
Sarhoş
Merhaba arkadaşlar.
Keyifli okumalar.
Yazamayan yazarınızdan
Sessizlik
Bu durum son dönemlerde Yılmazer ailesinde sıkça yaşanır olmuştu peki bu sefer ki sessizliğin sebebi neydi .
"Lan oğlum ben seni böyle mi yetiştirdim lan neydi o kızın evinde ki yaptığın terbiyesizlik hesap ver ?" Adem Beyin aklı almıyordu kendi yetiştirdiği çocuğu tanıyamıyordu resmen .
Demirhan yaptığı şeyin farkındaydı elbette ama kendini savunacak pek bir sözü yoktu .
"Ablam resmen tam on ikiden vurmuş" Meriç ergenliğin de vermiş olduğu gazla olayın ciddiyetinden çok goygoy peşindeydi.
Kendi evlerinde ki salonda oturmuş burnuna buz tutan Demirhan küçük kardeşinin daha kızı görmeden bu kadar sahiplenmiş olmasına şaşırmıştı.
"Hayırdır nerden ablan oluyor ?" Demiş bulundu.
"Sen hala konuşuyor musun lan?" Bu sefer de Cengizhan abisi kızınca sesini kesti .
Narin Hanım da oğlunun eli yüzü kan içinde geldiğinde ilk başta oğlu için endişelenmiş hemen elini yüzünü temizlemiş şimdi de burnuna tutması için eline buz vermişti , olup biteni ise kocasından şimdi ancak öğrenebilmişti aklı almıyordu oğlu nasıl böyle bir şey yapardı.
"Kız zaten istemiyor bizi bu saatten sonra isteyeceği varsa da istemez " Adem Beyin omuzları düştü kızının gözlerinde ki nefreti elbette görmüştü ama bu nefreti hakedecek bir şey yaptığını düşünmüyordu sonuçta kızından haberdar değildi .
" Var ya size ne desem az kalır sadece kızla tanışmaya diye gidip nasıl dayak yiyerek gelebilirsiniz üstelik senin de dediğin gibi canım eşim bu saatten sonra kızın bize isteyeceği varsa da istemez haklı olarak " Narin Hanım daha fazla sessiz kalamamıştı o da gitmek istemişti eşiyle ama bir nevi bu olanlardan ötürü kendini suçlu hissettiği için gitmemişti .
"Hayatım ne desen haklısın ama zaten en baştan kız benim kim olduğumu biliyordu bizi isteseydi daha önceden gelirdi yanıma " Adem Bey elbette öylece peşini bırakacak değildi ama kızının bugünkü tepkisinden sonra da nasıl bir yol izlemesi gerektiğini bilmiyordu .
"İstediği kadar kovsun yine gideriz gerekirse her gün tek tek yada toplu olarak illa ki bir yerde inadı kırılacak bizi her görmeye alışacak" sabahtan beri sessiz kalan Batuhan ve Metehan da en sonun da konuya dahil olmuşlardı.
"Batuhan abim haklı valla baba bugun bizi götürmedin kalabalık gidip kızın gözünü korkutmayalım diye ama gerekirse her gün gideriz " diye Batuhan abisine hak verdi Metehan'da .
"Çocuklar doğru söylüyorlar Adem o senin kızın ondan bu kadar kolay vazgeçemezsin" Narin Hanım eşinin bu konuda neden bu kadar umutsuz olduğunu anlamıyordu.
Aslında Adem Bey umutsuz değildi kızına karşı Mahçuptu sonuçta yıllar önce bir kez olsun dönüp arkasına baksa kızının varlığından haberdar olabilirdi kızının nefretini içinde bir yerlerde haklı bulduğundan daha fazla üstüne gitmek istemiyordu kızının ondan nefret ediyor olmasını kaldıramıyordu.
"Siz görmediniz ama benden nefret ediyor" dedi Adem Bey.
Narin hanımın Adem Bey ey de en çok sevdiği özelliklerinden biri de buydu ne hissediyorsa lafı evirip çevirmeden direkt söylemesi oturduğu yerden kalkıp eşinin yanına gidip ellerini tuttu Adem Bey ona karşı da Mahçuptu bunun farkındaydı ama bu saatten sonra hiç bir şey geçmişi değiştiremezdi hem kendisi vakti zamanında daha büyük hatalar yapmıştı.
"Her şey zamanla yoluna girecek bana güven önce bizi sürekli görmeye alışacak daha sonra da tanımaya başlayacak en sonunda güvenip sevecek bizi , buna biz inanmazsak onu hiç inandıramayız" Narin Hanım ne olursa olsun Nil'i bırakmak istemiyordu.
Sadece bir şeyler için zaman gerekliydi.
...
Nil karaca
Bazı şeylerin zamanla azalacağını sanırdım taki bugün karşımda onu görene kadar.
Ona olan nefretimden hiç bir şey kaybetmediğimi onu görünce daha iyi anladım.
İzinli olmama rağmen bugün yine bardaydım ama bu sefer çalışmak için değil sadece bugün yaşananları belki unuturum diye içmek için gelmiştim.
"Yeter bu kadar çok içtiğin " barmen olan Yusuf abi neredeyse üç yıldır burada çalıştığı için artık buranın demir başlarındandı ve beni de bir kardeşi olarak gördüğünden sürekli bir koruma peşindeydi sanki çok ihtiyacım varmış gibi.
"Sen karışma, aynısından bir tane daha ver" dedim .
Yıllar sonra karşıma kızı için çıkmıştı beni merak ettiği için değil kızı için bu düşünce beynimi öyle bir kemiriyordu ki .
Sahi o kadın ne diyordu günlükte " Erkekler sevmediği kadına acımaz, sevdiği kadın için kendine acımaz" ben bu sözü aşamıyordum.
O adam önce o kadına acımamıştı şimdi de belli ki bana acımayacaktı ama ben o kadın gibi değildim buna izin vermezdim vermeyecektim.
"Selam güzellik yalnız mısın?" Kendi içimde kaybolmuşken yanımdan gelen sesle irkildim bir adam gelip yan tabureme oturmuştu Yusuf abiye baktığım da ise başka müşterilerle ilgilendiğini gördüm bu tarafa bakmıyordu.
"Siktir git" dedim kimseyi çekecek halim yoktu aslında kendimi bile çekecek halim yoktu sadece yaşamak için yaşıyordum o kadar.
"Ama neden öyle diyorsun beni kırıyorsun " yanımda ki adam iyice kafayı bulmuştu belli ki maalesef bu tiplerle o kadar çok uğraşmıştım ki artık böylelerini Kâle bile almıyordum.
Hiç bir şey yapmadan önümdeki içkiden yudumlamaya devam ettim gözlerim birini arar gibi locaların olduğu tarafta gezindi ama yoktu.
Bugün normalde ben izinli olduğum için gelmezdi muhtemelen , gelmezse gelmesin benim hiç kimseye ihtiyacım yoktu sonuçta öyle değil mi?
Ateş bir yıldır neredeyse burada çalışmaya başladığım günden beri buraya gelen bir müşteriydi her geldiğinde locaya tam karşıma geçip otururdu ben işimi bitirene kadar gitmez beni beklerdi ilk zamanlar öyle çok dikkatimi çekmese de zamanla bana içki göndermeye başlamasıyla aramızda saçma bir iletişim oluşmaya başlamıştı önceleri redderdim sonraları ben kabul etmeye başladıkça içkilerin yanına güller ve notlar da eklenmeye başladı hiç bir zaman ne notlarını ne de çiçeklerini aldım .
Hiç kimseyle o anlamda görüşmek gibi bir niyetim yoktu ki onunla olsun beni hiç kimsenin üzmesine izin veremeyecek kadar çok seviyordum kendimi.
Yanımda ki adamın koluma dokunmasıyla sinirle gözlerimi yumup açtım bugün sinir kotamı yeterince aştığımı düşünmeye başlamıştım ama demek ki hala dolduramamışım kolumu çekip sinirle adama döndüm.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun lan ?" Dedim sinirle benden böyle bir sinirbeklemediği için bu sefer irkilen taraf o oldu.
"Ben seslendim duymadın" salak saçma kendini açıklamaya calıştığında daha fazla bu ortamda kalamayacağımı anlayıp Yusuf abiye hesabı ödeyip bardan çıkmaya karar verdim .
"Küçük hanım bence artık konuşmanın zamanı geldi ne dersin ?" Tam birinden kurtulamadan başkası geldi diyecektim ki onu gördüm Ateş'i .
Her zaman ki gibi siyah takım elbiseleri içersindeydi , kahve gözleri sanki gözlerime içimi görürmüş gibi bakıyordu.
" Ne münasebet derim" sesim ne kadar istesem de az önce ki kadar sinirli çıkmamıştı maalesef, kendi içimde kendime sıkı bir küfür savurdum.
"Lütfen çok önemli" daha o lafını bitirmeden diğer yandaki eleman tekrar kolumu tutmuş abuk subuk hareketler sergilemeye başlamıştı.
"Hayırdır birader biz konuşuyorduk hanımefendiyle " bu neydi şimdi kolumu hızla çektim benim kendimi çekmemler sarhoş adam dengesini kaybedip düştü daha fazla bunlara sabredemeyeceğim için önümdeki masanın üstünden çantamı alıp içinden para çıkarıp masaya bıraktım Yusuf abiyle daha sonra hesaplaşırdık sorun değildi.
Ateşi umursamadan onu orada bırakıp bardan çıktım tabi o da peşimden geldi hemen " Hadi ben bırakayım seni eve çok sarhoşsun" evet benim de kafam yerinde değildi ama onunla gidecek kadar kötü değildim.
"Az önce de dediğim gibi ne münasebet" dedim .
"Eğer bir şans verirsen aramızda çok güzel münasebetler olacağını temenni ederim" dedi gevşek gevşek ama yüzünde samimi bir gülümseme vardı.
"Terbiyesiz" dedim gözlerimi devirerek .
"Nil ne olursa olsun senden vazgeçmeyeceğim sadece sana nasıl yaklaşmam gerektiğini bilmiyorum tek bildiğim eninde sonunda benim eşim olacağın " dedi ciddi bir sesle.
"Kendine çok fazla güveniyorsun Ateş Arslan " dedim.
"Peki var mısın iddiasına sen bana bir şans ver ve bak bakalım sonunda evlenecek miyiz evlenmeyecek miyiz ?" Bu söylediklerine büyük bir kahkaha attım ben gülerken onun gözlerinde ki hayranlığı görmemek elde değildi.
" Sen benden çok içmişe benziyorsun" dedim tekrardan onunle belki de ilk defa sesli olarak diyolağa giriyordum daha önceleri de sesini duymuştum ama ilk defa sesi kulağıma bu kadar hoş geliyordu kesinlikle çok sarhoş olmalıyım.
"Hadi , madem kendinden bu kadar eminsin neden benimle iddiaya girmiyorsun?" Diyip tıpkı bir çocuk gibi sarçe parmağını bana uzattığında bende sırf eğlencesine onu onaylamak için onun yaptığı gibi parmağımı uzatıp parmağını tuttum.
"Tamamdır iddiayı ben kazanırsam peşimi bırakacaksın" dedim.
"Tamam o zaman eğer ben kazanırsam Ne istediğimi kazandığım zaman söyleyeceğim şimdi seni evine bırakayım ayakta zor duruyorsun" bu nokta sadece başımla onu onaylayıp biz konuşana kadar valenin getirmiş olduğu arabaya bindik .
Onun bana fiziksel olarak bir zarar vermeyeceğini biliyordum eğer böyle bir niyeti olsaydı bugüne kadar yapardı ama mental olarak bana ne gibi bir zarar verebilirdi hiç bir fikrim yoktu sarhoş kafayla az önce bir adama şans verdiğimi ise yeni yeni anlamaya başladım.
"Çok sessizsin sevmedim " dedi tıpkı bir çocuk gibi dışarıdan bakan biri böyle görünen bir adamın asla bu şekilde konuşacağını tahmin edemezdi bence ama sesinin tınısı gerçekten çok hoştu.
"Ne yapayım istiyorsun yani " bu kesinlikle bir soru cümlesi değildi.
"Normalde arkadaşlarınla konuşurken hiç susmazsın bu suskunluğun bana özel mi yok çok mu içtin yine? " neyi sorguluyordu anlamıyorum.
"Her ikisi de olabilir buna neden takıldın ki şimdi " gerçekten neye takılmıştı anlamamıştım.
"İyi misin?" Gerçekten merak ettiği şey bu kadar basit miydi ? Koltukta yan dönüp ona bakmaya başladım.
"İyiyim" dedim gayet olağan bir şekilde .
"Emin misin?" Diye tekrar diretince omuz silkmekle yetindim.
Yolda giderken yavaş yavaş gözlerim kapanmaya başlamıştı radyo dan gelen müziğin sesi beni gittikçe daha da mayıştırırken kafamın içinde dönüp duran soruyu kendime soramadan duramadım.
Gerçekten iyi miydim?
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi oy ve yorum olarak bekliyorum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |