
Merhabalarr, yeni bölümümüz geldi. Umarım beğenirsiniz iyi okumalar .
oy vermeyi ve yorum yapmayı esirgemeyin lütfen.
Sosyal medya hesaplarımdan destek verirseniz çok mutlu olurum.
Instagram; Eysan.yagmur / Eysan.yagmurkitaplari
Tiktok; Eysanyagmurberber0
Birbirleriyle gülüp eğlendikleri, operasyonlarda omuz omuza çatışıp birbirilerini korudukları, dertleşip birbirlerine derman oldukları kişilerdi Ahsen 'in ailesi.
Ve bu aileye yeni birileri katılmıştı. Ve o yeni üyelerden biri kalbinin sahibiydi.
Bölüm Yirmi Dört – SENFONİ
ÜSTEĞMEN AHSEN YILDIRIM'DAN
Arslan ile aldığımız haberden sonra hızlıca tabura gelmiş bize karşı sürekli ateş eden teröristleri vuruyorduk. Arslan ile taburun girişindeki güvenliğin arkasından ateş ediyorduk.
Sayıları oldukça fazlaydı o yüzden gelirken Minel Albay'a da haber etmiştim. Bizimkileri buraya destek olarak gönderecekti. Bir süre sonra silah sesleri artmaya başlamıştı. Ardından bizimkiler görünmüştü.
Biraz önümüz de Eren vardı. Ateş ede ede yanlarımıza gelmişlerdi. Bahar ise de Eren 'in olduğu tarafa geçmişti.
Eren ise ateş ederken Bahar 'a doğru dönmüştü.
'' Sevdin sen sevdin kurtarıcım olmayı. Bak Allah'ın işine daha kaç saat oldu gideli, geri geldiniz. ''
'' Dayanamadım hasretine. '' diye karşılık verdi Bahar. Sadece bizim duyabileceğimiz yakınlıktaydılar.
'' Onu anladım, saldırıya uğradığımı duyunca koşa koşa geldin. ''
Anlamadık sanki...
Bizimkilerin gelmesiyle azalan teröristleri de indirmiştik. Diğerleri yanımıza gelmek için hareketlenmişti. Bahar, arkasını döndüğünde bize doğru bakakalmıştı.
Yiğit, Bahar 'ın arkasından silahını kaldırıp nişan almıştı. Ateş ettiğin de hızlıca arkamı döndüm. Arslan 'ın arkasında duran teröristi vurmuştu.
Terörist arkamıza kadar gelmiş ve Arslan 'a silah doğrultmuştu hiç fark etmemiştik. Allah 'tan bizimkiler görmüştü.
Kayınçosunu teröristten kurtarmıştı...
'' Eyvallah aslanım. '' demişti Arslan elini Yiğit 'in omzuna koyarak.
Enişten o senin enişten...
Teröristlerden tamamen kurtulduğumuz da içeriye geçtik. Erdem Komutan da yanımıza gelmişti.
'' İyisiniz değil mi çocuklar? '' diye sordu endişeyle.
'' İyiyiz komutanım. '' diye cevap verdim. Koltuklara oturmuştuk.
'' Sokur mu? '' bu soru Senay'dan gelmişti.
'' Bu kadar kısa sürede kendine tekrardan örgüt kurmuş olabilir mi? '' Nazlı ona karşılık vermişti.
'' Mümkün olabilir. '' dedi Erdem komutan. '' ama tabi sadece Sokur 'a bel bağlamayalım bu ülkeyi ayırmak isteyen Sokurlar çok. '' diye de ekledi.
'' Yani Sokur 'dan bağımsız başka bir terör örgütü ile karşı karşıya olabiliriz öyle mi? '' dedim Erdem Albay 'a karşı.
'' Evet. Eren sen bunlar kimmiş bir öğren. ''
'' Emredersiniz komutanım! '' Eren odadan çıktıktan bir süre sonra Erdem komutan da işi olduğunu söyleyip çıkmıştı.
Yine biz bize kalmıştık.
'' Oğlum içeri de mi oğlum? '' dışarıdan ses geldiğin de hepimiz oraya yöneldik. '' Oğlun kim teyzecim? ''
'' Üsteğmen Arslan Öztürk. '' Arslan 'ın annesi gelmişti. Ece 'de yanındaydı. Hepimiz kalkıp kapının oraya yönelmiştik. Asiye Hanım, bizi gördüğünde rahatlamış bir şekilde nefes verdi.
Otomatik kapı açıldığın da dışarı çıktık. Asiye hanım hemen Arslan 'a sarılmıştı. '' yüreğim ağzım da geldim. Şükür bir şey olmamış. '' Arslan 'dan ayrıldıktan sonra bize döndü.
Hepimize göz gezdirdi ve gülümsedi. '' Çok şükür hepiniz iyisiniz. '' o sırada Ece, abisine sarılmıştı. Asiye Hanım ise bana doğru yaklaştı.
'' Sende iyisin he kızım. ''
'' İyim merak etmeyin. ''
'' İyi madem sizi görmek için gelmiştik baban merakta bekliyor gidelim biz. '' dedi Asiye Hanım.
'' Şöyle yapalım, hep birlikte dışarıya çıkalım babam da gelsin bir akşam yemeği yiyelim. '' Saat beş 'e yaklaşıyordu. Erken bir akşam yemeği olacaktı.
'' Olur, mu ki? ''
'' Olur, tabi ki. ''
'' Peki, madem babana da haber edeyim gelsin. ''
'' Bizde üzerimizi değiştirelim. '' odalara gidip üzerimizi değişip geri gelmiştik.
Taburdan çıkıp arabaya binmiştik. '' Eren 'e de haber verelim. '' dedim. Bahar ise '' Ben ederim. '' demişti.
Çok uzaklaşmayacaktık. Asiye Hanımın evlerine yakın bir yere gidiyorduk. Arslan 'ın yanındaki koltuğa binmiştim. Dikiz aynasından arkaya baktığım da Ece 'nin ve Yiğit 'in ara ara birbirine baktığını görmüştüm. Onlarla konuşup bu işi halledecektim.
Yengeleri olarak...
Bir süre sonra küçük bir restorandın önüne gelmiştik. Mehmet Bey'de çoktan gelmiş bizi orada bekliyordu. Yanına gittik.
'' Baba? '' diye seslenmişti Arslan.
Bizi gören Mehmet Bey gülümsemişti. '' Oğlum. '' sarılmışlardı. Arslan 'dan ayrıldıktan sonra gülümseyerek bana döndü.
'' Nasılsın kızım? ''
'' İyim sağ olun siz. ''
'' Sağ ol kızım. ''
Arslan restorandın kapısını açıp geçmemiz için tutmuştu. Asiye hanım ve Mehmet Bey önde girerken diğerleri de girmişti. Arslan beni gördüğünde elini içeriye doğru uzatmıştı. '' Buyurunuz Ahsen Hanım. ''
'' Teşekkür ederim asker Bey. Umarım herkese böyle kapı açmıyorsunuzdur.''
'' Benim tüm kapılarım size açık. '' gülümseyerek diğerlerinin arkasından yürüdük. Arslan 'ın sağ tarafında oturuyordum. Benim sağ tarafım da Asiye Hanım, Mehmet Bey ve Yiğit vardı. Masanın köşesinde ise Ece. Onunla karşılıklı Yusuf vardı. Oda Arslan ile yan yanaydı.
Diğerleri de bizim karşımıza geçmişlerdi sadece Bahar 'ın yanı boştu. Eren için.
Garson yanımıza geldiğinde ne istediğimizi sordu. '' Lahmacun mu gömsek? '' garsonun arkasından gelen bu ses Eren 'e aitti. Bahar 'ın yanına oturmuştu.
'' Bana uyar. '' dedim.
'' Bana da. '' diğerleri de onayladığın da lahmacun ve yanında ayran söylemiştik.
'' İyisiniz inşallah oğlum, hepiniz duyunca çok endişelendik. '' dedi Mehmet Bey.
'' iyiyiz babacım merak etme. ''
'' Peki, kimin yaptığı belli mi? Sokur mu? '' diye sordu Ece.
'' O soruya cevap vermek biraz güç. '' demişti yiğit.
O sırada garson gelmiş yemeklerimizi getirmişti. Yemek gelince herkes ona odaklanmıştı.
Gerçekten çok lezzetliydi. Bütün yemeği yediğim de sandalyeye yaslandım. Çok yemiştim. Elimi karnıma koydum.
'' Ne oldu güzelim. ''
'' Çok yedim. '' diye cevapladım Arslan 'ı.
'' Afiyet bal şeker olsun yavrum. '' dedi sadece benim duyabileceğim bir şekilde.
Yemek faslı bittikten sonra garson masayı toplamıştı. '' Çay ister misiniz efendim? ''
'' Yok, yavrum sağ ol. '' dedi Asiye Hanım ardından bize döndü. '' hadi gelin bizde de çay içelim. '' neşeyle.
Arslan kimseden olumsuz bir yanıt almayınca '' gidelim o zaman. '' dedi. Hesabı ödeyip restorandan çıktık. Arabaya bindikten sonra yola koyulduk. On beş – yirmi dakikalık bir mesafeydi. Hemen gelmiştik.
Arslan arabayı evin önüne park etmişti. Eve girdiğimiz de koltuklara oturduk. Asiye Hanım mutfağa gitmişti bende onun peşinden gittim.
Şimdilik hanım diyordum ama anne dediğim günler de gelirdi umarım.
'' Ben yapayım isterseniz? ''
'' Gerek yok kızım, siz yeterince yoruldunuz zaten. Ben hallederim düşünmen yeter. ''
'' Peki, yardım lazım mı? '' biraz düşündükten sonra cevapladı.
'' Ece ile birlikte içeriden tabak getirin o biliyor yerini. ''
'' Tamam. Geliyorum. ''
Mutfaktan çıkıp salona geldiğim de içeriye göz attım. Kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Ece 'de beni görmüştü. Elimde gelmesini işaret ettim.
Koltuktan kalkıp yanıma geldi. '' Tabak görevi bize düştü. ''
Ece güldüğünde bende gülmüştüm. Misafir salonuna gelmiştik. Vitrini açtığın da içinden tabakları aldık.
'' Yiğit ile aranızda bir şey var mı? '' diye sordum pat diye. Ece ilk başta bir şey diyemese de kafasını sallamıştı.
'' Sizi alışveriş merkezinde gördüm. Abinle birlikte biz de oradaydık ama o görmedi merak etme ben sizi görünce abini çıkarttım dışarı. ''
Gülümsemişti. '' Teşekkürler. ''
'' Yenge, ben Yiğit 'i seviyorum. ''
'' Biliyorum canım, hareketlerinizden de anlaşılıyor sen ne zaman hazır olduğunu söyle ben abini hallederim. ''
'' Abim bir şey demez ama çok kıskançtır bunu özellikle benim üzerimde çok gösteriyor bir de askerine âşık oldum diye. ''
'' Çekiniyorsun. '' dedim. Kafasını salladı.
'' Dediğim gibi sen söyle ben hallederim. ''
'' Sağ ol yenge. ''
'' Hadi götürelim tabakları annen daha fazla beklemesin. '' tabakları aldıktan sonra odadan çıktık.
Mutfağa girdiğimiz de Asiye Hanım çayları koyuyordu. Geldiğimizi duyunca arkasını dönmüştü. '' dolapta tatlı var ondan da koyun. ''
Ece dolaptan tatlıyı çıkarmıştı. Soğuk baklavaydı.
En sevdiğim...
'' Ay çok severim. '' o sırada Asiye Hanım girmişti içeri. Bütün tabaklara koyuyordu.
'' İstediği kadar koy gelinime yesin. '' gelinim demesini hiç beklemiyordum. Biraz utanmıştım bu yüzden yüzüm kızarmıştır kesin.
Ece tabakların hepsine tatlı koyduğun da çatalları da alıp içeriye dağıtmaya başladık. Tabakları verdikten sonra Arslan 'ın yanına oturdum.
Sessizce biraz daha yaklaşmıştı yanıma.
'' Ne oldu yavrum kızarmışsın? '' dedi eğlenerek.
'' O kadar belli oluyor mu ya? '' kafasını salladı.
'' Annen bana gelinim dedi. ''
'' Ee öylesin zaten yavrum. '' annesinin bana gelinim demesi pek hoşuna gitmişti.
Çayları içmiş ve tatlıları yemiştik. Kalkma kararı almıştık. Hepimiz vedalaşıp sarıldıktan sonra arabanın önüne geldik.
'' Sahilde yürüyelim mi? '' diye sordu Arslan. '' İkimiz. ''
'' Olur. ''
'' Yusuf, siz arabayı alın biz yürüyelim. '' Arslan cebinden arabanın anahtarını çıkartıp Yusuf 'a uzattı.
'' Tamam komutanım. ''
Onlar arabaya binerken biz de yavaştan yürümeye başladık.
Sahile gelmiştik. Yol boyunca hiçbir şey konuşmamıştık. '' Banka oturalım mı? '' dedi Arslan.
'' Olur. '' denize karşı oturuyorduk. Bir süre sessizlikten sonra Arslan sessizliği bozmuştu.
'' Ahsen? '' vücudunu bana doğru döndürmüştü. Bende ona doğru döndüm. Dizimin üzerindeki ellerimi tuttu.
'' Bunu daha iyi şartlarda ve koşullarda yapmak isterdim. Fakat şartlar ve koşullar bunu gerektirdi. Özellikle bugün bunu daha fazla geciktirmemem gerektiğini anladım. ''
Derin bir nefes aldı.
'' Önce sesin gelir aklıma
Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm
Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli
Sonra cumartesi gelir
Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum
Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak. ''
'' Yağmurda, karda, kışta, iyi günde kötü günde, operasyonlarda ve bütün hayallerimizi gerçekleştirirken benimle olur musun, güzel üsteğmenim? ''
Cebinden yüzüğünü çıkardı. '' Evet, tabi ki de! '' dedim heyecan ve mutlulukla. Turgut Uyar 'ın şiiriyle evlenme teklifi etmişti.
'' Bugün gerçekten saldırıdan sonra bunu bende düşünmüştüm fakat çok ani oldu. ''
'' Ahsen, seni çok seviyorum ve daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum. Bütün vaktimi seninle dolu dolu geçirmek istiyorum. Eğer ileri atarsak seni kaybetmekten korkuyorum. ''
'' Benle seninle olmak istiyorum. Bugün o gerçekle daha fazla yüzleştim Arslan. Vakit kaybetmeyelim. ''
Kollarımı Arslan 'a doladığım da sıkıca sarıldı. '' Seni seviyorum. '' diye fısıldadım.
'' Seni seviyorum. ''
Arslan 'ın omzunda deniz kokusu, dalga sesi o kadar huzurlu bir geceydi ki.
Bölüm Sonu.
Bir dahaki bölümde görüşmek üzere.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |