21. Bölüm

Bölüm 20: Yeni Başlangıçlar (Final)

Emine Feyza Civelek
fyzaaaacvlk

Ameliyatın üstünden üç hafta geçmişti ve Nicolie gayet rahat bir şekilde eski konforuna kavuşmuşken Derin hâlâ küçük bir kız çocuğu gibi nazlanıyordu. Sanki abisinin annesinin canına kastettiğini hissetmiş gibi ameliyat yarası sızlıyordu ve içinde bir huzursuzluk hissediyordu. Steven’ın da davranışları tuhaflaşmıştı Derin’e hem daha soğuk hem daha korumacı davranmaya başladı ve Derin ev ahalisini tavırlarının biraz abartılı buluyordu. Neredeyse Derin göz kırpsa bütün gözler ona dönüyordu; Derin ne zaman annesine baksa onu kendisine bakarken yakalıyordu; her şeyin yolunda olduğundan emin olmak ister gibi. Evdeki halkın ve Steven’ın bu tuhaf davranışları tam bir ay boyunca devam etti. Daha sonra Steven dayanamayıp Derin’e sahilde buluşup konuşmayı teklif ettiğinde Derin kötü bir haber almaktan korkar gözlerle Steven’a baktığında Derin ve Steven’ın aklından geçenler arasında dağlar kadar fark vardı.

Steven Derin’in ondan soğumuş olma ihtimaliden korkarken Derin ise Steven ya da sevdiği herhangi başka bir aile üyesi ile ilgili kötü bir haber almaktan ya da Steven’ın her zamanki gibi birkaç gün yanında kalıp yine gitmesinden korkuyordu.

Artık Steven’ın canına tak ettiğinden Steven Derine başından geçen her şeyi anlatmak için yıllardır fırsat kolluyordu ve sonunda uygun zaman gelmişti. Askerde en yakın arkadaşı tarafından vurulup sakat kaldığını, yıllarca utancından ve özgüveninin kırılmasından dolayı duyduğu üzüntü yüzünden Derin’in karşısına çıkamadığını, Fizyoterapi merkezlerinde gecesini gündüzüne kattığını; melez olduğu için herkes ona Hristiyan gözüyle baktığından ga*ur demesinler diye 18 ay askerlikten sonra komutanının tavsiyesiyle jandarma olup üstüne bir de bordo bereli olunca Derin benimle gurur duyar umuduyla Türkiye’den Fransa’ya kadar geldiğini anlatacaktı ona ama duydukları hiç hoşuna gitmemişti. İçini derin bir endişe ve şüphe kaplamıştı ama bu, onun bu duygularla geçireceği son gündü.

 

Ertesi Gün (Sahilde buluşma)

Steven

“Derin buraya geldiğin için gerçekten çok teşekkür ederim, bu benim için çok önemli; bugün burada konuşacaklarımız gelecekte birbirimizin hayatında yerimiz olup olmayacağını belirleyecek.”

 

Derin yıllarca onun yollarını gözlemişken Steven’ın bu kadar soğuk konuşması onda bıkkınlık ve acı hissi uyandırıyordu.

 

“Neyi merak ediyorsan sor Steven, ama sadece şunu bil, ilk ve son kez söylüyorum. Seni çocukluğumdan beri tanıyorum; seninle sadece sevgili değilim, aramızda sevgililikten önce de çok güzel bir arkadaşlık, sırdaşlık, dertdaşlık, yoldaşlık vardı zaten ve bunu bozacak herhangi bir davranışta bulunursam sadece sevgilimi değil hayatımda bütün o sıfatları bir arada barındıran tek kişiyi de kaybederim, bunun bilincindeyim ve hayatıma şu ana kadar girmiş hiç kimse, bu güzelliği, bu zenginliği kaybetmeme değecek kadar değerli değil.”

“Güzel konuşuyorsun, ama boş konuşuyorsun Derin. Bu kulaklar neler duydu sen biliyor musun?

Adamın biri sapık gibi peşinden Fransalara kadar geliyor, ama beni çağırmıyorsun, ben bunu başkalarından duyuyorum; kardeşini bulmuşsun haberim yok adam bizi sarılırken görüp kıskanıyor; HAKLIDA, ben de kardeşimi tanımadığım adamın birine sarılırken görsem ben de o lavuğun yakasına yapışırım Derin BAK, YÜZÜME İYİ BAK BEN HAYATIMDA İLK DEFA O LAVUK KELİMESİNİ HAK EDECEK BİR AN YAŞADIM VE SEN BENİM İÇİN NEREDEYSE ARKADAŞIM DİYECEKTİN ABİNE!

Derin sakin ve bıkkın bir ses tonuyla ve gözlerinde biraz da bayık bir bakışla cevap verdi,

“Çünkü benim abim safkan bir Türk, ve ben abimle bir görünüp bin kaybolan bir adamı sevgilim diye tanıştıramam, hele pat diye sokak ortasında hiç tanıştıramam. Ayrıca abime seninle ilgili anlatamayıp çekindiğim ne varsa, çekiniyorum çünkü bizi onaylamayacak, çekiniyorum çünkü piyasada yoksun; her şeyi, nasıl tanıştığımızdan tut, nerede bana evlenme teklif ettiğine kadar her şeyi abimin karısına anlattım; sadece benim sana ve ilişkimize sahip çıkma yöntemlerim seninkinden farklı o kadar. Ben bir mesajla yetinemiyorum yada kulaktan dolma bilgilerle sana kızamayacak kadar sevdim seni ama sen bana değil, benim karakterime değil, ilişkine değil kulaktan dolma üç beş cümleye bana verdiğinden daha çok değer veriyorsun. YAPMAZ DİYEMİYORSUN, BENİM DERİN’İM YAPMAZ DEMİYORSUN. ÖNÜNE GELEN BANA ASILIYOR DİYE SİNİR OLUYORSUN, AMA PARMAĞIMA BİR YÜZÜK BİLE TAKMIYORSUN, SİNİR OLMAKLA KALMIYORSUN ÜSTÜNE BİR DE BENİ O NE ÜDÜĞÜ BELİRSİZ ADAMLARA YAKIŞTIRIYORSUN. BU ADAMLAR BENİM PARMAĞIMDA YÜZÜK OLMADAN BENİM HAYATIMDA BİRİ OLDUĞUNU NERDEN ANLAYACAK, SENDEN BAHSETSEM KAFASINDA KURUYOR YA DA BENİ UZAKLAŞTIRMAK İÇİN YALAN SÖYLÜYOR DİYECEKLER ÇÜNKÜ TEKRAR EDİYORUM,

PİYASADA YOKSUN”

Steven kendi kafasında düşündüğünün aksine Derin’in ne Türkiye’de ne de Fransa’da keyif çatmadığını ancak Derin’in bu sözlerinden sonra anlayabilmişti ve her şey için çok geç olmasından ölesiye korkuyordu, çünkü Derin’e Derin’in ona verdiğinden de çok Değer veriyordu; Derin konuşurken onun aklını okumuştu sanki, onun söylediklerine ekleyecek tek bir kelimesi yoktu. Ne eksik ne fazla. “Bilmukabele” diye cevap vermek geldi içinden ama Derin’in bundan daha fazlasına ihtiyacı olduğu için bunun yerine artık gururunu bir kenara bırakıp duygularını net ve eksiksiz bir şekilde ifade edecek ve Derin’in gönlünü yeniden kazanacaktı.

“Derin, Hayatımda ilk ve son kez birini sevdim. CANIMDAN ÇOK! O kadar çok sevdim ki elim ayağıma dolandı. Ne yapacağımı şaşırdım ve net olmak adına söylüyorum, o kişi SENSİN! Bu zamana sana yakışmak için, her şey mükemmel olsun diye o kadar çabaladım ki, her şeyi daha da zorlaştırmaktan başka bir işe yaramamış. Bu anlamam çok uzun sürdü farkındayım, geç de olsa farkındayım. Basit, sade bir hayat istiyormuşsun sadece, basit bir insan değilsin Derin. İnsaniyetin çok yüksek. Karakterin çok güzel, ama sana bir şey söyleyeyim mi, ben de bizim için çabalıyorum, ben de Türkiye-Fransa-İsviçre arasında mekik dokumaktan sıkıldım.

Sana kendimi affettirmek için abini buldum; evet, herkesten önce ben buldum. Ama abinden öyle bir azar yedim ki sana dönemedim.

“Evlenme teklif etmişsin yüzük yok, Yıllar olmuş görüşmeye başlayalı benimle tanışmak yok, hadi beni sonradan öğrendin, Şifa’yla bile tanışmak yok, sadece adını sanını biliyor kız.” Dedi bana.

“Ben sadece sen büyü istedim. Bana kalsa 18’inde evlenecektim seninle. Sadece sevdiğin bir bölümden mezun ol istedim. Çok da yakışmış, senin yabancı dilin hep iyiydi zaten. Ben sadece büyüyelim, birbirimize karşı çocukça hatalar yapmayalım; birbirimize gurur yapmayalım istedim.

Sırf sana yakışmak için askerliği Türkiye’de 18 ay yaptım; sen çok seversin ülkeni, sen çok seversin ülkemizi. Seni, değerleri o kadar çok sevdim, o kadar iyi bir asker oldum ki komutanım beni özel tim eğitimleri için seçti ve bordo bereli oldum.

Sana abini bulduğumu söyleyip barışmayı düşündüm ama abin beni vurdu. Sonra yıllarca o terapi merkezi senin bu terapi merkezi benim gecemi gündüzüme kattım ve ancak sana ilk mesajı attığım gün cesaretimi toplayıp buraya gelebildim şimdide sen beni istemediğini ima ediyorsun Derin.”

Derin ve uzun bir sessizlik oluştu Derin duyduklarını sindirene kadar Steven onu sabırla bekledi. Yaklaşık 15 dakika sonra Derin ancak kendine gelebilmişti. Şaşkın ve düz bir sesle konuşmaya başladı.

“Steven, senin ağzından hiçbir zaman bir kelime bile yalan duymadım ben. Sen yalandan nefret edersin. Ama abim neden seni vursun? Aranızda abimin seni vurmak isteyeceği kadar ne geçmiş olabilir?”

 

“Çünkü karşına kendisi çıkmak istedi, eğer ben sana senin bir abin olduğunu kendim söylersem “bu zamana kadar kendisi neredeymiş” diye düşüneceğini bildiği için vurdu beni. O da büyümeni bekledi. Bir de bu kızgınlıkla Fransa’ya gelip yeğenini kurtarmayacağından korktu.”

 

“Hani birbirimize gurur yapmayacaktık, alt tarafı topallıyorsun birazcık ne var bunda? Bunun için mi bunca yıl acını bensiz yaşadın? Bu kadar basit bir şey beni kesin ve net bir şekilde asla etkilemez. Yeter ki yaşa, başka hiçbir şey umurumda değil. Geriye sadece gövden kalsa dahi yeter ki gel.

Abime gelince, herkes beni şımarık zengin züppesi falan sanıyor galiba ama abime kızdım diye yeğenimin ölmesine göz yumacak değilim. Abimle arama kesin ve net bir çizgi koymak istiyorum eğer senin için de sorun olmazsa ve mümkünse gidelim buradan, neresi olursa ve mümkünse artık evlenelim lütfen.”

Steven duydukları karşısında kendini çok şaşkın ve çok aşık hissediyordu. Hayranlıkla âşık olduğu kadına bu sözlerinden sonra bir kez daha âşık olmuştu. Ama hâlâ beklediği özür ve sarılma gelmemişti. Sevgi sarhoşu bir sesle

“Derinim ama ben seni çok özledim, benden özür de dilemedin. Ayrıca ben sana deli gibi sarılmak istiyorum.” Dedi ve Derin anında hızla ve sevgiden ağlayarak Steven’a kocaman sarıldı; Steven hemen ona karşılık verip yüzünün her santimini seri öpücüklere boğdu.

Derin ağlamalarının arasında hıçkıra hıçkıra özür diledi.

 

Steven Derin sakinleştikten sonra tek dizinin üstüne çökerek evlenme teklif etti ve Derin’den evet cevabını aldıktan sonra 18’inden beri cebinde taşıdığı alyans ve 14 karatlık prenses kesim tektaşı Derin’in parmağına taktı sonrasında da Derin’e alyansın diğer eşini parmağına takması için izin verdi.

 

Uzun uzun ağlaşıp sarıldıktan sonra Hakan’ın evine gidip evlenme kararlarını hem Derin’in bütün ailesine duyurdular ve beş hafta içinde düğün hazırlıklarını tamamlayıp görkemli bir düğünle evlendiler. Takvimler 02.09.2026 tarihini gösteriyordu. BU tarih onların aynı sınıfa düştüğü ve birbirlerine aşık oldukları tarihten tam 18 yıl sonrasıydı ama nihayet mutlu sonu görmüşler ve kavuşmuşlardı.

Sırada nerde yaşayacaklarını kararlaştırdıklarını ailelerine duyurmak vardı.

Derin abisine hâlâ biraz kızgındı ama çok da uzaklaşmak istemiyordu, tam karamsarlaşmaya başlamışken Steven’ın Derin’e yakın olmak için asistanlık başvurusu yaptığı İsviçre’nin Cenevre Üniversitesinden başvurusunu onayladıklarına dair mail geldi ve Derin anında taşınmayı kabul etti. Böylece nerede yaşayacakları da kesinleşmiş oldu ve mail gedikten sonra bir hafta içinde Cenevre’ye taşınacaklarını da sevinçle duyurduktan sonra Şifa ise Araz ile nişanlanma kararı aldıklarını görüntülü konuşma sırasında bütün aileye söyledi. İki yıl içinde ise onları düğünü oldu. Çok şık ve sadece yakın akraba ve dostların katıldığı bir düğün oldu. Şifa ve Araz İstanbul’da kaldı.

VE BÖYLECE DERİN VE STEVEN GÖKTUĞ YILMAZ’IN YENİ CENEVRE MACERASI DA BAŞLAMIŞ OLDU.


DEVAM EDECEK

                          

 

     

       

       

 

   

 

 

 

Bölüm : 26.04.2025 17:26 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...