13. Bölüm

Yavaş Adımlar, Büyük Engeller

Fâhte
faahte

"Dayanamadığım bir şey varsa o da şu belirsizlik." -Charles Dickens

 

 

Gergin geçen araba yolculuğu Gülay teyzelerin evinin önünde son buldu. Araba durur durmaz Eymen kemerini çözüp arabadan indi ve inerken kapıyı sertçe kapatmayı da unutmadı.

 

Yutkunduğumda boğazım acıdı. Çok sinirliydim hızla kemerimi çözüp "Hadi Yeşim." Dedim. İkimizde arabadan indiğimizde Eymen valizlerimi indirmişti. "Teşekkür ederim." Dedim varla yok arasında.

 

Bana öylesine bir kafa hareketi yapıp Yeşim'e döndü ve "Görüşürüz Yeşim." Dedikten sonra hemen arabasına bindi.

 

O kadar sinirliyim ki burnumdan soluyordum hızlı hızlı nefes alıp verirken Yeşim'e baktım bir açıklama yapmamı bekliyordu. "Düğün gecesi öpüştük." Dedim tek nefeste.

 

"Bu kadar mı?" dediğinde kafamı iki yana salladım. "Sadece bu kadar ne bekliyorsun ki?" dedim.

 

"Ne bileyim Rana tepkisi çok farklıydı."

 

Kafamı salladım ve valizin birine yöneldim ve onu eve doğru sürüklerken konuştum "Eski sevgilisine dönmüş ya aralarını falan bozarım diye korkmuştur." Mutluluktan uzak ağzımdan birkaç kıkırtı çıktı. "İnanmıyorum ya... İnanamıyorum."

 

Yeşim başka bir şey demezken uzanıp kapının ziline bastım. "Eyşan hamile mi?"

 

"Yok artık Rana!"

 

Omuzlarımı silktim. "Ne olamaz mı?"

 

"Olabilir de."

 

Kapı açıldığında sessizliğe büründük. "Ay hoş geldiniz!" Gülay teyzeyle sarıldım, "Hoş buldum."

 

Yeşim'e baktığında "Hoş geldin annecim." Dedi.

 

"Hoş bulduk anne, Rana temelli buraya döndü burada kalacak."

 

Fazlasıyla emrivaki duruma hemen müdahale ettim. "Çok fazla değil, ev bulana kadar..."

 

Yeşim valizi içeriye götürürken dönüp bize "İyileşene kadar ve gönlüne göre bir ev bulana kadar."

 

"Öyle şey olur mu kızım? İstediğin kadar kalabilirsin." Gülay teyzenin elini aniden yanağımda ardından alnımda hissettiğimde irkildim. "Dur kızım ateşin mi var bakayım, sana Yeşim'in odasını hazırlayayım orada kal."

 

Anne sıcaklığı o kadar uzun zamandır hissetmediğim bir şeydi ki cevap veremedim sadece kafamı salladım. İşin garibi kendimi kötü hissettim ihanet duygusu içime dolarken az önce Eymen'le yaşanan şeyin üzerine bir de bunun olmasıyla gözlerim doldu.

 

"Hadi kapıda durmayın artık içeri geçin."

 

Salona geçtiğimizde tekli koltuklardan birine oturdum. "Artık burada mısın Rana? Avukatlık mı yapacaksın?"

 

Gülay teyzeye dönerek kafamı salladım. "Buradayım Gülay teyze, şimdilik avukatlık düşünüyorum ama zaman ne gösterir bakalım." Gülay teyze gülümseyerek Yeşim'e baktı. "Birlikte mi çalışacaksınız, ayrı mı ofis açacaksın Rana?"

 

Bunu Yeşim'le daha önce konuşmamıştık çünkü böyle bir düşüncem olmamıştı, aile evinde o fotoğrafı bulmadan önce hayatımın yolunu çizdiğimi sanmıştım anneannem ölmeden önce beni koşulsuz seven birine denk geldim sanmıştım ailemden sonra mutluluğu bu şekilde yakaladım sanmıştım ama hayatın planı benim için çok daha farklıydı.

 

"Bu konuyu hiç konuşmadık ama denklik belgesi için uğraşacağım muhtemelen kalan bir şeyler olur onlar için uğraşacağım ya da uluslararası bir hukuk bürosunda arabuluculuk yaparım daha karar vermedim."

 

Yeşim biraz düşündü. "Olabilir aslında seninle adliyeyi altına üstüne getiririz. Sen ruhsatını al ben sana teklifimi yapacağım." Söylediğine güldüm hoşuma gitmişti ama aynı büroda çalışmıyor olsak dahi biz zaten adliyeyi altına üstüne getirirdik.

 

"O zaman gelsin..."

 

 

Bir süre daha birlikte oturduktan sonra dinlenmek için Yeşim'in eski odasında çıktım. Kapıdan girince ilk göze çarpan şey çift kişilik yataktı, kapının yanında gömme bir gardırop duruyordu. Yatağın çaprazında kapının açıldığı duvarda makyaj masası vardı. Yatağın yanında boydan bir pencere stor perde ile kapalıydı. Diğer köşede ise boydan boya kaplı kitaplık duruyordu.

 

Havanın sıcaklığı beni rahatsız etmediği için camı açmayacaktım ama uzun süredir kullanılmadığı için açma gereği duydum.

 

Eymen beni öpüp gider gitmez eski sevgilisine dönmüştü üstelik bunun için de sebep olarak beni gösteriyordu çekip gitmemi sebep biliyordu. Duygularımızın karşılıklı olduğunu hissetmiştim. Buraya onun için gelmemiştim buraya ailem için gelmiştim ama tam olarak dönme sebeplerim arasında Eymen var mıydı tüm gün buna kafa patlatamazdım.

 

Mavi valizime doğru yöneldiğimde burnumun ucu yanmaya başladı. "Hayır ya." Kendimi durdurmaya çalıştıkça gözyaşları benim değilmişçesine akmaya başladı. "Of ama hayır. Kaç günlük bir adam ki ben onun için üzüleceğim?" kendi kendime güldüm. "Bu hissettiğin şey sandığın şey değil avukatsın kızım sen işine odaklan kendine gel, yalnızdın, tehdit ediliyordun o yanındaydı bunu aşk sanmış olamazsın sadece bir hoşlantı belki o bile değil kendine gel üstelik olsa olsa sadece bu senin hoşlantın onun olsaydı hemen eski sevgilisine, nişanlısına dönmezdi." Kendi kendime fısıldayarak açıklamamı yapmaya başladım bunu yaptıkça ağlamam kesildi ve kendimi ikna ettim. Bu hoşlantıydı ve devamı olamazdı.

 

Valizden günlük evde rahatça giyebileceğim bir şeyler çıkarttım yemeğe yardım etmek için aşağı inecektim. Üstelik yalnız kaldığımız an Gülay teyze düğünde Eymen'le neden sarıldığımızı soracaktı ve ona duygusuzca eski nişanlısına döndüğünü söylemeye çalışacaktım.

 

Aşağı indiğimde Gülay teyze mutfakta yemek hazırlığına başlamıştı adım seslerimle bana dönüp gülümsedi.

 

"Uyudun mu canım?"

 

"Pek değil."

 

Dolma dolduruyordu tezgâhta, yanına biraz daha yaklaştım. "Rana." Dedi gözlerini yaptığı işten kaldırıp bana baktı. "Efendim Gülay teyze." Dedim şimdi konu neydi biliyorum.

 

"Düğün günü..." dedi ve duraksadı çünkü derince bir nefes bıraktım yukarıda kendimle ne kadar konuşursam konuşayım anlaşılan hiçbir faydası olmamıştı çünkü "Gülay teyze." Diyerek sözünü kestim. "Aramızda bir şey yok, olmadı yani." Dediğimde bu kez Gülay teyze benim sözümü kesti. "Aranızda bir şey olacaktı olmadı mı yoksa aranızda hiçbir şey olmadı mı?"

 

Duraksamam ve boğazımı temizlemem cevabını almasını sağladı.

 

"Peki şimdi?"

 

"Ne peki şimdi?"

 

"Şimdi aranızda ne var?"

 

"Aramızda hiçbir şey yok Gülay teyze, Yeşim'in evliliği etkileyecek hiçbir şey-"

 

"Bırak şimdi Yeşim'i. Ben sizi soruyorum evli onlar artık onlara bir şey olmaz."

 

Kafamı salladığımda "Bu saatten sonra aramızda hiçbir şey olamaz Gülay teyze nedenine gelecek olursak eğer hiç konuşmak istemediğim bir konu." Dedim devamında Gülay teyze bu konu hakkında bir şey sormadı ve sofrayı kurmasında yardım ettim.

 

Mete amcanın gelmesiyle birlikte masaya oturduk oradan buradan avukatlıktan birkaç arsa davasından konuşarak kapattığımız yemeğin sonunda gecemi evin arka bahçesine tek başıma oturarak bitirdim.

 

İyi bir uyku çekememiştim hasta olmamın kafamın çok dolu olmasıyla zor etmiştim sabahı. Güneşin doğmasıyla odam aydınlandı yatakta oturur duruma geldim telefonumu elime aldığımda birkaç gün öncesinde buraya gelip yapacaklarımı not etmiştim hemen ona baktım.

 

İlk olarak denklik için başvuru yapacaktım. Sonrasında ev bakmam lazımdı zaten kimseye rahatsızlık vermek istemiyordum sonrasında ise neden bu kadar zamandır birbirimizden habersiz kaldığım bir dedem vardı bunun için bütün cesaretimi toplamam lazımdı.

 

Dahası ise mezarlığa uğrayacaktım ama o gücü hiçbir zaman kendimde hissedememiştim.

 

Dün hastane çıkışında Eymen'e arabada dur diyemediğim için eczaneden ilaçlarımı alamamıştım en geç bir haftada geleceğimi düşündüğüm için arabamı düğünün olduğu otelde bırakmıştım onu gidip almalıydım.

 

Yeşim'in odasında bulunan banyoyu kullanarak önce kısa bir duş aldım ardından üzerime; yüksek bel keten şort ise dizlerin biraz üstünde bitiyordu. Üzerime ise beyaz ve mavi renklerde ince bir gömlek giydim ayakkabı olarak beyaz sporlarımı giydim işim çoktu ve rahat olmalıydım.

 

Saat sekize doğru geliyordu evden çıkmadan önce Gülay teyzeye mesaj attım olurda görmezse diye Mete amcaya da mesaj atarak eve taksi çağırdım.

 

Düğünü yaptığımız otelin önüne gelince aklıma hemen arkama bile bakmadan kaçışım geldi belki kaçmamalıydım dedim ama neyi değiştirirdi? Eymen çoktan seçimini yapmıştı üstelik beni öperken bir ton şey söyleyerek bunu yapması zaten tutarsızlığını, kararsızlığını ve ben nasıl ona zor zamanlarımda yanımda olduğu için hoşlantı geçti gitti diyorsam onun varsa bir hissi acıma duygusu olabilirdi.

 

Acıma duygusu insanların gözünde görmeye yabancı olmadığım bir durumdu ama Eymen'in gözlerinde bunu hissetmemiştim ya da ben ona farklı bir gözle baktığım için farkında olmamıştım.

 

Daha fazla düşünüp kafamı bozmayacaktım önce bir eczaneye uğrayıp ilaçlarımı aldım bulduğum butik bir kafede çabucak yaptığım kahvaltının ardından ilaçlarımı aldım ve hemen bir sonraki işi halletmeye geçtim.

 

Yavaş yavaş Eylül gelirken, yapacağım şeyleri kafamda oluşturdum.

 

Denklik başvurusu, eksik derslerimin alımı olası staj, daha o dersleri verip veremeyeceğim muammaydı bu işin uzamasını istemiyordum ama ne kadar diğer yola başvurmayı istemesem bile başka yolum yoktu sınavın zamanı bir iki ay kadar geçmişti ve bir sonraki yıl yapılacaktı o kadar vaktim ve sabrım yoktu.

 

Son davasına girdiğimden beri görüşmediğim ama telefon rehberimde olmasından da rahatsız olmadığım birini aradım. Karşımdaki kişi, yıllardır tanıdığım bir isimdi. Hafif bir hâl hatır sorusunun ardından, asıl isteğimi dile getirdim. Sesimdeki tınıyı, biraz da kararlı bir şekilde düzenledim ve son olarak şu sözleri ekledim. "Açıkçası sınavdan muaf olmak ya da bir şekilde süreci hızlandırmak daha iyi olur. Ama prosedürler biraz uzun, özellikle belge eksiklikleri ve gerekli derslerin alınması muhtemelen bir yıl kadar bir staj söz konusu."

 

Bir süre sessizlik oldu, karşımdaki kişi düşünceliydi. Sonra, yavaşça "Bu konuda tam olarak ne istiyorsun?" diye sordu.

 

"Yakın zamanda girebileceğim bir sınav ya da mülakat. Başarısız olursam sınav tarihini beklemeye razıyım. Sadece kendime bir şans yaratmak istiyorum."

 

Tek isteğim mesleğime giden dar kapının geçebileceğim kadar açılabilmesiydi.

 

Bir süre karşımdaki kişinin ne diyeceğini merak ederek bekledim.

 

"Yani, Rana... Anlıyorum, gerçekten de zor bir durum. Bu süreç, kimseye kolay gelmez. Ama işler her zaman beklediğin gibi gitmez. Bu tür taleplerin, her zaman istediğin şekilde sonuçlanmayabilir senin için neler yapabilirim bakacağım. Bana gerekli belgeleri gönder, sana haber vereceğim."

 

Bu konuşmayla birlikte daha çok gerilmiştim. Olma ihtimalini şu an her şeyden çok istiyordum. "Tabii, gerekli belgeleri hemen toparlayıp gönderirim. Lütfen süreci ne kadar hızlı yönetebilirseniz o kadar iyi olur."

 

Karşıdan birkaç saniye ses gelmedi ancak devamında içimi umutla dolduran ama yaptığımdan korktuğum başka bir cümle duydum. "Elimden geleni yapacağım ama unutmamalısın ki mahkemede işini yaparken ihtiyacın olan kendi bilgilerin olacak."

 

"Elbette." Dedim duraksamadan. "Sizden haber bekliyorum."

 

Gerginlik ve belirsiz telefon görüşmemin ardından en azından yapmam gerekeni yaptığımı düşünüyordum. Bu işlem sadece daha çabuk mahkemeye girmemi ve cübbemi giymemi sağlayacaktı mahkemede savunduğum hak için yaptığı bir şey yoktu ben sadece kapıyı aralamaya çalışıyordum.

 

 

Bölüm : 01.02.2025 03:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...