7. Bölüm

KİMSİNİZ SİZ?

Emine Feyza Civelek
fyzaaaacvlk

Şu lanet kepi atma vakti nihayet geldi.

Niye ben ya, hayır niye ben yapıyorum o konuşmayı anlamıyorum ki; zaten gerginim.

Bir yandan da bu törenin hemen olup bitmesini istiyordum; özellikle Şifa ve babam benim abimin adresini aldığımı anlamasın diye günlerdir onlarla tek kelime konuşmuyordum.
Tamam onlar benden bir abim olduğunu saklamış olabilir ama bizi yıllarca arayıp sormamış biri için ailemle arama mesafe koyacak biri değilim. Fakat yine de ona karşı olan görevimi yerine getirip onunla bir kereye mahsus görüşecektim ve kimsenin beni engellemesini istemiyordum.

Neden bilmiyorum, içimde çok tuhaf bir his var. Sanki hiç beklemediğim kötü bir haber alacakmış gibi hissediyordum.

"Derin hayırdır ne düşünüyorsun öyle kara kara?" dalgın olduğum için korkmuştum, bana seslenen kişinin Mert olduğunu görünce rahatladım.

"Korkuttuysam özür dilerim dalmıştın galiba." dedi mahcup bir şekilde

"Sorun değil iyiyim." dedim yüzümde yapmacık bir gülümsemeyle. İyi değildim düşünmekten kafayı yiyebilirdim.

"Anlatmayacak mısın?" sesi kırılgandı, sanki anlatmazsam ağlayacakmış gibi. Anlatmalı mıyım ona bilmiyorum ama birine anlatmalıydım artık

"Benim bir abim var Mert." dedim tek seferde. Nedenini anlamadım ama gözleri doldu onu şimdilik yanlız bırakacaktım ama daha sonra onunla konuşmalıydım

Mert'in ağzından

Ona abisini tanıdığımı asla söylemeyeceğim. Ya giderse, ya yaptığım tüm hatalar yüzünden beni hiç affetmezse diye düşünmekten sıkıldım artık. Gitse bile abisinin yanına gideceğinden Nerede ve nasıl olduğunu biliyor olacağım. Kaybedecek hiçbir şeyim yok onu kendimden daha fazla uzaklaştıramam

Ben tam düşüncelere dalmışken telefonumdan gele mesaj sesiyle irkilip telefonu elime aldım. Mesaj Serkan'dandı dayak istiyor herhalde

Gönderen: Serkan

Saat 11 de eski EROĞLU çimento fabrikasına gel.

Saat 11 de çağırdığı yere gittim ama kimse yoktu ve ayrıca Eroğlu ailesi kesinlikle masraftan kaçmış; burası resmen Çin'in mahalle arası çoplüklerinden bile daha beter bir halde; iğrenç kokuyor lan!

"Serkan bana bak korkup saklanmadın di mi?"Tam bu sırada onun sesini duydum
"Burdayım kas yığını, yaklaş biraz orası çok uzak." Ne saçmalıyor lan bu!
"Ne istiyorsun kısa kes işim var." Sinirliydim ve beni biraz daha sinirlendirirse hiç iyi olmayacaktı. Derin'e gülümsemesi aklıma geldikçe kasılıyordum.
"Derin'den uzak durmanı." İşte bu son dediğini demiycektin. Yumruğu çaktığım gibi yakasına yapışmam bir oldu
"Kimsin lan sen! Ne sanıyorsun kendini! Buna ancak o karar verir!" Bağırmaktan artık boğazım açıyordu ama umrumda değildi. Kimse bana Derin'e karşı sınırlarımı öğretemez! Hele Serkan züppesi hiç öğretemez!
"Eğer ondan uzak durmazsan ona bütün pisliklerini anlatırım."

Zaten ben ondan vazgeçeli çok oldu be Serkan, ona yakın olmak gibi bir hayalim yok artık ama sen de onun abisinin yanına gideceğinden habersizsin ve bunu engelleyemeyeceksin. Ben onun nerde ve nasıl olduğunu biliyor olacağım, gizlice bile olsa seyredebileceğim güzelliğini; sen ise onu merak edeceksin, özleyeceksin sesini, gülüşünü, kokusunu. Şimdilik bu bana yeter

"Tamam öyle olsun züppe ama sana ilerde bunun hesabını sorarım! "

Serkan Mert'in neden bu kadar çabuk pes ettiğini anlamasa da yüzüne o bilindik sırıtışını yerleştirdi, tam o sırada dışarıdan ayak sesleri gelince Mert Serkan'ın yakasından bir anlığına ellerini çekti

"Kim lan bu şimdi?!" diye sordu çatık kaşlarıyla ve sinirli ses tonuyla

"Ben nerden biliyim ermiş miyim ben! Senden başka kimseyi çağırmadım! " o sırada dışardan siren sesleri gelmeye başladı

"Etrafınız sarıldı elleriniz yukarda dışarı çıkın!"

Mert iyice sinirlenmişti polis de nerden çıkmıştı şimdi, hem yanlarında silah olsa neyse de polis nasıl bilebilirdi ki burda kavga ettiklerini

Serkan bir anda belindeki silahı çıkarıp Mert'e doğrultu.

"Özür dilerim Mert ama işimi sağlama almak zorundayım." diyip ettiği çekti. Mert ne olduğunu anlayamadan yere yığılırken polisler anında içeri dalıp Serkan'ı kelepçeledi o sırada fabrikaya gelen ambulans da Mert i hastaneye ulaştırmak üzere yola çıktı.

Şifa'dan

Sonunda ablamın mezun olduğunu görebileceğim çok şükür. Altı yıl üniversite okunur mu ya, ben üşenirim valla! Bakalım benim ablacığım hazırlanmış mı

"Abla hazır mısın?!"

"Hazırım canım koridordan seslenmene gerek yok odama gelebilirsin." İçeri girdiğim an gözlerime inanamadım, giydiği zümrüt yeşili kadife elbisesi ve inci kolyesi ona gerçekten çok yakışmıştı, sıra makyajda ve botilerde tabi izin verirse

"Hayır Şifa bana makyaj yapıp topuklu zamazingolardan giydiremezsin! " canım ablam benim, nasıl da tanıyor kardeşini
" Ama Derin sana göz makyajı çok yakışıyor ayrıca onların adı topuklu zamazingo değil topuklu boti."dedim şirin bir şekilde gülümseyerek karşılık verdi bana.

"Tamam başımın tatlı belası tamam. "
diyip makyaj masasına oturdu ben de yeteneğimi konuşturmaya başladım.

Derin’den

Şifa'nın yaptığı bana göre abartılı ona göre normal göz makyajımı bitirdiğinde evden çıktık ve ben tabi ki ayağıma beyaz doldu topuklu şerit ayakkabılarını giydim. Babamın arabasına binip babamla birlikte okulun yolunu tuttuk. Nihayet okula ulaştığımızda gözümle etrafı tarayıp bizimkileri bulmaya çalıştım ama ortalıkta görünmüyorlardı; ben de çantamdan telefonumu çıkartıp Selin'i aradım

" Selin nerdesiniz siz gelmedin mi daha? "
"Geldik canım ama bahçede değil kafeteryadayız seni bekliyoruz. " dedi ben de kafeteryaya gideceğimi babama söyleyip içeri girdim. Selin ve onun annesinin arkadaşının kızıyla sohbet ettik biraz sonra organizasyonda görevli öğretmenlerden biri herkesi bahçeye çağırınca hepimiz bahçeye yöneldik ve ben iyice gerildiğimi hissettim ama umursamayarak Selin'in koluna girip, gevşemeye çalışarak cüppemi giydim, dağınık topuz yaptığım saçlarımı düzelterek son kez derin nefes alarak cüppemi giydim ve konuşma yapmak için sahnedeki kürsünün arkasına geçtim.

"Sevgili arkadaşlarım,değerli öğretim üyeleri ve tabi ki biricik ailem;
Hepinize saygılarımı sunuyorum ve burada mezuniyet sevincimize bizlerle birlikte ortak olduğunuz için; beni bu konuşmayı yapmaya layık gördüğünüz için arkadaşlarıma ve öğretim üyelerimize ayrıca teşekkür ediyorum.

Kendi adıma ben bu güzel üniversiteye veda etmekte çok zorlanıyorum çünkü ben burda çok güzel arkadaşlıklar kurdum, burda olgunlaştım büyüdüm, burda hayatla ilgili büyük dersler aldım. Bazılarımızın için burası çileli bir kapı, mesleğimizle aramızdaki camdan sınır belki ama ben buraya her sabah neşeyle uyanarak enerji dolu bir şekilde geldim. Vizeler bütünlemeler yaz okulları derken bazen stresli bazen yorgun, uykusuz olsak da her zaman hatalarınızdan ders almayı, eğlenmeyi, coşmayı hatta bazen deli gibi kudurmayı untmayın arkadaşlar. Her ne kadar hayatımızı bu camdan sınıra bağlasak da ailenizin, arkadaşlarınızın sizi seven diğer herkesin sizi bu camdan sınırı geçseniz de geçemesenizde sizi siz olduğunuz için sevdiğini, size siz olduğunuz için değer verdiklerini unutmayıp hayata neşe ile bakmanız ve hayattan zevk almanız, yeni hayatlarınızda hayırlısı neyse onu yaşamanız dileğiyle hoşçakalın arkadaşlar."

Konuşmam bittikten sonra kampüste büyük bir alkış tufanı koptu; ne yalan söyleyeyim bu kadar alkış almayı beklemiyordum açıkçası. Şaşkınlığım ve heyecanım biraz yatıştıktan sora etrafı gözlerimle tarayıp Mert ve Serkan'ı aradım ikisi de bunca zamandır ortalıkta yoktu. Mert konuşmamı kesinlikle kaçırmayacağını çok merak ettiğini söylemişti oysa ki.

Endişelenerek telefonumu bulmak için kampüsün ortasına kurulan ışıltılı sahneden inerken tanımadığım birinin gülümseyerek kampüsün arka tarafındaki ağaçlardan birinin arkasından beni seytettiģini fark tettim ve merakıma yenilerek onun yanıma gittim.

"Konuşmam sizi etkiledi galiba." diyerek konuşma başlatmaya çalıştım çünkü beni tanıyor olabileceğini düşündüm. Adam beni fark edince önce şaşırdı sonra gülümseyerek

"Evet etkilendim, senin düşüncenin aksine benim ailem sevgilerini bana değil başkalarına göstermeyi seçti çünkü. Bu arada gerçekten çok iyi bir konuşmaydı. " Bu konuda yaralı olduğunu düşünerek canını sıkma mak adına konuyu değıştirmeye çalıştım

"Kimin için burdasınız? Öğrenci olmadığınıza eminim; öğrenci olmak için yaşanmışlıkları çok fazla biri gibisiniz de." dedim gülümseyerek

"Teşekkür ederim evet öğrenci değilim. Ben aslında buraya kız kardeşimin güzel üniversite anılarını, nasıl gülümsediğini, nelere kızdığını, neleri sevdiğini, neleri sevmediğini, aslında tam olarak onun neye benzediğini öğrenmeye geldim ve işe onun mezuniyetine katılarak başladım."

Söyledikleri beni çok şaşırttı. Bir insan kardeşini neden tanımaz ya da nasıl bu durumu bu kadar rahat bir şekilde hiç tanımadığı birine anlatabilir. Aslında kendi durumumu düşününce baya benziyormuşuz. Ben Şifa ile abimizle ilgili konuşmuyorum mesela ya da o bu konu hiç yokmuş gibi davranırken ben ona kızmak yerine onunla ve babamla buraya geliyorum. Garibim, garipsin, garibiz.

"Görüşmüyorsunuz sanırım." diye üzerime vazife olmayan bir soru sormuş bulundum Allah beni kahretmesin

Allahtan adam beni terslemeyip gülümseyerek cevap verdi

"Pek sayılmaz, onu görmeme izin yok." şaşırdıkça daha çok şaşırıyordum fakat bunun beni ilgilendirmediğini düşünerek yorum yapmadım

"Bu arada siz kimsiniz? Yani bu kadar sohbet ettik ama ben adınızı sormayı unuttum."

Gülümsemesini daha da genişleterek gamzelerini ortaya çıkardı ve "Haklısınız o kadar konuştuktan sonra bence de isimlerimizi birbirimize söylemeliyiz. Ben Hakan"

"Ben de Derin çok memnun oldum."

"Ben de."

Hakan'ın yanından ayrıldıktan sonra telefonumu bulmam gerektiğini hatırlayıp Selin'in yanına gittim.

"Selin ben tefonumu nereye koydum hatırlıyor musun?"

"Çantanda canım. Bir sorun mu var, neden arıyorsun telefonunu?"

"Mert ortada yok fark etmedin mi?"

Telefonumu sonunda elime aldığımda şok geçirdim. 195 cevapsız aramam vardı ve bunların çoğu Mert'in kız kardeşi Tuğçe'den di. Hemen onu aradım

"Tuğçe bir sorun mu var Mert neden burda değil ?" Hıçkırıklarının arasında zorlukla konuşabildi

"Derin Serkan Mert'i vurmuş hastaneye gidiyoruz biz şimdi." Kulaklarımın uğuldadığını başımın döndüğünü hissedince Selin'e bayılmak üzere olduğumu söylemek için sağıma döndüm fakat o beni fark etmedi.
Ben daha fazla dayanamayıp kendimi karanlığa bırakırken ayaklarımın havalandığını hissettim…

 

Bölüm : 26.08.2024 15:08 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...