40. Bölüm

40. Bölüm

EsAy
esay1007

Herkese merhabalar. Sevgili Kaos severlerim gecikme için çok özür dilerim. Panoda açıklama yapmıştım, nişanlanıyordum ve artık nişanlıyım. Alışabildiniz mı diye sorarsanız hayır, alışamadım daha doğrusu henüz idrak edemedim. Dört buçuk yıldır bugünü bekliyorduk ve babam bizi o kadar imkansız kılmıştı ki şimdi olunca bi garip hissediyorum 🙈 Rabbim isteyen herkese bu mutluluğu tattırsın bize de tamamına erişmeyi nasip etsin.

Bu bölüm biraz geçiş bölümü gibi olacak normalde çok çok uzun bir bölümdü ama ikiye bölmek durumunda kaldım.

Bu bölümü 'ne zaman Azra okuyacağız?' diye başımın etini yiyen canım arkadaşım @hayalperestanka'ya ithaf ediyorum...

Keyifli okumalar..

 

Emre AYDIN- Beni Vurup Yerde Bırakma

 

.17.Bölüm

 

 

AZRA

 

İçimde çok güzel bir mutluluk ve bariz bir şımarıklık vardı. Henüz on yediydimve sevdiğim adamın kollarında deniz tuzlu kokusunu soluyor martıların sesini dinliyordum.

 

Sırtımı onun göğsüne yaslayıp şarkı söylemeye başlamıştım. Ne zaman şarkı söylesem onun kalbi böyle güm güm atardı ve bana sanki sesim eşsiz bir melodi gibiymiş hissettirirdi. Bir gün bunu onunla paylaştığımda “sesin tanrının bana verdiği bir lütuf sesin bana özel bir melodi”demişti. Benim sesim ona ilaç onun varlığı ise bana hayat oluyordu.

 

Ben Azra Katar herkesin buzdolabı olarak gördüğü kız bu adama delicesine aşıktı.

 

Aklıma gelen şeyle bir an da durdum. Kadın milletiyiz ya olmasa da biz kafamızda kurar ona inanır ondan kıskanırız damarlarımıza ince ince işlenmiş bir nakış gibiydi bu özellik.

 

Şu an kafamda ultra güzel, seksi ve sarışın bir kadın belirdi. O kadınla yanımdaki adamı binbir kalıba sokup yanımdaki adamın canına okuyacağım sırada boynumda hissettiğim kokumu içine çeke çeke öpen dudaklar zihnindeki her şeyi silip atmış berraklaştırmıştı.

 

“Güzelim bir şey mi oldu? Neden durdun?” içime çöreklenen duyguyu hissetmiş gibi hemen sordu. Hızlı bir şekilde kollarının arasından çıkıp ona döndüm

 

“Çağatay bir gün benden vazgeçer misin?” Çağatay komik bir şey söylemişim gibi dolu dolu kahkaha attı. Sinirle göğsüne vurarak çemkirdim “Gerizekalı bunda gülecek ne var?” ellerimi tutup her ikisinide öptü sanki birini öpmese diğerinin hatrı kalacakmış gibi…

 

“Canımın içi öyle saçma ve komik bir şey söyledin ki gülmemek elde değil.” Suratımı aşarak önüme döndüm trip atmaya başladım sonuçta ergenlik döneminde bir kızdım ben tamam çirkin değildim ama sivilcelerim vardı göğüslerim de büyük değildi ki tabiki de ilgisi başkalarına yönelebilirdi.

 

Arkamdan sarılarak beni kendisine doğru çekti. İçli içli konuşmaya başladım “Güzelimmm, güzel kelimesine en iyi gidenimmm, kalbime en iyi gidenimmm. Hangi hasta kendisine şifa olan ilaçtan vazgeçer.” Her kelimesinde boynuma dudaklarını bastırıyordu. Sanki içindeki tutkuyu, aşkı şah damarıma dudaklarıyla aşılamak istercesine öpüyordu. Beni kendisine çevirip konuşmaya başladı

 

“Bak güzelim, bir saniye sonramızın belli olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Hiçbir zaman hiçbir şey için söz veremem üstelik sürekli operasyonlara çıkarken ve bunlardan sağ dönebilmek için… Bunlar için asla söz veremem ama inan bana seni çok seviyorum. Seni, senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum. Allah nasip ettikçe de sevmeye devam edeceğim fakat gül güzelim gelecek hakkında bir söz veremem ama bu adam seni çok seviyor sakin unutma!”

 

İstemsiz bir şekilde gözlerimden yaşlar düşmeye başladı “Ya bir gün benden vazgeçersen?” Gözlerimden öptükten sonra konuştu “Eğer bir gün saçlarımı toplayıp topuz yaparsam bil ki senden vazgeçmişimdir.” Bu sefer kahkaha atan taraf ben oldum. Çağatay uzun saçtan nefret ederdi. Hatta tiksinirdi. Türkiye'nin sayılı zenginlerinden olan bu küçük adamdan tüm varlığını alabilirsiniz ama asla saçlarını uzamasını isteyemezdiniz.

Lidanı beklerken vakit geçsin diye televizyonu açıp tek tek kanalları gezerken gördüğüm simayla elimde kumanda öylece kalakaldım. Minicik kumanda elime nasıl ağır geldiyse ayakta duramayıp kanepeye yığıldım kaldım öylece. Sunucu konuştu geçmiş gözlerimdeki yaşlarla beraber akmaya başladı, o konuştu ben geçmişime ağladım, o konuştu ben içimdeki sevdaya ağladım, o konuştu ben sevdanın bitişine ağladım. O konuştu ben tükenmişliğime ağladım..

 

Turan Holding Şirketler Grubunun Ankara şubesinin yöneticisi Çağatay Demircioğlu geçtiğimiz günlerde otel açılışı için gittiği İngiltere de aşka yelken açtı. Londra sokaklarında görüntülenen yakışıklı iş adamı gönlünü ünlü sanatçı Vanessa Diaz’ a kaptırdı. Güzelliğiyle ünlü olan sanatçı…” kulaklarım uğulduyordu bir yerlerden telefonum çalıyordu ve gözlerimden yaşlar akıyordu. Asla duyduklarına hatta gördüklerine inanan bir insan olmamıştım mutlaka bir açıklaması vardır diye düşünmüştüm şu an Çağatay karşımdaki ekranda sarışın bir kızın elinden tutuyor olsa bile açıklaması vardır diye düşünürdüm tâki saçlarının uzatıp topuz yapana kadar. Telefonum çıldırmışçasına çalıyordu. Çağatay saçlarını uzatmıştı ve topuz yapmıştı.

Çağatay benden vazgeçmişti… Telefonum çalıyordu.

On yedi yaşım gözümün önünde belirdi. İstanbul'a gittiğimizde yaptığımız konuşmanın her kelimesi kulaklarıma doldu. Eğer bir gün saçlarımı uzatıp topuz yaparsam bil ki senden vazgeçmişimdir…

 

Ben yeniden, bir kez daha, hayatımda değer verdiğim başka bir adam tarafından vazgeçilen olmuştum. Telefonum çalıyordu. Ben ağlıyordum.

 

Eee Azra Hanım birinden daha gittin…

Şimdi ben mutluluğun var olduğuna, bir gün bana da uğrayacağına nasıl inanacaktım.

 

 

Bölüm : 01.02.2025 22:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...