
Yemek
Merhaba arkadaşlar.
Keyifli okumalar.
Yazamayan yazarınızdan
Yılmazer kardeşler biricik kız kardeşlerinin bu düşüp bayılmalarına her ne kadar alıştık deseler de maalesef alışamamışlardı.
En ufak bir olay da kendilerini hastanede bulmaktan hepsi yorulmuş olsa da kız kardeşlerinin iyi olması için ellerinden geleni yapıyorlardı.
Şimdi ise hastaneden çıkmış Masalı'n moralinin biraz daha düzelebilmesi için hep birlikte bir balık restoranına gelmişlerdi Masal uzun süredir abisinin arkadaşı olan ateşi özlediğini söylediği için Demirhan Ateş'i de yemeğe davet etmek için aramıştı.
"Kardeşim nerdesin ne yapıyorsun?" Dedi bugün Nil'in evinde olanlardan dolayı canı sıkkındı tamam kızın bir suçu olmayabilirdi ama kabullenemiyordu.
Üstelik nasıl bir insandı ki Masal'ın kardeşi olmasını bilmesine rağmen onun sağlığı için hiç bir şey yapmıyordu.
"İyi kardeşim bizde yengele yemeğe çıkıyoruz " diyen Ateş'in sesi normalden daha mutlu gelmişti kulağına.
"Ooo hayırlı olsun demek sonunda bir şans vermeyi kabul etti yengem artık bizi de tanıştırırsın" dedi Demirhan en azından arkadaşı artık mutluydu .
"Sağ ol kardeşim hayırdır sen niye aramıştın?" Diye soran Ateş'in mutlu sesi kulaklarını doldurduğunda hemen cevap vermişti.
"Kardeşim Masal'ın bugün burnu kanamıştı da bizde şimdi hastaneden çıktık her zamanki mekana geldik sen de gel diye aradım seni" diye arama nedenini açıkladı.
"Oğlum yengen var şimdi yanımda ayıp olur ilk günden ama söz yarın gelirim ben Masal prensesimin yanına " dedi Ateş.
"Bir şey olmaz yengeyi de al gel hem tanışmış oluruz artık " dedi Demirhan.
"Kardeşim yengenin balığa alerjisi var ilk günden balık restoranına mı gidelim? " dedi Ateş.
" Ya siz gelin o ne istiyorsa ben gidip kendi ellerimle alacağım gerekirse ben kendi ellerimle hazırlarım Masal seni çok özlemiş sabahtan beri seni soruyor " Ateş Demirhan'nın neden bu kadar ısrar ettiğini anlamasa da yanında dalgın dalgın oturan sevdiğine baktı "Gidelim mi?" Dedi kısık bir sesle .
Sanki o an dünyadan kopmuş gibi olan Nil Ateş'in sesiyle irkilip kendine gelmişti o da Ateş gibi kısık bir sesle " Gidelim " dedi .
"Tamam kardeşim yengenden onay geldi geliyoruz ama bak söz verdin yengene ellerinle yemek hazırlayacaksın" Ateş gülerek kardeşim dediği adama takılmıştı.
"Tamam tamam canı sağolsun yengemin" Nil bu iki yüzlülük karşısında gülmekle yetinmişti ama bu samimi bir gülüşten çok sinirli bir gülüştü daha sonrasında kısa bir vedalaşmanın ardından telefonu kapatmış sevdiği kadına bakmıştı neydi yine o güzel gözlerine hüzün düşüren.
Oraya gitmek istemesinin tek sebebi yıllar önce gördüğü o küçük kızdı merak ediyordu kardeşini.
Ama oraya gitmeden önce Ateş ile bir şeyler paylaşması gerektiğini biliyordu. Her ne kadar bu konu onun için önemsizmiş gibi davransa da aslında çok önemliydi nerden başlaması gerektiğini ise bilmiyordu.
"Sana bir şey söylemem gerek " dedi sıkıntılı bir nefes alırken.
"Dinliyorum birtanem" Ateş her zaman böyle miydi yoksa şu ana özel miydi bu ses tonuyla konuşması eğer onunla her zaman bu tonda konuşursa onu vazgeçirmek için çıktığı bu yolda kendisi mağlup olabilirdi.
"Zaten hakkımda bir kaç şey biliyorsundur ama benim sana söylemem gereken önemli bir şey var az önce konuştuğun kişi Adem Yılmazer'in oğlu Demirhan yılmazer'di değil mi?' Ateş konunun nereye varacağını bilemese de Nil'i bölmemek için sadece başını sallayarak Nil'i onayladı.
"Adem bey ile eşi evliliklerinden on yıl sonra boşanmış iki yıl aradan sonra tekrar evlenmişler peki bunu biliyor muydun?' dedi Nil'in buz gibi sesi.
"Hayır bunu daha önce hiç duymamıştım sen nerden biliyorsun?" Ateş, deli gibi birbirilerine aşık bu çiftin daha önce ayrılmış olabileceklerini ihtimal dahi vermezken Nil'in böyle bir şeyi nerden bildiğini merak etti .
"İşte bu iki yıllık ayrılık sürecinde Adem Bey beni doğuran kadınla birlikte olmuş" dedi yutkunarak devamını getirememişti üstelik ne diyebilirdi ki kendini istemeyen biri hakkında o benim babam diyecek hali yoktu ya .
"Nil bir şeyler anlıyorum ama doğru mu değil mi emin değilim" Ateş duydukları karşısında hangi birine şaşıracağını şaşırmıştı.
"Evet tahminin doğru dün Adem bey ve oğulları Masal'a donör olmam için kapıma geldiler" bunu söylerkenki sesi resmen buz gibiydi Ateş yok artık daha fazlası olamaz derken her dakika daha fazlasını duyuyordu.
"Bugün de oğulları gelmiş işte neymis efendim beni tanımak falan istiyorlarmış da bilmem ne , neyse Masal'ın bugün evde düştüğü haberi gelince hepsi apar topar çıkıp gittiler şimdi seni arayanın Demirhan olduğunu sesinden anladım ha oraya neden gitmeyi kabul ettin diyeceksen eğer Masal'ı merak ettim o yüzden " Nil bundan daha fazlasını zaten diyemezdi.
Anlatabileceği kadarını anlatmış derin bir nefes alıp vermişti bunları o anlatmada bile o aile zaten anlatacaktı Ateş'e.
"Şimdi sen Adem amcanın kızı mısın?" Dedi Ateş şok olmuş sesiyle .
"O kadar şey anlattım buna mı takıldın?" Dedi Nil sinirli bir şekilde duyguları çok fazla inişli çıkışlıydı.
"Sen dün gece ondan mı o kadar içtin" Ateş dünden bu yana Nil deki değişimleri düşündükçe kafasında ki taşlar daha bir yerli yerine oturuyordu .
"Evet şimdi o yemeğe gidiyoruz ve sen sana anlattığım şeyleri unutuyorsun " Nil'in sesi bu konuyu konuşurken o kadar soğuktu ki bu konu hakkında ne düşündüğünü anlayamamıştı Ateş .
"Neden?"
"Gidince görürsün" aralarında geçen son konuşma buydu ta ki restorana gidene kadar yol boyunca Ateş biran bile Nil'in elini bırakmamış ve güç vermek istermiş gibi sürekli elini okşayıp öpmüştü.
Bu sırada Yılmazer ailesi siparişlerini vermiş ve taze çifti beklemeye başlamıştı.
"Harbiden sonunda tavlamış mı kızı Ateş ?" Metehan tavlanan kişinin kim olduğunu bilse acaba bu kadar rahat bir şekilde bu kelimeyi kullanabilir miydi büyük bir merak konusuydu.
"Tavlamış yengenizleyim dediğine göre ayrıca bir yıldır deli gibi kızın peşindeydi zaten bu saatten sonra ondan başkasını gözü görmez" arkadaşı söz konusuyken bu konu hakkında bu kadar konuşan Demirhan Sabah Nil'e gelen çiçekler konusunda bu kadar rahat değildi kim bilir hangi it kopuk kardeşime çiçek gönderdi diye geçirmişti içinden.
"Şşş çocuklar çok ayıp, ayrıca Ateş oğluma helal olsun sizin gibi evde kalmaktansa adam gibi aşık olup aşkının peşinden koşmuş işte ne güzel " Narin Hanım tam bir anne gibi severdi Ateş'i.
"Valla helal olsun oğluma sonunda içinizden biri bir gelin getirdi çok şükür " Adem bey de eşine hak vermeden edememişti.
"Ateş abinin sevgilisi kim siz tanıyor musunuz?" Meriç de istemesiz konuyu merak etmişti artık.
"Yok oğlum adam bir yıldır kızı herkesten sır gibi saklıyor zaten kız da buna yüz vermiyordu bayadır bizim bu kendi kendine aşıktı her ne olduysa kız da buna şans vermiş işte sonuçta" Batuhan da daha fazla sessiz kalamamıştı.
"Ne olduysa iyi oldu daha fazla Ateş'in aşk acısı çeken hallerini çekemezdim çünkü artık bana gına gelmişti bu konudan" Cengizhan bu konudan gerçekten de sıkılmıştı.
Tam o sırada mekana giriş yapan çifti gören Yılmazer erkekleri önce giren bedenlere hemen ardından da ellerine bakmış ve kaşlarını çatmışlardı.
...
Nil
Bu hayatta aklıma her türlü ihtimal gelirken Ateş'in o aileyle bir ilişkisi olabileceği ihtimali hiç gelmemişti bu garip tesadüfler silsilesi beni artık rahatsız etmeye başlamıştı.
Ateş ise bir saniye dahi olsa elimi bırakmamış ve her saniye elimi olşayıp öpmüştü bunu bilerek mi yapıyordu bilmiyorum ama bu hareketi bana güç veriyordu...
Ateş'e her şeyi anlatmıştım aslında anlayabileceğim kadarını anlatmış beni anlamasını beklemiştim ve o beni şaşırmayarak beni anlamıştı.
Ondan bu söylediklerimi bilmiyomuş gibi davranmasını istememin sebebi yüzüme karşı sen benim kızımsın diyen adamın başkalarına da bu benim kızım diyip demeyeceğini merak etmemden ötürüydü .
Sanırım ne yaparsam yapayım kafamın içindeki bu sesleri susturamayacaktımve onlar ne yaparlarsa yapsınlar onlara olan güvensizliğime bir çare bulamayacaklardı .
Ateş ile bahsettikleri restorana gelmiştik Ateş'in arabayı park etmesiyle arabadan inmiş ve tekrar Elele tutuşup o şekilde içeriye geçmiştik.
Yılmazer ailesinden ilk Cengizhan'ın dikkatini çekmiştik onun bize basmasıyla diğerleri de bize bakmaya başlamışlardı ve çoğunluğun şimdiden kaşları çatılmıştı bile yüzüme en sahici gülümsemelerimden birini kondurdum beni tanımayanların anlamayacağı kadar gerçekçiydi.
"Ay hoş geldiniz maşallah maşallah size nede güzel yakışmışlar birbirilerine değil mi Adem " Narin Hanım bizi görür görmez hemen konuşmaya başlamış hemen ardından ise bana kollarını sarmıştı.
"Hoş geldin güzel kızım ben Narin Ateş'in annesi sayılırım gel bizimkilerle de tanış" koluma girip beni masaya doğru çekti hemen .
"Hoş buldum efendim bende Nil tanıştığımıza memnun oldum" dedim şuan o kadar sakin duruyordum ki diğerleri iki gündür gördükleri sinirli hallerimden eser kalmadığı için baya bir şaşırmışa benziyorlardı.
Masa da iki tane çocuk vardı onların yanında da küfür edecek sinirlenecek halim yoktu ya hem onları korkutmak istemem.
"Kızım" Adem Beyin sesiyle ona baktım.
"Buyurun " dedim.
"Sen ve Ateş" dedi anlamlandırmaya çalışarak.
"Evet efendim " dedim gülümseyerek hemen ardından ise Narin Hanımın gösterdiği yere oturdum Ateş de hemen yanı başıma ve tabi ki hemen elimi tutmuştu temas bağımlısı olma ihtimali çok yüksekti.
"Bari sofra da bırak kızın elini" Cengizhan baya bir sinirlenmişe benziyordu.
"Ben bu eli tutmak için ne kadar sabrettim senin haberin var mı bu saatten sonra bir saniye bile bırakamam" Ateş rolünü o kadar güzel oynuyordu ki biran ben bile inanacaktım.
"Ateş sen Nil'in benim kızım olduğunu biliyorsun değil mi?" Adem beyden bunu beklemiyordum çünkü o sadece kızına donör olmam için beni yanında istiyordu ona istediğimi verdiğim an yine arkada kalan ben olacaktım.
"Biliyorum Adem amca " Ateş o kadar kendinden emin bir tonda konuştu ki neyse .
"Şimdi sen benim ablam mısın?" Geldiğimizden bu yana bizi sessizce izleyen kız çocuğuna baktım saçları kaşları kirpikleri bile dökülmüştü yüzünde bir maske saçlarının olması gereken yerde bir bandana vardı masmavi gözleri ile bana bakıyordu .
"Evet senin ablanım " dedim buraya geldiğimden beri ki en gerçekçi gülümsem ile .
"Ama sen çok güzelsin ben güzel değilim ki " onun böyle düşünmesine gerçekten üzüldüm , Ateş'in elini bırakıp yanına gitti anne ve babasının ortasında oturuyordu .
"Seninle resmi olarak tanışalım ben Nil Karaca senin ablanım diyip elimi uzattım o da benim gibi yapıp oturduğu yerden kalkıp elimi sıktı.
"Bende Masal Yılmazer senin kardeşinim" dedi o da bana gülümseyerek.
"Sana sarılabilir miyim?" Dedim benim onaylamasıyla ona sarılıp kulağına şu sözleri fısıldadım.
"Sen bir masal bir prensesisin ve masal prensesleri bu dünyadaki en güzel prenseslerdir ve sen bütün prenseslerden daha güzelsin benim gibi olduğundan benden bile güzel olacağına eminim" dedim.
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten, hadi şimdi sofraya güzelce yemeğini yiyip karnını doyuruyorsun hemen eski sağlığına kavuşup daha da güzelleşebilesin" dedim onu tekrar yerine oturtarak ve bende kendi yerime geçtim.
Ve tabi ki anında Ateş elimi tuttu Demirhan ağzının içinden bir şeyler dedi ama anlamadım sanırım çocuklar olduğu için kısık sesle küediyordu.
"Bir şey mi dedin canım kardeşim" dedi Ateş inadına.
" Ya ben burada rahat edemedim yerleri mi değişsek" dediğinde sesli kahkaha atmamak icin kendimi zor tutmuştum.
"Tamam olur " diyip kendiyla beraber benide kaldıran Ateş le kahakahama engel olamadım.
Bu sırada gözlerim Narin Hanıma takıldı sanırım kocasının metresinden olan kızıyla aynı masada olmaktan pek hoşlanmamıştı çünkü sessizleşmişti ona baktığımı görünce o da bana bakıp.
"Seni öyle bir anlattı ki benim eşek oğullarım ben sandım ki bizi hiç affetmeyeceksin hiç kardeşini merak edip gelmeyeceksin " dedi kendini açıklamak ister gibi.
"Eşek falan ayıp oluyor ama anne" Batuhan'ın isyanı gecikmemişti.
" Ortada affedilecek bir durum yok orta da hiç bir şey yok aslında ben sadece bugün buraya Masal için geldim sizden de özür dilerim metresinizin kızıyla aynı sofraya oturmak zorunda kaldığınız için " dedim en içten şekilde.
"Sen annen hakkında nasıl böyle konuşabilirsin Serap kesinlikle öyle biri değildi bir daha onun hakkında bu şekilde konuştuğunu duymayacağım " dedi sinirli bir şekilde.
" O kadın benim hiç bir şeyim değil tıpkı eşinizin de hiç bir şeyim olmadığı gibi" sözlerim ortamda bomba etkisi yaratmıştı.
"Eee ne yiyoruz ben acıktım " dedim konuyu değiştirerek .
Bugün orada onlarla daha fazla muhatap olmamak için alelacele yemeğimi yiyip kalkmtım.
Adem Bey ve Narin Hanım beni oldukça şaşırtmayı başarmışlardı ben Adem Bey'in eşinin önünde benim onun kızı olduğumu söylemez sanmıştım ama söylemişti.
Narin Hanım o kadından dolayı beni suçlar zannetmiştim ama o kadına metres dediğim için beni azarlamıştı.
Sanki yıllardır bildiğim şeylerin yanlış olduğunu hissettirmişlerdi bana tuhaf.
Aslında bildiğim şeylerin hepsini gerçek olduğunu bilmeme rağmen bana nasıl böyle hissettirebildiklerini anlamamıştım.
Ne diyordu o kadın günlükte:
"... İçimdeki sevgiyleherkese kafa tutardım da " sevseydi sahip çıkardı zaten" dediler işte ben o gün yenildim..."
Evet arkadaşlar yeni bölümünüz geldi.
Ufak tefek yazım yanlışlarım olabilir affola sabah bakıp düzelteceğim ben bunu şu an çok uykum var.
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi oy ve yorum olarak bekliyorum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |