Güncel Gürsel Artıktay, Bu Yüzden
Yaralanmaktan vazgeçtim galiba Zehir.
Beni öyle bir anda yıktın, öyle bir anda yok ettin ki...
Sen benim güvenimin bel kemiğini kırdın, ayaklarımın umutlarını kestin. Ne sana dimdik bir şekilde güvenebilirim ne de umutlarımla birlikte sana doğru yürüyebilirim. Zift kapladı sana zifir olan şu yüreğim.
Bu saatten sonra içimde sana karşı olan tek duygunun yoksunluk olduğunu bil Zehir.
Öyle bir yoksun ki içimden söküp atamıyorum seni.
Ben bir gün olmayacağımızın farkında olarak yaralanmışım sana. Kırıldığım yerden ayağa kalkmaya çalışırken yaralanmışım.
Her gün geçtiğin yolları karış karış ezberlediğimi fark ettiğim o an yaralanmışım.
Sokak sokak seni ararken yaralanmışım. Her duyduğum şarkıda aklıma gelişinde yaralanmışım.
Sesinin, kokunun, gülüşünün varlığının bendeki yoksunluğu aklıma geldiğinde yaralanmışım. Hepsini geçtim, gülüşünde takılı kaldım Zehir. Ah o gülüşün...
Beni benden eden, zifir kaplayan gülüşün.
Hayatımın dönüm noktası varlığın olmuş. Özür dilerim, yokluğun.
Keşke dediğim kaç cümle kurduracaksın bana Zehir?
Yok edemiyorum seni Allah'ın belası! Ben günden güne sana yaralanıp erirken, daha fazla dayanamıyorum, çık git içimden, defol git Zehir! Yok ol işte, yok ol.
Görüyor musun ruhumun parmakları nasıl kir pas içinde? Toprağın altındaki yoksunluğunu aramış bir gece yarısı benden habersiz. İnanabiliyor musun sokak sokak dolaşıp mezarını aramış göğüs kafesimde. Her attığı adımda sana dair rastladığı tek şey yokluğunmuş. Düşüp üstünü başını kirletmiş. Kirlendiği için kızacağını düşünerek ağlayarak ayağa kalkmış.
Sana yaralandığı yetmezmiş gibi dizlerini de mahvetmiş, ellerini kirletmiş.
Geriye sadece gözyaşlarını bırakmış ruhum.
Bana sorsaydı 'Arama onu, yok o, hiç olmadı.' demez miydim ona?
'Yapma bunu kendine, ne olursun!' Diye yalvarmaz mıydım? Zehir ben içimde olan seni söküp atmaz mıydım?
Ben sana yaralanmış yanımla başa çıkabilseydim eğer içimde bu kadar seni aramaya kalkışır mıydı ruhum?
Yoksunluğun büyüyüp duvar gibi dikiliyor karşıma, senden öteye yolum kalmıyor sonra. Soluyor sana yaralanmış en çiçek yanım. Kırılıyor sana bağlanmış en ince dalım.
Sokaklarımın kırık dökük kaldırım taşları sen kokuyor, yoksunluğun kokuyor. Yokluğun kokuyor.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |