17. Bölüm

Bölüm 17: Geçmişin İzinde Birleşen Hayatlar ve Yalanların Enkazında Yeşeren Umut

Lina, elindeki o sararmış mektubun rehberliğinde, gerçek annesi Ayşe'nin izini sürmeye kararlıydı. Arkadaşları Deniz ve Can'ın da desteğiyle, mektupta geçen "Ahmet" isminin peşine düşmeye karar verdiler. İlk olarak, Lina'nın annesi Eda'nın geçmişine dair olabilecek ortak tanıdıklarını araştırmaya başladılar. Eda'nın lise ve üniversite yıllarına ait eski arkadaşları, belki de Ayşe ve Ahmet hakkında bir şeyler biliyor olabilirdi.

Deniz'in sosyal medyada yaptığı titiz bir araştırma sonucunda, Eda'nın lise yıllarından bir arkadaşının izine ulaştılar. Bu arkadaş, yıllar sonra küçük bir sahil kasabasına yerleşmiş ve butik bir otel işletiyordu. Lina, Deniz ve Can, hiç vakit kaybetmeden bu arkadaşla iletişime geçmeye karar verdiler. Belki de bu kadın, Ayşe ve Ahmet'in hikayesine dair önemli bir ipucu sunabilirdi.

Eda ise ailesiyle olan ilişkisinin enkazı altında eziliyordu. Burak'ın soğuk ve mesafeli tavırları, Cem'in içine kapanık ve düşünceli hali, Eda'yı derin bir pişmanlık ve yalnızlık duygusuyla baş başa bırakmıştı. Yıllarca süren yalanlarının bedelini ağır bir şekilde ödüyordu. Lina'nın ona karşı duyduğu öfke ve hayal kırıklığı, Eda'nın kalbini binlerce parçaya ayırıyordu. Tek umudu, bir gün Lina'nın onu affetmesi ve gerçek annesiyle sağlıklı bir ilişki kurabilmesiydi.

İstanbul'da Ayşe ve Elif, avukatlarıyla birlikte hukuki mücadelelerine devam ediyorlardı. Eda'nın yıllar önce yaptığı o karanlık anlaşmanın hukuki boyutları karmaşıktı ancak Ayşe'nin kararlılığı ve avukatının deneyimi, adaletin yerini bulacağına dair umutlarını canlı tutuyordu. Elif'in yetimhanedeki eski çalışanıyla yaptığı görüşmelerden elde ettiği bilgiler, Eda'nın Lina'yı evlat edinme sürecinde bazı usulsüzlükler yapıldığını gösteriyordu. Bu bilgiler, Ayşe'nin hukuki mücadelesinde önemli bir avantaj sağlayabilirdi.

Birkaç gün sonra, Lina, Deniz ve Can, Eda'nın lise arkadaşının yaşadığı o küçük sahil kasabasına doğru yola çıktılar. Yol boyunca Lina'nın kalbi hem heyecan hem de endişeyle çarpıyordu. Ya bu yolculuk onu gerçek annesine bir adım daha yaklaştırırsa? Ya da sadece yeni bir hayal kırıklığıyla sonuçlanırsa?

Sahil kasabasına vardıklarında, Eda'nın arkadaşının işlettiği o şirin butik oteli buldular. Otelin sıcak ve samimi atmosferi, Lina'nın gerginliğini bir nebze olsun yatıştırdı. Eda'nın arkadaşı, onları güler yüzle karşıladı ve samimi bir sohbete başladılar. Lina, çekinerek de olsa, o eski fotoğrafı ve mektupta geçen Ayşe ve Ahmet isimlerini sordu.

Eda'nın arkadaşının yüzünde anılarla dolu bir ifade belirdi. "Ah Ayşe... ne kadar da güzel ve naif bir kızdı. Eda ile liseden çok yakın arkadaştılar. Sonra hayat onları farklı yollara sürükledi." Arkadaşı, Ayşe ve Eda'nın lise yıllarındaki yakın arkadaşlığını, hayallerini ve umutlarını anlattı. Ardından Ahmet'ten bahsetti. "Ahmet... yakışıklı, idealist bir genç adamdı. Ayşe ona çok aşıktı. Üniversitede tanışmışlardı."

Lina ve arkadaşları, pür dikkat kadını dinliyorlardı. Kalplerindeki merak giderek artıyordu. "Peki sonra ne oldu?" diye sordu Lina sabırsızlıkla.

Eda'nın arkadaşının yüzünde hüzünlü bir ifade belirdi. "Sonra... sonra hayatın acımasız yüzüyle karşılaştılar. Ahmet'in ailesi onların ilişkisine karşı çıktı. Maddi farklılıklar ve toplumsal baskılar yüzünden ayrılmak zorunda kaldılar. Ayşe çok yıkılmıştı."

Tam o sırada, Deniz araya girdi. "Peki Ayşe'ye sonra ne oldu? Onu hiç gördünüz mü?"

Eda'nın arkadaşı başını salladı. "Birkaç yıl sonra Eda bana Ayşe'nin hamile olduğunu ve çok zor durumda olduğunu söylemişti. Yardım etmek istedim ama Eda her şeyin kontrol altında olduğunu söyledi. Sonra da Ayşe'den bir daha haber alamadım."

Lina'nın kalbi acıyla burkuldu. Annesi Ayşe, zor durumda kalmış ve sonra ortadan kaybolmuştu. Peki Eda, o sırada ne yapmıştı? Neden Ayşe'ye yardım etmemişti? Ve o mektupta bahsedilen bebek... Lina, o bebeğin kendisi olduğundan artık neredeyse emindi.

Ayşe, İstanbul'daki avukatlık bürosunu kurma çalışmalarını tamamlamış, modern ve şık bir ofis açmıştı. Ancak tüm dikkati ve enerjisi hala kızını bulma mücadelesindeydi. Elif'in yardımıyla yetimhanenin eski kayıtlarını tekrar incelemeye başlamışlardı. Bir gün, kayıtlar arasında dikkat çekici bir detay fark ettiler: Lina'nın evlat edinme dosyasında, Eda'nın doğum raporu yerine, "düşük yaptığına dair" sahte bir belge vardı. Bu sahtecilik, Eda'nın yalanlarını açıkça ortaya koyuyordu.

Ayşe ve avukatı, bu yeni delille birlikte hukuki süreci hızlandırmaya karar verdiler. Eda'nın yalanları ve evlat edinme sürecindeki usulsüzlükler, Ayşe'nin kızını geri alma şansını önemli ölçüde artırabilirdi.

Lina, Eda'nın lise arkadaşından öğrendikleriyle sarsılmış bir halde İstanbul'a geri döndü. Zihninde sayısız soru işareti vardı. Annesi Ayşe'nin zorlu hayatı, Eda'nın ihaneti ve kendi kimliğine dair o büyük sır... Hepsini bir araya getirmeye çalışıyordu. İlk işi, o mektupta bahsedilen Ahmet'i bulmak olacaktı. Belki Ahmet, Ayşe hakkında daha fazla bilgiye sahipti.

Deniz'in sosyal medya araştırmaları sayesinde, "Ahmet Yılmaz" adında, mimar olan bir adamın izine ulaştılar. Aynı şehirde yaşıyordu. Lina'nın kalbi umutla çarpmaya başladı. Belki de bu Ahmet, onun babasıydı.