BÖLÜM 57:Çevik ve Zeki

Uyanınca konuşmaya başladım

Sangu:sen!,seni pislik!

Uraz:şşt sessiz ol biraz başımı ağrıttın

Sangu:olmayan kafanı nasıl ağrıtabilirim sence?

Uraz:kapatalım şu çeneyi

Sangu:o çene senin an-

Ağzımı kapattıkları andan itibaren ona pis pis bakışlar atıyordum,arabayla tekinsiz bir terk edilmiş inşaata gelmiştik,kapalı ve görünmeyen bir tarafta arabayı park ettiler,ilk önce kendisi çıktı sonra beni kolumdan tutarak dışarı çıkardı sonra da ağzımdaki bezi

Kafamda sil@h dayalıydı,toplam 2 tane koruma benzeri kişiler vardı,hepsini toplasak bir adam etmez gelmişler beni kaçırıyorlar,ben buna güleyim mi şimdi?

Ellerimi teslim oldum hareketiyle yukarı kaldırıp kolundan tutup çevirdim,ve arkadan tekme attım,çevik bir şekilde kafasına silah dayadım

Sangu:sen beni ne sandın acaba?,böyle önüne geleni av olarak mı görürsün hep

Uraz:lanet olası!

Sangu:boş yapma da arabaya yanaş,yanındaki 2 boş insan görünümlü canavarlar sizlerde bekleyin,şah mat sizlere plansızlar

Uraz:bilseydim böyle olacağını,sesini kökten keserdim

Sangu:sen önce sakalını kes

Bu tarafa doğru bir araba geliyordu,hızlıca arabasını durdurduktan sonra içinden biri çıktı

Bu kişi Eris'ti,biraz değişik hissetmiştim,nereden buldu acaba burayı?

Eris:seni m@nyak!,buraya senin belanı vermeye geliyordum ama görüyorum da birileri çoktan vermiş

Bana göz kırptıktan sonra buraya doğru yaklaştı

Eris:gerisini ben hallederim Sangu,arabada bekleyebilirsin

Elimdeki sil@hı ona verdim dikkatlice

Sangu:benim burada işim bitmiştir,evin yolunu biliyorum bu yüzden yürüyerek gidiyorum ben

Eris:proje yapacaktık ama bu hafta içinde,tamda bulmuşken seni gidelim bizim eve projeyi yaparız

Sangu:annemden izin almadım ben ondan yarına alayım,görüşürüz

Eris:peki,anladım görüşürüz

Farah'ın ağzından anlatıma geri dönüyoruz:

Farah:uçak hızıyla neden gitti sence Eris?

Argun:bilmiyorum ki,ama belli olur birazdan

Der demez Argun'un telefonu çaldı

Argun:iyi insan lafının üstüne gelirmiş,Eris arıyor

Argun telefonu açtı,konuşmaya başladılar ve 5 dakikaya orada olacağını söyleyip telefonu kapattı

Argun:beni çağırıyor,gidiyorum ben

Farah:görüşürüz o zaman

Argun gülümseyip kapıyı hızla çarpıp çıkıp gitti,bende yukarıya Eflin'in yanına çıktım kapıyı tıkladım

Farah:Eflin ben geldim

Eflin sevecen tavırlı gülümsemesiyle kapıyı açtı

Eflin:hoş geldin Farah,otur hemen sen ben de mutfaktan ekler alıp geliyorum

Farah:en sevdiğim...

Eflin:ekler mi?,benimde en sevdiğimdir

Yatağına oturup gelmesini bekledim,hızır gibi gitti geldi

Eflin:başlıyoruz ekler yeyip sohbet etmeye şimdi

Farah:sana ilk önce bir soru soracağım

Eflin:neymiş o soru

Ekleri 2'şer tane ağzına attı

Farah:İskoç-

Eflin öksürmeye başladı,boğazına durdu sanırım bende komidindeki suyu alıp içmesi için uzattım,suyunu içtikten sonra konuşmaya başladı

Eflin:bi an boşluğuma denk geldi,hani boşluğuna denk gelir de gülersin ya işe onun gibi oldum

Farah:anladım,İskoç,Argun,sen ve ben yarın çorba içmeye gidelim mi,hem değişiklik olur ne dersin?

Eflin:çok güzel olur,hemen işleme geçirelim bunu,yalnız tavuk çorbası içerim şimdiden söylüyorum

Farah:bende tavukçuyum,zevklerimiz ve renklerimiz çok benziyor seninle Eflin

Eflin:bugün tamda onu diyecektim,aynı renk ceketi giydik ya,bugün bi kız geldi sordu kardeşin mi şu kız diye,geçenlerde bizi görmüş ve bugünde aynı renk ceketi giydigimizi de görünce sanmış ki kardeşiz,renkleri benzeyince insanı da benzetiyorlar ya en çokta buna şaşırdım

Farah:olabilir,çünkü zaten kardeşim gibisin sen benim

Sohbete devam ettik 2 saat falan,en sonunda odama gittim2