18. Bölüm

18. Bölüm

Esmahan mısırlı
engelofdetha

Merhaba arkadaşlar.

Keyifli okumalar.

 

Yazamayan yazarınızdan

Adem Bey günlerdir düşünüp durmaktan başka bir şey yapamamıştı , artık anlamıştı oturup bekleme zamanı değil harekete geçme zamanıydı kızı için gerçekten bir şeyler yapma zamanıydı.

Öncelikle neler yapabileceğini düşnmüş ve aklına geleni ailesi ile de paylaşıp yapabileceği şeyleri yani daha doğrusu kızını kırmadan dökmeden onunda kabul edeceğini düşündüğü şeyleri yapmıştı.

Önceliği kızına bir ev bir yuva vermekti evet kızı on sekiz yaşından bu yana bir evde yaşıyordu ama hiç bir ailenin yanında yaşamamış bir aile hissiyatını tatmamıştı.

Adem Bey kızıyla görüştüğü bir kaç sefer de bile onun annesi gibi affedici yapıcı olmadığının kendisi gibi inat ve dik başlı olduğunu anlamıştı her ne kadar kendisi bu huylarını zamanla ailesi sayesinde törpülemiş olsada bu durum kızı için geçerli değildi.

İnanıyordu kızıyla ailesi tamamlanacaktı. Buna kendini o kadar inandırmıştı ki şimdi kızının iki dudağının arasından çıkacak tek kelimeyle dünyayı yerinden oynatabileceğini bile düşünüyordu.

Kızına vermek istediği şey ise soyadıydı bunu da bu aileye ait olduğunu görsün bilsin anlasın diye istiyordu kızının da aidiyet hissini yaşamasını istiyordu o buraya bu aileye aitti. Bunun farkında olması için sonsuza kadar mücadele edebilirdi.

Kızının kimlik meselesini kabuk ettiğine dair kurduğu cümleyi duyar duymaz bugüne kadar hiç yapmadığı bir şey yapmış ve kızına sıkıca sarılmıştı.

Nil hiç beklemediği bir anda gelen bu sarılma ile elleri hava da kalmıştı sabahtan bu yana annesini rüyasında görmüş olduğundan kaynaklanan mutluluk babasının ona ilk defa sarılmasıyla daha da coşmuştu elini kolunu nereye koyacağını bilememiş yine de tutuşu çok zayıf da olsa bir elini babasının sırtına koymuştu.

Adem Bey Nil'den böyle bir şey beklemediği için ister istemez o da mutlu olmuş ve bir eliyle kızının saçlarını öpüp koklamaya başlamıştı.

Dile kolay yirmi üç yıllık hayatında ilk defa okşanıp öpülüyordu saçları babası tarafından Nil kendini hep utanmaz arlanmaz umursamaz olarak tanımlamıştı bu yaşına kadar ama ilk defa utanıyordu ve yaşadığı bütün duygular birbirine girmişti.

"Teşekkür ederim kızım, teşekkür ederim babam , teşekkür ederim canımın içi, sana ne kadar teşekkür etsem " Adem Bey ne için teşekkür ettiğini bilmese bile kızına teşekkürlerini sıralamaya devam ediyordu.

Bu teşekkürler Nil'in kalbinin en derinlerine dokunduğunun farkında bil değildi.

Bir süre sonra Adem Bey hiç ayrılmak istemese de kızını ilk günden korkutmamak için yavaş yavaş kızından ayrılmıştı işin kolay kısmı bitmiş şimdi ise zor olan kısmı başlamıştı.

"Söyleyeceklerim bunlarla sınırlı değil gördüğün üzere bu oda senin için senin seveceğini düşündüğümüz şekilde düzenlendi bu oda hatta artık bu ev senin " Adem bey son sözlerini büyük bir ciddiyetle söylememiş olsa Nil bunu mecazi anlamda söylediğini düşünebilirdi.

"Nasıl yani?" Demekten kendini alıkoyamamıştı kaşlarının çatıldığının bile farkında değildi.

Adem bey ceketin iç cebine saklamış olduğu kağıdı da çıkarıp Nik'e uzattı . Nil hiç vakit kaybetmeden o kağıdı da alıp okumaya başladı okuduğu gördüğü şey onu dehşete düşürmüştü bu bir tapuydu üstelik bu evin tapusu.

"Sana geçmişi telafi edemem ama geleceğin için elimde geleni yaparım demiştim bu ev bir yetimhande geçirdiğin on sekiz yılının bir telafisi olamaz elbette ki ama artık ne olursa olsun senin de bir bir evin bir ailen bir de baban olduğunu bil " dedi Adem Bey kararlıydı bugün bu odadan kızının kalbini birazda olsa yumuşatmadan çıkmayacaktı.

"Ben bunu kabul edemem Adem Bey üstelik diğer çocuklarınızın da hakkı söz konusu" Nil de en az Adem bey kadar kararlı bir şekilde konuşmuştu.

"Abilerin ve kardeşin de benimle aynı fikirde üstelik onlar zaten yıllarca bu evin sefasını sürdüler şimdi kızımda sıra isterlerse defolup gidebilirler ayrıca bu konu burada kapanmıştır bu ev artık senin bu konuda daha fazla hiç kimseye söz hakkı düşmez" Adem Bey kızının kabul etmesi için aklına geleni hiç düşünmeden konuşmuştu hızlı hızlı kızının ciddi halı her ne kadar kendisine benzesede kendisinin bile yumşak karnı varken kızının maalesef yoktu.

"Adem Bey bakın ben-" Nil'in konuşmasına müsaade etmeden Adem Bey sözü devralmıştı.

"İtiraz istemiyorum saatte geç oldu bu gece burada kal yarın seninle konuşmak istediğim bir kaç konu da daha var anlaştık mı?" Nil emrivakilerden nefret etse babasının bu gün ona hissettirdiklerini yüzünden sadece yenilmişlikle başını sallayıp kabul etmişti bu gecelik burada kalmayı.

Adem Bey hemen yanında ki yatağını örtüsünü kaldırmış kızının yatmasını beklemişti. Nil bu sessiz davete icabet edip yatağın içine girmişti onun yatağa görmesiyle Adem bey kızını sıkıca örtmüş saçlarını öpüp okşamaya başlamıştı bilerek gece gitmişti oraya kızının bu gece burada kendi evinde kalmasını istiyordu.

"Siz burada mı bekleyeceksiniz?" Nil Adem Bey bugün ki davranışları karşısında ne yapacağını şaşırmış durumdaydı.

"Sen uyuyana kadar buradayım sana masal anlatmamı ister misin?" Adem bey sanki karşısında yirmi üç yaşında bir kadın değil de on yaşında bir kız çocuğu var gibi davranıyordu çünkü o kızının o yaşlarını hiç görmemişti.

"Ben masallardan nefret ederim" Nil'in cevabı İse çok manidardı elbette okuma yazmayı öğrendikten sonra masal okumuştu ama hiç birini sevmemişti çünkü sınıfta ki arkadaşının bir çoğu o bu masalları okumadan önce bu masalları ebeveynlerinden dinleyip öğrenmişlerdi.

"Neden?" Adem bey kızı hakkında her şeyi öğrenmek için bu saatten sonra elinden geleni ardına bırakmayacaktı.

"Bilmem ilk okulda bir çok masal okudum ama hiç birini sevemedim" demişti Nil .

Adem bey en çok ta bu huyunu seviyordu kızının bir şey sorulduğu zaman lafı dolandırmadan yalansız bir şekilde en yalın hali ile cevap veriyordu her seferinde.

Bu huyu ile de annesine benziyordu her ne kadar ona büyük bir aşkla bağlanmamış olsa da aralarında saygı ve sevgi çerçevesinde bir ilişki yaşanmıştı .

Eğer kendisi duygularına yenilip ondan ayrılıp tekrar Narin hanımla birlikte olmasaydı büyük ihtimalle evlenirlerdi.

Ancak hiç bir şey ne zaman düşündüğü şekilde ilerlemiş ne de şimdi ilerlemekteydi.

"Bir de benim anlatacağım hikayeyi dinle o zaman belki seversin " diye bir öneri de bulundu Adem Bey.

"Olur " demişti Nil merak etmişti bu adamın ona ne gibi bir hikâye anlatacağını.

"Bir varmı bir yokmuş..." Adem Bey o kadar güzel bir şekilde anlatıyordu ki anlatmak istediği hikâyeyi Nil sonunu bile duymadan uyuyakalmıştı her ne kadar uyumamak için kendini zorlamış olsa da .

 

 

Nil

Günlüğün bir çok sayfasında ve paragrafında Adem Bey'in ne kadar güzel seven bir adam olduğunu defalarca kez okumuş ve bir sigara eşliğinde bu kadar güzel sevebilen bir adamın nasıl olur da onu bu kadar çok seven bir kadını sevmesine şaşırdım her defasında.

Sonra anladım nedensiz de sevilirdi insan Adem bey nedensiz bir şekilde ya da belki çok büyük bir nedenden ötürü tutuklu kalmıştı Narin hanımda ve belki de bu yüzdendi onu gerçek anlamda hiç bir zaman sevmeyişi.

Dün gece bu güzel seven adamdan bir kırıntı da olsa ilk defa sevgi görmüştü bana sarılmış saçlarımı okşayıp öpmüştü.

Evet bunları ilk defa yaşıyor değildim Ateş ve Hakan ve dahi ondan önce ki okul yıllarımda yetimhane de olduğumu bilen okul arkadaşlarımın velileri tarafından bir çok kez öpülmüş okşanmıştı saclarım ancak o farklıydı her ne kadar bunu pek dillendirmesemde o benim babamdı .

Yıllar önce kendi kendime ona bir daha asla baba demeyeceğim dair kendi kendime söz vermiştim çünkü o benim değil diğer çocuklarının babasıydı ama.ilk defa dün gece bir babam varmış gibi hissetmiştim ve çok güzel bir uyku uyumuştum sabah ise herkes uyurken gizlice evden ayrılmış ve ayrılmadan önce tapuyu yırtmıştım.

Sabah erkenden kaçmamın bir kaç sebebi vardı. Bunlar, dün gece yatmadan önce aniden aldığım bir karar sayesinde Ateş'e tekrar bir şans vermek ve bunun için bugün onu çalıştığı yerde ziyaret etmek ve bir kaç yere bulunduğum iş başvuruları için mülakata çağrılmış olmam vardı ancak en büyük neden ise utanmamdı.

Evet dün gece ki yaşanılanlar benim gibi birini bile utandırmış ben koskocaman bir kadın olmama rağmen masal dinleyerek uyumuştum üstelik sonunu dinleyebilmek için sonuna kadar uyumamak için direnmiş ve uyuyakalmıştım bu çok utanç vericiydi benim için .

Ateş'e şans verme fikri ise hayatımda ilk defa gördüğüm sevgiyle birlikte Ateş'in beni nedensiz sevmesi ve benim de ona karşı olan nedensiz hislerimde kaynaklanıyordu daha fazla onsuz kalamazdım sanırım ona tekrar bir şans vermeden önce oturup bütün geçmişi konuşmak ve her şeyi halletmek istiyordum aslında onun açısından bir sorun yoktu benim açımdan da olmamalıydı sonuçta benden önce olan bir şeydi üstelik daha ilişkimizin başlarında bana bundan bahsetmemiş olması da gayet normaldi.

Normal olmayan şey ise benim kendimi o kadın gibi olmayacağım şeklinde şartlandırmış olmamdı varsın öyle olayım ama yeter ki sevdiğim adamla mutlu olayım diyordum .

Şimdi ise sabahın erken saatinde eve gelmiş yanıma para ve anahtar alamadığım için sabahın erken saatinde Hakan'ı uyandırıp ilk iş taksinin parasını ödeyip hemen duşa girmiştim iyi bir duş bana iyi gelecekti.

Duştan hemen sonra bugün bütün günümü ayakta geçireceğim için şık ve rahat bir kombin yapıp hemen kahvaltıyı hazırlamıştım tam oturup kahvaltı yapacakken telefonumun çalması ile arayana bakmış ve hemen açmıştım çünkü yaptığım şeyin çok ayıp olduğunu bilecek yaştaydım en nihayetinde.

"Oh çok şükür açtın kaç saatir seni arıyoruz nerdesin kızım sen sabah sabah kimseye haber vermeden gidilinir mi öyle babam yanında hiç bir şey olmadığını söyledi bir kızım konuşsana Nil?" Demirhan taramalı tüfek gibi sorularını hiç susmadan ardı ardına sormaya devam ederken benden ilk defa bir kıkırdama sesi duymuştu.

"Biraz daha abart istersen Demirhan" dedim sitemle.

"Haklı değil miyim lan kaç saattir ulaşamıyoruz sana" sanırım biraz haklıydı ama bunu ona söylememe gerek yoktu sanırım.

"İşlerim vardı erken çıkmam gerekti " dedim.

"Hayırdır ne işin var?" Bu da amma meraklıydı.

"Ne yapacaksın ne yapacağımı" dedim .

" Ne olur bir kez doğru düzgün cevap versen hem babamın hediyesini de yırtmışsın kızım sen salak mısın?" Dedi sitemle.

"Sizden gelen hiç bir şeyi istemediğimi daha kaç kez söylemem gerekiyor " dedim ciddi bir tonda.

" Kızım Sen cidden salaksın senin yerinde ben olsam evde herkesi kovar burayı da kiraya verir mis gibi geçinir giderdim ticari zeka desen sıfır" dedi beni yadırgamış gibi tövbe tövbe.

"İşte bu yüzden baban sana değil bana vermeye kalktı evi" dedim.

"Vermeye kalkmadı direkt verdi kızım sen tapuyu yırtınca bitti mi zannediyorsun " o işlerin öyle olmadığını biliyordum ama en azından hediyesini kabul etmediğimi anlamaları gerekiyordu.

"Bu işlerle ilgilenmiyorum o evi de istemiyorum aynen öyle söylersin babana " dedim.

"Babana diyip durmasana o ikimizin de babası yani seninde baban " görmeyeceğini bile bils gözlerimi devirdim.

"Müsaadenle kahvaltı yapacağım ben sonra konuşuruz" dedim.

"Ha bide bana Ateş'in iş yerinin konumunu atar mısın lütfen?" Dedim

"Tamam tamam atarım şimdi afiyet olsun sana da ama akşam mutlaka evine gel olur mu?" Dedi biraz daha sakinleşmişti.

"Görüşürüz " diyip sonunda telefonu kapattım ve bir güzel kahvaltımı yapıp almam gereken ilaçları aldım .

Daha sonrasında Hakan'a haber verip çıktım evden bugün iki tane iş görüşmem vardı ikisi de iyi geçmişti üniversite döneminde zaten staj yaptığım bir şirket vardı hali hazırda yani çok büyük bir şey olmasa da bir referansım vardı bu da CV'im de etkili olmuştu.

Şimdi ise ikisinden birinden en azından geri dönüş gelmesini bekleyecektim.

İşlerim bittikten sonra Ateş'in şirketine geçmiştim resepsiyon da Ateş'i görmek istediğimi söylediğimde ilk başta randevum olmadığını söylemiş Ateş'i arayıp benim geldiğimi söyledikten sonra Ateş'in odasına çıkabilmiştim sonunda.

Kapıyı çaldığımda anında Ateş tarafından açılmıştı ve hiç zaman kaybetmeden kollarını etrafımda sarmıştı.

Bende ona sarılmıştım onu ne kadar özlediğimi tam da şuan kokusunu soluduğumda anlamıştım.

"Hoş geldin yağmur gözlüm"

 

Evet arkadaşlar yeni bölüm hakkında ki oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

 

Bölüm : 21.05.2025 23:51 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...