2. Bölüm

2. Bölüm

Fatma_vp
fatma_vp

 

Bölüm 2: Kabul Edilen Kaderin Ağır Zincirleri

Ayşe'nin dudaklarından dökülen o silik "Ne yapmam gerekiyor?" sorusu, hastane odasının steril sessizliğini ürpertici bir şekilde böldü. Eda Hanım'ın yüzünde beliren o anlık rahatlama, Ayşe'nin kalbindeki karmaşık duygular yumağını daha da düğümledi. Bu kabul, yüzeyde bir teslimiyeti ifade etse de, derinlerde tarifsiz bir kayıp ve belirsiz bir geleceğe doğru atılan ürkütücü bir adımdı.

"Öncelikle Ayşe," diye fısıldadı Eda Hanım, sesi artık ipeksi ama bir o kadar da emrediciydi, "bu sır, bu odanın duvarları arasında sonsuza dek saklı kalacak. Dışarıya tek bir kelime sızdırmayacaksın. Bu hastanenin koridorlarında yankılanan her fısıltı, sadece senin değil, benim de sonum olabilir. Özellikle de o yetimhaneden kimseye... ne Ahmet'e, ne de o eski günlerden tanıdığın herhangi birine tek bir imada bile bulunmayacaksın. Ben her şeyi, en ince ayrıntısına kadar planladım. Ufak bir hata bile her şeyi mahvedebilir."

Ayşe, Eda Hanım'ın keskin bakışları altında ezilerek, içinde büyüyen korku ve çaresizlikle zar zor başını salladı. Karnındaki minik canın her geçen gün daha da belirginleşmesi, bebeğini bir yabancıya verme düşüncesini katlanılmaz bir işkenceye dönüştürüyordu. Ancak Eda Hanım'ın gözlerinde parlayan o uzak, ışıltılı hayat vaadi, içinde bulunduğu karanlık ve umutsuz bataklıktan tek çıkış yolu gibi görünüyordu. Belki de Ahmet bir gün geri dönerdi ve onu bambaşka, güçlü bir kadın olarak bulurdu. Bu düşünce, kalbindeki derin yarayı sarmasa da, acısını bir nebze olsun hafifletiyordu. Belki de kendini kandırıyordu, belki de bu sadece bir illüzyondan ibaretti ama şu an tutunabileceği tek iplik buydu.

Eda Hanım, Ayşe'nin titreyen elini kendi soğuk ve güçlü ellerinin arasına aldı. "Seni en kısa zamanda bu kasvetli şehirden, bu acı dolu ülkeden çok uzaklara göndereceğim. Dünyanın en iyi okullarında okuyacak, yepyeni bir hayata başlayacaksın. Maddi hiçbir kaygın olmayacak. Geçmişini, o karanlık günleri tamamen sileceksin."

Hastanenin steril ve zamanın durduğu hissi veren koridorlarında günler ağır ağır ilerledi. Eda Hanım, Ayşe'nin fiziksel ve ruhsal sağlığını yakından takip ediyordu. En iyi doktorlarla görüşüyor, Ayşe'nin sağlıklı ve dengeli beslenmesini sağlıyor ve geceleri ona sakinleştirici, geleceğe dair umut dolu fısıltılarla telkinlerde bulunuyordu. Ancak aralarındaki ilişki, sıcak ve şefkatli bir anne-kız ilişkisinden ziyade, gizli ve tehlikeli bir anlaşmanın iki gergin ortağı arasındaki mesafeli bir nezaketti. Ayşe, karnındaki minik canın her kıpırtısını hissettiğinde, kalbine saplanan görünmez bir bıçağın acısıyla kıvranıyordu. Bu küçücük varlığı, kendi kanından canı, bir başkasına vermek zorunda kalmak, ruhunda onarılamaz, derin izler bırakıyordu. Geceleri, uykusuzlukla boğuşurken, bebeğini hayal ediyor, minik ellerini ve ayaklarını öpüyor, onun sıcaklığını teninde hissediyordu. Bu hayaller, gündüz yaşadığı kabusun ağırlığını daha da artırıyordu.

Eda Hanım, karanlık ve karmaşık planının kusursuz işlemesi için her detayı defalarca gözden geçiriyordu. Hastane kayıtlarında Ayşe'nin adına dair en ufak bir iz bile bırakılmamıştı. Kendi düşük yaptığına dair sahte ve inandırıcı belgeler hazırlanmış, güvenilir doktorlar ve hemşireler gerekli şekilde yönlendirilmişti. Her şey, Eda Hanım'ın sağlıklı bir bebek dünyaya getirmiş gibi görünmesi için ince ince ayarlanmıştı. En zorlu kısım ise eşini bu konuda ikna etmekti. Onun şüphelerini bertaraf etmek için karmaşık bir yalan ağı örmüştü. Kocasının yoğun iş temposunu fırsat bilerek hareket ediyor, her adımını dikkatle planlıyordu.

Haftalar ayları kovaladı. Ayşe'nin karnı artık saklanamayacak kadar büyümüştü. İçindeki minik can, varlığını her geçen gün daha da güçlü bir şekilde hissettiriyordu. Ayşe, bebeğiyle sessizce konuşuyor, ona en sevdiği ninnileri fısıldıyor, minik tekmelerini eliyle okşuyordu. Onu bırakma düşüncesi, her geçen gün daha da dayanılmaz bir acıya dönüşüyordu. Ancak Eda Hanım'la yaptığı o karanlık anlaşma, üzerine çöken demir bir kafes gibiydi. Geri dönüşü olmayan bir yola girmişti ve her geçen gün sona biraz daha yaklaşıyordu.

Bir akşam, Eda Hanım Ayşe'nin odasına geldi. Yüzünde gergin, neredeyse acı dolu bir ifade vardı. "Zaman daralıyor Ayşe," dedi, sesi normalin biraz üzerinde, endişeyle titriyordu. "Her an doğum başlayabilir. Fiziksel olarak ve... zihinsel olarak buna hazır olmalısın."

Ayşe'nin kalbi göğüs kafesinde çılgınca atmaya başladı. Korku, derin bir endişe ve tarifsiz bir kayıp hissi tüm benliğini bir girdap gibi içine çekiyordu. Eda Hanım'ın nemli gözlerine çaresizce baktı. O an, Ayşe'nin zihninde beklenmedik bir umut kıvılcımı çaktı. Belki de... belki de son anda bir mucize gerçekleşirdi. Belki de bu korkunç kabustan uyanabilirdi. Ama Eda Hanım'ın kararlı ve acı dolu bakışları, bu umudun ne kadar kırılgan ve gerçek dışı olduğunu acı bir şekilde hatırlattı.

"Hazırım," diye fısıldadı Ayşe, sesi titrek ve umutsuzdu. Ama içten içe, kaderinin acımasız bir şekilde çizildiği bu karanlık andan nasıl bir çıkış yolu bulacağını çaresizce düşünüyordu. Karnındaki minik cana dokundu. Onu bir daha kollarında tutamayacak olma düşüncesi, ruhunu kanatıyordu.

Bölüm : 28.10.2024 21:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...