5. Bölüm
Dün gece Zeynebe olan biteni anlattım. Zeynepde şaşırdı. Rastgele gittiğim bir yerde geçmişten tanıdığım birinin çocuğu ile konuş sonra annesi çıksın geçmişte aynı sofrada yemek yediğimizi öğrendim. Yani tekrar düşününce çok saçma geldi. Bu kadar tesadüf üst üste olamazdı değil mi? Ben onları da bizim gibi Ankarada yaşadığını düşünmüştüm nasıl oldu da okuduğum yere Orduya gelmişlerdi merak ettim doğrusu. Acaba ablama anlatsam tanırmıydı onları. Ama o zaman ablam gelmemişti bizimle yemeğe nerden bilsin ki. Bugün hafta sonuydu okul da yoktu geceden tüm perdeleri kapattım ışık girmesin diye deli gibi uyuyacaktım. Bence bunu hakkettim.
&
Kızlarla ve onların bir kaç arkadaşıyla birlikte yaylaya çıkacaktık. Bu aralar hava güzel daha sonra hava müsait olmazdı. Şimdiden bile soğuksa kışı düşünemiyorum. Bu yüzden üstümüzü kalın giymeye karar verdik. Başak ve Güneş evime geldiler. Sohbet muhabbet eşliğinde güzel bir kahvaltı yaptık. Güneş gelirken sıcak sıcak simit almıştı. Karnımızı bir güzel doyurduktan sonra yayla çıkmak için hazırlanmaya başladık.
Yaylaya giden otobüsler oluyor, otobüsün kalktığı yerde buluşacağız. Bildiğim kadarıyla 9 kişiydik. Sayımız artabilirdi, emin değilim. Kimisi kafasına göre arkadaş çağırıyorlar ve ben kalabalık ortamdan hoşlanmayan biriyim. Üzerime oversize koyu mavi bir sweat giydim altıma da tayt giydim. Saçlarımı şekillendirdikten sonra araya bir tutam saçı ördüm. Güzel olmuştu. Saçıma kolay kolay ısı vurmuyorum. Kırılmasın diye. Saçlarım annemki gibi kızıldı. Anneme çektikleri için daha çok seviyordum saçlarımı.
-Güzel gözlüm bir rahat durda saçını yapayım yoksa cadı gibi kabaracaklar sen bir perisin cadı olmak istemezsin değil mi?
-Yok anne ben bir periyim dediğin gibi cadı olmak istemem.
Peri olmak için uslu uslu oturdum annem saçımı yapsın diye.
-Anne
-Saçımın rengi sana çekmiş de neden seninki bu kadar düzken benimki kıvırcık, dedim beynimin içindeki soruyu anneme sordum artık rahatladım.
-Ben küçükken benim de saçım kıvırcıktı büyüdükçe düz oldu bir bakarsın seninki de düz olur
-Umarım benimki de düz olur çünkü kıvırcık saçlarımla uğraşmak zor oluyor.
Saçlarım büyüdükçe düzelmediler hala kıvırcık. Hafif bir makyaj yapmaya başladım. Abartı makyaj yapmasını sevmezdim ama makyaj yapmayı severim. Allıksız ve maskarasız çıkmazdım. Yanımda hep Allık bulundururdum. Yüzüm daha canlı duruyor. Makyajım bittikten sonra içeri Zeynep gelmişti.
-Çok güzel olmuşsun Badesu maşallah senin gibi güzel kızı alan yaşadı. Erkek olsam seninle olmak isterdim güzel kızım.
-Teşekkürler Zeynepsu ama beni alan olur mu bilemiyorum. Kader.
Kader kısmet bu işler olursa olur olmazsa da olmaz. Yapacak bir şey yok. Yaylaya gitmek için evden çıktık. Yaylaya kalkan otobüslerin oraya geldik. Sıra diğerlerini beklemekte. Güneşin bize söylediğine göre bize bir sürprizi varmış. Ne ile ilgili bir sürpriz acaba bu bekleyip göreceğiz. O sıra yanımıza 3 erkek bir kız gelmişti. Erkeklerden biri Güneşin yanına gelip sarıldı çok samimilerdi. Ne ara bu kadar samimi olmuş bu kız ya.
-Kızlar tanıştırayım sevgilim Emir, size sürpriz de buydu. Daha tam emin olmadığım için size söylemek istememiştim.
Hepimiz emirle tanıştıktan sonra diğer arkadaşlarla da tanıştık. Erkeklerin isimleri Erdem ve Cüneytti. Kız olanın adı da Eylem di. Cüneytin baskışı çok rahatsız ediciydi. Neden bana bakıyordu öyle. İstemsizce kaşlarım çatılmıştı. Otobüs geldi yerimize yerleştik. Ben ve Zeynep yan yana oturduk. Önümüze güneş ve sevgilsi arkamıza erdem ve cüneyt oturmuştu. Otobüs kalktı zeyneple sohbet ettik biraz sonra yola odaklandım. Dışarıyı izlemek hoşuma gidiyor. Gökyüzüne bakmak falan huzur veriyordu. Kafamı çevirdiğim sıra dikiz aynasından cüneytin bana baktığını gördüm. Tek kaşımı kaldırdım hayırdır der gibi. O da gülümsedi. Salak mı nedir bu çocuk elimde kalacak kızlara da ayıp olacak şimdi. Sakin ol Bade sakin ol sürekli içimden tekrar ettim bu cümleyi. Bakıyor mu diye baktığımda Erdem cüneytin koluna vurmuştu. Off keşke sert varsaydın. Yaylaya gelmiş bulunmaktayız sonunda yol bana çok uzun gelmişti. Etrafı biraz turlamaya başladık. Kimisi resim çekiniyor kimisi sohbet ediyor.
-Badesu gel birlikte bizde bir resim çekelim hatıra kalır hem
-Tamam olur. Diyip telefondan bir kaç resim cekindik sonra sırasıyla birbirimizin resmini de çektik. Resimlerden bir kaç tanesini beğendip story atmıştık instagrama. Hava sanki soğumaya başladı yada ben üşüyorum. Ben neden hep çok üşüyen biriyim ki daha sonbaharda üşümeye başladım. Kışı da zar zor atlatıyoruz. Aslında alışık olmam lazımdı soğuğa Ankarada büyüdüm çünkü. Etrafı biraz daha gezdikten sonra bir tezgah görmüştüm. Organik şeylerin satıldığı yerdi. Küçük tezgahta satılan Organik şeyleri severdim. Tezgaha doğru ilerdim. Tezgahın başında duran abla gülümseyerek selam verdi.
-Aradığın bir şey var mı kızım yardımcı olayım sana
- Yok abla sağol bir bakayım ben gözüme kestirdiğim birsey olursa söylerim. Reçeller özel soslar vs vardı. Fındık ezmesi acaba içinde şeker var mıdır? Sormak lazım
-Abla Fındık ezmesinde şeker yok değil mi?
-Peki abla bu soslar ne sosu makarna sosu falan var mı içinde
- Ekmek üstü ve yemekler için bazı soslar var makarna için de var son bir tane kaldı kızım vereyim mi ?
Dünden sonra yine tek kalan bir şeyi kaptırmaya gönlüm el veremezdi.
- Fındık ezmesi ve makarna sosunu alayım ben abla ama biz yemeğe gideceğiz şimdi dönüşte alsam onu senden olur mu? Ama kimseye verme abla. Şimdi parasını vereyim mi?
- Yok kızım şimdi verme dönünce gelip alırverirsin.
Yemek yiyecegimiz yere giderken karşıma Cüneyt çıktı. Bir de bu eksikti.
-....
Cevap vermedim. Onane sevip sevmemem. Utanmadan birde tekrar konuşmaya çalıştı.
-Bade daha önce çok güzel olduğunu söyleyen oldu mu ?
- Sanane bundan işine baksana sen
- Ben işimdeyim dedi ağzının içinden ama duymuştum.
- Sakin olur musun Bade, arkadaş olmaya çalışıyordum sadece numaranı ver istersen konuşuruz
-Teşekkür ederim ama senin arkadaşlığını istemiyorum. Rica etsem gidermisin?! Biraz sert söyledim ki anlasın rahatsız olduğumu.
- Peki tamam. Dedi sadece Cüneyti arkada bırakıp yola devam etti. Zeynep beni tek bıraktı tezgahın başında,ona sıkıcı gelmişti. Yanımda o olsaydı gelip benle konuşma cesareti de bulmazdı o çocuk. Restoranın olduğu yere geldim. Bizim oturacağımız masa teras tarafındaydı. Daha kimse gelmemişti. Sözlestigimiz saatten erken geldim.
Tek başıma otururken Erdem geldi.
-Merhaba Bade nasılsın napıyorsun sende benim gibi erkencisin galiba diyip karşı tarafıma oturdum.
-İyiyim Erdem sen nasılsın canım sıkıldı erken geleyim manzaraya bakarım diye düşündüm.
-Iyi yapmışsın manzara cidden güzel güneş da batmak üzere
-Bade az önce Cüneyt ile konuştuğunuzu gördüm rahatsız etmiyordu değil mi senin ben yüz ifadenden rahatsız olduğunu anladım da sormak istedim. Rahatsız ediyorsa söyle ben onunla konuşurum.
- Onunla arkadaş olmak istemediğimi söyledim sert dille umarım yeterli olmuştur.
- Sanmıyorum Bade o gevşek bir adamdır yine seninle konuşmaya çalışacaktır illaki. Öyle bir durum olursa söyle bana tamam mı?
O da ne demek der gibi kafasını eğip gülümsedi. Ondan bir abi edası vardı. Sıcak kanlıydı. Cüneyt gibi asla değildi. Herkes gelip yemekleri söylemiştik. Çeşit çeşit yemekler vardı. Hepsi de çok güzel görünüyor. Yemekleri yedikten sonra birer kahve söyleyip sohbet ettik. Teras bölümünde olduğumuz için ben üşümeye başlamıştım. Erdem üşüdüğümü görünce benim için bir şal söylemişti. "Teşekkür ederim " dedim ağzımı oynatarak . Oda gülümsedi önemli değil diye. Artık kalkma vakti gelmişti. Ben otobüslere gitmeden önceden ayrıldığım siparişleri aldım. Otobüs kalkan yere gittik. Yine bir otobüs yolculuğu. Bu sefer yanımda erdem oturdu Zeynep arkada eylem ve Cüneyt ile koyu bir sohbete dalmıştı. Merkeze vardık herkes ile vedalaştım Cüneyt hariç.
- Arkadaşlar isterseniz bir gün benim çalıştığım bara gelin hep birlikte eğleniriz. Dedi erdem. Erdem dediği için giderdim belki. Bar için sözleştikten sonra ayrıldık herkes evlere dağıldı. Eve gidip guzel bir uyku çekecektim.
Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Gelecek bölümlerde görüşmek üzere mavi kalın bebeğimsular 💙
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
