
|Ertesi Gün|
-Aylin omurgarsında kalan kurşun yüzünden yürüyemeyeceğini duyduğundan beri yanındaki kimseyle konuşmuyordu.
Mesut:Aylin hadi ama kızım.. Kaç defa anlattık geçici diye.
Hüsnü:Evet güzelim, sen kendini toparla kalkacaksın ayağa.
-Bülent, Aylin'in başucunda oturmuş gözlerinin içine bakıyordu ama Aylin ona dahi bakmıyordu.
Bülent:Abiler haklı Aylin. Hepimiz kaç defa konuştuk doktorla.
-Aylin sonunda dayanamadı ve bağırdı.
Aylin:Ya yürüyemeyeceksin dediniz bana! Bu ne demek anlamıyor musunuz abi?
Suat:Güzelim, Aylin'im ameliyat olunca geçecek ama.
Aylin:Abla ameliyat ya ters giderse? Doktor kendisi söyledi gözümün içine bakarak. Kararı sen vereceksin diye. Ya ben tekrar yürüyemezsem? Ne yaparım o zaman bir başıma söylesene abla?
-Suat'ın da gözleri dolmuştu.
Rıza:Tek başına ne demek oluyor Aylin?
Bülent:Sen tek başına mısın Aylin? Baksana etrafına ne kadar insan var.
Aylin:Evet hepiniz varsınız sağolun ama...
Bülent:Aması yok Aylin. Senin yanında bu kadar insan var,ben varım sen yalnız değilsin.. Ve aksi hiçbir şey olmayacak. Sen kalkacaksın ayağa..
Rıza:Biz şimdi seni yalnız bırakalım yoruldun zaten dinlen biraz.
-Aylin hiçbir şey söylemez.
Hüsnü:Suat sende kal yanında.
Suat:Burdayım burdayım...
Hüsnü:Hadi bizde gidelim.
-Mesut çıkarken hala oturan Bülent'e bakar.
Mesut:Koçum sen çıkmıyor musun?
Bülent:Ben mi?
Hüsnü:Evet sen. Hadi kız dinlensin.
Bülent:Peki..
-Bülent çıkarken Aylin önce Bülent'in gözlerinin içine bakar sonra Mesutla Hüsnü'nün. Onlar çıktıktan sonra Suat, Aylin'in yanına oturur ve saçlarını sever.
Suat:Güzelim Aylin'im üzme kendini. Kalkacaksın ayağa inşallah korkma bu kadar. Hadi gülsün o güzel yüzün artık.
Aylin:İyi ki varsınız abla.
Suat:Sende güzelim sende...
...
-Hüsnüler kapının önüne çıkarlar.
Rıza:Hadi Aylin yalnız kalsın Suat burada zaten. Biriniz de beni eve bıraksın zahmet olmazsa.
Mesut:Ben bırakarım baba. Hüsnü burada şimdilik.
Rıza:Ne zaman çıkacak belli mi?
Bülent:Ben sordum yarın iyi olursa çıkabilirmiş.
-Hepsi dönüp Bülent'e bakar.
Rıza:Rahat bırakın çocuğu. Hadi Mesut sende beni eve götür artık.
Mesut:Aylin hele bı toparlasın da.
Rıza:Sende dikkat et kendine evlat.
Bülent:Sağolun efendim...
-Mesut, Rıza'yı götürür. Hüsnü, Bülent'e ters ters bakar.
Hüsnü:Anlıycaz seni de anlıycaz şunu atlatalım da.
-Hüsnü de içeriye girer. Bülent tek başına kalır.
Bülent:Offf..
-Bülent sağa sola gidip gelirken Sinem gelir.
Sinem:Bübü hayırdır? (Gülerek) Bekçi mi yaptılar seni kapıya?
Bülent:Aylin dinlensin dediler kaldım burada.
Sinem:Kimse var mı yanında?
Bülent:İki kişi var.
Sinem:İyii, bakalım o zaman nasıl Aylin?
Bülent:Ya çok kötü Aylin. İnanmıyor bize Sinem.
Sinem:Yürüme konusunda mı?
Bülent:Hı hı..
Sinem:Gel bakalım sen.
-Sinem içeriye girer, Bülent kapıda bekliyodur.
Sinem:Hastamız nasıl?
Hüsnü:İyi iyi maşallahı var.
Sinem:Aylincim nasılsın?
Aylin:İyiyim,ağrım var biraz.
Sinem:Olur o kadar, hemşire ağrı kesici verir bir kez daha hafifler biraz. Pansumanı yaptılar mı?
Suat:Yaptılar doktor hanım yaptılar.
Hüsnü:Ee ne zaman taburcu oluruz biz?
Sinem:Değerleri iyi gidiyor, komiserim de iyiyse yarın çıkabilir.
Aylin:İyiyim iyiyim evde daha iyi olurum hatta ama...
Sinem:Anlıyorum seni de kafana takılan mevzuyu da.. Ama sandığın gibi değil Aylin. Yani omurilikte kurşun kaldığı sürece yürümeyeceksin sen. Eğer alırsak...
Aylin:Ama terslik olursa tüm vücut felç olacak öyle demedi mi doktor?
Sinem:Evet canım ama bu çok düşük bir ihtimal.
Hüsnü:Kızım doktor hanımı iyi dinle bak bize inanmıyorsun.
Bülent:Hem en iyi doktorları buluruz senin için Aylin.
-Aylin, Bülent'e hafif tebessüm ettiğinde Hüsnü'nün bakışları Bülent'i bulmuştu.
Suat:Hüsnü!
Sinem: Bülent doğruyu söylüyor çok iyi doktorlarımız var bu konuda. Ama senin önce kendini ve moralini toparlayıp onay vermen lazım.
Aylin:Düşünmek istiyorum biraz.
Sinem:Tabii,senin kararın nasıl olsa. Ama gülsün yüzün artık(göz kırpar). Ben çıkmadan gelirim yine.
Aylin:Teşekkürler..
-Sinem çıkar. Aylinle Bülent birbirlerine bakıp duruyordur.
Suat: Hüsnü hadi bizde çıkalım.
Hüsnü:Nereye ya? Yalnız mı kalsın kız?
Suat:Yalnız değil Hüsnücüm bak Bülent oğlum yanında.
Hüsnü:Sıkıntı orada değil mi Suat?
Suat:Hüsnü hadi dedim,hadi bir çay ısmarla canım bana hadi.
-Suat zor da olsa Hüsnü'yü çıkarıp Aylinle Bülent'i yalnız bırakır.
Aylin:Gelsene yanıma.
Bülent:İyi misin?
Aylin:İyiyim iyiyim.
Bülent:Yüzünü güldürmek için Sinem gerekiyor diye en baştan deseydin keşke.
Aylin:O ne demek?
Bülent:Sabahtan beri ağlıyorsun canım. İçim gidiyor sen ağladıkça.
Aylin:Ağlamıyorum artık bak.
-Bülent, Aylin'in yüzünü sever.
Bülent:Ağlama, kıyamam gözyaşına Aylin.
Aylin:Sen ne tatlısın böyle.
Bülent:Her zaman tatlım.
Aylin:Her zaman? Hüsnü abilerle de mi?
Bülent:Yok,onlar beni kesecek gibi bakarken tatlı olamıyorum maalesef. Sen bu halde olmasan ne yapacaklar kim bilir.
Aylin:Söylemeseydin sende canım.
Bülent: Söylemese miydim mi? Sen o haldeyken buraya gelmemem lazımdı o zaman. Işte o çok zor.
Aylin:Seni çok seviyorum.
Bülent:Bende seni... Ben seni çok özledim biliyor musun?
Aylin:Öyle mi? Alt tarafı birkaç gün canım.
Bülent:Birkaç gün mü? Bana bir ömür say sen onu...
-Aylin, Bülent'i yakasından tutup kendine çeker ve öpmeye başlar. Bülent afallasa da hemen karşılık verir. Nefesleri kesilene dek öpüşmeye devam ederler. Bıraktıklarında ikisi de gülüyordur.
Bülent:Şu an hastanede olmasak bu iş çok başka yerlere giderdi.
Aylin:Sapık sus!
Bülent:Ne var Allah Allah?
...
|ErtesiGün|
-Aylin taburcu olacaktır ve tüm ekip hastaneye gelmiştir.
Ali:Ya çıkıyoruz çıkıyoruz da kime gidiyor Aylin? Karar verdik mi?
Hüsnü:Bize gidiyor demedik mi?
Mesut:Ne zaman dedik onu ya?
Rıza:Senin ev çok kalabalık Hüsnü.
Ali:Valla kız zor iyileşir orada.
Hüsnü:Doğru..
Mesut:Bana götürmek olmaz mı? Olmaz tek başına kalıyor.
Aylin:Ya kimseye gerek yok eve giderim.
Hüsnü&Mesut:Sen karışma kızım.
Rıza:Biz hallediyoruz Aylin.
Hüsnü:Aylin'in eve götürelim Suat yanında kalır.
Mesut:Beşinci kat zor olur usta acil bir şey olsa.
Suat:Haklı Mesut.
Ali:Bize gidelim en iyisi o.
Rıza:Doğru.
Bülent:Aslında bana da gelebilir ben kalırım yanında isterse Suat abla da kalır ben giderim. Hem yüksek kat falan da değil.
-Rıza düşünürken Mesut ve Hüsnü ters ters bakar. Ali ise Aylinle bakışıyordur.
Bülent:Peki anladım.
Rıza:Hadi hadi bize gidiyoruz. Ayla da demişti zaten. Suat da gelir isterse arada Aylin kendine gelene kadar.
Suat:Olur olur.
Ali:Biz çıkış işlemlerini halledelim o zaman.
Mesut:Bizde eşyalarını götürelim hadi usta.
Hüsnü:Olur.
-Odada Aylin, Bülent ve Rıza kalmıştır. Bülent önüne bakarken Rıza ikisine bakarak güler.
Rıza:Onlara gitseydi Aylin biraz zor görüşürdünüz. Her gün her saat seni kapımda görmek istemiyorum anlaşıldı mı evlat?
Bülent:Peki efendim.
Rıza:Iyi çocuk ha Aylin?
-Aylin gülümser.
Aylin:Ben bir kötülüğünü görmedim baba.
Rıza:Iyi iyi...
Bülent:Şey biraz hızlı olacak ama izin verirseniz Aylin'i akşam dışarı çıkarabilir miyim?
Rıza:Hızlı oldu sanki biraz.
Bülent:Kaç gündür hastanede biraz hava aldırmak istiyorum sizde izin verirseniz Aylin'de isterse.
Rıza:Bana göre sıkıntı yok.
...
-Akşam üstü eve gittikten sonra Bülent, Aylin'i almaya gelmiştir. Bülent, Aylin'i arabaya oturtup sandalyeyi bagaja koyarken Ali kapıda dikilir..
Ali:Geç kalmayın ha.
Aylin:Alii,başlama sende.
Ali:Ne var kızım Allah Allah? Gözümüzün önünde ol daha iyileşmeden hemen..
Aylin:Ali dedim.
Bülent:Birkaç saat çok değil.
Pınar:Alicim gel hadi. Aylincim bakın keyfinize siz.
-Aylin ve Bülent gider.
...
|Sahil|
-Bülent arabayı park eder ve tekerlekli sandalyeyi açıp Aylin'i kucağına alır.
Bülent:Baksana daha evlenmeden kucağımda taşıyorum seni.
Aylin:O ne demek şimdi?
Bülent:Fırsatlar güzeldir demek tatlım.
Aylin:Bırak hadi bırak kolların ağrıyacak.
Bülent:Aşk olsun tüm sahili gezdiririm böyle sana.
Aylin:Saçmalama Bülent hadi.
Bülent:Peki..
-Bülent Aylin'i bırakır ve gezdirmeye başlar.
Bülent:Iyi gelmiştir deniz havası.
Aylin:Çok iyi geldi.
Bülent:Aslında bu havalar hiç İstanbul havası değil. Olacaktık Marmaris'te gezerdik benim tekneyle.
Aylin:Senin teknen mi var?
Bülent:Var tabii, birkaç sene oldu alalı. Hele bir iyileş sen direk gideriz.
Aylin:Kaç kız attın oraya?
Bülent:Valla ilk sana nasip olacak güzelim.
Aylin:Hiç inanmadım ama olsun.
Bülent:Aşk olsun.
-Biraz yürüdükten sonra Bülent bir banka oturur.
Bülent:Bu ortama şarap güzel giderdi ama hastasın.
Aylin:Iyileştikten sonra sözün olsun o zaman.
Bülent:Hay hay komiserim... Aylin?
Aylin:Efendim canım.
Bülent:Sen beni affettin değil mi? Yani ben sen vurulmadan önce çok kırdım sözlerimle, çok üzdüm seni.
-Aylin hiçbir şey demez.
Bülent:Böyle çok geçiştirme gibi oldu sen vurulunca kendimi nasıl affettiririm onu da bilemedim.
Aylin:Ama şimdi buradayız.
Bülent:Evet ama o iki gün.. Hele sen ameliyattayken nasıl aklım gitti bir bilsen. Sinem'in ağzından çıkacak her kelime de yüreğim hopladı. Çok korktum seni kaybedeceğim diye.
Aylin: Ölmedim ama az kalsın kaybediyordun. Çok kırdın beni Bülent. Seni aldatmış olacağımı düşünmüş aklına gelmiş olması bile çok kırdı beni.
Bülent:Haklısın çok çok haklısın Aylin ama işte o an..
Aylin:Ben anladım ki bana güvenin yok senin.
Bülent:Saçmalama Aylin ben kendimden çok sana güveniyorum. Ama seni başka biriyle ne için olursa olsun görmek perişan etti beni. Söyle nasıl affettiririm sana kendimi?
Aylin:Gerek yok ben affettim seni. Ama bir daha sakın aklına gelmesin seni aldatmış olacağım. Ben kendimden çok seviyorum seni. Hele sen beni bu haldeyken bırakmadın ya.
Bülent:Deli misin kızım sen? Ben ne hâlde olursan ol bırakmam seni. Ben deli gibi seviyorum seni ya. Iste bas bas bağırayım haykırayım seni sevdiğimi şu denize, İstanbul'a.
Aylin:(gülerek) Saçmalama Bülent, sakın.
Bülent:Ne sakın Aylincim? Sana niye soruyorum ki?
-Bülent ayağa kalkar, Aylin'i de denize doğru çevirir ve Aylin'e döner.
Bülent:(yüksek sesle)Bu deniz bu şehir bu insanlar duysun..
Aylin:(gülerek) Bülent sus saçmalama. Deli misin sen?
Bülent:Aşk bu komiserim aşk delilik değil de ne? Duy beni İstanbul... Ben bu kızı deli gibi seviyorum ben bu kızı dünyada ki her şeyden çok seviyorum.
-Etrafta gezen insanlar gülümseyerek onlara bakıyordur.
Bülent:Ben komiserime çok aşığım İstanbul..!
Aylin:(yüksek sesle) Bende sana çok aşığım çok!
✳️
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |