4. Bölüm

4. Bölüm

EsAy
esay1007

3. Bölüm devamı

Arkadaşlar bu bölüm üçüncü bölümün devamıydı ama sanırım uygulamada bir sıkıntı vardı yükleyemedim o yüzden iki parça şeklinde atıp kaldığım yerden devam edeceğim

                 *****

Öğle sonu gelip çatmış ve Levent bey'in çok şükür ki tüm tetkikleri iyi çıkmıştı. Herhangi bir komplikasyon gelişmediği için hastamızı bu defa normal bir Vip odasına almıştık.

Bu güzel haberle birlikte hastaneye giriş yapan Ahmet babamın odasına doğru gittim hızlıca. Kapıyı bir iki kez nezaketen çalıp hızla içeriye girdim. Ve Ahmet amcamın konuşmasına müsade etmeden pat diye konuya girdim.

“Asker olması farklı bir mevzu tamam ama bu kadar önlem biraz fazla değil mi ? Hem içimden bir ses bunun altında başka bir şeyin yattığını söylüyor. Ve biliyorsun ki, ben kurcalamadan duramıyorum Ahmet babacığım..” Bu sözlerimden sonra beni sabırla dinleyen Ahmet babam önce yüzünü sıvazlamış ve hemen ardından bana bakmıştı.

“Lidan, güzel kızım adam görevdeydi ve dönüşte çatışma çıkmış bana da sadece böyle emir verildi. Bazen sadece doktor olduğunu hatırlamalı ve sana ihtiyacı olan insanların yardımına koşmalısın. Ne olduğunu veya kim olduğunu umursamadan..” Dediğinde şaşırmıştım, böyle bir cevap beklemiyordum..

"Ben her zaman bana ihtiyacı olan insanların yardımına koşuyorum fakat sadece bir doktor olarak değil.”

Neyi ima ettiğimi ve bu işin peşini bırakmayacağımı anlamıştı. O yüzden hafif bir tebessümle konuyu değiştirmek adına, masanın kenarındaki karton torbaları alıp bana doğru uzattı.

“Burcu yolladı. İçine up uzun sivri topuklu ayakkabıları da koyduğuna göre, sanırım onu çok kızdırmış olmalısın.." Dediğinde, ikimizde Burcu’nun bu yaptığına baya gülmüştük.

***

Sonunda kendi odama girip hızlıca soyunma odasına geçtim. Odamın içinde ayriyeten küçük bir duş olması benim için gerçekten bulunmaz bir nimetti.

Kısa bir duşun ardından altıma kiremit rengi palazzo pantolon, üzerime de beyaz askılı tişörtü giyindim. Dalgalı saçlarımı da açık bırakıp önlüğümü de tekrar giyerek odadan çıktım.

Telefonum çalmıştı ve arayan kişi bu defa Topraktı. Meşgule alıp daha sonra döneceğime dair kısa bir mesaj atarak, hızla Levent bey’in odasına çıktım. Benden sonra da hasta bakıcı girdi odaya üzerinden çıkan üniformayı temizleyip getirmişti. Teşekkür ederek üniformayı elime aldığımda ise bir şey dikkatimi çekince gülümsedim.

Bu genç asker bir Teğmendi..

Emre değerleri hakkında beni bilgilendirdikten sonra telefonum çaldı. Toprak yine arıyordu. Bu defa odadan çıkarak telefonu açtım. “Efendim Toprak ?”

“Lidan neredesin ? Hastanede bakmadığım yer kalmadı ama seni bir türlü bulamıyorum. Ahmet Hocadan çekindiğim için de gidip onada soramadım.."

“Özel bir hastam var Toprak, onunla ilgileniyorum sonra konuşsak olur mu?”

“Hastan bana söylenmeyecek kadar mı özel ?”

Sesindeki ima oldukça farklı bir imaydı..

“Anlamadım Toprak sen neyi ima ediyorsun,

biraz daha açık olur musun ?”

“Sen zaten bir tek beni anlamıyorsun Lidan !” Demiş ve suratıma telefonu hızla kapatmıştı.

Telefonla kısa bir bakışma yaşarken kendi kendime konuştum; “Sanırım erkeklerinde özel günü var ve Toprak bana biraz kök söktürecek gibi..” Kafamı sallayarak Levent bey'in daha doğrusu Teğmenin odasına tekrar girdim.

Emre yaralarına pansuman yaparken; “Emre ben servise iniyorum bugün hiç inemedim. Herhangi bir gelişme olursa hemen beni arıyorsun, saatin bir önemi yok. Ve bu odaya benim ve Ahmet Hocanın haricinde kimsenin de girmesine izin yok anlaşıldı mı ?"

“Tamamdır hocam anlaşıldı."

“İşim bitince tekrar gelirim” diyerek bu defa servisteki hastaların yanına doğru gitmek üzere odadan çıktım.

***

Teğmen iki gündür uyuyor, Toprak iki gündür benimle konuşmuyor ve Teğmen’in telefonu ise iki gündür aynı kişi tarafından defalarca aranıyordu. Ve bu durumlar artık canımı sıkmaya başlamıştı.

Teğmen’in kontrollerini yapıp dosyasına not düşeceğim esnada telefonu tekrar çaldı ve ben artık daha fazla sabredemeyip telefonu hızla açarak kulağıma doğru götürdüm.

"Levent bey malesef ki şuan müsait değil.” dediğimde, karşıdaki kişi bir an duraksadı.

“Siz kimsiniz peki ?” Ses tonu ne kadar da güzel ve çekiciydi diye bir an düşüncelere dalmışken, hızla kendime geldim.

"Söylediğim gibi beyefendi, Levent bey şu an müsait değil. Ama müsait olunca size geri dönüş yapacaktır. O yüzden lütfen o sizi arayana kadar aramayın, zira

buradaki insanları çok zor durumda bırakıyorsunuz..” Dediğimde, bu defa karşı taraftaki adam oldukça sinirlendi.

“Lan siz kimsiniz ! Kardeşim nerede ?" Diye bağırdı.

Ben az önce bu ses karşısında erimiştim değil mi ?..

Yüksek bağırışı yüzünden telefonu adetâ kulağımdan uzaklaştırdığımda, hasta yatağında ki Teğmen bile bu ses karşısında gözlerini kırpıştırarak uyanmıştı.

Telefonu işaret ederek; “alabilir miyim?” diye sorduğunda, ikiletmeden hemen telefonu ona doğru uzattım. “O bed sesinle yine uykumun içine etmeyi başardın. Hem ben gayet iyiyim kardeşim merak etme ve doktorun söylediği gibi ben seni arayana kadar beni arama.” Demiş ve karşı tarafı hafif bir tebessümle dinleyerek telefonu hızla kapatmıştı.

Ben şaşkın bir şekilde ona bakarken o ise yeşillerini yeşillerime dikerek dudakları hafif bir şekilde yukarıya doğru kıvrıldı. “Arkadaşım biraz hödüktür, kusura bakmayın.”

Şaşkınlığı üzerimden atıp gülümseyerek;

"önemli değil, bu arada siz nasılsınız

komutanım?” Dediğimde, bu defa şaşırma sırası ondaydı.

“Biraz ağrım var ama şaşkınlığım ağrımı bastırıyor.” Dediğinde gülümsedim.

“İki gün önce hastanemize getirildiniz. Vücudunuzda iki tane kurşun yarası vardı ve biri karaciğerinize oldukça yakındı. Zor bir ameliyat geçirdiniz, tabi kan kaybınızın çok olması da bu durumu biraz zorlaştırdı. Ama neyse ki dayanıklı bir bünyeniz varmış. Bu şekilde gitmeye devam ederseniz eğer bir haftaya kalmaz toparlanıp taburcu olursunuz.”

“Çok teşekkür ederim doktor

hanım, hayatımı kurtardınız.”

“Bir teşekkür gerekiyorsa eğer bunu bizim yapmamız gerekiyor. Bu vatan da, adımımızı attığımız her toprak parçası sizlerin sayesinde korunuyor ve biz bugün rahat bir şekilde uyuyabiliyorsak bu yine sizlerin verdiğiniz güven sayesinde oluyor. O yüzden biz teşekkür ederiz."

Sözlerimden sonra Teğmen sanırım biraz utanmıştı ki, yanakları buğday tenine zıt bir şekilde kızarmaya başladı.

“Bu arada arkadaşımın da kusuruna bakmayın lütfen” dediğinde gülümsedim.

“O da kendince telaşlanmak da haklı. Siz askeri bir hasta olduğunuz için maalesef ki kimseye hakkınızda bilgi veremediğimiz gibi haliyle telefonlarınızı da açamadık. Hastanede kaydınızı da yapmadığımız için

arkadaşınız muhtemelen tüm hastaneleri araştırsa bile size dair bilgi bulamazdı. O yüzden de belki de kaçırıldığınızı bile düşünmüş olabilir." Deyip ardından kocaman gülümseyerek devam ettim.

"Yani eğer arkadaşınızın yerinde ben olsaydım, muhtemelen ortalığı çoktan karıştırmıştım.."

Anlattıklarımı dinlerken şaşkın bir şekilde bana bakan yeşillere karşı gülümsemeye devam ettim. Gözleri sıcak ve merhamet dolu bakarken, onu sanki daha önceden tanıyormuş hissi kafamı karıştırmıştı..

Telefonuma gelen mesajın sesiyle gözlerimi Teğmenin gözlerinden çekip hızla cebimden telefonu çıkarıp gelen mesaja baktım.

~Gelen Mesaj; Ahmet Babam

Acil odama gelmelisin.

Ahmet amcamın attığı mesaj ile sorgular bir şekil kaşlarım çatılırken Teğmene birşey çaktırmamak için telefonu cebime atıp tebessüm ettim.

"Benim şimdi çıkmam lazım siz dinlenmeye devam edin lütfen."

"Tamam doktor hanım, tekrar teşekkür ederim."

Tam odadan çıkmak için kapıya doğru yöneldiğim esnada, aklıma gelen detayla tebessümle tekrar Teğmene doğru döndüm ve cebimdeki künyeleri çıkarıp ona doğru uzattım.

"Bu arada, emanetiniz Teğmenim.."

Bölüm Sonu

 

Oylarınıza talibim😀 Yeni bölümde görüşmek üzere Kaos severlerim görüşmek üzere ⭐⭐⭐

***

 

Bölüm : 16.12.2024 15:28 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...