
TEk AŞIK
Ateş
Herkese merhaba.
Keyifli okumalar
Ateş
Sabahtan beri içim içime sığmıyor yüzümde anlamlı bir tebessüm ile şirkete gelmiş bütün işlerimi erkenden halletmenin peşindeydim.
Çünkü bugün benim için önemli bir gündü sevdiğim kadın bana sonunda bir şans vermişti.
Onu tanıdıktan sonra ondan vazgeçeceğimi düşündüğü için bana bir şans verdiğine adım gibi emindim ama onun aksine ben onu kendimden çok daha iyi tanıyordum.
Aslında onun da içinde bana dair bir şeyler vardı bunu gözlerinde görmüştüm ve bunu gördükten sonra ondan vazgeçme fikrinin delilikten başka bir şey olmadığını anlamıştım.
Sanki ondan önce gözüm kördü de bir ona açılmıştı bir bakışıyla bile kalbimi değiştiren kadından nasıl vazgeçebilirdim ki.
Onu ilk gördüğüm günü dün gibi hatırlıyorum maalesef, maalesef dememin sebebi onu görmüş olmam değil onu gördüğümde ki hali.
Barda yeni çalışmaya başladığı dönem işten çıkana kadar içmiş iş çıkışı eve giderken kaldırıma oturup ağlıyordu ben o gün tesadüfen gitmiştim o bara sonra bir kere gözlerini görmüş ve bir daha gözlerimi ondan alamamıştım o gün neden bilmem içim huzursuz olmuştu onu tek bırakmak istememiştim yüzü gülüyordu ama gözlerinde ki hüzün beni deli etmişti o kadar güzel gözleri olan bir kadın nasıl bu kadar hüzünlü olabilirdi aklım almıyordu.
Neyse o gün iş çıkışı evine sağ salim gittiğinden emin olmak için gizliden peşine takıldım baya bir yürüdü kimsenin dışarıya çıkmaya cesaret edemeyeceği bir saatte o tek başına yürüyordu sonra durdu daha fazla yürümeye gücü yetmiyormuş gibi bir kaldırım kenarına oturdu çantasından bir sigara çıkarıp yaktı.
Ama o nasıl bir sigara içmektir öyle. gözlerinden yaşlar akıyor belli ki istemsiz ağlıyor sigara olan eliyle yaşları siliyor ama olmuyor yaşlar gittikçe çoğalıyor göz yaşları şiddetli bir ağlama krizine dönüşüyor ve hıçkırıklar ardı ardına çıkıyor o güzel dudaklarından.
Daha fazla dayanmıyorum hemen yanına gidiyorum ne yapacağım bilmiyorum benim de kafam pek yerinde değil ama onu oradan kaldırıp sarılıyorum saatlerce ağlıyor omzumda arada bir de "Ben katil değilim, onu ben öldürmedim" diyor neyden bahsettiğine dair zerre fikrim yok uyuya kalıyor omzumda.
Hava da iyice soğuyor gün doğumuna az kalmış ne yapsam diye düşünüyorum arkadaşımı arayıp bana arabamı getirmesini rica ediyorum bir de akşam gittiğimiz mekândan kızın adresini öğrenmesini istiyorum.
Sağ olsun dediklerimi hallediyor arabamı da bir adamıyla olduğum yere kadar gönderiyor kızı yavaşça uyandırmaya korkarak alıyorum kucağıma ilk önce onu yerleştiriyorum arabaya sonra da ben geçiyorum şoför koltuğuna işte o gün ilk defa evine bırakıyorum Nil'i ve işte o gün başlıyor bizim hikayemiz.
İşlerimi bitirip Nil'i aradım bugün onu işe ben bırakmak istiyorum zaten onun işi bitene kadar oradayım o günden sonra her gün takip ediyorum Nil'i asla eve tek gitmesine izin vermiyorum o bilmese bile.
"Efendim Ateş " sesi biraz çatallı gelince kaşlarım otomatik çatıldı.
"İyi misin sen bak dün de iyi görünmüyordun ne oldu bir şey mi oldu ?" Söz konusu o olunca kendime engel olamıyorum ona bir şey olacak diye aklım çıkıyor hemen ayağa kalkıp ceketimi alıp odadan çıktım acilen onu görmem gerekiyordu zaten sabahtan beri zor durmuştum.
"Bir sakin olur musun iyiyim ben hem sen niye aramıştın beni?" O sakin sakin konuşsa da onu görmeden benim içim rahat etmeyecekti.
" Tamam ben sakinim sen işe gitmeden önce beraber yemek yiyelim diyecektim ben şimdi işten çıkıyorum seni almaya geliyorum sende hazırlan olur mu?" Buna şuan karar vermiştim.
" Tamam olur kapatıyorum ben o zaman " dedi.
"Ben gelene kadar kapatmasan o güzel sesini biraz daha duysam " benim bunu dememle o hoş sesinden güzel bir kırkırdama sesi gelmişti onun kalbini kazanacağıma olan inancım her saniye dahada artmaya başladı.
"Tamam tamam kapatmıyorum ama Hakan'ı uyandırmam gerek yemek yemesi için çocuk nöbetten geldi evdekiler yüzünden aç aç yattı" dedi.
"Evdekiler ?" Dedim yalnız yaşadıklarına eminim.
"Misafirim vardı onların önünde hazırlayıp yemek istemedi herhalde bende kıyamadım şimdi yemek yaptım uyansın en azından yemeğini yesin " dedi.
"Misafirin kim olduğunu sorsam çok mu ileri giderim?" Nil'in etrafına ördüğü duvarlar o kadar kalın ve yüksekti ki içeriye girmek neredeyse imkansızdı.
"Yani " dedi gülerek bu da iyi bir şey en azından bana gülüyor ya o yeter hemen ardından bir kapının açılıp kapanma sesi geldi.
"Hakan hadi uyan bak en sevdiğin yemeği yaptım sana hadi kalk " Hakan'ın uykusu baya ağırdı aslında hak veriyordum işi gereği çok yoruluyor olmalıydı ardından bir kaç homurdanma sesi geldi sonra da bir kaç hışırtı .
" Tamam tamam kalktım gitti mi seninkiler?" Hakan'ın uykulu sesi geliyordu kulağıma herhalde duymamı sorunu edeceği bir şey yoktu ortada ki kapatmamıştı telefonu.
"Gittiler Ateş gelecek birazdan biz dışarıda yemek yiyeceğiz" dedi sesine kurban olduğum. Bu sırada bende şirketten çıkmış arabaya binmiştim bile.
"Ha sen bu konuda baya baya ciddisin az önce çok sorgulayamadım ama sen hani hayatta olmaz diyordun" demek benim hakkımda konuşuyordu bunu duymak gülümseme sebep olmuştu.
"Ateş şuan telefonda bizi duyuyor " Nil'in bunu söylemesiyle istemsiz güldüm .
" Demek benim hakkımda konuşuyorsun anlat anlat Hakan başka ne diyordu benim hakkımda? " Dedim dayanamayarak.
"Şimdi bir şey derdim de dayak yemek istemiyorum enişte biz seninle ayrı konuşalım " Hakan'ın eğlenen sesini duymak beni daha çok güldürdü ardından pat pat diye sesler gelmeye başladı.
"Enişte çabuk yetiş erkeğe şiddet var burda " Hakan bağırarak konuşmasıyla daha çok güldüm.
"Geliyorum geliyorum " dedim .
"Sorduğun doktoru buldum " Hakan bunu çok kısık bir sesle sormuştu ama ben yine de duymuştum ne doktorundan bahsediyordu bunlar.
"Tamam, hadi sende kapat artık ben hazırlanayım" diyen sesle hemen kendime gelip cevap verdim kısa bir vedalaşmanın ardından yirmi dakika içersinde evinin önüne gelmiştim.
Kalbimin rotasını oluşturan kadının evine.
...
Nil
Onlar gittikten sonra onların hayatında ki yerimi daha iyi anlamış ve sadece omuz silkip odama geçip günlükten bir kaç sayfa okumuştum herkesin bir kaçış noktası vardı bu da benim kaçış noktamdı ama sanki ne yaparsam yapayım boğuluyormuş hissinden kurtulamadığım için kalkıp yemek yaptım evet ben .
Yurtta bize yurttan ayrıldıktan sonra en azından kendi başımıza hayatımızı idame ettirebilmemiz için yemek yapmak dikiş dikmek ve minimum tamirat işleri öğretildi ve ben sanırım en çok yemek yapmayı sevdim.
Kafamın içinde dönüp duran düşüncelerden kurtulmak istesem de bunlardan kurtulmam pek mümkün değildi .
Tam işlerimi bitirmişken Ateş'in aramasıyla biraz daha kendime gelmiştim Hakan'ı uyandırıp odama geçip hazırlandım .
Ateş gelmeden Hakan'la konuşmam gereken konular olduğu için on dakika da hazırlanıp çıktım resmen bu bir rekor.
Hemen odamdan çıkıp mutfakta yemek yiyen Hakan'ın yanına gittim .
"Gerçekten buldun mu doktoru?" Dedim sesimde engel olamadığım bir heyecan vardı.
"Buldum buldum da sen emin misin bu konuda?" Neyi sorguluyordu anlamıyorum ben hiç bir şeyi düşünmeden körü körüne yapacak birine mi benziyordum oradan bakınca.
"Sence " dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Kızım sen manyak mısın ne demek donör olmak üstelik seninde hastalığın bu konuda el verişli olmayabilir " dedi sinirle.
Hakan'dan Masal'ın doktorunu bulmasını istemiştim onlardan gizli doktor ile görüşüp donör olabilir miyim diye , bunu onların bilmesine gerek yoktu.
"Hakan şimdilik sadece doktor ile görüşeceğim kendimi körü körüne bir şeyin içine attığım falan yok" bugün sinir kotamı doldurduğum için uyuşturucu almış kadar sakindim .
"Sen bilirsin artık ben sana akıl sır erdiremiyorum ama seninle bende geleceğim haberin olsun " dediğinde gözlerimi devirmekle yetindim.
"Bugün gelenler gerçekten abilerin miydi?"
" Her şey gördüğün gibi Hakan daha neyini sorguluyorsun neyse ben çıkıyorum " daha fazla bir seyler sorgulamaması için hızla evde çıktım .
Ben Çıktığım da Ateş'in de arabadan indiğini gördüm gözlerim önce yüzünde ki güzel gülümsemeye takıldı hemen ardından onun yaptığı gibi bende onu süzdüm siyah takım elbisesinin içine açık mavi bir gömlek giymişti hafif kirli sakallarıyla resmen bir ressamın elinden çıkmış bir resmi andırıyordu.
"Hoş geldin" dedim beni süzüp "Hoş buldum " dedi ilk kelimeye vurgulayarak bu hali beni güldürmüştü.
"Sarılabilir miyim?" Demesiyle afalladım böyle bir şey beklemiyordum.
"Tabi ki " dedim daha ben bir hamle yapamadan o yapmış kollarını etrafıma sarmış kokumu içine çekerek saçlarımdan öpmüştü saçlarımdan , o kadar sıkı sarılmıştı ki nefes alamayacağımı hissettim bir an.
"O kadar güzelsin ki sani hiç kimse görmesin istiyorum biliyorum bu çok da sağlıklı bir düşünce değil ama seni gördüğüm ilk günden beri sağlıklı düşünebildiğimi sanmıyorum" hem sarılmaya devam etmiş hemde kalbimin hızını değiştirecek cümleler kurmaya başlamıştı en sonunda beni bıraktığında anın etkisinden kurtulabilmek için derin bir nefes alıp saçlarımı önüme çektim biraz büyük ihtimalle kızarmıştım bunu görmesine gerek yoktu.
Beni bırakmasına rağmen elimden tutup kapımı açmış ben arabaya geçene kadar bırakmamıştı.
Kendi de şoför koltuğuna geçtiğinde tekrar elimi tutmuştu .
"Temas bağımlısı olma ihtimalin yüzde kaç? " dedim gülerek.
"Temas bağımlısı değilim ama sanırım bir sarılmayla sana bağımlı oldum " yine kalbimin ritmini değiştirecek şeyler söylüyordu.
"Tamam tamam anladık en büyük aşık sensin " dedim konuyu dağıtmak için.
"Ne o inanmıyor musun bana ?" Dedi bir yola bir bana bakarak.
"Haşa o nasıl söz ne demek size inanmamak " dedim aynı şekilde bu durum bana özgü mü bilmiyorum ama yanımda küçük bir çocuk gibi olması hoşuma gitmişti.
"Çok teşekkür ederim bana bir şans verdiğin için " dediğinde sesi durgun çıkmıştı.
"Umarım seni pişman etmem " dedim aynı durgunlukla.
"Neden pişman olacakmışım ki sen bana hep böyle bak hep böyle gülümse ben ömrümün sonuna kadar hiç pişman olmam" dedi beni ikna etmek ister gibi ki haklıydı da kendi etrafıma o kadar kalın ve uzun duvarlar ölmüştüm ki bugüne kadar o duvarları aşıpta gerçek beni bulabilen olmamıştı bugüne kadar.
Şimdilerde ise hayatımda deprem etkisi yaratan bu adamı almaya karar vermiştim bu konu hakkında bir yıldır bir çok defa düşünmüştüm yani bu Ateş ve Hakan'ın sandığı gibi bir anlık bir şey değildi.
Ben bir kez istenilmediğimi hissetmiştim o günden sonra kapıya yakın oturdum her anlamda bu yüzden hep tetikteydim .
"İyi misin daldın yine ?" Çok panik bir adamdı bunu sesinden bile anlayabilirsiniz .
"İyiyim merak etme" o hala elimi bırakmamıştı zaten bende oturduğum yerde ona doğru döndüm.
Kahve gözleri güneşte daha açık bir ton haline geliyordu güzel uzun kıvrık kirpikleri vardı çok güzellerdi ve daha saymayacağım o kadar güzel özellikleri vardı ki bazen bende ne buluyor anlamıyordum.Ben onu incelemeye dalmışken telefonu çaldı.
"Sen açar mısın hayatım?" Telefonu araç içi telefon tutucudaydı arayan kişi kardeşim diye kayıtlıdı.
"Gerçekten kardeşin mi ?" Dedim.
"Hayır ama kardeşim gibidir istersen seni onunla da tanıştırırım " omuz silkip telefonu açıp hoparlörleri aldım .
"Kardeşim..."
Duyduğum ses içimdeki sakinliği alıp götürmüştü.
Arkadaşlar bugün doğum günüm olduğu için küçük bir sürpriz arası vermek zorunda kaldım yoksa daha erken atacaktım bölümü o yüzden gecikme bütün kusura bakmayın.
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi oy ve yorum olarak bekliyorum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |