
Sevdiğin birinden nefret etmek mümkün müydü??
Evet bu mümkündü. Ben bunu Arenle öğrenmiştim. Bir zamanlar aşık olduğu bu kadın şimdi ona ne yapmıştı da ona böyle nefretle bakıyordu??
Bu sorunun cevabını bilmiyordum ama en yakın zamanda öğrenecektim. Buna adım gibi emindim.
"Sana son iyiliğim bu ormandan çıkmana yardım etmek olacak masal. Sonrası beni ilgilendirmez!" Dedi Aren. Masal'ı görünce bir anda hırçınlaşmıştı.
Masal timsah gözyaşları dökmeye devam ederken konuşmaya başladı. "Hayır Aren Lütfen yapma! Burada bitiremezsin!" Dedi yalandan ağlamaya devam ederken. Sonra bana döndü.
"Anlat artık!!" Diye bağırmaya başladı. "Uydurduğun şeylerin gerçek olmadığını anlat!"
Bana doğru bağırmaya başladığını görünce ben de bağırdım.
"Anla artık masal ben kimseye senin hakkında bir konuşma yapmadım. Her yerde dile getirmeyi kes artık!" Dedim sinirle.
Bunları duyan Masal daha da sinirlenip üstüme yürümeye başlamıştı ki Aren onu durdurdu. Daha sonra sinirden kudururken şunları söyledi; "Yürü git Aren seninle hiçbir yere gelmiyorum."
Bunu trip atarak söylemişti fakat Aren'in gram umurunda olmamıştı bu söyledikleri. "Aren sen ne yapıyorsun burada?" Masal'ın timsah gözyaşları arkamızda ki kadının sesiyle kesilmişti. Hepimizin bakışları o yöne dönmüştü. Bu gelen Açelya'ydı. Açelya Aren'in ablasıydı, fakat savaştan çıkmış gibi bir hali vardı.
Masal'ı gören kadın yüzünü buruşturdu. Masal'ı sevmiyordu...
"Sen ölmemiş miydin?? Tanrım senden kurtulmuştum nereden hortladın??" Açelya'nın bu sözlerini duyduktan sonra kahkaha atmamak elde değildi, ama bu ortamda olmazdı. Bu yüzden kendimi sıkmak zorundaydım.
Aren ablasının içini rahatlatmak istercesine konuştu. " Merak etme Masal saraya adımını dahi atamaz." Dedi. Bunu duyan kadın rahat bir nefes alarak "Bana uyar." Dedi. Masal ise sadece öfkeden kudurdu.
Artık buradan çıkmaya karar vermiş olmalı ki Aren kolumu tutarak "Gidelim." Dedi. Koca ormanda üçümüz ilerledik.
Yolun yarısında Açelya sorması gereken en önemli soruyu sormuştu, benii. "Aren yanındaki kadın kim?" Dedi beni göstererek.
"Masal yokken işlerimi hallediyor." Dedi kısaca fakat benden böyle bahsetmesi hoşuma gitmemişti. Konuşmadığımı gören kadın erkek kardeşine "Konuşamıyor mu?" Diye sordu. Aren benim yerime cevap verdi. "Hayır abla konuşuyor." Dedi. Hala bir cevap vermediğimi gören Açelya bu sefer de "duyamıyor mu diye sordu. Bunu Aren yanıtlamadan ben cevapladım. "Niye bana engelli muamelesi yapıyorsun??" Dedim sinirle.
"E kızım cevap ver sen de o zaman." Dedi kahkaha atarken. Aren de gülmeye başlamıştı. "Sinirlenince bu kadar tatlı olduğunu bilmiyordum." Dedi.
•••
Sonunda o lanet ormandan çıkmıştık. Neredeyse bir günümü orada geçirmiştim. Bu da beni çok yormuştu. Masal'ın Aren'e ne yaptığını da hala çözememiştim. Belki de en iyisi Aren'e sormaktı.
Aren'den izin alarak odama gelmiştim. Yorgun olduğumu söylediğimde hemen izin vermişti. Kapı çaldı. İçeri bir muhafız girdi. "Toprak hanım prens Arın sizi odasında beklemekte." Dedi. "Prens Aren demek istediniz sanırım?" Dedim, fakat doğruyu söylediğini prens Arın'ın beni odasında beklediğini söyledi. Muhafıza beni oraya götürmesini söyledim, ve evet gelmiştim. Kapıyı çalıp içeri girdim. Beni güler yüzlü bir adam karşıladı. "Merhaba hoş geldin Toprak. Sana kendimi tanıtmakla başlayayım. Ben Arın Aren'in abisiyim." Dedi gülümseyerek. "Memnun oldum efendim." Dedim bende.
"Seni buraya Aren hakkında konuşmaya çağırdım..." Aren?? Ben??
"Efendim saygısızlık etmek istemem fakat benimle ne alakası var Aren'in??" Diye sordum çekinmeden.
"Toprak çoğu kötü şey senin buraya gelişinle başlamadı mı? Örneğin cinayetler, kavgalar, anlaşmazlıklar... Aren ve Masalın kavgası da senin yüzünden başladı."
Bana uğursuz demeye mi çalışıyordu. Evet buraya isteyerek gelmiştim fakat nasıl gideceğimi bilsem burada bir dakika durabilir miyim sanıyordu? Bu adam neyden bahsediyordu?
"Hala anlamadın değil mi sevgili kardeşim Masaldan intikam almak için seninle." Ne? Ne diyordu bu adam ben yanlış mı duyuyordum? Olabilir miydi? Aren Masala ondan çok büyük bir intikam alacağını söylemişti o intikam ben miydim?
"Aren beni kullanıyor." Dedim fısıltıyla.
"Aynen öyle Toprak üzgünüm." Dedi. Ayağa kalkıp odayı terk ettim. Odama geldim üstümü değiştirdim ve yanına gittim, Aren'in yanına. Ona hesap soracaktım. Odasının hemen benimkinin yanında olması işime yaramıştı. Kendi odamdan çıkıp onun odasına dalmıştım. "Toprak dinleneceğini sanıyordum." Dedi şaşkınlıkla. "Gideceğimi haber vermeye geldim." Dedim soğukkanlılıkla. "Nereye?" "Beni kullanamayacağın bir yere." "Neyden bahsediyorsun?" "Masaldan intikam almak için beni kullanamayacağından bahsediyorum!""Bu saçmalığı kim uydurdu Toprak?" "Ne?""Bu saçmalığı kim uydurdu dedim!" "Prens Arın." "Burada bekle ve ben gelene kadar çıkma!" Dedi ve kapıyı çarpıp gitti. Evet aramızda böyle bir konuşma geçmişti ve işler daha da karışmıştı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
