6. Bölüm

5. Bölüm

Floweryy
floweryyy

 

 

Öncelikle selamm. Bir süre yazamadım özür dilerim. Zaten çok soranımız olmamış. Neysee umarım beğenirsiniz. İyi okumalar oy kullanmayı ve takip etmeyi unutmayın. Teşekkürler 💗 bölüm müziği: BENGÜ BEKER SANA YILDIZLARI ÖDEDİĞİMDEN

~

Bora Kandemir...

 

Belki o zaman bilmiyordum ama ben hayatımı değiştirecek adamın ismini öğrenmiştim. Belki de gerçek adı değildi. Belki de beni geçiştirmek için söylemişti ama sonuç olarak söylemişti. Sadece ona bakıyordum şuan. Dönüp arabaya binmem için işaret etti. Beraber arabaya bindik. Yol boyunca ikimizden de ses çıkmadı. Araba yaklaşık yarım saat sonra bı yerde durunca inip kapımı açtı bende indim.

 

 

Elimi tutup yürüttü. Etrafa baktığımda lüks bir restorant olduğunu anladım. Yavaş adımlarla içeri geçtik. Mekan bomboştu. Cam kenarı bir masaya doğru gidince oradaki adamları görmüştüm. 4 adam oturuyordu. Her birinin başında korumaları vardı. Buradaki tek kadın bendim.

 

 

Bora masadakilere baş selamı vererek sandalye çekip oturmamı işaret etti. Hemen yanıma o oturdu .Masanın en başına.

 

 

" Merhaba Kandemir." karşımızda oturan sarışın orta yaşlı adamdan bu ses çıkınca dikkatler ona döndü.

" Merhaba." Tok sesiyle yanıt verdi Bora.

Daha yaşlı bir adam beni süzdükten sonra Bora'ya dönerek " Bulmuşsun kızı." dedi.

Bora onaylayarak başını salladı.

Ne demek istiyorlardı. Beni mi aramıştı? Bu kadar insan sadece bir doktorun bulunmasını mı beklemişti?

" Kızı bulduğun haberi onlara uçurman gerek."

 

" Biliyorum. "

" Her şey senin elinde Bora. İntikamını alabilirsin. Bu fırsatı kaçırmamalısın. Yaşadıklarını unutma. Yaşattığını yaşatacaksın ki intikam alabilirsin. "

 

 

Masada ki adamlardan biri böyle konuşunca kafam iyice karıştı. Benden mi intikam alacaktı? Benden ne intikam alabilirdi ki ? Ben ne yapmıştım? Nereye düşmüştüm? Tüm bedenimi korku sarmıştı. Sanki masada ben yokmuşum gibi konuşuluyordu. Bir süre daha devam ettiler konuşmalarına. Daha sonra hepsi içtikleri alkolleri havaya kaldırarak " İntikamımıza..." dediler. Ciddi anlamda korkmaya başlamıştım. Hayat artık bana daha iyi kapılar açmalı. Yorulmuştum artık.

 

Bir süre sonra içtikleri alkolleri bitirdiler. Bora masadan kalkıp hepsine göz selamı verdi. Elimi tutarak masadan uzaklaştık. Restaurantın bahçesine çıkınca derin bir nefes aldım. Ardından arabaya doğru yürüdük. Ayağımdaki topuklular beni çok rahatsız ediyordu. Zaten yorulmuştum. Üstüne ince topuklar eklenince her an düşüp bayılacak kıvama geliyordum. Arabaya binmiştik. Bu sefer sessizliği bozan ben oldum.

 

 

" İntikamını benden mi alacaktın ? "

 

Sustu...

 

Sadece sessizlik. Yüzüme baktı. "Orada konuşulanlarla senin alakan yok"

 

İnanmamıştım. Yüzüne şüpheyle bakmış olacağım ki " Kafanda boş boş senaryolar yazma. Seninle alakası yok dedim " Keskin cümleler kurmuştu. Bu sefer birazda olsa inanmıştım. Ama hangi kızdan bahsettiğini merak ediyordum. Bir sıkıntı vardı : Sormaya cesaretim yoktu.

 

Araba hızlı bir şekilde gidiyordu. Kaç dakika geçti bilmiyorum ama bir marketin önünde durmuştuk. Sorgulayan bakışlarımı Bora'ya çevirdim. Bana bakmadan arabadan inip kapıları kitledi. Paniklemiştim. Kapıya vurmaya başladığımda arkasına bile bakmamıştı. Korkuyu her zerremde hissetmiştim.

 

Camdan baktığımda markete girdiğini gördüm. Korkum biraz olsa dindi. Yaklaşık 5 dakika sonra çıktı. Elinde iki paket sigara , alkol ve bitter çikolata vardı. Arabanın kilidini açıp sürücü koltuğuna oturdu. Bana bakmadan çikolatanın birini önüme attı. Sigarayı açıp bir tane yaktı. Ben şaşkın şaşkın ona bakmaktan bir şey yapmıyordum.

 

" Ne bakıyorsun? "

 

" Sen çok değişiksin." Dediğim cümlenin ardından keskin bakışları bana döndü.

 

" Yemiyorsan torpidoya bırak ve bana öyle bakmayı kes. Ayrıca sana bişi yapacak olsam şu ana kadar yapardım aptal."

 

Söyledikleriyle yutkundum. Çikolatayı elime aldım. Oda arabayı çalıştırmıştı. Elimde ki çikolatayla ne yapacağımı bilmiyordum. Torpidoyu açıp içine fırlattım. Bana bakmıyordu. Tepki vermedi.

~

 

Eve gelmiştik. Araba durunca yavaş adımlarla indim. Arkamdan oda indi. Bahçenin kapıya doğru uzanan taşlı yolunda yürüyordum. Arkamdan oda geliyordu. Adım sesleri kulağımdaydı. Bir adım daha atmıştım ki bi silah sesi duyuldu. Panikle arkama döndüğümde Bora bana bağırarak " İçeri gir." Dedi. Ayağımda ki topuklularla bu taşlı yolda koşmam çok zordu. Tam koşacaktım ki kendimi Bora ' nın kucağında buldum. Koşarak içeri girdi. Merdivenlerden çıkarttı. Bilmediğim bir odaya girdik. Beni kucağından indirip " Sakın buradan çıkma." korkarak başımı salladım. Silah sesleri duyulmaya devam ediyordu. Bulunduğum odayı incelediğimde buranın Bora' nın odası olduğunu düşündüm. Oda tamamiyle gri ve siyah ağırlıklıydı. Odanın ortasındaki sandalyeye oturdum.

 

Zaman nasıl geçiyordu bilmiyordum. Bir süre sonra silah sesleri dinmişti ama Bora ortalarda yoktu. Korkum devam ediyordu. Bugün hiç bitmeyecek gibiydi. İçimde ki korku yetimhaneden her kaçtığımda peşimde gördüğüm o adamlar ve yurt müdürünü gördüğümde ki korkuyla aynıydı. Defalarca kaçmaya çalışmıştım ama hiç bir zaman başarılı olamamıştım. 18 yaşına gelince de artık çocuk olmadığımdan bırakmışlardı. O günlerin hepsi aklıma kazınmıştı. Hep silmeye çalıştığım geçmişim her defasında bir zorunluluk gibi karşıma çıkıyordu.

 

Zaman kavramını yitirdiğim dakikalarda kapı açıldı ve içeriye Bora girdi. " Noldu ? " İyi misin demek gelmiyordu içimden. Umrumda değildi. Benim için ölmesi daha iyiydi.

 

" Bir şey yok odana geç yarın 2 ameliyatın var." Onunla konuşmaya benim de niyetim yoktu ama silah seslerini merak etmiştim. Tam kapıdan çıkacakken sol kolunda ki kanı gördüm. Koluna yaklaştım ve "vurulmuşsun." dedim. Dönüp koluna ardından bana baktı.

 

" Önemsiz bir şey. " Evet önemsizdi. Kurşun sıyırmıştı ama intihap kaparsa tehlikeli olabilirdi. " Pansuman yapmamız gerekiyor." Hissettiğim vicdan azabıyla bunu söylemiştim. Çünkü beni kucaklayıp eve getirmeseydi belki de vurulacaktım. Onun içine attığı cehennemden o çıkardı diye teşekkür etmekti bu yaptığım.

 

" Üstünü değiştirip gel."

 

Başımı sallayıp odadan çıktım. Çıplak ayaklarla merdivenler çıktım. Odada topuklu ayakkabılarımı unutmuştum. Az sonra tekrar gideceğimden alırdım. Peşimde 2 adamla birlikte odama çıktım. Kapıyı kapatıp dolaptan bulduğum ilk pijama takımına elimi attım. Hemen üstümü değiştirip makyajımı sildim. Bu saç ve makyaj bir süre sonra rahatsızlık vermişti. Saçımı rastgele topuz yapıp kapıyı açtım. Onun odasına doğru gidiyordum. Kapısının önüne gelince tam kapıyı açacakken yanımda ki adamlardan biri kapıyı tıklattı. İçerden gelen " Gel." sesi ile kapı açıldı ve içeri girdim. Yatağında oturuyordu. Üstünü değiştirmemişti. "Beni baştan süzdü. Sorgulayan bakışlarımı ona çevirdim. Böyle bakmada haklıydı. Prensesten kül kedisine dönmüştüm.

 

" Malzemeler nerede ? " diye sorup sessizliği bozdum. Arkamda duran dolabı göstererek "ikinci çekmece." Yönümü arkaya çevirerek dolaba ilerledim. Dolabın ikinci çekmecesinde ki çantayı alıp yanına yaklaştım.

 

" Üstünü çıkartman gerek." aksi takdirde yarasına bakmayacaktım. Tepki vermeden üstündeki siyah gömleği çıkarttı. Yatağın ucuna oturup koluna baktım. Çantayı açıp içinden gerekli malzemeleri çıkarttım. Gözüm istemeden vücuduna kaymıştı. Çok fazla dikiş izi, yaralar, kesikler vardı. Bu kadar yarası olup bu sıyırığı umursamaması normaldi. Ona baktığımı anlayıp " işini yapacak mısın ? Ben mi istediğimi yapayım." diyince yüzümdeki damarlara anında kan gitti. Cümlesinin altında ki imayı anlamıştım. Hemen koluna pansumanı yaparak kalktım.

 

" Bitti." Diyip hızla odadan çıkacaktım ki "Bunları unuttun." diyince geri döndüm. Elinde ki topuklu ayakkabılarımdı. Hemen elinden alıp odama doğru koştum.

 

İnsan yorulan bir varlıktır. Bazen hayattan bıkan bazen bazı şeylere zorunda bırakan... Ama hep aynı döngüde ilerleyen. Döngüsü hep aynıydı Bazı günler dışında.Bazı gecelerin sabahı olmazdı. Bazı saatlerin son dakikaları, bazı günlerin son saati , bazı haftaların son günü...

 

Sabah olmuştu. Yataktan yavaşça doğruldum. Bugün girmem gereken 2 ameliyat vardı. Ayağa kalkıp dolabıma doğru ilerledim. O an masanın üzerinde bir zarf olduğunu fark ettim. Elime alıp içine baktığımda yüklü miktarda para gördüm. Zarfın üzerinde bugünkü amaliyatların ücreti yazıyordu. Bu paralar pek işime yaramıyordu. Çünkü harcayacak bir hayatım yoktu.

 

Dolabımdan beyaz tişört, üzerine bej renginde bir hırka ve siyah pantolon giyip çıktım. Kapıda iki adamla birlikte merdivenden indik. Aşağıya geldiğimizde Bora yerinden kalkıp aşağı merdivenlere doğru ilerledi. Yavaşça kapıyı açarak aşağı doğru indi. Peşinden bende indim. O an anladım ki buraya Bora olmadan girilmiyordu.

 

" İki ameliyatın da dosyası odada. "

 

Odaya doğru yönelip önlüğümü giydim. 1. Hastanın dosyasını inceledim. Bir adamdı ve 38 yaşındaydı. 2. Dosyaya baktığımda yutkunamadım. Henüz 12 yaşında bir kız çocuğuydu. Bu ameliyata gidemezdim bunu ona yapamazdım. Hemen elimde dosyayla koridora çıktım. Bora sigara içiyordu. Yanına gidip dosyayı havaya kaldırarak " Ben bu amaliyata girmem." dedi.

" Neden ?"

" 12 yaşında küçük bir kız çocuğundan nasıl akciğerini alabilirim? Bunu benden bekleme."

" Annesi tarafından getirildi. Zaten çoktan kıza anestezi verildi. İstesen de istemesen de bu amaliyata gireceksin. "

" Bunu bana lütfen yapma.Ben yapamam."

" Yapmak zorundasın. Sözleşmen var ve o maddeyi yerine getirmek zorunda bırakma bana. "

" Ne maddesinden bahsediyorsun sen ?"

" İsteklerim doğrultusunda çalışmazsan cezan ölümdür." diyerek silahını çıkarıp alnıma tuttu. Şok olmuş bir şekilde ona baktım.

" Şansını zorlama Doktor."

Elimde dosyayla amaliyathaneye doğru yürüdüm. Kapıdan içeriye girdiğimde küçük kız baygın şekilde yatıyordu. Maskemi takıp amaliyata başlayacaktım ki kızın nabızı çok hızlı atmaya başlamıştı. Kızda anormal bir durum söz konusuydu. Hemşirelerdsn biri dosyada ki sayfayı alıp bana döndü.

" Anestezi reaksiyonu geçiriyor. " Şok oldum nasıl olabilirdi bu ? O dosyada kıza anestezi verilmemesine dair cümleler vardı ve ben bunu görmemiştim. Hemen kıza müdahale etmeye başladık. Aklım durdu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bı anda tüm sesler sustu. Kızın kalbi durdu. Kurtaramamıştım.

Yapamamıştım.

Ben ellerimin arasından bir canın akmasına şahit olmuştum. Hemşireler tek tek çıktığında yere oturup hıçkıra hıçkıra ağladım. Benim yüzünden ölmüştü. O dosyaya daha dikkatli baksaydım bunlar olmayacaktı. Hepsi benim suçumdu. Bı anda omuzlarımdan tutulduğunda dönüp arkama baktım.

" Ağlama. Senin suçun değildi. Anestezi dosya sana gelmeden önce verilmişti zaten. "

Ağlıyordum sadece ağlıyordum. Bir süre sonra nefessiz kaldığımı fark ettim. Hıçkırıklarım amaliyathanede yankılanıyordu. Öksürmeye başladım. Bora beni kaldırıp çekiştirerek merdivenlerden çıkardı. Evin içinden bahçeye çıktık. Bahçede beni yumuşak sandalyeye oturturdu.

" Sakin ol. Derin nefes al. "

" B-benim suçumdu." Hıçkırıklarım artmıştı.

" Hiçbir şey senin suçun değildi. Kendine gel."

Yavaş yavaş nefes aldım.

" İ-iyiyim."

" Değilsin. Odana git dinlen."

" Ben biraz hava alıcağım. " Yüzümü inceledi.

" Olmaz odana çıkmalısın."

" L-lütfen buna izin ver " Hava almak istiyordum. O evin içinde kendimi huzurlu hissetmiyordum. O evde soluduğum sanki oksijen değil de bir zehir gibiydi. Boğuluyordum.

Başını sallayarak eve doğru adımladı. Yanlız kalmak benim için daha iyiydi. Ağlamam devam ediyordu. Bir süre sonra biraz uzağımda bahçeye giren bı kedi gördüm. ayağa kalkıp yanına doğru aksak adımlarla adımladım. Bembeyazdı. Yanına geldiğimde tam eğilecekken bı ses yükseldi. Kedinin beyaz tüylerine kırmızı leke bulaştı.Kulağım çınladı. Hayat durdu.

Bedenimi acı kapladı.

Gelen ses silah sesiydi. O kurşunun isabet ettiği kişi ise bendim. Avı bedenimde yayıldı. Gerisini hatırlamıyorum.

Bora çalışma odasında düşünüyordu. Ölen kız hakkında yapabilecek bir şey yoktu. Duru kendini her ne kadar suçlu bulsa da suçlu değildi. Kendine yazık ediyordu. Ama Bora bunu düşünmezdi. Onun tek düşündüğü şey intikamdı. Birden bir silah sesi yükseldi.

Gelen ses bahçedendi. Düşündüğü şey olmamalıydı. Yapmayacaklardı. Anlaşmıştı herkesle Bora. Hızlı adımlarla merdivenlerden indi. Koşarak bahçe kapısından girdi.

Oradaydı Duru. Yerdeydi. Üstündeki beyaz tişörtü kırmızıya bulanmıştı...

~

Elhamdülillah çok şüküüürrr. Bı bölümün daha sonuna geldik. Sizler için uzun bı bölüm yazmak istedimm. Umarım beğenmişsinizdirr. Merak ettiklerinizi ve fikirlerinizi yorum olarak yazabilirsiniz. Her zaman okuyup yanıtlarımm. Takip etmeyi ve oy kullanmayı unutmayın.Kabul edelim böyle bir bölüm sonu hepimiz beklemiyorduk.

Diğer bölümde görüşmek üzereee.

​​​​​​​

Bölüm : 08.01.2025 17:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...