
Hakan'ın ağzından
İyi ki neler döndüğünü merak edip Derin'in telefon konuşmasını dinlemişim. Tam düşecekken tuttum meleğimi. Ayrıca o Serkan gerizekalısıyla ne işi olduğunu Mert beye daha sonra sorucam ben!
Mert'in telefonunu takibe aldırmasaydım, o ambulansı da polisleri de oraya çağırmasaydım şimdiye ölü olurdu beyinsiz
Mert'in kaldırıldığı hastaneye geldiğimizde Derin'i hemen sedyeye alıp serum verdiler, ben de hemen Mert'in olduğu yoğun bakım ünitesine gidip uyanmasını bekledim.
Altı saat sonra uyanıp camdan beni gördüğünde odaya dalıp yakasına yapıştım
"Sen naptığını sanıyorsun Mert Serkan'la kavga etmek ne demek! Sana dikkat çekmemen gerektiğini söyledim. Baban şüphelenirse her şeyi öğrenir, seni babanın bataklığından asla kurtaramam! Yine seni pis işlerine alet ederse, polise yakalanırsan bu sefer hapse düşersin! İfadesiz bakmaya devam ederek yanıtladı beni
"Bana söylediklerini duysaydın sen de delirirdin, ben onunla sadece konuşacaktım; silahla karşıma dikilen o." Vay be Serkan bu aralar fazla cesur olmaya başladı, hele bir kim olduğumu açıklayayım ondan sonra görücem ben o cesareti.
"Silah mı çekti sana?"
"Evet, ben de o yüzden delirdim zaten. Bu arada Derin nerde? Neden yanıma gelmedi?"
"O da burada, vurulduğunu duyunca bayıldı, odaya aldılar ayılmadı daha birazdan yanına gidip kontrol edeceğim."
"İyi mi durumu nasıl?!"
"Hemen panik olma iyi birazdan uyanmış olur. Ben şimdilik gidiyorum sonra yine gelirim."
"Derin bilmiyor değil mi?"
"Abisi olduğumu mu, senin ve benim aramızdaki münasebeti mi?"
"İkisini de."
"İkisinide bilmiyor ve ben istemediğim sürece bilmeyecek Mert."
"Tamam ya tövbe söylemiycem, vuyma abiş" illa güldürüeceksin yani Mert.
"Allah'ın şebeği ya. Çabuk iyileş sana ihtiyacım var mavişim. "
"Bana şebek diyene bak, tamam abiş sen git Derin'e bak." Derin'e aşık olduğumu bilseydin aramız bu kadar iyi olur muydu acaba abiciğim
Derin'den
Başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor sanki. Etrafı süzdüğümde hastaneye geldiğimizi anladım. Mert nasıl oldu acaba?
Babam ve Şifa nerde? Bu soruların cevaplarını bulmam için kalkmam gerektiğini düşünüp biten serumu kolumdan çıkarıp hastane koridorunda ağır ağır yürümeye başladım.yoğun bakımın önünde Mert'i görünce korkum yeniden canlandı,ya ona bir şey olduysa, ya vücudunda kalıcı bir hasar olursa diye düşünürken Hakan'ın benim kaldığım odaya doğru gittiğini fark edip,
"Burdayım." dediğimde endişelenerek yüzümü ellerinin arasına aldı ve endişeli bir ses tonuyla,
"Sen niye ayağa kalktın doktor dinlenmen gerektiğini söyledi." dediğinde o anki yakınlığımızdan rahatsız olup geri çekilerek,
"Ben iyiyim Mert'i merak ettim."
"Uyandı, birazdan normal odaya alacaklar."
"Serkan neden onu bıçaklasın ki, hiçbir şey anlamıyorum."
"Sen bunları düşünme, odana git ve güzelce dinlen. " Hakan'ın neden bana bu kadar ilgili davrandığını bilmiyorum ama kendimi bir şekilde nedensizce ona yakın hissediyorum, bir yandan da bana karanlık gelen bir tarafı var ve bende bazen korkuyla karışık merak uyandırıyor...
Hakan'ın ağzından
Eğer babamla karşılaşırsak ne yaparım bilmiyorum. Aslında ben galiba Derin'in yanında fazla tepki verip yanlış bir şey söylemekten korkuyorum. Yıllarca kardeşimi ve babamı sadece babamın karısının merhameti sayesinde, onun gönderdiği mektuplardan tanıyabildim sadece. Babam görüşmemize izin vermezse, babamı geçtim Derin benimle görüşmek ister mi onu bile bilmiyorum. Keşke onun hayatına dürüstçe girebilmenin bir yolu olsaydı, keşke acaba benden nefret edecek mi diye düşünmeseydim. O'nun hayatına hiç girmemeliydim biliyorum ama ona her zamankinden daha çok ihtiyacım var.
"Hakan oğlum Derin nasıl?" ah Sedef Hanım siz de olmasaydınız ne yapardım ben
"Sedef Hanım siz ne zaman geldiniz! Merak etmeyin Derin çok iyi hatta Mert'i görmek için yataktan kalkıp odasına kadar geldi."diyerek onu sakinleştirmeye çalıştım
"Dayanamadım geldim işte, sen babanla ya da Derin'le konuştun mu?"
"Derin beni bir yabancı olarak biliyor Sedef Hanım. Babamla hiç konuşmadım çünkü kavga edeceğimizi çok iyi biliyorum."
"Nicolie nasıl peki, iyi mi civcivim." Bu kadın gerçekten çok iyi bir anne
"Halasını sorup duruyor."
"Ne kadar zamanımız kaldı Hakan?"
"En fazla 6 ay içinde nakil yapılmazsa ölebilir Sedef Hanım ve ben babamın aptalca kararları ve yalanları yüzden hem kızımı hem kardeşimi kaybetmek istemiyorum. Derin'in beni abisi olarak kabul edeceğinden bile şüpheliyim."
Derin'in ağzından
Annemin sesini duyunca meraklanmasın diye odadan çıkarken duyduklarımla kaşlarım çatıldı. Hakan ve annem bir şey konuşuyordu. Annemle Hakan nereden tanışıyor olabilirler ki diye düşünerek anneme soracakken duyduklarımla olduğum yere çivilediğimi hissettim. Ellerim titremeye başladığındaysa anneme dönüp
"Anne siz neden bahsediyorsunuz! Ne abisi, Nicolie kim!"
"Derin yemin ederiz anlatacaktık kızım. Bak bizi bir dinle ondan sonra karar ver ne olursun."
"Neyin kararını vereyim! Ben salak gibi abimin bulmak için Farasa'ya gitme hazırlıkları yaparken sizin, pardon abinmin hayatıma bir yabancı gibi girerek beni nasıl kandırdığının mı, yoksa her şeyden haberi olan sevgili annemin nasıl bir beceriyle hiç bir şeyden haberi yokmuş gibi beni uyuttuğunun mu kararını vereyim! "
"Abicim bak sana nasıl söleyeceğimi bilemedim, izini kaybettim aylarca seni aradım; annenin mektupları olmasa seni bulamayacaktım."
"Gizli gizli mektup yollamak yerine beni görmeye gelseydiniz ben size bir şekilde ulaşırdım Hakan Bey. Hadi diyelim babam görüşmemizi engelledi, çocuk muyum ben! Yirmi dört yaşındaki birini ne zaman isterseniz görürsünüz Hakan Bey benim babam mafya değil, merak etmeyin kendi oğlunu öldürmez!
"Öldürür! Sizin saçınızın bir teline zarar gelse dünyayı yakar ama beni öldürür! Babam diye bağrına basıp sana karşı olan bütün baskılarına, yanlışlarına rağmen affettiğin baban senin sandığın kadar masum biri değil!"
"Bana her şeyi anlatacaksınız babamı, Şifa'nın bu durumu bilip bilmediğini, Nicolie'nin kim olduğunu, her şeyi." o kadar Sinirliydim ki gözüm hiç bir şey görmüyordu. Nasıl gözümün içine baka baka bana yalan söyleyebildi inanamıyorum.
"Derin otur şuraya anlatıcam her şeyi söz abicim." koridora dizilmiş sandalyelerden birine oturup anlatmasını bekledim.
"Bak, annemle babam gençken aile zoruyla evlendirilmişler. Babam anemi hiç sevmemiş, ama annem babama aşık olduğu için boşanmamakta diretmiş. Babam annemi zorla da olsa boşadıktan sonra annem hamile olduğunu öğrenmiş babamın beni aldırmasını isteyeceğinden korkmuş, babama söylemeden gizlice büyütmüş beni. Ama babam bir şekilde bulmuş bizi ve bizi yurt dışına göndermiş çünkü o sırada annenle yeni evliymiş. Annemin ve benim varlığımızın evliliğini bozacağından korkmuş. Beni hiç sevmemiş zaten. Annemi de Türkiye'ye geri dönerse öldürmekle ve beni ondan almakla tehdit etmiş. Yıllarca bu yüzden gelemedim yanına. Babam sağolsun en azından eğitim masraflarımı karşıladı. Eğitimim bitene kadar bütün adamlarını başımıza dikti. Seni bir kez olsun arayamadım,
haber alamadım. Sora annen bir gün şüphelenip evdeki korumalardan birine para verip konuşturmuş. O günden sonra her ay düzenli olarak mektup göndermeye başladı."
"Neden şimdi geldin peki, ne değişti?"
"Babamın beni tehdit edebileceği bir şey kalmadı artık. Eğitimim de bitti ölümden de korkmuyorum."
"Her ne anlatırsan anlat bana yalan söylediğin gerçeğini değiştirmeyecek. Seni asla affetmeyeceğim. Şimdi soruma cevap ver, Şifa bu konu hakkında ne biliyor?"
"Şifa sadece annemin varlığından haberdardı.Benim varlığımı o da seninle birlikte öğrendi."
"Niye bu kızı salak yerine koydunuz. Hakkı yok mu bir abisi olduğunu öğrenmeye."
"Hasta olduğunu biliyorsun, ona bir şey olmasından korktum."
"Uygun bir dille anlatabilirdiniz. Bir daha karşıma çıkma yüzünü bile görmek istemiyorum. Hayatıma nasıl girdiysen öyle çık."
"Beni görme, duyma kabul. Ama yeğeninin sana ihtiyacı var." Her şeyi anladım da yeğeninin sana ihtiyacı var demesi çok ağır oldu. Bir de abimin düğününü mü kaçırdım yani
"Nasıl yani, bir de yeğenim mi var?"
"Evet ve hasta, sana her zamankinden daha çok ihtiyacım var; benim için değilse bile yeğenin için lütfen bana yardım et. Acilen ilik nakli yapılması gerek."
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
