23. Bölüm

23. BÖLÜM

Eyşan Yağmur Berber
eysanyagmurberber

 

Oylarınızı ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin.

 

 

 

Sosyal medya hesaplarımdan destek verirseniz çok mutlu olurum.

 

 

 

Instagram; Eysan.yagmurkitaplari / Eysan.yagmur

 

 

 

Tiktok; Eysanyagmurberber0

 

 

 

'' Bir beste var ya '' Bir sabah tuttu babam elimden '' diye başlayan. Benim elinden tutan bir babam olmadı. Ben bu renklere kendim sevdalandım fakat bunu çocuğum da yaşatmak istiyorum. ''

 

 

 

'' Bunu seninle gerçekleştirmek istiyorum. ''

 

 

 

Bölüm Yirmi Üç – ALIŞVERİŞ TURU

 

 

 

YAZAR ANLATIMINDAN

 

 

 

Güneşli, güzel bir sabahta; güzel, eğlenceli bir kahvaltı geçiriyorlardı yine son kez.

 

 

 

Ahsenler kendi taburlarına döneceklerdi.

 

 

 

Havadan sudan konularla birlikte konuşarak vakit geçiriyorlardı. Bu kıa süre zarfında birbirlerine aile olmuşlardı.

 

 

 

Bazıları ablası, abisi, kardeşi yerine koymuştu. Kimileri ise ikinci ailesi olarak görüyordu.

 

 

 

Kimileri ise direkt ailesi olarak. Mesela Ahsen.

 

 

 

Ahsen...

 

 

 

Onun bir ailesi yoktu.

 

 

 

Annesi, babası, kardeşi veya bir akrabası.

 

 

 

Onların ailesi onun yoldaşlarıydı.

 

 

 

Birbirleriyle gülüp eğlendikleri, operasyonlarda omuz omuza çatışıp birbirilerini korudukları, dertleşip birbirlerine derman oldukları kişilerdi Ahsen 'in ailesi.

 

 

 

Ve bu aileye yeni birileri katılmıştı. Ve o yeni üyelerden biri kalbinin sahibiydi.

 

 

 

Ailesini tanımamıştı Ahsen, yetimhane de büyümüştü. Koruyucu aile olmak isteyen çok kişi olmuştu fakat hiçbirini istememişti.

 

 

 

Kendi ayaklarının üzerinde durmuş, okumuş yolda ya da başka bir yerde duyduğu, gördüğü kadın askerlere özenmiş, onlar gibi olmak istemişti.

 

 

 

Tek hedefi o olmuştu.

 

 

 

MSÜ için çalışmış ve kazanmıştı. Sevinirken bile yanında ailesi yoktu kardeşleri olarak gördüğü onunla aynı yetimhanede kalan birkaç arkadaşı vardı onunla aynı mutluluğu yaşayan.

 

 

 

Kendi ayakların üzerinde durmuş, asker olmuştu.

 

 

 

Ve elbet bir gün biliyordu ki annesi, babası ve kardeşleri yerine koyacağı bir ailesinin olacağını. Olmuştu da.

 

 

 

Hep birlikte kahvaltılarını yaptıktan sonra bahçeye çıkmış veda zamanı gelmişti.

 

 

 

Ahsenleri tabura Arslan bırakacaktı.

 

 

 

Herkes birbiriyle vedalaşıyordu. Ama illaki yine bir araya geleceklerdi.

 

 

 

Eren, diğerleriyle sarıldıktan sonra Bahar 'a yaklaştı. Bahar, kendisine yaklaşan Eren ile ona sarıldı.

 

 

 

'' Dikkat et. '' dedi Bahar.

 

 

 

'' Artık dikkat etmek için bir sebebim var. '' Boğazını düzeltti ve ekledi. '' sende dikkat et. '' dedi Eren.

 

 

 

'' Konuşuruz zaten. Yani sen istersen. ''

 

 

 

'' İsterim Eren. ''

 

 

 

'' Görüşürüz. ''

 

 

 

Herkes arabaya bindiğine Arslan arabayı çalıştırmış, yola çıkmıştı.

 

 

 

'' Şimdi ne olacak? '' diye sordu Nazlı.

 

 

 

'' Evet, Sokur ne olacak, ne yapacağız? '' soru soran bu sefer Lavin ' di.

 

 

 

'' Sokur şuan da sessizliğine büründü. Ve o harekete geçene kadar bir şey yapmayacağız. Onun harekete geçip kendini ele vermesini bekleyeceğiz. ''

 

 

 

Arslan, herkesin kafasındaki soru işaretlerini gidermişti.

 

 

 

Bunları konuşurken Tabura gelmişlerdi. Arabayla bahçeye girdiğinde kapıda durdu. Bagajdan bavulları indirmeye yardım ettikten sonra diğerleriyle vedalaştı. En sona Minel Albay kalmıştı.

 

 

 

'' Komutanım, izninizle Üsteğmeninizi iki saatliğine alabilir miyim? ''

 

 

 

Minel Albay biraz düşünür gibi yaptıktan sonra gülümsedi ve '' alabilirsin. '' dedi.

 

 

 

Ahsen 'in de eşyalarını taşıdıktan sonra arabaya geri döndüler. Ahsen kemerini takarken Arslan 'a döndü.

 

 

 

'' Nereye gidiyoruz? ''

 

 

 

'' Kaçırıyorum seni. '' dedi Arslan gülerek.

 

 

 

'' Hımm, hayır demem. ''

 

 

 

Arslan şaşırarak kaşlarını kaldırdı. '' öyle mi? Madem Kaçırayım o zaman. ''

 

 

 

'' Tam olarak nereye kaçırılıyorum. ''

 

 

 

'' Benlesin yetmez mi? ''

 

 

 

'' Nerede olduğum önemli değil yanımda sen varsan. '' dedi Ahsen, gülerek Arslan 'a bakarken.

 

 

 

Bunun karşılığın da dikkatlice yola bakarak Ahsen 'in elinden tutup öpmüştü Arslan.

 

 

 

Yolun geri kalanında radyodan müzik dinleyerek geçirmişlerdi. Alışveriş merkezine geldiklerinde arabayı otoparka park ettiler.

 

 

 

Alışveriş merkezinin içine girdiklerinde Arslan, Ahsen 'e döndü. '' Önce yemek? '' Ahsen kafasını sallamıştı.

 

 

 

'' İskender. ''

 

 

 

'' Hayır demem. ''

 

 

 

Keyifle yemeklerini yedikten sonra Arslan, Ahsen 'in elinden tutup büyük bir heyecanla üst kata götürdü. Yürüyen merdivenlerden çıktıklarında karşılarında Fenerbahçe'nin mağazası vardı.

 

 

 

Fenerium...

 

 

 

Arslan, Ahsen 'i Fenerium 'a getirmişti.

 

 

 

'' Ya Arslan! Gerçekten mi? '' dedi Ahsen mutlulukla. Aklına gelmemişti ama sevinmişti de.

 

 

 

'' Gideceğimiz maçlar için hazırlık yapmamız gerek yavrum. Ceket, şapka, atkı, eldiven, mont, forma hepsinden alacağız. ''

 

 

 

'' Sevgilim gerçekten o kadar gerek yok. '' Arslan tabi Ahsen 'i dinlememiş elinden tutarak içeriye girmişlerdi.

 

 

 

İkisi de direkt formalara yönlenmişti. Arslan bir tane forma bulmuş Ahsen 'e doğru tutmuştu.

 

 

 

'' Çok yakışır sana. Dişi kanaryam benim. ''

 

 

 

'' Ya Arslan. '' Ahsen 'de bir tane forma almış Arslan 'a tutmuştu. Elinde formalarla eşofmanlara yöneldi. '' onların yanında ise bebeklere özel reyon vardı.

 

 

 

Arslan, Ahsen 'in yanına gelerek koluna dokundu. '' Yana baksana hazır gelmişken çocuklarımız içinde mi alsak? ''

 

 

 

'' Çocuklarımız? '' diye sordu Ahsen.

 

 

 

Arslan ise o sıra reyona doğru ilerliyordu. Elinden bebekler için küçük forma alıp Ahsen 'e gösterdi.

 

 

 

'' Evet, çocuklarımız hem yatırım olur. Ben zaten onlara buradaki bütün ürünlerden alacağım. Hastane çıkışları bile Fenerbahçeli olacak. ''

 

 

 

'' Aynı hayali bende çok kuruyordum biliyor musun? '' Ahsen reyonların olduğu yere gidip Arslan 'ın elini tuttu.

 

 

 

'' Ve bunu seninle gerçekleştirmeyi o kadar çok isterim ki. '' Arslan ise nutku tutulmuş bir şekilde Ahsen 'e bakıyordu.

 

 

 

'' Bu bir evlenme teklifi miydi? '' diye sorabildi ancak.

 

 

 

'' Neden olmasın. ''

 

 

 

'' Bir beste var ya '' Bir sabah tuttu babam elimden '' diye başlayan. Benim elinden tutan bir babam olmadı. Ben bu renklere kendim sevdalandım fakat bunu çocuğum da yaşatmak istiyorum. ''

 

 

 

'' Bunu seninle gerçekleştirmek istiyorum. ''

 

 

 

'' Ahsen, güzelim, güzeller güzelim içinde ukde kalan ne varsa seninle ve çocuklarımızla gerçekleştireceğiz. Onları ellerinden tutup en büyük sevgiye beraber götüreceğiz. '' elinde tuttuğu formaları kaldırıp Ahsen 'e gösterdi.

 

 

 

'' Üzerimize bu formaları giyerek yapacağız. '' Ahsen yaklaşarak Arslan 'ın yanağına öpücük kondurdu '' Seni seviyorum. ''

 

 

 

Arslan, Ahsen 'i kollarının arasına alarak alışverişe devam ettiler.

 

 

 

...

 

 

 

Bir saatin sonunda Fenerium 'dan çıkmışlardı ve Arslan 'ın dediği gibi her şeyi alarak elleri kolları dolu bir şekilde.

 

 

 

Mağazaya yakın oturma yerlerine oturdular. Yorulmuşlardı. Ahsen etrafına bakarken, Arslan aldıkları poşetlere bakıyordu. İleri tanıdık iki yüz görmüştü Ahsen.

 

 

 

Arslan 'ın kardeşi Ece ve Yiğit'i. Arslan 'a baktığın da henüz görmemişti. İkisine baktı tekrar, çok mutlulardı şimdilik Arslan bilmese de olurdu.

 

 

 

'' Arslan? ''

 

 

 

'' Efendim, güzelim. ''

 

 

 

'' Benim canım kâğıt helva çekti. ''

 

 

 

'' Alalım yavrum. ''

 

 

 

'' Ama dondurmalı. ''

 

 

 

'' Tamam, dondurmalı alırız. Kıyafet bakacaksan bakalım sonra seni güzel bir yere götüreyim. ''

 

 

 

'' Olurr. ''

 

 

 

Yürüyen merdivenlerden yukarı çıkıp oradaki mağazalarda dolaşmaya başladılar.

 

 

 

Ahsen çeşit çeşit kıyafetleri deniyor, Arslan 'a gösteriyordu. En sonunda kırmızı askılı, ayak bileklerin olduğu yere kadar uzanan bir elbise giymişti.

 

 

 

'' Wooww. '' dedi Arslan. Ardından ıslık çaldı.

 

 

 

'' Yakışmış mı? '' diye sordu Ahsen.

 

 

 

'' Yakışmak ne kelime senin için dikmişler. ''

 

 

 

Ahsen aynaya dönüp üzerindeki elbiseye bakmaya devam etti.

 

 

 

'' Hadi, alıyoruz bunu. ''

 

 

 

Ahsen, kabine geçip üzerini değiştirdikten sonra elbiseyi satın alıp alışveriş merkezinden çıktılar.

 

 

 

Dondurmalı kâğıt helva yemek üzere yola koyuldular.

 

 

 

...

 

 

 

( Ece – Yiğit ) / YAZAR ANLATIMINDAN

 

 

 

Ece, kendine bir şeyler almak üzere çarşıya indiğinde hiç beklemediği bir anda saldırıya uğramıştı.

 

 

 

Kurtarıcı ise abisinin timindeki Uzman Çavuş Yiğit Uluöz olmuştu. Aynı zamanda bir anda çıkıp gelen, kalbinin ritmini değiştiren aşkı olmuştu.

 

 

 

O gün, kendisini kurtardığın da teşekkür etmek amaçlı kahve sözü vermişti Ece. Haberleşmek için telefon numaralarını almalarıyla da onlar için başlangıç olmuştu.

 

 

 

Kahve sözü ise operasyona gittikleri için kalmıştı ama telefondan konuşmaya devam etmişlerdi. Tam bugün ise o kahve sözünü vermek üzere dışarı çıkmışlardı.

 

 

 

Asker abisinin, asker arkadaşıyla date çıkarken abisiyle aynı alışveriş merkezine gitmeleri dışında bir sıkıntı yoktu neyse ki yengesi onların haberleri olmadan kurtarmıştı.

 

 

 

Avm de kahve içtikten sonra mağazada gezme kararı almışlardı. Hava sıcaktı. Dondurmacının önünden geçerken Yiğit sordu. '' dondurma yiyelim mi? ''

 

 

 

'' Olur. Yiyelim. ''

 

 

 

Dondurmacının önüne geldiklerinde Yiğit tekrardan sordu. '' neyli istersin? '' Ece dondurmalara bakıp biraz düşündükten sonra cevapladı. '' Çilek ve limon olsun ferah ferah. ''

 

 

 

Yiğit dondurmacıya döndü. '' iki tane, iki top çilek ve limon. '' hazırlanan dondurmanın ilkini Ece 'ye verdikten sonra Yiğit kendisininkini de aldıktan sonra yürüyerek dondurmalarını yemeye başladılar.

 

 

 

Yiğit, dondurmasının sonlarına gelirken telefonun çalmasıyla bölünen sessizlikle cebinden çıkardı. Yusuf komutanı arıyordu.

 

 

 

'' Efendim komutanım. ''

 

 

 

'' Yiğit. '' dedi nefes nefese Yusuf. '' tabura saldırıyorlar. '' arkada yankılanan silah sesleri ise bunu destekler nitelikteydi.

 

 

 

'' Geliyor

um. '' dedi Yiğit aceleyle. Ece ise yüz ifadesinden bir şey olduğunu anlamıştı. Endişeyle sordu. '' bir sıkıntı mı var? ''

 

 

 

'' Üzgünüm ama benim acilen gitmem gerek tabura saldırı düzenlemişler. ''

 

 

 

BÖLÜM SONU.

 

 

 

Umarım beğenmişsinizdir. Oylarınızı ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin.

 

 

 

Sosyal medya hesaplarımdan destek verirseniz çok mutlu olurum.

 

 

 

Instagram; Eysan.yagmurkitaplari / Eysan.yagmur

 

 

 

Tiktok; Eysanyagmurberber0

 

Bölüm : 04.12.2024 15:24 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...