

14. BÖLÜM
KEYİFLİ OKUMALAR
"Her ağlayan güçsüz değildir her gülenin mutlu olmadığı gibi .."
Joker
Aybüke'den
Aile: benim literatürümde anlamı olmayan ama aslında derin anlamlar içeren derin anlamlı bir kelime .
Bugüne kadar yokluğunu hissetmediğimi sandığım ama aslında içimdeki koca bir boslukla beraber yıllar geçirdiğimi anladığım bugünler de sanırım artık gerçekten seviliyordum .
Sevilmek , benim için çok önemli bir şey sanki birileri beni sevmezse yaşamamın anlamı yokmuş gibi gelirdi çoğu zaman.
Birileri beni sevsin diye de hiç uğraşmadım ama tattığım bir damla sevigiyi de hiç ziyan etmedim .
Ama içimde ki bu boşluk beni hep bir arayışa sürükledi ve maalesef bu arayışın acı sonuçlarından biri de Koray'dı bana ne yapmış olursa olsun onunla bir yıl boyunca sevgiliydik onu ilk ben sevmiş ben çıkma teklif etmiştim oysa beni öncesinde reddetmiş bir süre sonra nedendir bilinmez o peşimden koşmuştu daha sonrasında beni daha çok sevsin diye sürekli onun istediği gibi biri olmaya çalışmıştım ve bu beni kendimden uzaklaştırıp çokça da yormuştu .
Şimdi ise neredeyse bir haftadır ailemin evindeydim evet artık onlar benim ailemdi .
Onları bu sayede daha yakından tanıma fırsatı bulmuştum neredeyse her gece Miray ile uyumuş , her güne ise Gökalp ile sohbet ederek başlamış anneye kahvaltı hazırlarken yardım etmiştim, Selim ile ders çalışmış Gökmen ile de hem okuduğum bazı kitaplar hakkında konuşup hemde her gün bahçe de oturup ondan çocukluğumu dinlemiştim tuhaftı.
Sanki anlattığı çocukluğu hiç yaşamamışım gibiydi bir o kadar yakın ancak bir o kadar uzaktı bana anlattığı her şey .
Baba ile de her gün akşam yemeğinden sonra salonda hep birlikte vakit geçirirken aynı ortamda bulunmuş ancak hiç yalnız vakit geçirmemiştim .
Bugün Miray ile eski albümlere bakmıştık kendi bebekliğimi çocukluğumu yabancı gözlerle izlemiştim , aklıma gelen şey ile ortaya bir soru sordum.
"Deniz gözlü çocuk kim?"
Bugün baktığım albümdeki fotoğraflarda neredeyse bir çok fotoğrafım da yanımda olan çocuğu merak edip Miray'a sormuştum o da bana akşam hep birlikte otururken aynı şekilde tekrar sormamı söylemişti.
"O nerden çıktı şimdi?" Komiser dehşetle bir bana bir Miray'a bakarak sormuştu bu soruyu.
"Ya aşk olsun ama Simay kimseyi hatırlama ama onu hatırla" Gökmen anlamadan dinlemeden lafa anlamıştı.
"Ya yok öyle bir şey hatırlamıyorum ki ben kimseyi sadece fotoğraflarda gördüm" diye telaşla kendimi açıkladım.
Anne ile Miray gülmemek için kendilerini tutarken Selim çoktan gülmeye başladı.
"Canım kızım Allah'ın mavi gözüne niye iki de bir deniz gözlü diyorsun sen?" Diye baba da konuya dahil olunca iyice afalladım.
"Gözleri denizi andırıyor da ondan " dedim kendimi açıklamak için.
"HasbinAllah..." Baba devamında kendi içinde söylenmeye devam ederken anne ile Miray daha fazla dayanamamış olacak ki gülmeye başladılar .
"Ben hiç bir şey anlamadım" dedim , bunlar durup dururken sadece birini sorduğum için neden bu hallere girmişlerdi ki , beni kıskanmış olamazlardı değil mi?
"Sen onları boş ver kızım " dedi anne hafif gülerek.
"Hadi herkes yataklara sabah amcanız gelecek iki hafta sonra Hakan'ın düğünü var nişanlısı ile geleceklermiş " dedi baba .
" O kim?" Diye sordum yanımda ki Miray'a hitaben .
"Demir amcamın en büyük oğlu nişanlısını ben daha hiç görmedim ilk defa gelecek bize" diye cevapladı beni sağ olsun .
Hiç kimse babanın lafını ikiletmeden odalarına dağıldı bende Miray ile beraber onun odasına tabi ki.
Onunla uyuduğum günlerde kabus görmediğimi fark ettiğimden bu yana yani buraya geldiğimden beri hep onunla uyumuştum çok şükür ki bu durumdan şikayetçi değildi sadece uykusu biraz fazla ağırdı genel de ondan sonra uyuyup ondan önce kalktığım için beraber uyumuş olmuyorduk ama yanında ona sarılarak uyumak beni acayip rahatlatıyor.
Hiç vakit kaybetmeden o kendi yatağına gitti bende onun odasında bulunan masaya geçip üzerinde ki ders kitaplarıma gömüldüm günlük ders çalışmazsam kendimi eksik hissediyorum.
Bir kaç saat ders çalıştıktan sonra hemen Miray'ın yanına geçip uyudum sabah da o uyanmadan uyanıp bahçeye indim buraya ilk geldiğim günden bu yana bahçe de bir şey vardı sanki bahçe de evdekinden daha rahattım bana hep daha güzel şeyler hissettiriyor.
Gökalp her günkü gibi koşuya çıkacağı zaman bahçe de beni görünce direkt yanıma geldi.
"Her gün benden önce kalkmayı nasıl başarıyorsun sen?" Diyen hafif sitemli sesi beni güldürdü.
"Bilmem alışkanlık" dedim.
"Kız bu nasıl alışkanlık bana kalsa sabah akşam yatarım da bu bebeklerden vazgeçemiyorum" diyip kollarını havaya kaldırıp kendince kaslarını gösterdi. O hareketin görünce kendimi tutamayıp daha çok güldüm ben güldükçe bakışları değişti.
"Sen hep böyle gül abim olur mu?" sorusu karşısında afalladiğımı hissettim .
"Neden?"
"Çünkü gülmek sana çok yakışıyor" o böyle söyleyince utandığımı hissettim ama sanırım haklıydı onların yanında çoğu zaman sessizce duruyor soru sormazlarsa onlarla konuşmuyordum , yani bunların onlarla alakası yoktu genel olarak yapım ve insanlarla olan ilişkilerim hep böyleydi ve değiştirmek istediğim bir özelliğim değildi , kendi koşemde sessizliğim de iyiyim ah bide kafamın içindekilefi susturabilsem daha iyi olacaktım.
"Teşekkür ederim" diyip yanağından o daha ne olduğunu bile anlamadan öpüp tekrar eve geçtim. O arkamdan öylece bakarken ben hızlı hızlı yürüyüp direkt mutfağa geçtim anne uyanana kadar bir şeyler hazırlayabilirdim artık eskisinden daha iyiyidi ayağımın durumu .
Bu evde kalmaya başladığım dan bu yana sürekli onlar için bir şeyler yapmak istemiştim ama maalesef elimden çok fazla iş gelmiyordu.
Öğrendiğim kadarıyla hafta da evi temizlemek için eve yardımcı bir kadın geliyordu ancak onun dışında evin içinde bir çalışan olmasını istemiyordu anne kendisi de çalışmasına rağmen her gün erkenden kalkıp kahvaltıyı kendi hazırlıyor aynı zaman da çoğunlukla akşam yemeklerini de kendi yapıyordu.
Bazen komiser veya baba ondan önce geldilerse onlarda yapıyordu ve itiraf etmeliyim ki hepsi çok iyi yemek yapıyordu ancak benim öyle bir becerim yoktu sadece arada sırada tatlı yapıyordum internetten görüp canım çektiğin de .
Bu süreçte Yağmur ile sadece telefon üzerinden görüşmüştük ilk defa onunla bu kadar ayrı kalıyordum ve bu benim için çok zordu onu çok özlemiştim ama yaklaşan finaller yüzünden kendisi bir türlü boş olup da gelememişti bende iyileşene kadar bir yere çıkmamıştım biraz da buradakiler tanımak için .
Ben mutfak bir şeyler hazırlamaya dalmışken annenin sesini duydum" Günaydın kızım, ben sana demiyor muyum yat uyu dinlen diye niye bu kadar erken kalkıp uğraşıyorsun ki?" Diye söylene söylene mutfağa yanıma geldi .
Kahvaltıya gelecek olan misafirlerimiz için hazır yufkalardan iki tepsi patatesli ve peynirli olacak şekilde hazırlamıştık ve ekstra olarak da patatesli omlet ve kahvaltılık çeşitleri ile çok güzel bir sofra hazırlamıştık ev ahalisi yavaş yavaş uyanıp da sofraya gelirken her gelen bir digerini aratıyordu .
"Hanım ev yine çok güzel kokmuş ellerine sağlık"
"Anne bana lütfen patatesli börek yaptığını söyle "
"Anne lütfen Gökmen abime peynirli yaptığını söyler misin?"
"Aaa yeter çocuklar hep peynirli hem patatesli yaptım böreği de Selim'cim"
Burada olmak o kadar güzel ve eşsizdi ki kendimi hep fazlalık gibi hissediyordum ben olsam da olmasam da onlar bir aileydi ve ben bu aileye yabancı biriydim ve buraya gelene kadar ailenin ne demek olduğunu bile bilmiyordum .
Kapının sesi duyulunca anne telaşla kapıya koştu "ay geldiler geldirler Allah'tan tam vaktinde hazır ettik sofrayı" diye söylene söylene kapıyı açmaya gitti.
Onunla birlikte bizde beraberinde gittik o kapıyı açıp içeriye gelenleri buyur ederken gelenlerin için de bir çift kahve rengi göz dikkatimi çekti karşımda kişinin o olup olmadığını anlamam ise saniyelerimi aldı ve benden bağımsız yüzümde anlamlı bir gülümseme oluştu...
Evet arkadaşlar çok düzenlemeden attım bölümü.
Gecikme kusura bakmayın.
Aslında ben neredeyse kitabı bitirmiştim bilgisayara yazıyordum bütün bölümleri sonra düzenleyerek buraya atmaya çalışıyordum ama bilgisayarım bozuldu ve bütün bölümler gitti.
Ben de bir yandan tekrar bölümleri yazmaya çalışıyorum bir yandan buraya atmaya çalışıyorum diyebilirim.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Karakterler hakkında ne düşünüyorsunuz?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |