
Bölüm 9: Yılların Getirdiği Mesafe, Kalpteki Yalnızlık
Ayşe, yurt dışında başarılı bir kariyere sahip, güçlü ve ayakları üzerinde duran bir kadına dönüşmüştü. Ancak kalbindeki o derin yara, Lina'sına duyduğu özlem hiç dinmemişti. Yıllar boyunca Türkiye'ye dönmenin ve kızını bulmanın yollarını aramış, her fırsatta küçük ipuçlarının peşinden gitmişti.
Lina ise 17 yaşına gelmiş, güzeller güzeli, zeki ve meraklı bir genç kız olmuştu. Eda ve Burak'ın sevgi dolu evinde büyümüş, onlara "anne" ve "baba" demişti. Ancak son yıllarda, Lina'nın hayatında bir şeyler değişmeye başlamıştı. Eda, Lina'ya olan ilgisini giderek azaltıyor, tüm dikkatini ve sevgisini 23 yaşına gelen oğlu Cem'e yöneltiyordu.
Cem, yakışıklı, başarılı ve ailenin göz bebeğiydi. Eda, onun kariyeriyle yakından ilgileniyor, her adımında yanında oluyor ve ona her türlü desteği veriyordu. Lina ise bu ilginin giderek azaldığını hissediyor, kendini evde yalnız ve anlaşılmamış hissediyordu.
Eda, Lina'nın okul başarılarıyla, arkadaşlarıyla ya da ilgi alanlarıyla eskisi kadar ilgilenmiyordu. Onun için önemli olan tek şey, Cem'in mutluluğu ve başarısıydı. Lina, annesinin bu ani değişimine anlam veremiyor, kalbinde derin bir kırgınlık hissediyordu. Burak, eşinin bu tavrından rahatsız olsa da, Eda'nın bu saplantılı ilgisine engel olamıyordu.
Lina, ergenliğin getirdiği sorgulamalarla boğuşurken, evde aradığı o sıcaklığı ve anlayışı bulamıyordu. Kendini ailesine yabancılaşmış gibi hissediyor, gerçek kimliğini ve ait olduğu yeri sorguluyordu. Aynanın karşısında kendi yüzüne baktığında, içten içe bir eksiklik, bir "yanlışlık" duygusu taşıyordu. Sanki hayatında büyük bir parça eksikti ve bu eksiklik, kalbinde derin bir boşluk yaratıyordu.
Bir akşam, Lina annesiyle konuşmaya çalıştı. "Anne, benimle neden eskisi gibi ilgilenmiyorsun? Bir sorun mu var?"
Eda, Lina'ya kısa ve soğuk bir cevap verdi: "Saçmalama Lina. Her şey yolunda. Sadece Cem'in önemli bir projesi var, ona destek olmam gerekiyor."
Lina, annesinin bu umursamaz tavrı karşısında gözyaşlarını tutamadı. Odasına kapanıp uzun uzun ağladı. Kendini yapay bir ailenin içinde, sahte bir mutluluğun gölgesinde yapayalnız hissediyordu.
Yıllar önce Ayşe'nin kalbinde filizlenen o özlem tohumu, Lina'nın kalbinde de benzer bir his olarak büyüyordu. İkisi de, birbirlerinden habersiz, aynı kaderin farklı yüzlerini yaşıyorlardı. Bir anne, kaybettiği kızını ararken; bir kız, ait olmadığı bir hayatta kimliğini arıyordu. Kaderin ağları, yıllar sonra onları yeniden bir araya getirecek miydi?
Bu bölüm, aradan geçen yılların Lina ve Eda arasındaki ilişkiye getirdiği mesafeyi ve Lina'nın yaşadığı yalnızlık hissini vurguluyor. Ayşe'nin özlemi ise hiç dinmiyor. Bir sonraki bölümde, Ayşe'nin Türkiye'ye dönme planlarını daha somut hale getirebiliriz.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |