7. Bölüm

6- Seven Kalpler

Eylül Cankurtaran
eylcnkrtrn71

 

6- Seven Kalpler

Hepimiz helikopterdeydik. Bir de bu soysuz it. Gökalp cebinden bir ses kayıt cihazı çıkarıp hemen yanındaki Hilal'in kucağına bıraktı. Hilal şaşırmıştı doğrusu. Ama Gökalp normal bir şeymiş gibi yavaşça Hilal'e döndü. "Niye öyle bakıyorsun kur diye verdim." dedi Gökalp.

"Uşağın mı var burda ? Al kendin kur." diyerek Gökalp'in kucağına iteledi cihazı. Tam gülerek cevap verecektim ki bu it beni göstererek konuşmaya başladı. "Bence şu gözel karıya verin o halleder." Konuşması yüzümü buruşturmama sebep oldu. Yine tam ben konuşacakken tam yanımda oturan Gökdelen konuşmaya başladı. Bir izin verseler çok şey anlatacaktım ama işte.3

"Eğer dayak yiyip peşine bu helikopterden aşağı atılmak istemiyorsan kes sesini." dedi. "Kesmezsem ne olur gomitan ?" İtin yanında oturan Alparslan ağzının içinden cevap verdi. "Ananın amı olur." Gayet makul bir cevaptı bence. Ama bu cevap gökdelene yetmedi. Ayağa kalktı. Hiç birimiz de durdurmadık.

"Eceline mi susadın lan." diye resmen kükredi. Evet evet kükredi. Ama geri yerine oturmak zorunda kaldı. Çünkü sağ istenmişti. "Elinizi bile süremediğiniz adama ecelden mi bahsediyorsunuz ?" Herkes sözlerine takılmıştı ama ben birden konuşmasının düzelmesine takılmıştım.2

"Şu askeriyeye bir varalım. Askeriyeye bir varalım. Seninle işleri bittikten sonra belanı sikmezsem bana da Yüzbaşı Oğuz demesinler." dedi. Bu gökdeleni birinin sakinleştirmesi gerekiyordu. En köşede o diğer yanında ben oturduğum için en makul kişi bendim.

Yavaşça kulağına yaklaşıp konuşmaya başladım. "Sakin ol. Şimdi bakma böyle konuştuğuna. Askeriyeye vardıktan sonra ağzını açmaya mecali dahi olmayacak." Yüzbaşı bana dönünce aramızda pek bir mesafe kalmamıştı. Biraz uzaklaştım.

"Nasıl sakin olayım şu dediklerine baksana Umay." dedi. "Hepimiz sinir oluyoruz ama sonrasında olacakları biliyoruz." Oğuz kafasını salladı. Bence biraz sakinleşmişti.

...

Helikopter iniş yapmıştı. Hepsi tek tek helikopterden iniyordu. Alparslan ve Hakan adının Heja olduğunu öğrendikleri itin koluna girmiş arkasındada Aras vardı. Umay'da hemen yanlarından yürüyordu.

Heja Aras'ın cebindeki kelebeği alıp elindeki ipi kesmişti. Hakan ve Alparslan'a dirseği ile vurup yanındaki Umay'ın omzuna doğru salladı kelebeği. Planı yüzüne gelmesiydi ama zarar vermişti sonuç olarak.2

...

Ben ne olduğunu anlamamıştım bile. Omzumda hissettiğim acı ile sol elimi omzuma sardım. Heja önüne geleni tehdit ediyordu. Benim etkisiz hâle getirdiğini düşünüyor yazık. Eline bir tekme atıp elindeki kelebeği yere düşürdüm. Oğuz da yakasından tutup yüzüne bir yumruk geçirdi.

Görevli askerler bu iti bizden teslim almıştı. Omzum acıyordu ama pek önemli bir şeye benzemiyordu. "Umay bir revire gidelim istersen." dedi Oğuz. "Yok sağol." Odaya yürüyüp dolaptan kıyafetlerimi alıp duş bölümüne yürüdüm. Hızlıca bir duş alıp kıyafetlerimi giyindim. Artık omzum daha çok acıyordu.2

Açık olduğu için mikrop kapabilirdi o yüzden sargı bezini sardım. Pek önemsememiştim açıkçası. Odaya geçtim diğerleride oturuyorlardı. "Sorun var mı Umay ?" diye sordu Oğuz.

"Yok." diye cevap verdim. "Aylin yemek hazırlamış görevden geldiniz yorgunsunuzdur diyor. Geçeriz oraya değil mi ?" dedi Hakan abi. Aylin'in evi ayrıydı. Ses etmedim çoğunluk ne derse uyardım. "Oraya geçeriz Umay'da kolunu gösterir kızlara." dedi bu sefer Gökdelen.

"Geleceğimi kim söyledi ?" diyerek cevap verdim. Tamam gitmeye gönlüm var ama niye benim adıma karar veriyor ? "Yani gelirsin diye düşünmüştüm. Gelmezsen de bir hastaneye uğra bence." dedi. "Gelirim bende Hakan abi. Yüzbaşı adıma karar verdi gibi oldu ama." dedim Hakan abiye doğru.

Kolum gerçekten çok acıyordu. Göstermem lazımdı zaten. Yine sohbet ede ede yürümeye başladık. Bu sefer Aylin'in evine doğru.

Kapıyı Aylin açtı. Çok tatlı, güler yüzlü, etrafa neşe saçan bir kızdı. Hepimize tek tek hoşgeldin diyerek salona geçirdi. Benim omzuma bakıp birazda sohbet ettikten sonra Aylin ayağa kalktı. "Siz sohbete devam edin ben masayı hazırlayım." O mutfağa geçerken biz de yanından ilerledik. Hep beraber masayı hazırladık.1

...

Yemeğimizi yemiştik. Kızlarla birlikte mutfaktaydık. Aylin yaptığı tatlıları tabaklara koyuyordu bende bardakları çay ile dolduruyordum. Gizem bugün fazla düşünceliydi. Ben böyle düşünmeye devam ederken hepimizi güldürecek bir soru sordu. "Kızlar sizce Alparslan nasıl biri ?"4

"Onu niye soruyorsun Gizemcim ?" dedi Ayla abla dalgaya vurarak. "Hiç." dedi Gizem uzatarak. "Şerefsizin önde gideni." dedi Aylin. "Çapkın." diye ekledi Hilal. "Hoşuna gitti kabul et." dedi Ayla abla.

"Tamam hoşuma gitti ama aramızda öylesine sordum zaten." dedi Gizem. "Hoşuna gittiyse bir nabzını yoklarız canım." dedim. Çöpçatanlık deyince de sen Umay. Tanıştırayım iç sesim.

"Tabi tabi biz bir bakarız Gizem merak etme." dedi bu sefer Hilal. "Söyleyecek misiniz ?" dedi Gizem hızla. "Tabi ki hayır niye söyleyelim." dedim.

Kızlar konuşmaya devam ederken elime iki tabak alıp içerideki sehpalara bırakmaya gittim. Salonda da mutfaktaki gibi bir mevzu dönüyordu. Ama sıkıştırılan kişi Alparslan değil Aras'dı. "İşim olmaz o kızla komutanım." dedi Oğuz'a doğru. "Niye oğlum güzel kız işte." dedi bu sefer Oğuz.

"Kimmiş o güzel kız ?" dedim bende öylesine. Yüzbaşı yerinde dikleşerek konuşmaya başladı. "Niye bu kadar merak ettin Bozkurt ?" dedi. Sorunun burdan gelmesini beklemiyordum. Yanlış mı anlaşılmıştım. Aslında gayette arkadaşça bir soruydu.2

"Arkadaşımıza soru da mı sormayalım Öztürk ?" diye soru ile karşılık verdim. "Sor tabi sor arkadaşına." dedi imayla. Son kelimeyi bastırmıştı. Göz devirip tekrardan mutfağa yürümeye başladım. Giderken de konuşmaya devam ettim. "Neyse ben sonra öğrenirim arkadaşımdan." Bende son kelimeyi bastırmıştım.

Tüm tatlıları içeriye taşındıktan sonra biz de koltuklara oturduk. Oğuz ve Aras arasındaki sohbet devam ediyordu. Alparslan'da dalgın gibiydi. Bu ikisi arasında bir şey mi olmuştu da ikisi de böyle düşünceliydi ?

"Kızlar sohbete sonradan geldi bir özet geçeyim ben onlara." dedi Akın. "Şimdi askeriyeden bir teğmen var. Bayadır Aras'a yanık." Oğuz dışında aralarında rütbe kullanımı olmuyordu bu gökdelenin ayrıcalığı neydi ? Çok sinir olmuştum.1

"Bayadır da kastı 3 buçuk yıl. Aras askeriyeye gelip görür görmez yakmış abayı." diye ekledi Hakan abi. "Şimdi haber gönderiyor yaşı geçiyormuş evlenecekmiş falan filan. Ama Aras'ı tebrik ediyorum üç buçuk yıldır yolundan sapmadı. Alparslan olsa 40 kişi değiştirmişti şimdiye kadar." deyip gülmeye başladı.

"Ee sen niye istemiyorsun ki Aras ?" diye sordum. "Rütbesi benden yüksek yaşı da büyük tamam kabul ediyorum bir ilişki arasında 5 yaş makul bir yaş ama kadın büyük olur mu öyle ?" dedi. Geçerli sebepler değildi. Sevdikten sonra her şeye katlanılırdı.2

"Bu söylediklerinin bahane olduğunu sende biliyorsun." dedi Gökalp. Derin bir iç çekti Aras. "Gönlüm dolu. Yüreğimde başkası varken ben onunla nasıl evlenip yuva kurayım ?" dedi.4

"Sen o gönlündekini beklersen saçın sakalın ağarır koçum." dedi Alparslan. Aras ve Alparslan timdeki diğer üyelere göre daha yakınlardı. Sanırım o kişiyi Alparslan biliyordu o yüzden şimdiye kadar hiç konuşmamıştı.

"Dalıp gidecek bu şimdi Alparslan, Aylin bir şarkı söyleyin de dağılsın kafamız." dedi Hakan abi. Timin böyle yetenekleri var mıydı ? "Söyleyelim abi." dedi Alparslan. O sırada telefonu çalmaya başladı. Parmağıyla bize bir dakika deyip telefonu açtı aynı zamanda koridora doğru yürüyordu.

Ama telefonu açar açmaz hepimizin ayırt edebildiği bir cümle kurdu. "Efendim güzelim." Gizem'e döndüm. Morali bozulmuştu. "Kusura bakmayın. Bir lavobaya gideyim ben." diyerek aramızdan ayrıldı Gizem. Gizem'in söylediği gibi Alparslan hoşuna gitmemişti. Gizem direk Alparslan'ı seviyordu.

Bölüm : 11.01.2025 12:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...