normalde tek ben gelecektim ama gördüğün gibi peşimi bırakmadılar" Narin hanımın hızlı hızlı kendini açıklamasına ne diyebilirdim ki .
"Sağ olsun geldiğinizi için ama ben iyiyim iyi olmamam için de bkr sebep yok" dedim sakin sakin bugünler de üstümde anlamsız bir sakinlik vardı belki de gidecek olmamdan kaynaklı gider ayak kimseyi kırmak istemiyordum.
"Öyle haklısın ama seni de özledik görmek istedik " diye konuya dahil olan Cengizhan'la sessiz kaldım sağ olsunlar iki kişiyi konuşturmuyorlardı sırayla hep bir ağızdan her konuya dahil oluyorlardı.
"Gerçekten iyi misin ?" Diyen Demirhan'a göz devrdim .
"Oradan bakılınca kötü mü görünüyorum " dedim .
"Yok ondan değilde çok sakinsin kimseye laf sokmadın sinirlenmedin hiç kimseye değil ama bana bir şey dersin diye bekliyordum en azından " geçen gün Ateş'i de oraya çağırdığı için ona bir şey dememi bekliyordu sanırım .
Ama hiç bir şey demeyecektim evet Ateş belki yıllar sonra da olsa kalbimi hızlandırmayı başarmış olabilirdi ama ne olursa o kadının konumuna düşmek istemiyordum , Demirhan'nın bu sözlerine karşın sadece omuz silkmekle yetindim .
"Kalk kalk valla iyi değilsin seni bir doktora götürmek lazım " metehan'nın telaşlı sesi beni güldürmüştü.
"Yok yok bir kaç gündür böyle bende korkuyorum ama arada oluyor böyle alışırsınız zamanla " Tılsım sağ olsun benim yerime bir açıklama yapmıştı hoş bende zaten ne diyeceğimi bilmiyordum ki.
" Ben de buradayım farkındaysanız " dedim agresif bir şekilde.
"Farkındayız canım olmaz olur muyuz " dedi Batuhan göz kırparak.
Bugün onlarda bir tuhaflık vardı bende mi bilemedim, bütün gece uyumamıs olmamın üzerine sabah koşuya çıkmanın da etkisiyle üzerimde büyük bir yorgunluk vardı uyusam iyi olurdu .
Kimseye bir şey demeden kalkıp odama gittim yatağın içine girip battaniyeyi başıma kadar çektim sadece biraz uyuyacaktım.
...
Yazamayan yazarınızdan
Hiç kimse ne olduğunu anlamamıştı Tılsım'ın da dediği gibi ruh gibi dolanıyordu ortalıkta Nil yılmazer ailesi Nil'i ilk defa bu kadar sakin görmüş olmalarının şaşkınlığını yaşarken Tılsım arkadaşının iyi olmadığını bilecek kadar onu tanıyordu.
"O iyi mi ?" Diyen kişi Metehan'dı Nil hiç kimseye hiç bir şey demeden çekip gitmişti odasına .
"İyi değil ne olduğunu bilmiyorum hiç bir şey anlatmıyor" Tılsım ne yapması gerektiğini bilmiyordu evet arkadaşı hep agresif sinirli görünse de hassastı bunu çok net bir şekilde biliyordu ama son zamanlarda onkadar çok olay yaşamıştı ki arkadaşı hangi birine şaşıracağını şaşırmıştı.
"Bizim yüzümüzden belki de hiç karşına çıkamamalıydık" geldiğimden bu yana sessizce duran Adem Bey ilk defa konuşmuştu.
" Bana kalırsa yanlış düşünüyorsunuz efendim çünkü benim arkadaşım yıllarca sizi bekledi" Tılsım bunları söylerken bir an bile tereddüt etmemişti çünkü arkadaşının sadece güvenmek istediğini biliyordu bu aile ona bunu borçluydu.
"Nasıl yani gerçekten beni mi bekledi?" Adem Bey Nil'i öğrendiği günden itibaren her gün yaşadığı pişmanlığı bir kez daha yaşadı keşke onu daha erken bulsaydım diye geçirdi içinden belki şu an her şeyden farklı olabilirdi.
" Nil sizi öğrendiğinde 7-8 yaşlarındaydı çocuk aklıyla bir gün onu gelip alacağınızı düşünüyordu günlerce hatta aylarda sizi bekledi " Tılsım, Nil'in Adem bey'e olan nefretinin nedenini bilmese de Adem Bey'in Nil hakkında bir şeyler öğrenmesini bir ondan vazgeçmemesini istiyordu bunun için de elinden geleni yapacaktı.
"Peki nasıl haberi oldu bizden yani benden?" Adem Bey kendisinin bile bilmediği bir şeyi kızının nasıl öğrendiğini merak etmişti.
" Aslında bunu size söylemem ne kadar doğru olur bilemiyorum ama anneannesi sürekli ziyaretine geliyordu Nil'in her geldiğinde ise annesi ölümünden dolayı Nil'i suçluyordu fark ettiyseniz eğer Nil annesi hakkında konuşurken asla anne diye bahsetmiyor annesinden" salondaki herkes bu duydukları karşısında buz tutmuştu resmen bir insan nasıl küçücük bir çocuğu suçlayabilirdi üstelik hiçbir suçu olmamasına rağmen .
" O yüzden mi Nil annesinin ölümünden kendini sorumlu tutuyor?" Demirhan'ın konuşmanın üzerine aklına ilk gelen şey Ateş ile Nil hakkındaki konuştukları konu gelmişti Ben de şimdi kafasındaki bazı taşlar yerine oturuyordu ancak hala yerine oturmayan bazı taşlar vardı.
" Nil öyle herkese içini dökebilen bir insan değil ben sadece gördüğüm kadarını size aktarıyorum Nil'in içini bilmiyorum neler yaşıyor neler hissediyor anlatmıyor hiçbir şey ama ben biliyorum sadece güvenmek istiyor onu bırakmayacağınıza inanmak istiyor" Tılsım evet Nil kendini suçluyor yıllardır bu konu hakkında demek istese de daha fazla ileriye gitmek istememişti zaten yeteri kadar ileriye gidip arkadaşı hakkında bazı şeyleri bu aileye söylemişti.
"Peki madem beni bu kadar bekledim neden benden bu kadar nefret ediyor?" Adem Bey dahil odada hiç kimse bunu anlamıyordu.
" Bende bilmiyorum nedenini ama gerçekten sizi çok seviyor hatta hepnizi günlükte hepiniz hakkında en ince ayrıntısına kadar bilgiler var Nil yıllarca bunlarla büyüdü" Tılsım her ne kadar daha fazla şey anlatmayacağım dese de ağzından hiç kaçırmaması gereken bir şey kaçırmıştı.
" Ne günlüğünden bahsediyorsun?" Cengiz han elbetteki ince ayrıntıyı gözünden kaçırmamışlar.
" Annesinin günlüğü"
Evet arkadaşlar bölüm hakkındaki düşünceyi ve yorumlarınızı bekliyorum.
Bölümün birazcık kısa olduğunun farkındayım bugün yazdım ve yetiştirmek istedim direkt bitirir bitirmez paylaştım.
Bundan sonraki bölümü artık geçiş bölüm olacak biraz Nil yavaş yavaş aileye alışacak hatta aileye kadar gidip ailesiyle de yaşayabilir bir türlü kırılma noktasına girmiş durumda zaten fark ettiyseniz bu bölüm daha sakin ve daha olumluydu diyelim.
Neyse neyse lafı çok uzattım görüşürüz.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |