2. Bölüm
Esmahan mısırlı / Annenin sırrı ( gerçek ailem) / 2. Bölüm

2. Bölüm

Esmahan mısırlı
engelofdetha

 

 

Günlük

Keyifli okumalar ...

Günlük

Yıllar önce ben henüz yedi yaşlarındayeken kaldığım yetiştirme yurduna yaşlı bir kadın gelip beni ziyaret etmişti ilk başta beni evlat edinecek zannederek çok mutlu olmuştum ancak onunla birebir konuştuğumuzda onun kim olduğunu ve ne için geldiğini öğrenmiş oldum .

Maalesef beni evlat edinmek için gelen biri değildi beni doğuran kadının annesiydi gelen kadın ve ben o günden sonra beni doğran kadından bir daha asla anne diye bahsedemedim.

Ölümüne sebep olduğum birinden anne diye bahsedemedim .

O gün gelen yaşlı kadın bana benim katil olduğumu ve ondan kızını aldığımı söyledi " Yaşasaydı eğer bugün otuz yaşında olacaktı katil sen onu benden aldın " diye bas bas bağırmıştı çocukluğuma dair hatırladığım ilk anım buydu uzun bir süre o kadın beni ziyarete gelmiş geldiği ziyaretlerden birinde bana beni doğuran kadının günlüğünü getirmiş ve kızının ne kadar iyi bir insan olduğunu ve benim nasıl böyle bir insanı öldürebildiğimden bahsetmişti ruh hastası kadın .

O günden sonra günlük bende kaldı bende o günden sonra her gün günlüğü okumaya başladım artık neredeyse her satırını ezbere bildiğim günlüğü şuan dahi okuyorum .

Bir elimde sigara bir elimde günlük odamda yatağın üzerine oturmuş hem günlüğü okuyor hemde sigaramı içiyorum .

Bu günlük bana hayatımın farklı dönemlerinden farklı şeyler öğretti ilk okuduğumda karşılıksız aşkı bir sonrakinde ise hiç kimseyi kendimizden çok sevmememiz gerektiğini anladım şimdilerde ise kendim dışında hiç kimseyi sevmemem gerektiğini .

Eğer birilerini sevip hayatıma alırsam yıllardır oluşturmaya çalıştığım bütün düzenimin alt üst olacağına o kadar eminim ki kendi sınırlarım içersine hiç kimseyi almıyorum.

Dışarıdan gelen seslerle ev arkadaşım olan Hakan'ın sonunda eve teşrif edebildiğini anladığım da dahi elimde ki günlüğü okumaya devam ettim sahi ne diyordu günlükte .

"Umut kötülüklerin en büyüğüdür bayım , işkenceyi uzatır.

Ve siz şuan bana umutların en büyüğünü ve acısını verdiniz" diyordu .

Neden mi aşık olduğu adam ona bir umut vermiş ve o verdiği umudu hiç düşünmeden ondan çekip almıştı .

Hakan'ın aniden odaya dalmasıyla dahi okuduğum sayfadan gözlerimi çekip ona bakmadım .

"Yine mi şu günlük yemin ederim çok merak ediyorum içinde ne yazdığını her gün her gün bu kadar okuyacak ne var içinde kızım ben kiminle konuşuyorum cevap versene ?" taramalı tüfek gibi konuştuğu için bazen ona yetişemiyorum sonlara doğru bağırmasına rağmen başımı kaldırıp bakmadım.

"Bitti mi?" Dedim büyük bir sakinlik ile gözlerimi hâlâ okuduğum sayfadan çekmezken.

"Kızım iki saattir konuşuyorum ve senin tek söylediğin şey bitti mi öyle mi? " çıldırmış gibiydi artık haklıydı da ne diyebilirim ki.

"Yine neye sinirlendin sende gelip bana sataşıyorsun?" sonun da okuduğum sayfayı bitirmiş ve defteri kapatmıştım elimde ki sigarayı yanda ki küllüğe bastırıp söndürdüm ve en sonunda hala kapının önünde dikilip bakan arkadaşıma baktım kaşlarını çatıp gözlerini kısmış bir şekilde bana bakıyordu böyle yapınca sinirli göründüğünü zannediyordu ama değildi.

"Sana , akşam iş çıkışı yine birinin kafasını patlatmışsın ve ben bunu senden değilde Yusuf'tan öğreniyorum ne hikmetse " sesini iyice yükseltince bu sefer gerçekten sinirlendiğini anladım .

"Ne yapacaktım çocuk gibi gelip sana mı şikayet edecektim " dedim gözlerini belertip bana inanmıyormuş gibi bakmaya başladı.

"Kızım sana daha kaç defa söylemem gerekiyor sen benim kardeşimsin ne olursa olsun elbette gelip bana anlatacaksın ben başkalarından duymayacağım " o kendi içinde söylenmeye devam ettikçe bir ya sabır çekip oturduğum yerden kalktım .

"Sen önce kendini korumayı öğren sonra beni korursun" bazen yerli yersiz sinirlenebiliyordu güya sinir hastası olan bendim ama o benden daha sinirliydi.

"Sana inanamıyorum var ya pes vallahi pes" haklıydım daha kendini bile koruyamıyordu karıncayı bile incitmeye korkardı değil bir insana el kaldırmak ama yine de her bir şey olduğunda ona haber vermem konusunda hâlâ ısrarcıydı.

Aniden kurtarıcım olan kapı sesini duyduğumda hızla oraya doğru ilerledim .

"Kaç tabi sen normalde git şu kapıya bak desem kalkıp bakmazsın " Hakan hâlâ söylenmeye devam ederken derin bir nefes çekip Rabbimden bana sabır vermesini istedim salondan geçip kapıyı açtığımda sabahtan bu yana olan sakinliğim gördüğüm yüzler karşısında sanki alevler içine atılmış gibi yerini dehşet bir sinire bıraktı maalesef bunların burada ne işi vardı.

"Buyrun " dedim sesimi her ne kadar sakin çıkarmaya çalışsam da sinirli olduğum yüz kilometre öteden bile anlaşılacak cinsten çıkmıştı en önde olan Adem bey ve iki yanında olan oğulları Cengizhan ile Demirhan sesimde ki siniri hemen anlamış gibi birebir aynı şekilde bakmaya başladılar bana .

"Biz Nil Karaca ile görüşmek için gelmiştik " dedi Cengizhan sinirden yüzümde saçma bir gülümseme oluştu kim olduğumu bile bilmeden beni bana sormaları sinirmi iyiden iyiye germeye başlamıştı bile .

"Benim " dedim onlarla konuşmak istemiyordum ama ne olmuştu da kapıma gelmişlerdi merak etmedim desem yalan olurdu .

"Anladığım kadarıyla kim olduğumu biliyorsun " dedi en öndeki Adem bey en sinirli halimle mavi gözlerini aldığım adama baktım onun gözlerinde anlamladıramadığım bir duygu vardı benimkiler de ise saf bir nefret.

"Biliyorum ne söyleyeceksiniz söyleyip defolup gidebilirsiniz " dedim başka ne diyebilirim ki .

"Kızım bak neyi nasıl biliyorsun bilmiyorum ama oturup konuşmamız gereken şeyler var bunlar böyle ayakta konuşulacak şeyler değiller " sesi o kadar yumuşak çıkıyordu ki bir kaç yıl önceki ben olsam bu ses tonuyla benimle konuşarak bana istediğini yaptırabilirdi ama ben artık o eski ben değildim.

"Sizinle konuşmak istemiyorum mümkünse bir daha bu kapıya gelmeyin " dedim .

"Nil benim en sevdiğim siyah tişörtüm nerede?" İçeriden Hakan'ın sesini duyan Cengizhan ve Demirhan'ın kaşları çatıldı.

"Cehennemin dibinde Hakan ben nerden bileyim nerede nerde çıkardıysan ordadır" dedim bende içeriye doğru bağırarak maalesef onlara olan sinirimi şuan arkadaşımdan çıkaracak gibiydi oysa bu duruma alışık olduğu için üstü çıplak bir şekilde yanıma geldi .

" Ne bağırıyorsun kızım yine kim sinirlendirdi benim meleğimi " yanıma geldiğinde önce kapıdakilere bakmış ardından bana bakmıştım

"Sabah ki olaydan dolayı mı geldiniz siz " Hakan gelenleri tanımadığı için kendince gelenlerin kim olduğunu tahmin ediyordu .

"Hakan siktir olup içeriye geçiyor musun yoksa ben seni içeriye zorla sokayım mı ?" Bu sözlerimle gözleri tekrar beni bulduğunda derince yutkunmuş ve beni artık tanıdığı için başını sallayıp içeriye girmişti .

"Kim bu adam?" Cengizhan tam bir abi profili çiziyordu ve sanki hakkı varmış gibi bana hesap sorabileceğini zannediyordy bu durum komiğime gittiği için önce gülmüş sonra da cevabını vermiştim.

"Sen kimsin de bana hesap sorabiliyorsun?" Tek kaşımı kaldırıp sorumu sorduğumda ağzının içinden bir şeyler gevelemişti ama anlamamıştım çok ta umrumda değildi açıkçası.

"Ben de öyle düşünmüştüm" diyip göz kırptım.

"Şimdi niye geldiğinizi söyleyecek misiniz yoksa kapıyı yüzünüze kapatıp içeriye geçeyimmi ?" Dedim onlara daha fazla tahammülüm yoktu .

" Bak kızım inan nerden başlayacağımı benden bilmiyorum bu konular bu şekilde ayakta konuşulacak şeyler de değil aslında ama yemin ederim bir ay öncesine kadar varlığından haberdar değildim olsaydım sana yemin ederim seni yalnız bırakmaz yanıma alırdım" Adem bey hızlı hızlı kendini açıklamaya başladığında kollarımı göğüsümde birleştirmiş kendini açıklayan adamı dinlemiştim.

Ama anlattığı şeylere zerre kadar inancım yoktu .

"Yani ne yapmam gerekiyor bu durumda babacım diyip boynunuza falan mı atlamamı bekliyorsunuz " dedim .

"Tabi ki hayır sadece senden bir şans istiyorum lütfen gel bir yerlere gidip oturup konuşalım birbirimizi tanıyalım " o bana ümit dolu gözlerle bakan benim ona olan nefretimden zerre eksilme olmadan ona bakmaya devam ettim .

" Kusura bakın ya da bakmayın ama sizinle görüşmek istemiyorum" dedim geldiğinden beri konuşmayan Demirhan buraya neden geldiklerini bana çok güzel şekilde belli etmişti.

"Bak bilmiyorum biliyor musun ama kardeşimiz hasta ona donör olabilir misin diye geldik buraya yoksa biz de sana çok meraklı değiliz ne kadar para istersen veririz " dedi hızlı hızlı benim onlardan haz etmediğim gibi anladığım kadarıyla o da benden haz etmiyordu duygularımız karşılıklı olduğu için ona geldiklerinden bu yana ilk defa samimi bir şekilde gülümsedim diğerleri bu durum karşısında afalladılar.

"Lan oğlum sen bu yüzden mi bende geleceğim diye tutturdun " Cengizhan geldiğinden beri benden ayrımadığı gözlerini sinirli bir şekilde kardeşine çevirip bakmaya başladı benim ise hala ellerim göğsümde bağlı bir şekilde dururken kapının pervazına yaslanıp sadece Demirhan'a bakmaya başladı.

"Ne kadar vereceksiniz " dedim göz kırparak bu sefer diğer ikisi benim dediğim şeye şaşırdılar Demirhan da benim yaptığım gibi kendince rahat bir pozisyon bulup ellerini iki yanından pantolonun cebine koyup gülümsedi.

"Sanırım şimdi anladığın dilden konuşmaya başladık " dedi.

"Oğlum sen ne saçmalıyorsun" dedi Adem Bey.

"Siz karışmayın "dedim dudağımı ısırırken şuan ki durumdan o kadar keyif alıyordum ki bunu kimsenin bölmesine izin veremezdim.

" Aynen baba sen karışma küçük hanımın anladığı dilden konuşuyoruz şurada ne kadar istersen o kadar vermeye hazırım" dedi .

"Öyle mi mesela ne kadar?"

"Demirhan iyice saçmaladınız şuan" diyen bu sefer de Cengizhan'dı biz Demirhan ile bakışırken ikimiz de onu duymamazlıktan geldim .

"Sen ne kadar istiyorsun önce onu bir söyle" demesiyle resmen kahkaha atmaya başladım onlar karşılarında deli varmış gibi bana bakarken aniden gülmeyi kesip ellerimi çözüp Demirhan'a yaklaştım ve iki elimle de giymiş olduğu mavi gömleğin üzerindeki siyah ceketinden tutup kafa attım ve onu geriye doğru ittim .

"Neymiş lan benim anladığım dil oruspu çocuğu bir daha bu kapıya gelirsen anandan doğduğunda pişman ederim seni" diye bağırıp daha onların ne olduğunu anlamasına bile izin vermeden kapıyı yüzlerine kapatıp içeriye girdim .

Hakan tam arkamda olan bitenleri izlemiş olacak ki gülümseyerek bakıyordu .

"Aferin lan sana işte bu benim kardeşim " o kendince benimle gurur duyarken ben resmen sinirden zangır zangır titriyordum konunun ne olduğunu anlamasa da benim haksız yere kimseye böyle davranmayacağımı bilecek kadar tanıyordu beni.

"Kes sesini Hakan " diyip hızla odama gittim kapıyı kilitleyip kapının arkasında yere oturdum.

Sahi ne demişti Demirhan bebek , bebek hastaydı gerçi şu an büyümüştür ama ben ona en son gördüm de bebekti...

 

Evet arkadaşlar bölüm hakkındaki düşüncelerinizi oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Bölüm : 21.12.2024 21:13 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...