10. Bölüm

Geçmiş

Fatma keskin
fatmakeskin

Geçmiş ( Alya 8 yaş )

Yağmur yağıyordu. Tavanın üstünde biriken damlalar sanki tek tek kalbime düşüyordu. Soğuktu, karanlıktı. Ve annem yoktu. O yokken evin her köşesi mezarlık gibi gelirdi. Sessiz, ürkütücü, nefessiz.

Köşeye çekilmiştim. Dizlerimi karnıma çekmiş, duvarın soğukluğuna yaslanmıştım. Titriyordum. Ayak seslerini duyduğumda nefesimi tuttum. Kapının eşiğinde beliren gölge tanıdıktı. Babam. Yine sarhoştu. Yine kızgındı. Ve yine beni suçluyordu.

“Yemek nerede?!” diye bağırdı. Sesi duvarları dövdü. Sadece bir tabak pilav ısıtmıştım. Ama yetmemişti. Zaten hiçbir şey yetmiyordu. Ne sözüm, ne sessizliğim. Onun gözünde her şey eksikti, her şey yanlıştı. Ve her seferinde bu yanlışların nedeni bendim.

Yanıma geldiğinde adımlarının ağırlığı sanki içime çöküyordu. Elindeki kemer… Gözlerinde bir boşluk vardı. Soğuk, duygusuz. “Senin yüzünden öldü annen!” dedi. “Sana bakmak zorunda kaldığı için gitti!”

Sustum. Yutkundum. Dizlerimi daha çok kendime çektim. Gözlerimi kapadım. Ama kaçamadım. Bileğimden tuttu. Küçücük elim onun avcunda kayboldu. “Cevap ver!” diye hırladı. Cevap veremedim. Sadece ağladım. Sessizce. Ağlamak bile tehlikeliydi çünkü. Ağladığımda daha çok kızardı.

Kemer kalktı. İlk darbe sırtıma indi. Ardından bir daha. Sonra bir daha. Saymayı bıraktım. Acıdan öte bir yere geçmiştim. Çığlık atmak istedim ama boğazım düğümlüydü. Sesim yoktu. Ben yoktum. Sadece duvarın dibinde ezilen, küçülen bir çocuktum.

Annem gitmişti. Gülüşüyle ışık olan, elleriyle beni koruyan kadın artık yoktu. Onun gidişi, babamın içindeki karanlığı büyütmüştü. Ve o karanlık her gece beni yutuyordu.

“Keşke seni de alsaydı Tanrı!” dedi son kez. “Ne işe yararsın sen ha?!”

Dizlerim kanıyordu. Dudaklarım çatlamıştı. Ama hissetmiyordum. İçimde bir şey kırılmıştı. Ve o kırık yerden sanki hiçbir şey yeşermeyecekmiş gibi geliyordu.

Tavanın köşesinden bir örümcek indi. Küçücük, siyah, sessiz. Ona baktım. Keşke onun kadar özgür olsaydım. Keşke onun kadar görünmez.

Babam yorulduğunda çıktı. Kapıyı çarpıp gitti. Ve ben orada kaldım. Soğuk zeminde. Karanlıkta. Kimse duymadan, kimse görmeden. İçimde o gece bir şey sustu. Bir çocuk sesi belki. Bir kahkaha. Bir umut.

Ve ben, o susturulan çocukla birlikte büyüdüm.

 

Bölüm : 07.11.2024 11:27 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...