13. Bölüm

13. Bölüm

EsAy
esay1007

7.bölüm devamı

 

Çiğ köfte yiyelim mi? Benimki acılı ve üç tane olsun yanında da şalgam ve üstüne de muhallebili kadayıf, ne dersiniz?" diyerek onlara baktım ve hepsi bana dehşet verici bir şey söylemişim gibi bakıyordu. Hepsinin ağzı bir karış açıktı ve suratları kusmak ister gibiydi. İlk konuşan Metehan oldu

"Keşke senin de garanti belgen olsaydı" dedi. Tam cevap vereceğim esnada Deniz söze girdi ellerini dua eder gibi açıp

"Allahım etrafımda yeterince midesiz var beni daha ne ile sınamak istiyorsun? Söz veriyorum bir daha kimsenin telefonunu hacklemeyeceğim yeter ki şu karşımdaki kız fabrika ayarlarına dönsün." dedi.

 

Dudaklarım balık ağzı gibi bir şey söyleyecekmiş gibi açınıp kapandı. Sonra Ömer

"Çağatay ve Ataman'ın kanı damarlarında geziniyor. Muhtemelen onun etkisi" dedi. Durum vahim der gibi bakıyordu. Nasıl bir istekte bulunduysam artık Ataman ve Çağatay bu laflara cevap veremeyecek kadar şaşkındılar.

Burcu ise kınayıcı bakışlar atarak konuştu.

"Sana gerçekten inanamıyorum Lidan. Sen bu söylediğin konusunda ciddi misin? Nasıl böyle bir şey istersin?" dedi abartısız bir sinirle ben ise oturduğum yerde daha da gömülürken Burcu konuşmaya devam etti

"Kaymaklı dondurmalı künefe dururken sen nasıl muhallebili kadayıf istersin?" yüzümdeki kaslar derin gülümsememle birlikte acımaya başlarken oda da öğürme sesleri duydum Ömer ise Metehan'ın omuzuna destek olmak istercesine hafif vurdu ve

Allah kurtarsın abiciğim. Sabrın sonu selamettir. Bu ikisiyle aynı evde yaşamak çok iğrenç bir şey olmalı Allah yardımcın olsun." dedi. Kınayıcı bakışlarımı Ömer'e dikerek

"Peki seni benim elimden kim kurtaracak Ömer" dedim tıslayarak.

Deniz ise daha fazla dayanamayarak yanıma gelip oturdu dolu gözlerle bakıyordu.

"Gitmeden önce sarıldığında içime bir acı çöreklenmişti ama böyle bir şeyin habercisi olduğunu bilmiyordum." dedi içimde bir yerler sızlamıştı benim de gözlerim dolmuştu Denize sarıldım sırtı ekibe dönük olduğu için kimse gözündeki damlaların yaramın üzerine düşüp canımın onun ağlamasıyla daha da yandığını görmemişti .

 

Benden biraz uzaklaşarak hafif öksürdü. Doğrularak "O sarılmanın böyle bir midesizliğe çıkacağını bilseydik kesinlikle yanına yaklaşmazdım Lidan"dedi. İnme inmiş gibi öylece kalakalmıştım herkes kahkaha atarken Deniz hemen oturduğu yerden fırlayarak saçlarını yolmak için geçtiğim ataktan kurtulmuştu

"Siktir git Deniz!" diye bağırdım benim çemkirmemle beraber kahkahalar iyiden şiddetlenerek odadan dışarıya taşmıştı.

Bir buçuk saat sonunda Burcu ile çiğ köfteleri ve künefeyi mideye yollamıştık. Diğerleri ise ellerinde dürümleriyle beraber bize bakıyorlardı.

Burcu Yemeyeceksen alabilir miyim?" dedi Denize. Deniz ise bön bön bakmakla yetindi. Burcu Denizin elinden çiğ köfteyi alarak Denizin henüz bir ısırık aldığı yerden devam ederek beşinci dürümünü de midesine indirdi. Ben ise muhallebili kadayıf istediğimiz halde yerine gelen ekmek kadayıfını gömmekle meşguldüm. Herkes bize iğrenmiş gibi bakarken Burcu ile Göz göze geldik sonra ise omuz silkerek umursamadığımızı gösterip yemeklerimize devam ettik.

Saatler sonra Metehan ve Burcu gitmişti. Odamda dört tane ultra ultra hatta 5XL boyutunda yakışıklı adam olunca sağ olsun hemşireler yol geçen hanına çevirmişlerdi odamı. Ataman'ın mesaisi başlamış olacak ki odaya gelen kıza hafiften yürüyordu. Hemşire odadan çıktıktan sonra Deniz Ataman'ın ensesine bir şaplak attı.

"Uçkurunun ayarını si.. yani ayarına tüküreyim" dedi. Az önce benden küfür yiyen adam benim yanımda küfürlü konuşamıyordu. Gülümsedim bu hallerine. Hepsini süzerek konuşmaya başladım

"Söylemeniz gereken her neyse hemen söyleyin uykum var." dedim. Bir dertleri vardı belliydi Deniz oturduğu yerde ayaklarını sallarken Ömer sürekli saçıyla oynuyordu. Sanırım söyleyecekleri şey en çok bu ikiliyi zora sokacaktı.

Ataman yanıma gelerek karton bir çanta uzattı.

"Bu ne?" dedim. İçine baktım hâki yeşili bir gömlek ve küçük bir kutu vardı. Kutuyu elime aldım. Bir mücevher kutusuydu. Ömer bir şeyler mırıldanıyordu fakat ben büyülü bir şekilde yüzüklere bakıyordum. Eşsiz bir güzellikteydiler. Bir tanesi oldukça büyük, ortasında safir bulunan, kenarları oksitli gümüş renginde ve üzerinde hafif altın işlemeleri olan bir yüzüktü ve muhtemelen bir erkek için özel yapılmıştı çünkü bir kadının parmakları asla bu kadar büyük olamazdı. Diğer yüzük ise bir alyanstı. Yine oksitli gümüş renginde, safir taşlarıyla çevrelenmiş ve her taşın arasında altın rengi işleme vardı. Bu yüzükler kesinlikle harikaydılar. O esnada dikkatimi erkek yüzüğünün içindeki yazı çekti ve Çağatay konuşmaya başladı

Vurulduğunda aynı zamanda hipotermi geçiriyordun. Görkem üsteğmen üzerindeki gömleği çıkartıp senin vücuduna sarmıştı. Gömleği oldukça kötü bir durumdaydı haliyle çöpe attık yenisini aldık bu yüzükler ise üsteğmenin gömleğinden çıktı. Geri yollamak istersin diye sana getirdik. Tabi yüzükler kaybolmasın diye de kutuya koyduk."

 

Duyduklarımı idrak edemiyordum çünkü yüzüğün içindeki isme odaklanmıştım.

"Gülfem…"

 

Bölüm : 16.12.2024 17:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...