BÖLÜM 55:Tehlike Çanları

Sangu:Eflin,seninle tanışmak için bi ara kahve içmeye gidelim mi?

Eflin:olur tabii ki de,istersen şimdide tanışırız

Sangu:etraftan bir horultu geliyor sanki duyuyor musun?

Eflin:alarm gibi öten İskoç bey söz konusu sanırım

Farah:ondan başka şiddetli alarm tanımıyorum ya,Allahtan kurtuldum zorla kaçırıldım bir dağ ayısı tarafından ama en azından her gece uykusuzluk çekmiyorum

Sangu:benide biri kaçırsa da kurtulsam şu hayattan

Sarı:belki talip vardır(fısıldayarak)

Sangu:nerde,nerde(fısıldayarak)

Sarı:arkada sanki?(fısıldayarak)

Sangu:sabahtan beri gözüm üstünde zatende belli etmiyorum(sessizce)

Sarı:oldu bu iş bil

Sangu:Allah gönlüne göre versin Sarı

Yolculuk böylece devam etti,eve varınca her zamanki gibi insan gibi olmuştuk sanki biraz,gün içinde baya birşeyler yapmıştık

Çarşamba gününe ışınlanıyoruz:

Eris:çok tatlı kızmışsın aslında

Sangu:sağol,sende güzel yürekliymişsin,senin gibileri kaldı mı bilmiyorum ama nadirs-,yani hoş fikirlisin,iyi yaptık bu projeyi,detaylarını öbür teneffüs zili çalınca konuşalım,malum zil çaldı

Eris:sınıfına kadar eşlik edebilirim istersen?

Sangu:iyi olur bu

Sangu ve Eris sınıfa kadar çıkmışlardı

Sangu:teneffüste görüşürüz

Eris:görüşürüz Sangu

Eris tam gidecekken,eski düşmanı olan Urazı gördü

Eris:(iç ses)bunun burada ne işi var!,yoksa Sanguyla aynı sınıfta mı,hayır hayır olamaz öyle bir şey değil mi olamaz Eris,yoksa büyük tehlike