

Tanıtım
Tüm hissettiklerimi bu kitapta yazdım aslında. Yorgunluğumu,sessizliğimi karakterimde yansıttım. Ancak okurlarım bu kitabı okurken kitabı yazarken benim zihnimdeki düşüncelere değil de karaktere acıyacaklar.. zaten ben bile bana değil ona acıdım. İnsan yapısı çok farklı bir şey...
Bana ne mi ilham verdi? Rüyam. Rüyamda gerçekte kesinlikle hiç görmediğim adamı gördüm. Kokusu bile geldi burnuma inanır mısınız bilmem ama çok güzeldi. Ama ben Gece kadar şanslı olamadım maleself..
SESSİZ KALMAK'MI YOKSA SESSİZ ÇIĞLIK ATMAK'MI?
Sessizlik çok şeyi anlatıyor demiştik her yerde. Ancak bu doğru değildi. Sessizlik sadece yorgunluğu anlatıyordu. Bakın şimdi yorgunluk her şeyi anlatıyor. Sessizim konuşmaktan yoruldum, sessizim anlatmaya çalışmaktan yoruldum, sessizim çabalamaktan, çabalamaya çalışmaktan yoruldum...
Çığlıklar atıyorsak hiç kimsenin duymayacağı şekilde sessizlikdi bu. İçimizi paralayan, göz yaşlarımızı avucuna alıp tekrar-tekrar yüzümüze savuran, ciğerimizi söken sessizlikti. Bunları anlatırken bile sessizdim.
Yorgunluk ta böylece herşeyi anlatdı.. Savunmasız kaldığınız o an yorulmuşsunuzdur. Fakat bu çabalamaya çalışmamanız anlamına gelmez..
Rüyasında gördüğü bir insana aşık oluyor Gece Ünal Ak.
Devrim Çakır Kanaz düşmanın kızı sandığı birine tutuluyor. Aralarındaki tek engelse gerçek dünyaydı. Gerçek dünyayı onlara engel yapansa Gecenin yıllardır babası bildiği fakat öyle olmadığı bir katildi.
Abisi Gecenin babası çıkarken anlaştığı katilin ona işgence uyguladığını bilmiyordu.
Geceye sadece Rüyasında görünüyordu Devrim.
Ama Gece'nin hatırlaması gereken bir kural vardı.
'Asla rüyanda gördüğün birine aşık olma!'
🍃
~ Bilmezsin nerede
olduğunu. Nelerin
başına geleceğini. O
zaman mutlusundur.~
Sözün bittiği an sazın başladığı yerdeydi. Kücücük gözler koca dünyaya açılmıştı. Hiç bir şeyden haberi olmadan, sanki gelecekteki benliğini yitirmemiş, o benliği bulana kadar can çıkarmayacakmış gibi umutla açtı dünyaya gözlerini.
Artık ilk saniyeleriydi. Süresi başlamışdı. Ne zaman çalacağı bilinmeyen tek alarm buydu galiba. Nefes kesen, içine koca dünyayı sığdıra bilen bir kalbi durduran alarım buydu. Ölüm.. Ne zaman çalacağı bilinmeyen tek alarm.
O da alarmı bu gün kurmuştu. Ancak ne zaman çalacağını ne kendisi biliyordu ne de başkaları. Hiç kimse bilmiyordu o alarmın ne zaman öteceğini..
Ailesinden habersiz gülüşü nasılda ele veriyordu kendini. Küçücük elleri umutla uzanıyordu gülerek ona dokunan her kese. İnce bir melodi gibiydi nefesi. Peki sadece ailesi miydi sorun? Değildi. Saçlarından akan her bir su damlası ...
19 yıl sonra..
Yüzüme yapılan pansuman belirginleştirmişti damar hattlarımı. Yere bakıyordum. Gökten bir farkı yoktu. İkiside beyaz çerçeveydi sadece. Yukarı bakmama bir sebep de yoktu. Ağrılarımı güçlendirirdi yukarı bakmam. Sırf dik görünmek için değer miydi çektiğim acıya başımı kaldırmam. Yukarısı mavi olsaydı neyse. Ancak beyazlıktan başka bir şey yoktu. Burnuma buram-buram kan kokuları gelirken nefesim tutmaktan yorulmuştum. Kandan korkum yoktu fakat kokuya olan hassasiyyetim beni ele vermişti. Kokladığım tek koku sadece çiçek ve insanların ten kokusuydu. Başka hiç bir şeyi koklamazdım. İnsanları bile ten kokularına göre ayırmayı severdim..
"Gece, yanına bıraktığım bu ilaçları günde 1 kez akşam tok karnına almalısın" bana özellikle tutulan hemşirenin sözlerini işitipde öyle yere bakıyordum dinlemiyormuş gibi.
Saçmalıktan ibaretti sadece her şey. Bana verilen ilaçların şimdiye kadar hiç birini kullanmamıştım. Kullanmaya da niyetim yoktu. Çünki o ilaçlardan da korkuyordum. Tıpkı ailemden kortuğum gibi. Ailem veriyordu zaten bana bu zehiri. Neden her seferinde bu kanlı bedenimin suçlusu onlar değilmiş gibi beni iyileştirmeye çalışıyorlardı ki?
Halim kalmamıştı. Göz kapaklarımı sanki biri inatla aşağı bastırıyordu. Engel olmaya çalışmazdım. Zaten bir uyurken huzurluydum. Ya da onlar uyurken.. GECE...
Kulağımda kablolu kulaklıkla dinlediğim şarkı hayatımı anlatıyordu ara-ara cümleleriyle.
Ağla dedin bana
Şu halime iyiyce baka-baka
....evet, ağla demiştiler bana.
Acımıyor muydu onlar bana?
Halime acımıyorlar mıyıdı? Sadece bakmakla yitiniyorlardı
Denedim defalarca
Sana anlatmaya
.... denemişdim, bilmem kaç kadar denemişdim kendimi onlara anlatmaya. Saymayı bıraktığım bu iç acındıran halime kaç defa düşmüştüm kim bilir. Dinlemeğeceklerini bildiğim halde.
Susturdun beni de
Küstürdün hayata
.... susturmuştu beni. Tehdid ederek değil, dinlemeyerek susturmuştular beni. Yorulmuştum dinlemeyecekleri halde konuşmaktan. Bu sebeple susmuştum. Beni hırpalayan acılarımın içinde kıvranmak yerine bile bağdaş kurmuşdum göz yumarak.
Bu şarkı sevgililere aitken ben aileme adamıştım. Kalbime sunduğum iğneleyici cümleler dilimin ucuna bile gitmiyordu.
🍃
Çığlığım kendi kulağımda yankılanıyordu. Yumşak saçlarım terimle ıslanmış yüzüme işgence gibi geliyordu. Gözlerimi o kadar sıkmıştım ki göz bebeklerim içime dökülücekmiş gibiydi. Sarsıntılar daha da sertkeşirken olanaksızlıkları olan yapan ailemden her zerrede nefret etmeye devam ediyordum.
Şakaklarımdan akan ter hem yüzümdeki kanı yıkıyor, hem de onun kaynağını derin bir acıyla sızlatıyordu. 'Yeter artık' diye bağırmak istiyordum fakat kendimi buna zorlasam da olmuyordu.
Kendimi fark ettirmeyi başaramıyordum. 'Ben varım' diyemiyordum. Gecenin ta kendisiydim. Sessiz..
Bütün insanların acısını ben çıkarıyordum sanki.. Acıyla kıvranan vücudumu yere yaslanmış halde buldum. Nefes alamamam içler acısıydı. Göz yaşlarımın ağzıma dolmasıyla acı ile inledim. Tuzluluk yaramı basmış durumdaydı..
"Gece, yüzün neden hep öyle" diyen arkadaşıma masum gülüşümü yüzümden esirgemeyerek baktım "neden bir şey anlatmayıp da susuyorsun, neden bana hiç bir şey anlatmayıp sadece gülümsüyorsun, biri bir şey mi yapıyor?" Evet, yine gülmüştüm. Acıyla gülmüştüm. Kalbim hızla vurmaya başladı. Cevap vermeden çıktım oradan.
Tek umut bile yok muydu? Baba yapma dediğimde dinler miydi ki beni? Anne kurtar dediğimde geçer miydiki babamın karşısına? Abi neredesin diye inlediğimde gelir miydi ki?
Suskunluğum tüm bedenimi yönetirken acizliğim gizleniyordu ben tarafımdan. Kimse bilmesin, öğrenmesin diye geçirmiştim 13 yılımı. Evet 6 yaşındayken başladı bu işkence..
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |