
-Aylin hastaneden eve çıkalı bir hafta olmuştu ve ameliyat konusunda hala karar vermemişti. Ekip, Bülent ve Sinem sürekli konuşsa da Aylin için zor bir karardı. O sabah yine ekip Aylinle kahvaltıya çıkmıştı.
Hüsnü:Kız artık kalk gel merkeze. O çaylaklar hiçbir şey bilmiyor.
Aylin:Kendi isteğimle mi gelmiyorum sanki abi? Ayrıca Seda gayet iyiydi ne istiyorsun kızdan?
Ali:Yok yok haklı valla Hüsnü abi. Kızım senin beş dakikada bulduğun şeyi yarım saat bekliyoruz.
Mesut:Ol ameliyatını da gel artık kızım ya.
Aylin:Abi açmasak konuyu..
Rıza:Nereye kadar açmayalım Aylin? Seni üzmek için konuşmuyoruz biz.
Aylin:Biliyorum baba..
Rıza:En iyi doktorlar bulundu, konuşuldu sadece senin karar vermen kaldı.
Aylin:Iyi hoş baba ama ya terslik olursa? Baksana bu halde gezerken bile ne kadar yordum herkesi bir haftada. Herkes pervane olmaya çalışıyor etrafımda.
Ali:Olacak tabi Aylin, kimsenin şikayeti yok ki.
Hüsnü:Ne şikayeti ya? Bir tane Aylin var kim şikayet edecek.
Aylin:Benim var abi.. Kimseye yük olmak istemiyorum. Böyle bir şekilde idare ederim ama ya ameliyatta terslik olur da bütün vücut felç kalırsa? Ne olur o zaman düşünsenize bı. Ben kimseye yük olmak istemiyorum.
Mesut:Kimseye yük olduğun falan yok kızım. Saçma sapan konuşma ya.
Aylin:Abi.. Ya bunlar ihtimal değil mi? Benim açımdan düşünün bir de. Ben mesleği dahi bırakmak zorunda kalırım o zaman. Kafayı yerim abi ya. Ben bu halde zor duruyorum o zaman ne yaparım.
Rıza:Aylin hep en kötüyü düşünüyorsun kızım. Defalarca konuştuk bunu, senin için en iyi nerede nasıl kiminle olacaksa öyle olacak. Herkes inanıyor sende inan kalkıp merkeze geleceksin en kısa zamanda. Sadece düşün ama kötüyü düşünmeden.
Aylin:Peki..
Rıza:Hadi herkes kahvaltısını yaptıysa kalkalım bizde.
Ali:Tamam, Aylin'i bırakıyoruz değil mi önce?
Rıza: Hayır,Aylin kalıyor biz gidiyoruz.
Hüsnü:Niye? Kendisi mi dönecek?
-Hüsnü ve Mesut güler.
Mesut:Ehliyet var mı Aylin?
Aylin:Abi ya..
-O esnada Bülent gelir.
Bülent:Günaydın herkese.
Rıza:Günaydın evlat..
Mesut:Senin ne işin var burda?
Bülent:Aylinle kahvaltı yapacaktık biz.
Hüsnü:Aylin yaptı kahvaltısını. Hadi aslanım hadi.
Rıza:Hüsnü,Mesut! Hadi gidiyoruz biz.
-Rıza ayaklanır.
Rıza:Aylin sana emanet,geç kalmadan evde olsun.
Bülent:Merak etmeyin efendim.
-Mesut, Bülent'e ters ters bakar.
Mesut:Senin de ifadeni alacağım az kaldı. Sen dua et bu kıza.
Hüsnü:Hadi usta hadi. Kızacak şimdi Rıza baba. Bu oğlanla uğraşırız sonra.
-Mesut ve Hüsnü gider.
Ali:Fazla oyalanmayın güzelim,yorma kendini.
Aylin:Tamam Alicim tamam.
-Ekip gider, Bülent, Aylin'i yanağından öper.
Bülent:Sonunda ya.
Aylin:Hoşgeldin..
Bülent: Hoşbuldum tatlım hoşbuldum. Bir an geri gönderecekler sandım.
Aylin:Rıza baba varken mi? Zor biraz o.
Bülent:Yalnız sen iyileşince başım fena dertte gibi benim.
Aylin:Kendi kendini imha ettin hayatım.
Bülent:Mecbur kaldım güzelim. Iyi oldu ama ya. Yeriz bı posta abilerden devam ederiz. Baba da sıkıntı yok neyse ki.
Aylin:Dozunu kaçırırsan gör sen o zaman.
Bülent:Olmaz bir şey.. Ee ne yiyoruz?
Aylin:Ben aç değilim ama kahve içerim.
Bülent:Peki bende çok aç değilim zaten..
...
-AyBül sahil kenarında yürüyodur.
Bülent:Ne yapalım bugün ya?
Aylin:Bilmem.
Bülent:Yorulduysan gidelim, bırakayım seni eve.
Aylin:Yok yok iyi böyle. Hastaneye pansumana götüreceksin unutma bak.
-Bülent bir banka oturup Aylin'i kendine çeker.
Bülent:Pansuman mı? Bende yaparım tatlım sana onu.
Aylin:Cıvıtma Bülent.
Bülent:Niye ya? Merak etme canın yanmaz narin narin yaparım.
Aylin:Daha önce kaç kıza pansuman yaptın acaba sen ya?
Bülent:Hi-hiç canım.. Kime yapacağım Allah aşkına Aylin.
Aylin:Bilemiyorum artık.
-Biraz sessizce denizi izlerler. Aylin'in dikkatini birkaç metre ötedeki lunapark çeker.
Aylin:Bülent.
Bülent:Efendim güzelim.
Aylin:Iyileşince.. Yani ayağa kalkarsam lunaparka gider miyiz birlikte?
-Bülentte lunaparka bakar.
Bülent:Lunapark? Neden iyileşince? Neden şimdi gitmiyoruz?
Aylin:Saçmalama Bülent bu halde nasıl gideyim?
Bülent:Niye? Gör bak nasıl oluyor..
...
-Birkaç dakika sonra Bülent, Aylin'i lunaparka getirmiştir.
Bülent:Evet tatlım, söyle bakalım hangisine binmek istersin önce.
Aylin:Bülent delisin sen.
Bülent:Sadece aşığım.. Çarpışan arabaya ne dersin?
Aylin:Saçmalama ya.
Bülent:Bekle geliyorum hemen.
-Bülent birkaç jeton alıp gelir. Aylin'i önce çarpışan arabaların yanına getirir. Etrafta ki bazı insanlar ona bakarken Bülent, Aylin'i kucağına alır.
Aylin:Ya iyice delirdin sen ama. Insanlar bakıyor bize.
Bülent:Baksınlar umrumda mı?
-Bülent, Aylin'i arabaya oturtur,yanına da kendisi oturur.
Aylin:Sana inanamıyorum bazen.
Bülent:Sen lunapark istemedin mi canım?
Aylin:Iyileşince dedim Bülent. Böyle herkese rezil olmak istemedim.
Bülent:Işine baksın millet. Sevgilimle eğleniyorum ben.
-Birkaç dakika çarpışan arabada eğlendikten sonra lunapark içinde gezmeye devam ederler.
Bülent:Pamuk şeker yer miyiz komiserim?
Aylin:Zahmet olmazsa.
Bülent:Hemen alıyorum bekle burda.
-Bülent pamuk şeker alıp gelir. Aylin'i dolaştırmaya devam eder.
Bülent:Çok tuhaf.
Aylin:Ne?
Bülent:Karşımda bir polis var ben onunla lunaparka gelmiş pamuk şeker yiyorum.
Aylin:Neyi tuhaf bunun? Polisler lunaparka gidemez mi?
Bülent:Yok canım öyle değil. Benim için tuhaf genel olarak. Polisle hep olaylı işim olduğu için malum sevgilim olması bile tuhaf geliyor bazen.
Aylin:Allah Allah bak sen..
Bülent:Hep böyle çok sert insanlar sanardım polisleri ben.
Aylin:Sen dikkat et o zaman benim sert tarafıma denk gelme o zaman.
-Bülent, Aylin'e doğru eğilir.
Bülent:Ne kadar sertsin görmek isterim komiserim.
Aylin:Seni vururum Bülent.
Bülent:Sustum.. Bak dönme dolaba da geldik. Korkmazsın değil mi?
Aylin:Ben mi?
Bülent:Evet,yani yükseklikten falan.
Aylin:Asla.. Sen korkuyor musun yoksa?
Bülent:Hayır tabiki de.. Hadi binelim bakalım.
-Bülent, Aylin'i kucağına alıp dönme dolaba bindirir ve kemeri takıp yanına oturur.
Bülent:Işte hazırız. Korkarsan sarılabilirsin.
Aylin:Çok beklersin canım.
-Dönme dolapta tatlı tatlı sohbet etmeye devam ederler.
Aylin: Bugünü ben iyileşince de yaşayalım Bülent. Tadını çıkaralım en azından.
Bülent:Sen yeter ki iste sevgilim. Aslında başka şeylerin tadını çıkarabiliriz şu an.
Aylin:Neymiş o?
-Tam tepede kaldıkları an Bülent yaklaşır ve Aylin'i öpmeye başlar. Aylinde karşılık verir. Elleri saçlarına karışırken dakikalarda öpüşürler. Ayrıldıklarında dönme dolap aşağıya gelmiştir.
...
-Lunaparktan sonra Bülent,Aylini hastaneye pansumana getirmiştir. Hemşire pansuman yaparken Bülent de kapıda dikilir.
Bülent:Bende yapardım pansuman yani ne var bunda.
-O esnada Sinem gelir.
Sinem:Hayırdır Bübü? Ne oldu?
Bülent:Benimkini bekliyorum.
Sinem:Senin ki? Ali mi burda?
Bülent:Ne Alisi Sinem ya? Ali senin bı kere. Ben hanımımı bekliyorum.
Sinem:Aylin? Hanımın da mı oldu bak sen.
Bülent:Ne olacak başka canım? Hanımcıyız biz.
Sinem:Ali'ye az ders versene sen. Bir şey mi oldu? Iyi mi Aylin?
Bülent:Pansumana geldik ya.
Sinem:Konuştunuz mu? İkna olmadı mı hala?
Bülent:Herkes ikna etmeye çalışıyor ama karar vermedi henüz. Korkuyor haklı da bence Sinem. Hayatı o ameliyatla paramparça olabilir.
Sinem:Kurtulabilir de ama.. Kurşun en sıkıntılı noktada evet ama bekledikçe zaman kaybediyoruz.
Bülent:Evet ama ne bileyim ya.
Sinem:Bak Aylin'in anı hareket etmesi bile o kurşunun zarar vermesine sebep olabilir.
Bülent:Ne yapıp edip ikna edicem.
Sinem:Ben bakayım bi.
Bülent:Tamam..
-Aylin'in pansumanı yapılmış toparlanıyordur.
Sinem:Yavaş yavaş hareket et Aylin.
Aylin:Sinem, hoşgeldin.
Sinem:Sen hoşgeldin canım,mekan benim.
Aylin:(güler) Doğru... Pansumana getirdi Bülent.
Sinem:Dikiliyor kapıda.
Aylin:Beklesin,işi ne?
Sinem:Değil mi? Nasılsın bakalım? Ağrın falan oluyor mu?
Aylin:Arada geliyor aniden ama ciddi bir şekilde değil. Yara sızlıyor işte.
Sinem:İlaçlara takviye yapalım bi,hafifletsin.
Aylin:İyi olur.
Sinem:Yaranın durumu ne hemşire hanım?
Hemşire:Gayet iyi hocam, enfeksiyon falan yok. Haftaya dikişleri alabiliriz.
Sinem:Güzel..
...
-Hastaneden sonra Bülent, Aylin'i şirkete getirmiştir.
Aylin:Ya bıraksaydın beni eve sen. İşin gücün var benimle mi uğraşacaksın?
Bülent:O ne demek Aylin? Gayet sakin bir gün bugün. Hem iş yerimi görmüş ol işte.
Aylin:Görmez olaydım Bülent.
Bülent:Neden?
Aylin:Ne neden ya? Mini mini etekli kızlar hep. Ne kadar rahatsınız siz.
Bülent:Personelin kıyafetine karışmıyoruz ki tatlım.
-Aylin kaşlarını çatar.
Aylin:Hoşuna gidiyor çünkü değil mi? Kızdırma beni dikişlerim acıyor.
Bülent:Bakıyorsam iki gözüm önüme aksın valla.
Aylin:Yalan söyleme Bülent!
Bülent:Valla söylemiyorum. Şimdi senden önce belki bakıyor olabilirdim ama seni tanıdıktan sonra dişi sineğe dahi bakmıyorum.
Aylin:Hele bı bak. Seni..
Bülent:Beni vurursun biliyorum tatlım. Sende pek meraklısın.
Aylin:Bizde tehdit yöntemi böyle tatlım.
Bülent:Güzel yöntem..
-O esnada Ali ve Yeşim gelir.
Ali:Ooo kimler varmış.
Yeşim:Aylin Komiserim hoşgeldiniz, geçmiş olsun.
Aylin:Hoşbuldum, teşekkür ederim sağolun.
Ali:Rahatsız mı ettik çıkalım mı? Kanka?
Bülent:Rahatsız ettin kanka çık. Sevgilimle romantik anlar yaşıyorum.
Aylin:Bülent!
Yeşim:Müşteriler gelir şimdi, toplantıyı unutmadınız beyler değil mi?
Bülent:Bugün toplantı mı vardı?
Ali:Unuttun değil mi lan?
Aylin:Sana işin varsa getirme beni dedim.
Bülent:Aşk aklımı karıştırdı unutkanlık yaptı bende.
Ali:Laflara bak laflara. Komiserim hep sana yalakalık için.
Bülent:O ne demek kanka ayıp oluyor.
Aylin:Ben malımı biliyorum sıkıntı yok.
Yeşim:Ben çıkıyorum,geç kalmayın sizde.
Ali:Geliyorum bende.
-Aylin ve Yeşim çıkar.
Aylin:Ah Bülent ah.
Bülent:Uzun sürmez zaten hayatım, beklersin beni sen.
Aylin:Ne yapacağım burada ben ya?
Bülent:Oyalan işte tatlım. Şans öpücüğü alayım kaçayım.
Aylin:Yok sana öpücük falan.
-Bülent, Aylin'i öpecekken Ali odaya dalar.
Ali:Kanka adamlar gel... Pardon.
Bülent:Allah belanı versin Ali!
Aylin:Yürü git hadi.
Bülent:Öpeyim.
Aylin:Sonra, git.
Bülent:Neyse...
...
-Bülent toplantıdayken Aylin odada tek başına duruyodur. Yürümeyince canı da sıkılır tek başına. O esnada kapının önünden üç ses duyulur.
1: Koskoca yönetmen ama haline bak.
2:Aşık işte ne hali Allah aşkına?
1:Polis polis.
-Aylin kendisinden bahsedildiğini anlar.
1:Üstelik sakat.
2:O ne demek öyle ya? Kadın vurulmuş ameliyat olacakmış.
3:Çok ters bence.. Yönetmen adamsın sen polis ve sakat olan biriyle işin ne yani?
1:Bir de bunun magazinde duyulduğunu düşün.
2:Ne olabilir ki? Sanki tüm ülke konuşacak.
3:Bülent Hocanın da ne kadar pretijli olduğunu biliyoruz şimdi.
1:Tabi kızım, kaç reklam şirketi geldi kapıya onun için. Ama Ali Bey var diye reddetti hep.
3:Ama dön bak birlikte olduğu kişiye.
2:Erkek milleti değil misiniz aynısınız hep..
-Üç genç biraz daha konuştuktan sonra oradan ayrılmıştır ama Aylin'in de duyduklarıyla morali bozulmuştur. Olduğu hale olduğu yere bakar aklında sürekli başka şeyler düşünür. Toplantı sonrası Bülent hemen Aylin'in yanına gelmiştir.
Bülent:Sıkıldın değil mi?
Aylin:Yoo.
Bülent:Bir şey mi oldu?
Aylin:Yoruldum,eve bırakır mısın beni?
Bülent:Olur.. Çok dolaştık bugün haklısın sende.
-Aylin tebessüm eder. Bülent ne olduğunu bilmese de anlamıştır bir şey olduğunu. Bülent, Aylin'i eve getirene kadar hiçbir şey konuşmazlar.
Bülent:Güzelim sen iyi misin? Bir şey mi oldu?
Aylin:Hayır... Dedim ya yorgunum sadece.
Bülent:Peki..
...
-Gece Aylin bugün duyduklarını düşünür ve tutamaz kendini. Aklına olduğu hal gelir ve kimse duymayacak şekilde ağlar. Sabah olduğunda Pınar uyanıp uyanmadığına bakmak için yanına gelir.
Pınar:Aylincim, günaydın.
Aylin:Günaydın...
Pınar:Ben uyandın mı diye geldim de sen iyi misin? Dün gelince de moralin bozuktu sanki.
Aylin:Iyiyim ya iyiyim.
Pınar:Bana hiç öyle gelmedi ama. Bir şeyler oldu sanki. Bülentle mi yoksa?
Aylin:Yok yok,iyi her şey onunla.
Pınar:Öyle olsun yeter ki.. Hadi gel kahvaltıya geçelim.
Aylin:Olur...
...
-Bülent ise erkenden şirkete gelmiş, şirkette kahvaltı yapıyordur. Bir yandan da telefonda birkaç habere bakar. O esnada gördüğü şeyle aklı döner,sinirlenir.
Bülent:Bu ne lan?
-Ali odaya gelmiştir o esnada.
Ali:Kanka ne oluyor?
Bülent:Ali bu ne?
-Bülent telefonu Ali'ye uzatır.
Ali:Yuh!
✳️
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |