
İçimdeki çocuk
Merhaba iyi akşamlar.
Keyifli okumalar.
Cengizhan
Her onu anlamaya çalıştığım da daha da çıkmaza giriyordum sanki .
Sanki kardeşim bir girdaptı da bende o girdaba kapılıp giden herhangi bir eşya , gün geçtikçe onun hakkında öyle şeyler öğreniyordum ki delirecek gibi oluyorum zira ben bile bu haldeyken onun içinde ki enkazı düşünmek bile nefesimin kesilmesine yetiyordu.
Bugün Tılsım'ın bize anlattıklarından sonra gidip odasına bakmıştım sanki kendini bir şeylerden korumak ister gibi cenin pozisyonunda uyuyordu yanına gidip üstünü örtmüştüm Tılsım her ne kadar uykusu çok hafif hemen uyanır dese de uyanmamıştı haklıydı yorulmuştu yormuştuk.
Bazen düşünüyorum da acaba çok mu üstüne gidiyoruz çok mu ısrarcı oluyoruz çünkü artık fark ediyorum bize karşı ilk zamanlar da ki gibi öfkeli değil evet bu güzel bir gelişme olsa da gün geçtikçe gözlerinde gördüğüm kırgınlık daha da artıyor.
O bize öfkeli değil sadece kırgın ve bunu öyle biz gizliyor ki onu sokakta gören herhangi biri bile bin kilometre öteden hisseder öfkesini ama en çokta babama.
Onun aksine dışarıya her ne kadar yansıtmıyor olsam gerçekten kızgınım babama sebebi her ne olursa olsun arkasında onu seven bir kadın bırakmıştı hiç mi düşünmemişti sonuçlarını , üstelik Serap abla dünya iyisi bir kadındı babamla sevgili oldukları dönem ben hep evleneceklerini düşünürdüm belki bize annelik yapmaya çalışmazdı çünkü bizim zaten bir annemin vardı ama çok iyi bir abla olurdu .
Ve eminim ki çokta güzel bir anne olurdu ve maalesef kardeşim bu dünya iyisi kadından mahrum kalmıştı sadece ondan değil babasından bizden yani tüm ailesinde .
Şuan her ne kadar yirmi üç yaşında olsa da ben ona her baktığım da sadece küçük bir kız çocuğu görüyordum.
Bugün hastane kontrolü ve yine bize haber vermemişti Masal'ın doktoru bize haber vermişti kardeşinize donör olmak isteyen hanımefendiyle tanışmak isterseniz diye daha doğrusu ondan ben istemiştim en azından bana haber vermesini.
Şimdi doktorun odasına sevgili kız kardeşimin gelmesini bekliyorduk doktor biricik kardeşimin çok dakik olduğundan bahsetmişti onun hakkında ondan değilde başkalarından bir şeyler öğrenmek de canımı yakıyordu.
Kapı çaldığında oturuşumu daha rahat bir hale getirdim beni gördüğünde vereceği tepkiyi merak ediyorum doğrusu.
İçeriye girdiğinde tam gülümseyecektim ama yanında gördüğüm lavukla istemsiz kaşlarım çatıldı ilk başta beni görmemişti tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki beni görünce onun da kaşları çatıldı , bu kız niye bu kadar kaşlarını çatıyor ki erken yaşlanacak.
"Senin ne işin var burda?" Diye sinirle söylendi.
"Siz tanışıyor musunuz?" Diyen kişi ise doktor Savaş'tı.
"Maalesef " diye söylendi benimki.
"Kabul etmesede kardeşim olur kendisi" dedim sırıtarak.
"Kusura bakmayın doktor bey " bana hiç bakmadan direkt doktora hitaben konuşmaya başladı her şey bitmişti şimdi de bizi görmezden geliyordu hanımefendi.
"Arkadaşın olduğum için beni doktorun olarak görmüyorsun bu yüzden artık bütün kontrollerini Savaş yapacak en azından ameliyata kadar olan süreçte" kardeşimin yanında konuşan lavukla derin bjr nefes aldım.
"Hakan sürekli sanki çocukmuşum gibi yok onu yeme yok şunu yapma yok bunu yapma diyip duruyorsun ben senin neyini dinleyeyim Allah aşkına " benim ki hemen söylenmeye başlamıştı bu aksi tavırlarının tek muhatabı olmamak mutlu etmişti beni .
" Yavrum biricik kardeşimi düşünmeyeceğim de kimi düşüneceğim " demişti Hakan bana bakarak bilerek yapıyordu it.
"İsterseniz artık bugünkü test sonuçlarına bakalım artık" doktor araya girmseydi ben birilerine girişecektim.
Sonuçlar pek açıcı görünmüyor Nil?" Demesiyle Nil'den önce ben girdim araya.
"Neden nesi var kalbiyle ilgili bir sorun mu?" Dedim hızlı hızlı Nil bana bakıp göz devrimekle yetindi .
"Hayır hayır o konuyla ilgili bir sorun yok sadece kan değerleri düşük bunun için ilaç takviyesine başlamıştık ancak sanırım Nil kendine pek dikkat etmiyor" cümlenin başını bana bakarak kursa devamında Nil'e bakarak devam etmişti sanırım Nil'in tepkisini merak ediyordu aynı şekilde ben ve Hakan da ona bakıyorduk.
"Hepiniz aynı anda bana bakmayı keser misiniz? , yazdığınız ilaçları kullanıyorum ayrıca doktor bey " asi kardeşim her zaman ki asiliğini konuşturmuştu yine.
" Evet kullanıyor bu konuda ona kefilim ama adam akıllı ne yemek yiyor ne de uyuyor hanımefendi" Hakan sanki velisini bulmuştu da çocuk gibi şikayet ediyordu kardeşimi.
"Elimde değil yiyemiyorum neden anlamak istemiyorsun anlamıyorum?" Diyen kardeşimle tekrar araya girme ihtiyacı hissettim.
" Şimdi be yapmamız gerekiyor doktor bey?" Dedim.
" Öncelikle düzenli yemek yemesi ve yazdığım ilaçlar kullanması gerekiyor donör olabilmek için onun bağışıklık sisteminin güçlü olması gerekir bunun içinde kendine iyi bakmalı " bundan sonrasın da doktor uzun uzadıya ne yapmamız gerektiğiyle ilgili bilgi vermişti daha sonrasında ise hep birlikte hastaneden ayrılmıştık Hakan hastanede kalması gerektiğini söylediği içini Nil'e onu eve bırakabileceğimi söylediğim de kabul etmiş şimdiyse ilk defa abi kardeş baş başa kalmıştık.
"Neden yemek yemiyorsun?" Dedim sakince Nil her ne olursa olsun bize karşı hep dürüst olmuştu buna eminim.
"Bilmem oldum olası yemek yemekle pek aram yok " dedi omuz silkerek.
" Belli belli "dedim zayıflığını kast ederek o da ne demek istediğimi anlamış gibi yarım ağız güldü yolun yarısında uyuya kalmasıyla aynı bir kararla ona evine götürmekten vazgeçip asıl olması gerektiği yere yani bizim eve götürmeye karar verdim.
Bizim eve geldiğimizde hala uyuyordu onu uyandırmamaya çalışarak kucağıma aldım kapıyı çaldığımda ise kapıyı annem açtı tam Nil de kucağımda gördüğü için bir şey diyecektim kaşlarımı kaldırıp susmasını işaret ettim Nil'i uyandırmamak için.
İkinci katta bulunan neredeyse onu öğrendiğimiz günden itibaren annemin hazırlamış olduğu odasına götürdüm onu henüz bu odadan bu evde bir yeri olduğundan habersizdi ancak onu öğrendiğimiz günden itibaren bu evde ona da ait bir odası vardı.
Onu yatağa bırakıp üzerine örtükten sonra sessizce odadan çıktım uyanmaması için ve uyandığında vereceği tepkiye kendimi hazırlamak için.
...
Nil
Sanki gün geçtikçe daha dibe batmaya başladım üstelik bunun nasıl olduğunu anlamadan.
Bugün işten ayrılmıştım yaklaşık iki haftadır alkol almıyor ve sigara kullanmıyordum zaten bunları normalde de yapmamam gerekiyordu ancak ben şuan bunlara kendim için değilde küçük bir kız çocuğu için dikkat etmeye başlamıştım .
Şimdilerde düşünüyorum da ben hep başkalarının kendimin önüne koymuşum mesela çoğunlukla karnım doymasa bile yemeklerimi hep Tılsım'la paylaşırdım çocukken yada ne kadar yorgun olursam olayım mutlaka yemek yapmaya özen gösteriyorum Hakan için olay sadece benim yemek yapmayı sevmem değildi yani .
Gün geçtikçe ve ben düşündükçe daha farklı detayları hatırlıyorum ancak asıl sorun maalesef bunlar değil asıl sorun herkese herşeye karşı anlayışlı olan ben neden o adama karşı olamıyorum .
Geçmişte yaşanan bir kaç şey var evet bunlar o yaştaki beni derinden sarstı belki birazcık da gururumu kırdı ancak şuan neden bunları hala sorun ediyorum ki neden ona bir şans veremiyorum.
Veremiyorum değil vermiyorum eğer ona bir şans verirsen bir günde bende o kadın gibi terk edilmekten korkuyorum ben hep o kadın gibi olmaktan korkuyorum ve nedense hep kendimi o kadının konumunda buluyorum.
O da sevilmemiş istenememiş babası tarafından sonra bir adam sevmiş ve yine sevilmemiş .
Bende istenmemişim babam tarafından sonra bir adam sevdim ancak o beni istese de gururum yüzünden bu saatten sonra bizden olmaz .
Şimdi ise gözümü açtığım bu odada ilk başta neresi olduğunu anlayamasam da neresi olduğunu kavurdum ondan itibaren kendimi derin düşüncelerde kaybetmiş gibi hissediyorum.
Onu seviyor muyum? evet. ondan nefret ediyor muyum? evet . Ona karşı bu kadar zıt duygular hissedip de nasıl aynı anda onu hem sevip hem nefret ediyor bildiğimi hala anlayamıyorum.
Bir zamanlar bu evde hiç yerimin olmadığını düşünüyordum ancak şu an gördüğüm şeyler artık bu evde benim de bir yerimde olduğunun en büyük kanıtıydı peki bu saatten sonra ben bu evde benim bir yerin olup olmamasını istiyor muydum işte bunu bilmiyorum.
Odanın kapısı sanki ben hala uyuyormuşum gibi yavaşça tıklatılıp açıldı.
" Uyanmış mı benim güzel kızım ?" Diye konuşan naif elbette ki Narin Hanıma aitti .
"Uyandım " dedim hala üzerimdeki uyuşukluğu atamamış olmanın verdiği mahmurlukla .
"Cengizhan bugün iyi beslenmen gerektiğinden bahsetti senin için enfes yemekler hazırladım hadi banyoda elini yüzünü yıka gel sofra hazır herkes seni bekliyor" diyip gitti.
Sanki hep ben buradaymışım , burada yaşıyormuşum, onun kızıymışım, her şey çok olağanmış gibi konuşup gitmişti.
Onun kızı değildim ancak o sanki bu dünyaya anne olmak için gelmiş gibiydi sahi ne diyordu o kadın günlüktü "Narin hanım benim kızıma benden daha güzel annelik eder" sahi ben bir anne istiyor muydum ki bu annenin Narin hanım olmasını isteyeyim.
Daha duramayıp kalkıp elimi yüzümü yıkadım daha sonrasında ilk geldiğimde az buçuk hatırladığım salona geçtim herkes sofrada oturmuş beni bekliyordu.
"Özür dilerim geç kaldığım için" normal şartlar altında onlardan böyle bir şey için özür dilemezdim ancak bugün duygusalım üzerimdeydi sanırım regl olacağım.
" Önemli değil kızım hadi geç otur yerine yemeğimize başlayalım" diyen Adem Bey ile sadece başımı sallayıp Cengizhan'ın boş olan yanına oturdum sanırım bilerek bu şekilde ayarlamıştı çünkü alttan alttan sırıtıyordu.
"Bak bakalım bunu sevecek misin?" Diyerek değişik bir çorbayı servis eden Narin hanımla sadece onu onaylamak için başımı salladım kesinlikle gündüz uykusu bana göre değildi aslında bu kadar uyumak bile bana göre değil.
"Nasılsın?" Diye soran Metehan'ı cevapsız bırakmamak için kuru bir "iyiyim" le geçiştirdim.
"Abla artık hep bizimle kalacakmışsın bu doğru mu?" Diyen Masal'a kadar önümde ki yemekle ilgilenmeye devam etmiştim.
"Bu nerden çıktı prenses" dedim .
"Annemle abim artık hep burda kalmanı istediklerini konuşuyordu lütfen abla lütfen hep burada kal hem biz seninle hiç vakit geçirmedik ki daha sana bebeklerimi göstermedim ben" sanırım en çok kendisi istiyordu onlarla kalmamı bunun için de kendimce bahaneler buluyordu.
"Ama benim kendi evim var beni orada bekleyen insanlar var onları bırakıp da nasıl buraya geleyim , istediğin zaman gelirim ama burada kalamam" ilk başta onu kesinlikle reddedecekken gözlerindeki kırılmayı gördüğüm an cümlemi değiştirmek zorunda kaldım.
"Masal doğru söylüyor abla hala doğru dürüstü vakit geçiremedik birbirimizi yeteri kadar tanıyamadık sence de birbirimizi tanımak için geç kalmadık mı daha fazla geç kalmaya gerek var " Meriç'le ilk karşılaşmamız haricinde neredeyse hiç konuşmamıştık her ne kadar on yedi yaşında olsa da o da Bir çocuktu Masalı'ı nasıl kırıp üzmek istemiyorsam onu da kırıp üzmek istemiyordum.
"Meriç ablacığım durumları biliyorsun" demek zorunda kaldım her ne kadar o da bir çocuk olsa da Masal'dan büyüktü bir bazı şeylerin daha çok farkındaydı.
"Abla evet her şeyin farkındayım her şeyi biliyorum ancak bu evde senin her zaman bir yerin var sen bu evin kızısın ve burada kalmak senin en doğal hakkın buradaki herkes senin burada kalmanı istiyor" son cümlesine kadar onunla gösterme asla kesmezken son cümlesini kuruması ile gözlerim istemsiz Adem bey'e gitti o da istiyor muydu burada kalmamı gerçekten.
"Evet kızım bu ev senin de evin lütfen burada kal en azından ameliyata kadar ya da istersen ömrünün sonuna kadar" bu cümleleri kurarken bir an bile tereddüt etmeden gözlerimin içine bakmıştı.
Sahi burada kalmayı kabul etsem ne olacaktı şu anki ben üzülmez kırılmaz hatta belki hiçbir şey hissetmesem bile bir zamanlar çocuk olan ben bunu duyduğunda havalara uçardı peki ya on yedi yaşım ondan öyle seni nefret ettiğim yaşım o ne hissederdi.
Bugünleri hep çocuk yaşımlahareket etmeye başladığımı fark ettim çünkü belki isteyerek belki de istemeyerek Tılsım bana benim de bir zamanlar babasına isteyen bekleyen özleyen bir çocuk olduğumu hatırlattı.
"Ben..."
Evet arkadaşlar bu konuda ne düşünüyorsunuz evet mi desin hayır mı desin.
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi oy ve yorum olarak bekliyorum.
Bu arada hikaye gerçekten nasıl ilerliyor biraz konuşalım bu konuyla ilgili bu bölüm birazcık durağan geçti çünkü artık Nil'in kendine birazcık sorgulaması gerekiyordu birazcık törpülemesi gerekiyordu hep aynı şekilde devam etseydi eğer hikaye ilerlemezdi gibime geliyor bilmiyorum bu konu hakkında siz ne düşünüyorsunuz.
Bu arada kenar sayısı : 1800
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |