19. Bölüm

19. BÖLÜM

Eyşan Yağmur Berber
eysanyagmurberber

Bir elinde el bombası,

Bir elinde kasaturası,

Sırtında da sırt çantası

İkinci bölük Aslanları

 

    

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm On Dokuz – KIRMIZI ALARM

 

‘’ ÜSTEĞMEN ARSLAN ÖZTÜRK’DEN ‘’

 

( Ankara / Kara Kuvvetleri Komutanlığı – İstanbul )

‘’ Sizlerin planınız altında yüksek sayıda asker, operasyonda kullanmanız için bolca mühimmat gönderilecek. Polis, jandarma ve kara kuvvetleri altında ki her birlik sizin için ayarlanacaktır. ‘’ dedi Mareşal.

Yarbay, kara kuvvetleri komutanlığına bağlanmak için otelin toplantı salonunu kullanmak istemişti. Mareşal, Genelkurmay başkanı, orgeneral ve onun alt birliğinde ki herkes şuan yapılan görüntülü görüşmeye katılmıştı.

‘’ Albay Erdem ve Vatan timi tarafından yönetilecek olan bu operasyonda Allah yar ve yar yardımcınız olsun! ‘’ hepimiz ayağa kalkarken asker selamı verdik.

‘’ Emredersiniz komutanım! ‘’ görüşme sonlanırken toplantı odasından çıkmıştık. En üstteydi özellikle kimsenin gelmemesini belirtmiştik. Eşyalarımızı toplayacak kendi alay komutanlığımıza geri dönecektik.

Bir gece daha yatacak ardından sokur için planladığımız bu büyük operasyon için harekete geçecektik. Haftalar belki de aylar sürerdi.

Bizim ile birlikte Minel komutanlar ve diğer illerden askerler buraya gelecek operasyonda bize destek çıkacaklardı. Eşyaları toplayıp otelin üst katına çıktık.

Helikopter ile gidecektik. Bir an önce komutanlığa varıp önden hazırlık yapmamız gerekiyordu. Bizi bekleyen helikoptere gidip hepimiz bindiğimiz de havalandık.

Alay komutanlığına geldiğimiz de Minel komutanları göndermemiştik. Burada kalacaklardı ondan öncesinde acıktığımız için yemek yiyecektik.

Odama geldiğim de direkt banyoya yöneldim. Kısaca sıcak bir duş aldım üzerime rahat bir şeyler giydim. Sadece baş havlusunu bırakmıştım saçımı kurutmak için.

 

 

 

Kapı çaldığın da merakla baktım. Aralıktan bakan Ahsen’i gördüm. ‘’ gel, güzelim. ‘’

Oda banyoya girmiş olacaktı ki saçları ıslaktı. Yatakta elim de havluyla oturuyordum yanıma gelip havluyu elimden aldı. Saçlarıma götürdü. Havluyla saçlarımda ki tüm ıslaklığı almıştı.

Elinden tutup yatağa oturtturdum. Sırtı bana dönüktü aynı şekilde havluyla onun saçlarının ıslaklığını almıştım. Havluyu kenara koyup yatağımın yanındaki komodinden tarağı aldım.

Acıtmamaya özen göstererek taramaya başladım saçlarını. Taradıkça saçlarının o güzel kokusu yayılıyordu. ‘’ Saçlarının kokusunu çok seviyorum. ‘’ tarama işini hallettikten sonra üçe ayırıp örmeye başladım saçlarını.

Yatakta geri giderek başlığa yaslandım. Ahsen’de sırtını göğsüme yaslamıştı. ‘’ birazdan içeriye gitmemiz gerekiyor. ‘’ diye söylendi.

‘’ Evet, biliyorum. Operasyon da birbirimizi göremeyebiliriz günlerce, haftalarca ne kadar süreceği konusunda hiçbir fikrim yok. ‘’ diye yanıtladım onu. ‘’ gideceğiz, o şerefsizi alt edecek dökülen kanların hesabını soracağız. Hepimiz sağ salim tekrardan döneceğiz. ‘’ dışarıdan ne kadar sakin görünse de operasyonlar da çok azimli, sert hırslı bir kadına dönüşüyordu.

Ülkesi, vatanı için…

 

     

 

 

 

 

Elimizde olan tüm bilgilerle Sokur ’un yerlerini gösteren bir harita hazırlamıştık. Daha önce operasyona gittiğimiz yerler de dâhildi. Eren de bilgisayar başında sokura ait yerler tespit etmeye çalışıyordu. Başarılı da oluyordu şuana kadar birçok yer tespit etmeyi başarmıştı.

Ve bir tanesi aktifti. Bizim önceliğimiz o olacaktı.

 

 

 

Biz harita üzerinde çalışmalarımızı sürdürürken, diğerleri de bilgisayardan bilgi edinmeye çalışıyorlardı. Erdem ve Minel komutanda yanımdaydı. Minel komutanda bizimle operasyona katılacak, operasyonu ilerletecekti. Erdem komutan ise taburda kalacak, operasyonu buradan canlı takip edecekti.

‘’ Komutanım. ‘’ dedi asker.

‘’ Söyle Timur. ‘’ Erdem komutan, önünde ki haritaya bakmaya devam ediyordu. ‘’ operasyon için mühimmatlar ve gönderilen askerler geldi.

‘’ Geliyoruz. ‘’ haritadan kafasını kaldırıp diğerlerine döndü. ‘’ araştırmaya ve çalışmaya devam edin. ‘’

‘’ Emredersiniz komutanım. ‘’

Erdem komutan ile birlikte odadan çıkıp bahçeye yöneldik. Dışarısı kapı cam olduğundan gözüküyordu ve gerçekten toplantıda bahsedilenden çok asker gelmişti.

Merdivenlerden inip bizi bekleyen askerlere doğru ilerledik. Hala daha da ise helikopterden inmeye devam ediyorlardı. Bahçe helikopterlerle doluydu.

‘’ Merhaba, Ankara Kara Kuvvetleri Komutanlığı tim komutanı Eray Yıldırım.’’

‘’ Merhaba, Albay Erdem Kılıç. ‘’ komutan bana döndüğünde gülümsedi.

‘’ Vatan timi komutanı Üsteğmen Arslan Yıldırım değil mi? ‘’

‘’ Evet, komutanım. ‘’

‘’ Memnun oldum, sizin yönetiminiz altındaki operasyonlar oldukça başarılı, bunda da başarıyla tamamlanacağından hiç şüphemiz yok. ‘’

‘’ Teşekkür ederim, bunları sizlerden duymak benim için büyük mutluluk. ‘’

‘’ Yaptığınız toplantı üzerine 20 helikopter asker ve 5 helikopter mühimmat Ankara Kara Kuvvetleri talimatıyla sizler için gönderilmiştir. Albayım operasyon boyunca sizinle irtibatta olacağız. ‘’

‘’ Destekleriniz için teşekkürler. ‘’

‘’ Allah Yardımcınız Olsun! ‘’

 

 

 

 

 

Bütün askerler ve mühimmatlar helikopterlerden indirilmişti. Mühimmatları yerleştirmiştik. Bizde dâhil gelen askerler ile bahçedeydik. Erdem komutanın sol tarafında Minel komutan, sağ tarafında ben vardım. Benim sağımda ise Ahsen’im vardı.

‘’ Ben Albayınız Erdem Kılıç. Zorlu ve önemli bir operasyon için görevlendirildiniz. Hepinizin bildiği üzere geçen günlerde patlama gerçekleşti. ‘’

‘’ Kod adı; Sokur. Esmer, uzun boylu, kırklı yaşlarında. Elinde eldiveni olur siyah renk, kafatası desenli. Ve bir gözü olmadığı için göz maskesi var oda eldiveni ile aynı renk ve aynı desenli. ‘’

‘’ Timim ile birlikte Sokur ‘un peşindeydik fakat böyle büyük bir patlama ile ortaya çıkması bize ileride ki planlarının az çok ne olacağını tahmin ettirebiliyor. Ve bu duruma el koyacağız. ‘’

Minel komutanı göstererek konuşmasına devam etti.

‘’ Albay Minel Öcal size operasyon sırasında eşlik edecek. Üsteğmen Arslan Öztürk ve Üsteğmen Ahsen Yıldırım ‘da bu operasyonda size liderlik edecek. ‘’

‘’ Sizleri on kişilik, on gruplar halinde ayıracağız. Şuan da teröristlerin yerlerini belirlediğimiz on lokasyon bulunmakta. Her bir grubu o yerlere göndereceğiz. Ne kadar fazla yerde olursak o kadar iyi. ‘’

‘’ Şimdi, yemek saati iyice dinlenin yarın başlıyoruz. ‘’

 

 

 

 

 

Gelen askerlerle birlikte yemek yedikten sonra Ahsen ile birlikte odama geçtik. Yatağa uzanıp sırtımı başlığa yasladım. Ahsen ‘de sırtını bana yasladığında ellerimi boynuna doladım.

 

 

 

 

 

Saçlarının kokusu buram buram burnuma geliyordu dudaklarımı yaklaştırıp saçlarına öpücük kondurdum. Ahsen ise ellerimle oynuyordu. Sessiz de olsa onunla yan yana olmak o kadar hoşuma gidiyor ki.

Ahsen doğrulup benden tarafa döndü. Yüzünü göğsüme koyup elleriyle belime sarıldı. ‘’ kokunu istiyorum üsteğmen ‘’

‘’ Kokunu seviyorum üsteğmenim. ‘’ dedim ona karşılık olarak saçlarını elimle toplayarak örmeye, oynamaya başladım. ‘’ bu kokudan mahrum kalmak istemiyorum. ‘’ diye mırıldandı sesinin çıktığı kadar.

‘’ Olmayacaksın güzelim. ‘’

‘’ Bizi operasyonda kurtardığınız da sana ne demiştim hatırlıyor musun? Bir saniye bile olacaksa göreceksem seni sıyrılıp gelirim o mermilerin içinden demiştim.’’

‘’ Yine diyorum ve ne olursa olsun sana geleceğim. Sana hep geleceğim. Ki zaten artık gitmem mümkün değil güzel üsteğmenim. ‘’

‘’ Gitmene imkân vereceğimi mi sanıyorsun? ‘’ verme güzelim.

‘’ O imkân olmayacak üsteğmen. Yatalım hadi, yarın büyük gün. ‘’ yatağa uzanıp kafamı yastığa koydum. Kolumu uzatıp Ahsen’e yer açtım. Kafasını koyup yattığın da kendime doğru çekip sarıldım.

Uyku beni iyice kendine çekerken mırıldandım. ‘’ iyi geceler güzelim. ‘’

‘’ İyi geceler, yakışıklı askerim. ‘’

 

 

‘’ Rahat! ‘’

‘’ Hazır ol! ‘’

‘’ Allah yar ve yar yardımcınız olsun! ‘’

‘’ Sağ ol! ‘’

Sabahın ilk ışıklarıyla kalkmış, tüm hazırlıklarımızı tamamlamıştık. Benim de başımda olacağım grupla adaya gidecektik. Sokur ‘un adamlarının orada biriyle görüşme yapacağının haberini almıştık.

‘’ Operasyon bölgelerinize vardığınızda haber verin ve kameralarınızı açın. ‘’

‘’ İyi görevler. ‘’

Bizimkilerden Nazlı ve Yusuf benimle birlikte gelecekti. Diğer askerlerden ise yedi kişi gelecekti. İlk helikopterle biraz gidecektik.

‘’ Arslan! ‘’ diğerleri helikoptere binerken Erdem komutanın seslenmesiyle ona döndüm. ‘’ buyurun komutanım. ‘’

‘’ Ben su altı taarruz timiyle görüştüm onlar sizi limanda bekliyor, oradan birlikte gideceksiniz. Gerisi sende. ‘’

‘’ Tamamdır komutanım, merak etmeyin. ‘’

Helikoptere bindiğim de kapı kapanıp havalanmaya başladık. Diğer askerlerde yola çıkmışlardı.

Sessiz ve sakin süren üç saatin sonunda helikopterden inmiş arabaya geçmiştik. Çok az bir yolumuz kalmıştı.

‘’ Eş zamanlı farklı yerlerde operasyon düzenliyoruz ama ya bunların hiç birinde Sokur olmazsa? ‘’ Altay sormuştu bu soruyu. Diğer askerlerdendi.

‘’ Bulana kadar devam ederiz. ‘’

‘’ Sokur belki de buradadır. Onun görüşmeyi adamlarına bırakacağını sanmıyorum. ‘’ bunu söyleyen ise Nazlı’ydı.

 

 

 

 

 

 

‘’ İhtimal var. Evet. ‘’

‘’ Görüşme hakkında sadece adada olacağı ile ilgili bilgi ve saati var değil mi? Başka yok. ‘’ dedim Yusuf ‘a bakarak.

‘’ Maalesef komutanım. Bilgiye ulaşmaya çalıştık fakat bir sonuca ulaşamadık. ‘’ sadece kafamı sallamakla yetindim.

Gelmiştik. Araba durunca sırayla indik. Erdem komutanında dediği gibi bizi bir adam bekliyordu. Yanına yaklaştığım da selam verdi, aynı şekilde ona karşılık vermiştim.

‘’ Su altı taarruz timi Astsubayı Kılıç Yılmaz. ‘’

‘’ Tim komutanı Üsteğmen Arslan Öztürk. ‘’

‘’ Hemen kısaca bahsedeyim. Çok bir yolumuz yok yarım saat – bir saat kadar deniz altından gideceğiz adaya yaklaştığımızda biraz bot ile gideriz ardından deniz altından ilerlememiz gerekebilir. Görüp kaçmamaları için. ‘’

‘’ Olur uygundur. ‘’

Mikrofona yaklaşıp konuştum. ‘’ Yuva, grup 1 alanda. ‘’ benden bir iki dakika sonra Minel komutanda geldiklerini haber etmişti.

Diğer gruplardan bir iki kişi de durum bildirimi yapmıştı.

‘’ Yuva, grup 4 alanda. ‘’ Ahsen ‘in sesiydi. Güzel seslim.

 

 

Bir saat deniz altı yolculuğundan sonra kıyıya yakın olduğumuz için bot ile gitmekten vazgeçtik.

‘’ Komutanım kıyıya oldukça yakınlar. Yanlardaki kayalıkların oradan onları sıkıştırmak daha doğru olmaz mı? ‘’ dedi Nazlı bir yandan dürbünle adayı kontrol ediyordu.

‘’ Sokur ‘un adamları olduğunu düşündüğüm kişiler beş kişi, kendisi gözükmüyor. Karşılarında ise iki tane adam var. Ortalarında ise büyük bir sandık var. ‘’

‘’ Tamam, o zaman beş kişi sağ taraftaki kayalıklardan diğer beş kişide sol kayalıklardan etrafını saralım. ‘’ bizi dikkatle dinleyen Kılıç ‘a döndüm.

 

 

‘’ Sizde bizimle gelirsiniz. Biz çıktıktan sonra ön taraftan gelirsiniz. ‘’ Kılıç kafasını sallayarak onaylamıştı.

Bizim ekibe döndüm.

‘’ Nazlı, Altay, Efe, Süleyman siz benimle birliktesiniz, sol taraftan ilerleyeceğiz. ‘’

‘’ Yusuf, Eren, Furkan, Bekir, Arın siz de sağ taraftan gideceksiniz. ‘’

‘’ Başlamak için sabırsızlanıyorum komutanım. ‘’ dedi Yusuf.

‘’ Başlayalım o zaman. ‘’

Sırayla bota atlayıp, bottan denize indik deniz içinden kafamızı çok çıkarmadan gidecektik.

Fazla bir mesafe de yoktu. kayalıkların oraya geldiğimizde sudan çıkıp yeşilliklerle kamufle olduk.

Ağaçların arasından görünenle hala konuşuyorlardı fakat buradan duyulması imkânsızdı.

‘’ Çıkıyoruz. ‘’

‘’ Böyle kuru kuru mu komutanım? ‘’ mikrofondan Eren söylemişti.

‘’ Haklısın, olmaz. ‘’

‘’ Komando marşı? ‘’

‘’ Uygun. ‘’

‘’ Biz Dağlara Atarız Pusu ‘’ ilk Eren, sonrada biz söylüyorduk.

‘’ BİZ DAĞLARA ATARIZ PUSU ‘’

‘’ Haram oldu gece uykusu ‘’

‘’ HARAM OLDU GECE UYKUSU ‘’

‘’ Komandoya bir yudum su, ‘’

‘’ KOMANDOYA BİR YUDUM SU ‘’ marşı söylemeye başladığımız da etrafa şaşkın bakmaları ve teröristlerin yüz ifadeleri hoşuma gitse de bir adım atmalıydık. ‘’ Eren devam et ve şimdi çıkın! ‘’

‘’ Vermez misin Konya kızı? ‘’

‘’ VERMEZ MİSİN KONYA KIZI? ‘’ marşı söylerken silah sesleri de karışıyordu.

 

Teröristler korkudan kaçacak yer ararken buna fırsat vermemiştik. Diğerleri ölmüştü. İki kişi hariç onlarda kaçmıştı fakat sandık buradaydı.

Hepimiz sandık başına gelmiştik. Sandığı açmak için eğildiğim sırada silah sesi gelmişti. Kurşun sandığın yanından beni de sıyırmıştı.

‘’ Kendinizi koruyun! ‘’ sandıkla birlikte eski yerimize geçtik.

 

Teröristlerin sayısını az zannetsek de onlar temkinli gelmişlerdi.

Ve bizim etrafımızı sarmışlardı.

 

‘’ Eren, kaç kişiler görebiliyor musun? ‘’ keskin nişancıydı.

‘’ Emin olmamakla birlikte yirmi komutanım. ‘’

 

Art arda silah sesleri geldiğin de Eren konuştu.

‘’ Artık on altı komutanım. ‘’

 

 

 

 

 

 

YAZAR ANLATIMI

 

- Sokur ‘un bakış açısından

Patlamadan sonra uzun bir süre İstanbul ‘da kendine düzenlediği yer altında kalmıştı Sokur. Arada adamlarını yukarı gönderiyor gündemi takip ettiriyordu ve artık gün yüzüne çıkma vaktiydi.

Ezberlediği ve sevdiği o yer altı yolundan gitmeye başladı. Üzerini değiştirmedi çünkü her şekil kirlenecekti.

En sonunda yer altından yüzeye çıktığın da karşıya baktı. İşte yeniden buradaydı. Bir sürü helikopter ve helikopterden askerler ile birlikte eşyalar iniyordu.

Bir süre izlemeye devam etti Sokur. Görüş alanına Erdem komutan ve Arslan girmişti. Seslerini çok duymasa da az çok tahmin edebiliyordu.

Ağızlarından okuyabildiği kadarıyla kendisi içindi.

‘’ Ne gerek vardı bu kadar uğraşa. Mahcup ediyorsunuz beni. ‘’ onların kendisini duymayacağını bilmese de söylenmeden edemedi.

‘’ İyi peki madem, siz istediniz. ‘’ askerlerin hepsi içeriye girene kadar sessiz sedasız izledi sokur. Ortalık sessizleşince geldiği yoldan kendi yerine geri döndü.

Siyah pantolonu, siyah gömleği ve siyah paltosuyla yaşlı görüntüsünü tamamen ortadan kaldırmıştı. Siyahlar içinde büründüğü kombini siyah ayakkabı, şapka ve siyah iskelet desenli eldiveni ile tamamlamıştı.

Bu denli hazırlanışın bir sebebi vardı.

Şehit aileleri için düzenlenen tören içindi bu hazırlık.

Sebep olduğu ailelerin hüznünü görmek için gidiyordu, eksik kalamazdı. Yukarı gönderdiği adamlarından öğrenmişti. Gitmez ise içinde kalırdı. Üzüntüsünü onlarla paylaşmak için sabırsızlanıyordu uzaktan da olsa bu hallerine bakıp gülümsemek için.

 

 

Askerler yola çıktıktan bir süre sonra Yarbay, Erdem komutanın yanına gelmişti. Bugün patlamada ölen sivil halk ve askerler için tören düzenlenecekti.

Tören de Yarbay, konuşma yapacaktı. Onlar dâhil Ankara Kara Kuvvetleri komutanlığından da gelenler olacaktı.

Cenazeler gömülmüştü fakat bu şehit yakınları içindi. Moral desteği olması içindi.

Hazırlıklar yapıldıktan sonra korumaları ile birlikte törenin yapılacağı alana ilerlediler. Kermesin yani patlamanın olduğu yerde olacaktı.

Alana geldiklerinde girişte Yarbay ve Erdem Albay duracaktı. Şehit ailelerine baş sağlığında bulundular tek tek.

İlgili üst kişiler gelip yerini aldığın da Yarbay, kendi için hazırlanan kürsüye çıktı konuşmasını yapmak üzere.

‘’ Sevgili misafirler, sizleri buraya toplamamızın maalesef ki ortak bir nedeni var.

Hepimizin duyduğu ortak duygular. Acı, özlem, hüzün, gurur. Evet gurur. Belki şuan da bunu dediğiniz için deli bu adam diyor olabilirsiniz. Bu duyguların içinde gururu yaşıyoruz çünkü evlatlarımız, bayrak, vatan, millet uğruna canlarını teslim ettiler. Etmeye de devam ediyorlar.

Ama bu demek değil ki devam etsin, hepimizin tek temennisi sağ salim evlatlarımıza kavuşmak. Türkiye ‘nin bir yanından topladığımız ve Ankara Kara Kuvvetleri destekleriyle Albay Erdem Kılıç ve onun altında operasyonu yöneten Üsteğmen Arslan Öztürk tarafından planlanan askeri operasyonumuz bu sabah itibariyle başlamış bulunmaktadır.

Şehitlerimizin kanı yerde kalmasın diye, sizlerin acısı biraz da olsa hafiflesin diye, küçük çocuklar rahatça oynasınlar diye.

Bu operasyon; Vatan, Millet, Bayrak…. Ve bizler için. ‘’

Bölüm : 10.12.2024 21:56 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...